• Sonuç bulunamadı

Üniversitenin 63 öğretim elemanı ve 828 öğrencisi bulunmaktadır

2.3.1.4. Bitkisel Üretim

2.3.1.5.2. Organik Tarım

Organik Tarım, ekolojik sistemde hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi yeniden kurmaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içermekte olup, esas olarak sentetik kimyasal tarım ilaçları, hormonlar ve mineral gübrelerin kullanımını yasaklaması yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe, toprağın muhafazası, bitkinin direncini artırma, doğal düşmanlardan faydalanmayı tavsiye eden, üretimde sadece miktar artışının değil aynı zamanda ürün kalitesinin de yükselmesini amaçlayan alternatif bir üretim şeklidir.

Bitkisel üretimde; uygun yöntemlerle minimum toprak işleme, toprak verimliliğinin korunmasına ve artırılmasına yönelik çalışmalar, kimyasal gübre yerine organik gübre

59 kullanımı, dayanıklı, sağlıklı tohum ve bitki çeşitlerinin seçimi, uygun ekim-dikim yöntemi, bitki korumada ekolojik yöntem, girdi kullanımı ve hasat, depolama, işleme ve paketleme faaliyetlerinin ekolojik yöntemler içinde yürütülmesi olarak özetlenebilecek olan organik tarım, hayvansal üretimde ise, sağlıklı hayvan yetiştiriciliği, uygun ahır koşulları, organik yemlerden yararlanma ile damızlık ve ırk seçiminde ekolojik uygunluk olarak özetlenebilmektedir.

Ekolojik Tarım Avrupa’da 1910’larda uygulanmaya başlamış, kontrollü üretim 1930’lu yıllarda yaygınlaşmış ve 1970’li yıllarda ticari anlamda önem arz etmeye başlamıştır. Ekolojik Tarım uygulanan alanlar Avrupa ülkelerindeki tarım alanlarının %2-3’ü dolayındadır. Her yıl yaklaşık

%20-30’luk büyüme gösteren ekolojik tarım faaliyetlerinin önümüzdeki 10 yıl içinde dünyadaki ticaret hacminin 11 milyar USD’den 100 milyar USD’ye yükseleceği tahmin edilmektedir2.

Ülkemizde organik tarım uygulamaları 1984-1985 yıllarında başlamış, ilk uygulamalar Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden kuru incir ve kuru üzüm üzerinden Ege Bölgesinde gerçekleştirilmiştir. Daha sonra bu ürünlere kuru kayısı, fındık gibi ürünler de katılarak uygulama, farklı bölgelere yayılmıştır. Ekolojik Tarım hareketini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla, 1992 yılında Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) kurulmuştur. ETO’nun da katkılarıyla "Bitkisel ve Hayvansal Tarım Ürünlerinin Ekolojik Metotlarla Üretilmesine İlişkin Yönetmelik", Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından 18 Aralık 1994 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Ülkemizde üretilen ekolojik ürünler büyük ölçüde yurt dışı pazarlara gönderildiğinden, ekolojik ürün üretim miktarı ve çeşitliliği yurt dışından gelen talepler doğrultusunda şekillenmektedir. İhracat organizasyonunun gerekliliğinden dolayı üretimler organizasyon kuruluşları tarafından sözleşmeli olarak çiftçilere yaptırılmaktadır. Sözleşmeli tarım üreticilere fiyat ve satış garantisi getirerek avantaj sağlamaktadır. Yapılan sözleşmede taraflar üretim ile ilgili koşulları, fiyat ve varsa prim miktarını açıklayarak mahkemeye başvurma hakkı saklı olmak koşulu ili kanuni güvence altına alınmaktadır. Ekolojik üretimde belirli yasakların olması ve 2-3 yıllık bir geçiş sürecinden sonra ekolojik üretime geçilebilmesi, uzun dönem üretim planlamasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle yapılan araştırmaların

2 Mersin İli Potansiyel Yatırım Konuları Araştırması, 2014

60 yasal geçerliliğinin olması ve tarafların kurallara uyması ekolojik tarımın başarısı için çok önemli görülmektedir. Kontrol ve sertifikasyon, organik tarımın önemli basamaklarından biridir. İç ve dış piyasalarda bir ürünün organik olarak satılabilmesi için Organik Ürün Sertifikasına sahip olması gerekmektedir. Sertifika sistemi ürünlerin ekolojik standartlara göre üretildiğinin, işlendiğinin, paketlendiğinin garantisini vermektedir.3

TR83 Bölgesi, tarımsal yapısı ve üretim alışkanlıkları, ürün çeşitliliği, farklı agro-ekosistemlere sahip oluşu dikkate alındığında organik tarım ürünleri açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediği görülmektedir. Tüm bölgelerde olduğu gibi, TR83 Bölgesinde de işletmelerin küçük ve parçalı oluşu, üreticilerin gelir ve eğitim düzeylerinin düşük oluşu organik tarım uygulamalarında da önemli darboğazlar olarak ortaya çıkmaktadır. Organik tarım yapmanın önündeki önemli zorluklardan birisi de birbirine yakın bahçelerde üretim yapılması ve diğer bahçelerde kullanılan ilaçlamanın organik tarım yapılan bahçeleri de olumsuz etkilemesidir.

2013 yılı itibariyle TR83 Bölgesinde 5,909 hektar alanda 1,446 çiftçi organik tarım faaliyetiyle uğraşmakta olup toplam üretim miktarı 13,924 tondur. Bölge, Türkiye organik tarım alanlarının %0.8’ini, organik tarım üretiminin %0.9’unu ve organik tarımla uğraşan çiftçilerin

%2.4’unu oluşturmaktadır. 2013 yılı verilerine göre TR83 Bölgesi organik tarım faaliyeti yapılan düzey 2 bölgeleri bazında değerlendirildiğinde, üretim alanının büyüklüğü açısından 18’nci sırada yer alırken, organik tarımla uğraşan çiftçi sayısında 8’nci ve üretim miktarı açısından da 17’nci sırada yer almaktadır. Burada dikkat çeken başka bir husus ise çiftçi sayısında göreli olarak iyi durumda olan Bölge, üretim alanı ve üretim miktarında oldukça geride kalmaktadır. Bunda da üretim yapan işletmelerin çok küçük olmasının büyük etkisi bulunmaktadır. Bölge organik tarım üretiminin Türkiye genelinden aldığı pay, 2007-2012 döneminde sürekli olarak gerilerken, 2013 yılında yeniden artış kaydetmiştir. 2007-2013 döneminde bölgedeki organik tarım faaliyetinde bulunan çiftçilerin Türkiye genelindeki organik tarım çiftçileri içindeki payı oldukça dalgalı bir görünüm arz ederken, organik tarım için ayrılan alanın Türkiye içerisindeki payı %4.6’dan %0.8’e gerilemiştir.

3 Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş, İzmir İli Potansiyel Yatırım Konuları Araştırması, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü, 2012.

61

Üretim Alanı (hektar) 174,283 166,883 501,641 510,033 614,618 702,909 769,014 Üretim (ton) 568,128 530,224 983,715 1,343,737 1,659,543 1,750,127 1,620,466

Bölgede üretilen organik tarım ürünlerinin ve organik üretim yapılan tarım alanlarının %84’ü ile organik tarımla uğraşan çiftçilerin %78’i Samsun ilinde bulunmaktadır. Samsun meyve ve sebze üretiminde olduğu gibi organik tarımda da öncü konumdadır. Samsun, iller arası sıralamada çiftçi sayısı bakımından 12’nci, üretim alanı ve üretim miktarı bakımından 23’ncü sırada yer almaktadır. Organik tarım fındık, yumurta, beyaz et, süt gibi meyve ve sebze türleri başta olmak üzere birçok üründe sertifikalı olarak yapılmaktadır.

2.3.1.7. Hayvancılık

Hayvancılık sektörü, yeterli ve dengeli beslenme, milli gelire yaptığı katkı, sağladığı döviz ve döviz tasarrufu, kırsal nüfusun önemli bir kesimi için geçim kaynağı olması itibarıyla ülkemiz açısından çok önemli bir yere sahiptir. TR83 Bölgesi tarımsal faaliyetleri içinde hayvancılık,

62 bitkisel üretime kıyasla, daha az gelişmiştir. Nitekim 2013 yılı itibariyle Bölge, 5.4 milyar TL’lik bitkisel üretime karşılık, 2.8 milyar TL’lik canlı hayvanlar değeri ve 1 milyar TL’lik hayvansal ürünler üretim değerine sahiptir. İl toprakları içerisinde mera alanlarının azlığı ve tarım alanlarının bitkisel üretime elverişliliği çiftçi ailelerini genel olarak bitkisel üretime yönlendirmiştir. 2001 Genel Tarım Sayımı sonuçlarına göre Bölgede yer alan tarım işletmelerinin yüzde 78,6’sı bitkisel ve hayvansal üretimi birlikte yapmaktadır. Sadece bitkisel üretim yapan işletmelerin oranı %20 iken sadece hayvancılık faaliyetinde bulanan işletmelerin oranı ise yalnızca %1.4’tür. Hayvancılık faaliyetleri genel olarak hayvansal ürünler üretimi, hayvan varlığı ve su ürünleri üretimi olarak üç bölümde incelenecektir.