• Sonuç bulunamadı

4.3. Üçüncü Alt Probleme ĠliĢkin Bulgular

4.3.7. Ġslam Medeniyeti

Tablo 21.

Yıllara Göre İslam Medeniyeti Konusu İçerik Analizi İslam Medeniyeti 1931 1940 1942 1952 1954 1958 1961 1966 1967 1969 1977 Devlet Yönetimi - ✓ ✓ ✓ - - ✓ - - ✓ - Ordu - ✓ ✓ ✓ - - ✓ - - ✓ - Maliye - ✓ ✓ ✓ - - ✓ - - ✓ - Ticaret - ✓ ✓ ✓ - - ✓ - - ✓ - Bilim - ✓ ✓ ✓ - - ✓ - - ✓ - Güzel Sanatlar - ✓ ✓ ✓ - - ✓ - - ✓ -

1940 yılına ait kitapta; “İslam Devrinde Medeniyet” başlığıyla verilen konuda “İslamiyet

devrinde ilim ve maarif çok ileri gitmiştir. Fakat bu devirde ilimle uğraşanların çoğu Arap değildi.” İfadeleriyle İslam medeniyetinin gelişmesinde Arapların ikinci planda olduğu

vurgulanmıştır. “İslam medeniyeti gelişmesini Türklere ve İranlılara borçludur.” Denilerek medeniyete asıl katkı yapanların bu iki millet olduğu vurgulanmıştır. Türklerin yüksek bir seviyeye ve eski bir medeniyete sahip oldukları gerekçesiyle asıl katkının Türklere ait olduğu vurgulanmıştır. İbni Sina, Farabi gibi büyük âlimlerin Türk olduğu vurgulanarak bu sav desteklenmiştir.

“Türk devletlerinin merkezleri aynı zamanda bir ilim ve medeniyet merkezi olmuştur.” İfadeleriyle Türk şehirlerine de atıf yapılmıştır. Samanoğulları devrinde Buhara‟nın Bağdat‟ı geride bıraktığı ifade edilmiştir. Yazarın İslam medeniyetinin yalnızca Arapların değil tüm İslam kavimlerinin ortak birikimi olan bir medeniyet olduğunu ve Türk medeniyetinin diğerlerine üstün olduğunu ispat çabası vardır.

İslam Medeniyetinin, Bağdat, Şam, Kurtuba, Kahire, Semerkand, Gazne gibi kurduğu önemli şehirlerle ticaretin önemli ölçüde geliştiği aktarılmıştır. “İslamlarda matematik,

felsefe, tebabet, eczacılık, cerrahlık çok ileri gitti” ifadeleriyle bilimdeki ilerleyişe

değinilmiştir. Mimarinin çok ileri gittiği İslam coğrafyasında çok süslü ve güzel Camiler, saraylar yapıldığı aktarılmıştır. Özellikle Türk mimarisinin kalitesinden ve Endülüs medeniyetinin mimarisinden bahsedilmiştir.

1942 yılına ait kitapta; “Müslüman Medeniyeti” başlığıyla verilen konuda, devlet reisliğinin Emeviler dönemine kadar seçimle belirlenirken, bu dönemden sonra saltanata dönüştüğü aktarılmıştır. Abbasiler devrinde Vezirlik makamının oluşmasından bahsedilmiş, askerlik, maliye, posta gibi işlere bakan bir divan olduğu belirtilmiştir. Hukuk alanında Kadıların görevli olduğu aktarılmıştır. Emeviler devrinde tüm Arapların asker olduğu, Abbasiler devrinde ise ordunun Türklerden oluşturulduğu bilgisi aktarılmıştır. İlmi sahada büyük ilerlemeler yaşandığı belirtilmiş, kitapta İslami ilimler ve dışardan gelen ilimler olarak ayrılmıştır. Abbasiler döneminde yunan felsefesine ait kitapların tercüme faaliyetlerinin yapılmasının önemi vurgulanmıştır. Farabi, İbni Sina, İbni Rüşt gibi âlimlerden bahsedilmiş, Müslümanların tarih yazıcılığını geliştirdiği belirtilmiştir. Sanayi, ticaret ve ziraat de Müslümanların çok ilerlediği, ticarete hanlar ve kervansaraylar kazandırdığı anlatılmıştır. Güzel sanatlarda ve özellikle mimaride Türklerin ve Endülüs medeniyetinin çok ilerde olduğundan bahsedilmiştir.

1952 yılına ait kitapta; İslam Medeniyeti başlığı ile verilen konuda, devlet kurumları alt başlığıyla halifelerin seçim sistemiyle geldikleri, Muaviye döneminde seçim usulünün kaldırılarak bir tür monarşiye döndüğü belirtilmiştir. Emeviler döneminde Şam‟da mühür, posta ve vergi işlerine bakan daireler kurulduğu aktarılmıştır.

Abbasiler döneminde vezirlik makamının oluşturulduğu, Kadıların adalet işlerine baktıkları belirtilmiştir. Bu dönemde devlet işlerine bakan bir divandan bahsedilmiştir. Abbasiler döneminde her milletten insanın orduda yer aldığı, Kûfe, Basra, Fustat gibi şehirlerin ordugâh olarak kullanıldığı aktarılmıştır.

Maliye başlığıyla, Hz. Ömer devrinde Beytülmal kurumunun oluşturulduğu, cizye, haraç ve öşür gibi vergiler toplandığı aktarılmıştır. Emeviler ‟de Abdülmelik devrinde altın, gümüş ve bakır para bastırıldığı ifade edilmiştir.

Kültür ve Medeniyet başlığında konu, din bilgileri ve pozitif bilgiler olarak ayrılarak anlatılmıştır. Oysa İslam medeniyeti için böyle bir ayrım söz konusu değildir. Batılı bir tasnif tarzı olan bu sistemin İslam medeniyetinin incelenmesinde kullanılması ahistorik bir yaklaşım olmuştur. Nitekim Müslümanların her iki noktada da çok ilerledikleri özellikle pozitif ilimlerde Abbasiler döneminde yapılan çeviri faaliyetlerinin çok etkili olduğu belirtilmiştir. İbni Haldun, İbni Sina, İbni Rüşt gibi önemli kişilerin Türk olduğu bilgisi de aktarılmıştır. Güzel sanatlar ve mimaride çok gelişim gösterildiği İslam coğrafyasının bu

eserlerle donatıldığı aktarılmıştır. Kubbe ve mozaiği Türklerin kazandırdığı ifade edilmiş, Endülüs sarayından övgüyle söz edilmiştir.

1954 yılına ait kitapta; bu kitapta İslam medeniyeti adında ayrıca bir konu başlığı bulunmamaktadır. Konular işlenirken, konu içinde anlatılan devlete ait kültür ve medeniyete dair bilgiler varsa bunlara kısaca değinilmiştir. Ayrıca “Türklerin İslam Uygarlığına Hizmetleri” başlığıyla verilen konuda yüzeysel olarak bunlara değinilmiştir. 1958 yılına ait kitapta; bu kitapta İslam medeniyeti adında ayrıca bir konu başlığı bulunmamaktadır. İşlenen konu içerisinde yüzeysel olarak değinilmiştir. “Türklerin Müslümanlığa Yaptığı Hizmetler” başlığıyla verilen bölümde İslam medeniyetine yaptığı katkılardan bahsedilmiş, İmam Buhari, Farabi, İbni Sina gibi Türk âlimlerin yaptığı katkılardan kısaca bahsedilmiştir.

1961 yılına ait kitapta; İslam Medeniyeti başlığı ile verilen bölümde devlet yönetiminin Emeviler devrinden itibaren saltanat usulüne döndüğü belirtilmiştir. Bu dönemde, uzak vilayetlerden haber alınması için posta teşkilatı kurulduğu belirtilmiştir. Mali teşkilat alanında beytülmal kurulmuş olduğu devlet gelirlerini, öşür, haraç, cizye ve gümrük vergilerinin oluşturduğu aktarılmıştır.

Ordu başlığında, ilk dönemde eli silah tutan her Arap‟ın asker olduğu, Abbasiler döneminde bu alanda özellikle Türklere görev verildiği aktarılmıştır. Düşünce hayatında ilerleme kaydedilmiş Abbasiler devrinde felsefe ve müspet ilimlerde önemli kişilerin yetiştiği belirtilmiştir. Güzel sanatlar alanında önemli gelişmelerin kaydedildiği özellikle mimari alanında Ömer Camii, Ezher Camii, İbni Tulun Camii, El Hamra Sarayı gibi eserler verildiği belirtilmiştir. Ziraat, sanayi ve ticarette büyük ilerleme gösterildiği aktarılmıştır. 1966 yılına ait kitapta; İslam medeniyeti adında ayrıca bir konu başlığı bulunmamaktadır. “Türkler‟in İslam Kültür ve Uygarlığındaki Rolleri” başlığıyla verilen bölümde yönetim, ordu, bilim ve güzel sanatlar alt başlıklarına yer verilmiştir. Bu alanlarda İslam medeniyetine yapılan büyük katkıların önemli bir bölümünün Türkler tarafından gerçekleştirildiği belirtilmiştir.

1967 yılına ait kitapta; Türklerin İslam Uygarlığındaki Rolleri başlığıyla verilen konuya yüzeysel olarak değinilmiş, Buhari, Biruni, İbni Sina gibi önemli isimlere değinilmiştir. 1969 yılına ait kitapta; İslam Kültür ve Uygarlığının Niteliği başlığıyla verilen konuda, devlet yönetimi alt başlığında hilafet kavramına değinilmiş, Emeviler devrinde yönetim

şeklinin saltanata döndüğü belirtilmiştir. Abbasiler döneminde baş vezirlik makamının ihdas edildiği tefviz ve tenfiz vezirinin bulunduğu belirtilmiştir. Divan teşkilatı, kadılık makamı ve hutbe okutulması da anlatılmıştır.

Askerlik ordu ve donanma başlığında, Cihat, şehitlik ve gazilik, süvari, ganimet gibi kavramlardan bahsedilmiştir. İslam‟da ilk donanmanın Emeviler döneminde oluşturulduğu anlatılmıştır. Fikir hayatı başlığında, Kur‟an ve bilim olarak ayrı başlıklar halinde bilgi verilmiş fıkıh, hadis, kelam gibi ilim sahalarından bahsedilmiştir. Tarih bahsinde Taberi, İbnül Esir, İbni Haldun gibi isimlerden, coğrafya alanında Mesudi ve Mukaddesi ‟den bahsedilmiştir. Tıp, kimya, matematik ve astronomi alanında önemli çalışmalar yapıldığı aktarılmıştır.

Ekonomik durum başlığında, ilk paranın 1. Velid devrinde bastırıldığı belirtilmiştir. Beytülmal denilen devlet hazinesine değinilmiş, devletin gelirleri öşür, haraç, cizye gibi vergilerden oluştuğu belirtilmiştir. Sanat bahsinde, Müslümanlarda dokumacılığın, dericiliğin, silah yapımının geliştiğini, Endülüs‟te kâğıt üretiminin yapıldığı belirtilmiştir. 1977 yılına ait kitapta; Türklerin İslam Uygarlığına Hizmetleri” başlığıyla verilen konuya yüzeysel olarak değinilmiş, Farabi, İbni Sina, Firdevsi gibi önemli isimlere değinilmiştir.