• Sonuç bulunamadı

4.5. BeĢinci Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular

4.5.1. Hz Osman Devrinde YaĢananlar

Tablo 24.

Hz. Osman Dönemi Yaşanan Sorunların Analizi Sorunların Nedenleri 1931 1940 1942 1952 1954 1958 1961 1966 1967 1969 1977 Hz.Osman‟ın ilerlemiş yaşı ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ Devlet Yönetiminde kabiliyetli olmayışı ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ Emevi sülalesine

olan yanlı tutumu ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓ ✓

Mervan Bin Hakem‟in faaliyetleri - - - ✓ - - - ✓ Hz. Ömer dönemindeki adaletin sağlanamaması - ✓ ✓ - ✓ ✓ ✓ - - - ✓ Abdullah İbniSebe‟nin faaliyetleri - - - ✓ Mushafların toplanması - - - ✓

İslam tarihinde ilk defa karışıklıkların baş gösterdiği dönem olarak bilinen Hz. Osman dönemi ders kitaplarında Dört Halife ya da Hulefa-i Raşidin dönemi başlığıyla verilen konu içerisinde yer almıştır.

1931 yılında okutulan kitapta; “Emevi ailesinden Muhammed’in damadı Osman Halife

seçildi. Emeviler, nüfuzca en kuvvetli kabileydi. Fakat Mekke fethinden sonra Müslüman oldukları için Ebubekir bunların Müslümanlığını zayıf gördü. Onları önemli memuriyetlerden uzak bulundurdu. Osman’ın halife olması Emeviler’in iktidara gelmesi demekti.” İfadelerinden anlaşıldığı üzere yazara göre, yaşanan kargaşanın temelde kabile

mensubiyetleri ve çekişmesine dayandığı belirtilmiş, Hz. Ebubekir‟in Emevi sülalesinden olan kişilerin Müslümanlığını zayıf gördüğünü ve bu kişileri önemli makamlara getirmediğini ifade etmiştir. Hz. Muhammed dönemi anlatılırken İslam inancının insanlar arasında kardeşlik ve barışı getirdiği ve kabilecilik anlayışını yıktığı mesajı verilirmiş, burada kabilecilik anlayışının tekrar yaygınlaştığı ve yönetim hakkını etkilediği fikri anlatılmak istenmiştir.” Gerçekten 80 yaşında bir ihtiyar olan halim selim Osman”

ifadeleriyle yaşlılık ve yumuşak huyluluğu sebebiyle yönetime uygun olmayan bir kişi tasvir edilmiştir. “Osman bütün rütbe ve makamları, meziyet aramaksızın hep

mensuplarına verdi. Bu durum Emeviler ile Haşimiler boyunun arasında İslamiyet’ten evvel mevcut olan derin düşmanlığın uyanmasına sebep oldu” ifadeleriyle ortaya çıkan

kargaşaların temel sebebinin Hz. Osman‟ın yanlı tavrı olduğu öğrencilere aktarılmıştır.

“Her tarafta halk, Emevi valiler ile kumandanların zulmünden halife Osman’a şikâyetçi oldular. Osman bu şikâyetler üzerine hiçbir tedbir almıyordu.” Emevi yöneticilerin halka

zulmettiği fakat Hz. Osman‟ın tedbirsiz davranmasının iç karışıklıkların temel sebebi olduğu belirtilmiştir. “Nitekim birçok yerden halk adına toplanan heyetler Medine’ye

geldiler. Medine şehrinde büyük bir galeyan oldu. Osman’ın evi sarıldı ve onu hançerle öldürdüler.” İfadelerine yer verilerek yaşanan kaotik durum bu cümlelerle anlatılmıştır.

1940 yılında okutulan kitapta; “Ömer’den sonra Osman halife oldu. Osman Emevi ailesine

mensuptu ve Muhammed’in damadı idi. Emeviler Mekke’deki Kureyş kabilesinin nüfuzca en kuvvetli kabilesi idi. Osman 80 yaşında halim selim bir ihtiyardı. Fakat devlet idaresinde tarafgirlik yaparak bütün valiliklere, ordu komutanlıklarına hep Emevileri tayin ediyordu” ifadelerinde Hz. Osman ilerlemiş yaşı ve sakin mizacı itibariyle yöneticilik

vasfından uzak bir lider olarak tasvir edilmiştir. Ayrıca idarecileri tayin ederken tarafgir davranmakla itham edilmiştir. Bu durumun ilerde yaşanacak olan kargaşaların temel sebebi olduğu belirtilmiştir.

1942 yılında okutulan kitapta; “Beni Ümeyye ailesi, Osman’ı nüfuzü altına almış, onun

gevşekliğinden faydalanarak valilikleri ele geçirmişti” ifadeleriyle dönemde yaşanan

kargaşanın temel sebepleri; Hz. Osman‟ın zayıf idareciliği ve Emevi sülalesinin gücü kendi ellerinde toplamasından duyulan rahatsızlık olarak belirtilmiştir. Ayrıca halkın bu yöneticilerden memnun olmaması ve Haşimi-Emevi çekişmesinin birtakım kargaşalara sebep olmasından bahsedilmiş ve Hz. Osman‟ın bu kargaşalara karşı tedbir alamamasının karışıklıkları artırdığı, yaşanan olayların Hz. Osman‟ın katledilmesi hadisesine kadar ileri gittiği aktarılmıştır.

1952 yılında okutulan kitapta; Hz. Osman “Zayıf iradeli, sakin mizaçlı” ve “irade

yoksunu” olarak nitelendirilmiştir. Hz. Ömer döneminin başarılı idarecilerini görevden alıp

kendi akrabalarını ataması “akrabaları olan Emeviler’e fazla düşkündü” ifadeleriyle gerekçelendirilmiştir. Hükümet işlerinde kullanmak için kendisine kâtip olarak atadığı akrabası Mervan bin Hakem” değersiz ve ahlaksız bir adam olduğu için devlet işlerini bir

çıkmaza götürmüştü” ifadeleriyle anlatılmıştır. Yaşanan kargaşanın bir başka gerekçesi “Emevi ailesinin hırs ve tamahları, devleti istismar etmeleri halkı gücendirdi” ifadeleriyle

aktarılmıştır.“Kûfe, Basra ve Mısır’ın muhalif grupları Medine üzerine yürüyüp şehri işgal

ettiler. Asiler halifenin evini kuşatıp Hz. Osman’ı evinde şehit ettiler” ifadeleriyle

aktarılmıştır. Önceki kitaba oranla konunun detaylarına daha fazla yer verilmiştir. Yaşanan tartışmaların arka planı anlatılmaya çalışılmıştır.

1954 yılında okutulan kitapta; “Osman seksen yaşında yumuşak kalpli bir ihtiyardı.

Emeviler’in ileri gelenleri onun bu yumuşak huyluluğundan faydalandılar ve önemli memurlukları ele geçirdiler. Bu durum Emeviler ile Haşimiler arasındaki düşmanlığı yeniden canlandırdı. Anlaşmazlıklar artınca büyük bir ayaklanma oldu, Osman’ı evinde hançerle öldürdüler” İfadeleriyle yaşanan kargaşanın gerekçesi açıklanmıştır.

1958 yılında okutulan kitapta; Hz. Osman “çok iyi huylu, lüzumundan fazla yumuşak bir

ihtiyardı” ifadeleriyle tanıtılmıştır. Soy taraftarlığı güttüğü ve kendi ailesinden kişilere

makam vermesi sebebiyle İslam öncesinde mevcut olan Emevi-Haşimi çekişmesini yeniden meydana getirdiğinden bahsedilmiştir. Bunun sonucunda “içte anlaşmazlıklar baş

göstermiş bu sebeple büyük seferler durmuştur.” Ömer devrinin adaletine alışmış olan

halkın şikayet ve itirazları nihayet isyana dönüştü ve asiler Osman‟ı evinde hançerlemek suretiyle öldürdüler. İfadeleriyle anlatılmıştır.

1961 yılında okutulan kitapta; Hz. Osman hakkında “halim selim bir adamdı fakat

ihtiyarlamıştı” ifadelerine yer verilmiştir. İdareciler görevlendirirken akrabalarının etkisi

altında kaldığı bu sebeple valiliklere Emevi sülalesinden kişilerin getirildiğinden bahsedilmiştir. Emeviler‟in İslam‟ı geç kabul etmeleri ve Hz. Muhammed‟e zorluk çıkardıkları ifade edilmiştir. Bu sebeple Emevi ve Haşimi çekişmesinin yaşandığı, halkın Hz. Ömer devrinde huzurlu iken bu dönemde yöneticilerden memnuniyetsiz olmasından bahsedilmiştir. Yaşanan memnuniyetsizliklerin kısa sürede isyana dönüştüğü ve Hz. Osman‟ın bu duruma karşı tedbir alamadığı belirtilmiş, bu dönemde yaşanan hadiseler için

“bundan sonra Araplar birbirine düştüler” ifadesi kullanılmıştır.

1966 yılında okutulan kitapta; Hz. Osman‟ın ilerlemiş yaşında halife olmasından bahsedilerek başlanmıştır. “İdare görevini verdiği kişilerin kendi akrabaları olması gibi

Haşimileri kızdıracak işlere girişti” ifadelerine yer verilmiş görevlendirilen valilerin değersiz ve adil olmayan kimseler olduğu ve gittikleri yerdeki halka eziyet ve ağır vergi yükü getirdikleri ifade edilmiştir. Bu kargaşanın neticesinde Hz. Osman’ın öldürülmesi “

İslam dünyasının siyasal birliğinin bozulmaya başladığı dönem” olarak nitelendirilmiştir. 1969 Yılında okutulan kitapta; Hz. Osman‟ın devlet yönetiminde kendi akrabalarına görev vermesi kargaşanın fitilini ateşlemiştir. Emevi-Haşimi düşmanlığının yeniden başlamasıyla yaşanan kargaşa artmış ve isyana dönüşmüştür. Bu dönemde baş gösteren olaylar “İslam

dünyasına ikilik girmesine ve Müslüman kanı akmasına yol açtı.” Şeklinde ifade edilmiştir.

1977 yılında okutulan kitapta; bu döneme ait bilgiler “İslam halifeliğinde huzursuzluk”

başlığıyla verilmiştir. Yaşanan kargaşanın sebepleri olarak; Hz. Osman‟ın devlet yönetiminde kendi akrabalarına görev vermesi, Abdullah bin Sebe adında bir kişinin faaliyetleri, Hz. Ebubekir döneminde oluşturulan Mushaf‟ı düzenleyip 7 bölgeye dağıtması ve bunun dışındakileri imha ettirmesi, Hz. Ali‟nin hakkı olan hilafeti alması fikri gibi olaylar gösterilmiştir. Bu hadiseler onun aleyhinde bir propaganda olarak kullanıldı ve bu olay kısa sürede isyana dönüştü. Hz. Osman‟ın 656 yılında öldürülmesiyle İslam dünyasında ayrılıklar baş göstermeye başladı.

Sonuç olarak Hz. Osman dönemi tarih ders kitaplarında İslam tarihindeki kargaşanın ve ayrılıkların başladığı ilk dönem olarak aktarılmıştır.