• Sonuç bulunamadı

4. KOBİLERDE FİNANSAL YAPI VE YÖNETİMİ

4.1. KOBİLERİN FİNANSMAN YAPISI

4.1.1. Finansman Alternatifleri

4.1.1.2. Orta Vadeli Finansman Kaynakları

4.1.1.2.1. Orta Süreli Krediler

Orta süreli finansman kaynaklarının başında kredi kuruluşlarından kullanılabilecek orta süreli krediler gelmektedir. KOBİ’lerin oldukça fazla kullandığı orta süreli krediler verimli kullanılabildiği sürece her zaman işletmelere fayda getiren bir tür olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kredi türü “sabit varlık alımı veya işletme sermayesinin süreklilik gösteren kısmının finansmanında kullanılır.Borçlanma amacına göre krediler teminatlı veya teminatsız olabilirler.Genelde kredilerin vadesi iki ile beş yıl arasında değişmektedir.

Rotatif krediler kısa vadeli açık kredi limitine benzer.Müşteri belli bir üst sınıra kadar kredi kullanabilir.Vade genelde beş yıl olup bu sürede müşteri limiti dahilinde kalmak şartı ile istediği gibi borçlanır , borcunu kapatarak tekrar borçlanabilir.

Uzun vadeli krediler ülkemizde yaygın kullanılmasa bile , batı da rotatif krediler , bankaların kredi portföyünde artan bir öneme sahiptirler.Büyük bankaların ticari ve endüstriyel kredilerinin önemli bir kısmı bu tür kredilerdir.Batılı ülkelerde bankalar bu krediyi kullandırmayı , sağlanan daha yüksek getiri yüzünden tercih etmektedirler.Fakat kısa vadelilerle karşılaştırıldığında bankaların daha uzun dönemde riske girmelerine yol açarlar.

Uzun vadeli krediler şirketler için daha çekicidir.Batılı ülkelerde bile firmalar, menkul kıymet tutarı ihracından daha çok uzun vadeli kredi kullanma diğer finansman alternatiflerine göre daha ucuz daha süratli ve daha kolay kullandırılması nedeniyle tercih ederler.Bankaların uzun vadeli kredi kullandırmaya yönelmesinin bir başka nedeni ise kısa süreli kredi pazarının menkul kıymet ihracıyla rekabet etmek için çok dar kar marjlarıyla çalışmasıdır.

Kredi kurumları başka bir bankanın açtığı krediye katılmak veya kendi açtıkları kredinin bir kısmına başka bankaları ortak etmek isterler.Bu tür katılımların temeli “orantılı” ( pro rata ) veya “son giren ilk çıkar” ( lifo ) olarak belirlenir. Orantılı katılımlarda , bankalar krediye belli bir alanda katılarak pozisyon alırlar. Son giren ilk

çıkar yönteminde ise katılan bankalar arasında birtakım öncelik farkları vardır. Krediye katılım sıralarına göre kredi kurumları sıralanır.

Büyük montanlı kredilerde bankalar birleşerek bir sendikasyon oluştururlar.Her sendikasyon anlaşması katılan tüm bankaları, katılım oranlarını ve sunulan teminatı açıkça gösterir.Her banka katılım oranında kredi anlaşması imzalar. Ayrıca bir başka anlaşma krediye öncülük eden bankayı yönetici banka ( managing bank ) ve diğer bankaları da katılan bankalar ( co-agent ) olarak tanımlar ve yönetici bankanın görev ve sorumluluklarını belirler.Bu kadar ayrıntılı evraklar hazırlanmasının nedeni tüm katılan bankaların borçlu ile yönetici banka aracılığı olmadan ilişkilerini yürütebilmesini sağlamaktır.Anlaşma, ayrıca katılan bankaların yönetici bankanın olası bir başarısızlığına karşı güvencede olmalarını sağlar.

Nakdi bir kredi türü olan orta süreli krediler borçlu cari hesap şeklinde çalışmaktadır. Türk ticaret bankacılığında yaygın bir kullanım alanı bulunmayan orta vadeli kredilere yönelme kalkınma planları döneminde başlamıştır.

Özellikle 1970 yılında çıkarılan Merkez Bankası yasası ile vadesine en çok 5 yıl kalan senetlerin reeskonta kabul edilmesi, kaynak açısından yeni olanaklar sağlamakla birlikte, maliyet ve verim sorunu bankalarda uzun süre çekimserliğe neden olmuştur. Ülke ekonomisinin kalkınmasında orta süreli kredilerin önemli işlevi olduğunun bilincinde olan karar organları , 1972 yılında yayınlanan iki Merkez Bankası bildirisi ile ticaret bankalarının toplam plasmanlarının % 10’ unu orta süreli yatırım ve işletme kredilerine ayırımını öngörmekteydi.Bununla birlikte , sözkonusu yükümlülüğü bankalar ancak 1974 yılında yerine getirebilmişlerdir.1976 yılında ise bu yükümlülüğün % 20’ ye çıkarıldığı görülmektedir.Böylece giderek gelişen sanayi sektörü karşısında bankalar daha duyarlı davranarak, orta süreli krediye kredi portföylerinde yer vermeye başlamışlardır.Faiz oranlarındaki düşme halinde bu tür kredilerin ticaret bankaları tarafından yoğunlaştırılabileceği de belirtilmelidir.

Yatırım , donatım ve işletme kredisi olmak üzere üç temel bölüme ayrılan orta süreli krediler ; turizm , gemi inşa tesisleri , gemi dış alımı , madencilik sanayi ve tarım alanlarında kullandırılmaktadır.

Orta süreli kredi sunulmasının temel koşulları ;  Projenin fon yaratacak nitelikte olması ,  Firmanın sermaye yapısına uygun olması ,

 Uzun süreli satış ve kar tahminlerinin yapılabilmesi ,

 Firmanın yeterli güvence sunabilmesi , şeklinde özetlenebilir.

Yatırım malı üreten sanayideki boş kapasiteyi gidermek , yatırımları hızlandırmak , fabrika , gemi , tezgah gibi yatırım malı üreten kuruluşlara sunulacak düşük faizli orta süreli krediler 1982 yılında düzenlemelere konu olmuştur.

Yatırımları finanse etmek ve çalışma sermayesini arttırmak amacıyla kullanılan orta vadeli kredilerin temel özellikleri de aşağıdaki gibi özetlenebilir.

 2 – 5 yıl vadeli olarak açılmaktadır ,

 Reeskontla kullanıldığında 2 yıllık ödemesiz dönem kabul edilebilir ,  Anapara genellikle 6 aylık ya da yıllık taksitlerle geri ödenmektedir ,  Orta vadeli krediler , net kar artı amortismanlarla geri ödenmektedir ,

 Firmanın kredi değerliliği belirlenirken , uzun vadede borç ödeme gücü , gelecek yıllarda yaratacağı kaynaklar ve karlılığın sürekliliğine özel önem verilir ,

 Orta süreli kredide riskin fazla olması sebebiyle genellikle ipotek teminatı gerekli görülmektedir ,

 Kredi süresi uzadıkça artan risk genellikle faiz oranının da artmasına neden olmaktadır ,

 Kredi limitinin belirlenmesinde firma durumundan ziyade projenin kredi değerliliği temel alınmaktadır ,

Orta süreli krediler vergi, resim, harç, istisnası, destekleme primi ve reeskont mutabakatı gibi özendirmelerden daha çok yararlanmaktadır.

Orta süreli kredilerin iş akışı, kısa süreli kredilere göre daha karmaşık ve zaman alıcıdır.Bu tür krediler, her şeyden önce bir yapılabilirlik etüdü (fizibilite raporuna) dayandırılmaktadır.

Kredilerin tamamı banka kaynağından karşılanabileceği gibi , bir bölümü de Merkez Bankası nın reeskont kaynağından karşılanabilmektedir.

Orta vadeli kredi proje bazında sunulduğu için kolay izlenebilir ve izleme döneminde firma ile iş bağlantıları kurulabilir. Reeskont olanağı banka kaynaklarının daha iyi kullanılmasına fırsat verir. Ayrıca proje dış satım garantili ise banka , komisyon gelirleri ve döviz girdisi sağlar.Bu üstünlüklerine karşılık uzun süreli nakit blokajı ve akıcılığın olmaması nedeniyle verimliliği düşük kalmaktadır.Öte yandan , incelemeler uzun zaman ve emek gerektirmektedir. Maliyetlerin yüksekliğine karşın, faiz gelirlerinin düşük olduğu da belirtilmelidir. Sabit faiz uygulamasının yürürlükte olduğu dönemlerde mevduata değişken faiz ödenmesi bankalarda önemli planlama güçlüklerine de yol açabilmektedir.

İşletmeler açısından orta süreli krediler, çoğu zaman kısa sürelilere göre önemli üstünlükler sağlar.Bunlar her şeyden önce uzun süreli yatırımları finanse edebilir , iki yıllık ödemesiz dönem uygulaması ise firmaların nakit yaratmaları için oldukça önemli bir fırsat olarak değerlendirilmelidir.Orta süreli krediler , maliyet yönünden de daha avantajlıdır.Ancak tüm üstünlüklerine karşın orta süreli kredinin bir tek sakıncası bulunmaktadır. Sözkonusu sakınca , orta süreli döviz kredilerinde artık kur garantisinin olmamasıdır.

Kredilerden sağlanacak faiz geliri vadeye göre değişmektedir.Bu tür kredilerden kısa süreli olanların yüksek devir hızı banka açısından önemli bir avantajdır. Ayrıca nakit karşılığı olanların TL ya da döviz mevduat olanağı sağlaması ve dış ticaret finansmanı için verilmesi durumunda bankaya komisyonlu işlemler getireceği de belirtilmelidir.

Kredinin, işletmelere sağladığı en önemli üstünlük ise , geçerli teminatı olan firmaların her an kredi kullanabilme olanağıdır.Özellikle gayri menkullerin bu yolla değerlendirilerek her türlü ticari faaliyet için verilmesi durumunda bu kullanım müşteriler için önemli bir fırsattır.

Orta süreli krediler makine ve ekipman ihracatını artırmanın aracı olarak da kullanılmaktadır. Özellikle ülkelerin Eximbankları aracılığı ile kullandırılan kredilerin uygulaması giderek artmıştır. Başlangıçta sanayileşmiş Batılı ülkelerden gelişmekte olan ülkelere makine ihracatında kullandırılan krediler günümüzde Uzakdoğu ülkeleri dahil birçok ülkede başarılı şekilde kullanılmaktadır.Alman Hermes , Fransız Coface ve İtalyan SACE en yaygın kullanılan kredi şekilleridir.”318 Bu kredi türünün ülkemizde de daha yaygın ve verimli şekilde kullanılabilmesi için finans kuruluşlarının daha etkin çalışmalar yapması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerin gelişme şartlarının genel anlamda KOBİ’lerden geçtiği bilinen ekonomik yapılardaki gibi Türkiye de de KOBİ’lere bu kredinin kullandırılabilmesi banka ve kredi kuruluşlarının başlıca amaçları arasında olmalıdır.