• Sonuç bulunamadı

Oniki YaĢını Tamamlayıp OnbeĢ YaĢını TamamlamamıĢ Çocuklar

4. ÇOCUK SUÇLULUĞU KAVRAMI VE NEDENLERĠ

1.2. TÜRK CEZA HUKUKUNDA ÇOCUKLARIN CEZAĠ

1.2.3. Oniki YaĢını Tamamlayıp OnbeĢ YaĢını TamamlamamıĢ Çocuklar

oniki yaĢını doldurmuĢ olup da onbeĢ yaĢını doldurmamıĢ olanların işlediği fiilin

hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.” denilmektedir.

Bu düzenlemeye göre suç tarihi itibarıyla 12 yaĢını tamamlamıĢ olup da 15 yaĢını tamamlamamıĢ olan çocukların iĢlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılaması

119 https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/cocugun-cezai-ehliyeti-ve-yas-kucuklugu-ceza-indirimi-

ve davranıĢlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince geliĢip geliĢmediği yönünden bir ayrım yapılmaktadır. Bu yaĢ grubundakilerden iĢlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama davranıĢlarını yönlendirme yeteneği geliĢmemiĢse, bunların cezai sorumlulukları yoktur. Bu kiĢiler hakkından Çocuk Koruma Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır. Ancak bu yaĢ grubundaki çocukların iĢlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama davranıĢlarını yönlendirme yeteneği geliĢmiĢse cezai sorumlulukları söz konusu olacaktır. Bu durumda ceza yukarıda yasa hükmünde belirtildiği Ģekilde indirilerek verilir.120

Buna göre, yasa koyucu suç tarihi itibarıyla 12 yaĢını doldurmamıĢ olan çocukların cezai sorumluluklarının bulunmadığını herhangi bir inceleme yapılmasına ve rapor aldırılmasına gerek duymaksızın mutlak Ģekilde kabul etmesine rağmen; suç tarihi itibarıyla 12-15 yaĢ grubunda bulunan çocukların cezai sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti için inceleme yapılmasını ve rapor aldırılmasını zorunlu kılmıĢ ve bu yaĢ grubunda bulunan çocuğun cezai sorumluluğunun bulunup bulunmadığını takdir ve değerlendirme yetkisini münhasıran mahkemeye bırakmıĢtır.

Bu durumun sonucu gereği de doğal olarak, 12 yaĢını doldurmamıĢ çocuklar hakkında kamu davası açılması mümkün olmamasına rağmen, 12-15 yaĢ grubunda bulunup cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığı mahkeme tarafından henüz takdir edilmemiĢ çocuklar hakkında soruĢturma neticesinde cezalandırılması istemli olarak iddianame düzenlenerek kamu davası açılabilecektir.

ġu halde yapılan soruĢturma neticesinde iddianame düzenlenmesi için yeterli suç Ģüphesinin varlığına rağmen, suç tarihi itibarıyla 12-15 yaĢ grubunda bulunan SSÇ hakkında, Cumhuriyet savcısınca, yapılan inceleme ve alınan rapora istinaden cezai sorumluluğunun bulunmadığından bahisle kovuĢturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi mümkün değildir. Bu durumda Cumhuriyet savcısınca yapılacak iĢ, CMK‟nın 170 inci maddesinin 1 ve 2 nci fıkraları uyarınca iddianame düzenleyerek kamu davası açmaktan ibarettir. Zira 12-15 yaĢ grubundaki SSÇ‟nin cezai

120

sorumluluğunun bulunup bulunmadığına iliĢkin değerlendirme yapma ve takdir yetkisi münhasıran mahkemeye aittir.121122

Yukarıda da ifade edildiği üzere, suç tarihi itibarıyla 12-15 yaĢ grubunda bulunan çocuklar hakkında cezai ehliyetinin bulunup bulunmadığına dair inceleme yaptırılması ve rapor alınması zorunlu olup, bu kapsamda, uzmanınca yapılacak inceleme neticesinde çocuğun dıĢ dünyasının tespitine yönelik sosyal inceleme

raporu ile adlî tıp uzmanınca yapılacak muayene ve iĢlemler neticesinde ise çocuğun

iç dünyasına yönelik adlî rapor olmak üzere iki adet rapor düzenlenecektir.

Sosyal inceleme yaptırılmasına iliĢkin düzenlemelere hem 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun (ÇKK) 33-35; hem de Çocuk Koruma Kanunun Uygulanmasına ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‟in (ÇKK Yön.) 17-22 maddelerinde yer verilmiĢtir.

5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun “Sosyal inceleme” baĢlıklı 35 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, “Bu Kanun kapsamındaki suça sürüklenen

çocuklar ile ilgili mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılıklarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulur.”

Yine anılan maddenin üçüncü fıkrasına göre ise; “Mahkeme veya çocuk hâkimi

tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması halinde, gerekçesi kararda gösterilir.”

121

Çocuk Koruma Kanunun Uygulanmasına ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik m. 20/3; “Fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuklar ile onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir yetkisi münhasıran mahkemeye aittir.”

122

Y4CD, 25.01.2018 tarih ve 2017/20440 Esas, 2018/1629 Karar, http://www.kazanci.com sitesinden, EriĢim Tarihi: 05.02.2019.

Görüldüğü üzere ÇKK‟da yer alan düzenlemede çocuklar bakımından yaĢ grubuna iliĢkin bir ayrım yapılmaksızın sosyal inceleme yaptırılarak rapor aldırılması gerektiği düzenlenmiĢ ve sosyal inceleme yaptırılmaması halinde gerekçesinin kararda gösterilmesi gerektiği belirtilmiĢ, ancak yaĢ grubu ayrımı esas alınarak inceleme yaptırılma zorunluluğuna iliĢkin bir düzenlemeye yer verilmemiĢtir.

Buna karĢılık, Çocuk Koruma Kanunun Uygulanmasına ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‟in 20 inci maddesinin ikinci fıkrasında123

yer alan düzenleme ve Yargıtay‟ın yerleĢik uygulamaları124 gereği 12-15 yaĢ grubunda olup suç Ģüphesi altında bulunan çocuklarla ilgili olarak sosyal inceleme yaptırılması ve rapor alınmasın zorunlu iken; 15-18 yaĢ grubunda bulunan çocuklarla ilgili olarak ise böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak bu durumda sosyal inceleme yaptırılmamasının gerekçesinin kararda gösterilmesi gerekir. (ÇKK m.35/3).125

Sosyal incelemeyi yapan uzman bilirkiĢi, çocuğun içinde bulunduğu aile ortamı, sosyal çevre koĢulları, gördüğü eğitim, fiziksel ve ruhsal geliĢimi hakkında bir rapor düzenler. Hâkim, bu yaĢ grubuna giren çocuğun kusur yeteneğinin bulunup bulunmadığını tespit ederken, bilirkiĢinin hazırlamıĢ olduğu raporda yer verilen gözlem, tespit ve değerlendirmeleri göz önünde bulundurur (ÇKK Yön. m. 20/3)

Bu yaĢ grubunda yer alıp suç Ģüphesi altında bulunan çocuğun cezai sorumluluğunun bulunup bulunmadığının takdirinde göz önünde bulundurulmak üzere aldırılması gereken bir diğer zorunlu rapor ise “adlî rapor”dur. Bu rapora iliĢkin ÇKK‟da bir düzenleme bulunmamakta olup, düzenlemeye Çocuk Koruma Kanunun Uygulanmasına ĠliĢkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‟te126

yer verilmiĢtir.

123

“(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını bitirmiş onbeş yaşını doldurmamış bulunan çocuklar ile onbeş yaşını doldurmuş ancak onsekiz yaşını doldurmamış sağır ve dilsizlerin işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından sosyal inceleme yaptırılması zorunludur.”

124

Y16CD 17/06/2015 tarih ve 2015/1404 – 1868 E.K., Y4CD, 25.01.2018 tarih ve 2017/20440 Esas, 2018/1629 Karar, http://www.kazanci.com sitesinden, EriĢim Tarihi: 05.02.2019.

125

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarihli ve 2016/6-986 E., 2018/554 K.

126

“(4) İkinci ve üçüncü fıkralardaki hallerde, hâkim veya mahkeme, sosyal inceleme raporu ile birlikte çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin ve bu fiille ilgili

Tüm bu açıklamalardan da anlaĢılacağı üzere, sosyal inceleme raporu suça sürüklenen çocuğun dıĢ dünyasının tespitine yönelik bir incelemeyi ifade etmekte iken; adlî rapor ise, çocuğun iç dünyasının tespitine yönelik bir incelemeyi ifade etmekte ve her iki rapor da mahkemece çocuğun cezai sorumluluğunun bulunup bulunmadığının takdirinde göz önünde bulundurulacaktır.

Netice olarak, uzman kiĢilere hazırlattırılacak bu raporlar da esas alınarak mahkeme tarafından, çocuğun cezaî sorumluluğunun olup olmadığının tespiti yapılır. Çocuğun yaĢı, bedensel ve ruhsal geliĢim düzeyi, yaĢadığı sosyal çevre, aile, mahalle, okul yaĢamı, ekonomik koĢulları, eğitim düzeyi ve aldığı eğitimin niteliği değerlendirilmelidir. Çocuğun algılama ve davranıĢlarını yönlendirme yeteneği genel olarak değil, yüklenen suç yönünden tespit edilmelidir.127

Nitekim Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 25.01.2018 tarih ve 2017/20440 Esas, 2018/1629 Karar sayılı kararında bu husus Ģöyle ifade edilmiĢtir; “…Kayden

13/10/2000 doğumlu olan ve suç tarihi itibariyle 12-15 yaş grubu aralığında bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan yargılamada, sosyal inceleme yaptırılmasının zorunlu olduğu, işlediği fiillerin hukukî anlam ve sonuçlarını

algılama yeteneğinin ve bu fiillerle ilgili olarak davranışlarını

yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir yetkisinin münhasıran mahkemeye ait olduğu, bu yaş grubuna giren çocuğun kusur yeteneğinin olup olmadığı takdir edilirken, sosyal inceleme raporunda yer verilen gözlem, tespit ve değerlendirmelerin göz önünde bulundurulacağı, mahkemenin, sosyal inceleme raporu ile birlikte çocuğun işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin belirlenebilmesi amacıyla adlî tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunluluk hâlinde uzman hekimden görüş alacağı şeklindeki düzenlemelere aykırı davranılmış,… belirtilen aykırılıklar sebebiyle anılan raporun yöntemince alındığı kabul edilemeyeceği için TCK'nın 31/2. maddesi kapsamında suça sürüklenen çocuğun işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını

olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin belirlenebilmesi amacıyla adlî tıp uzmanı, psikiyatrist ya da zorunluluk hâlinde uzman hekimden görüş alır.”

127 BAKICI, Sedat, “5237 Sayılı Yasa Kapsamında Ceza Hukuk Genel Hükümler”, Adalet Yayınevi,

algılayıp algılayamadığının veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğinin, mahallinde yeniden belirlenmesi lüzumu karşısında; sonucuna göre mahkemesince değerlendirilmesi gerekmektedir…128

Son olarak, 5237 sayılı TCK.nın “Sağır ve dilsizlik” baĢlıklı 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan, TCK.nın fiili iĢlediği sırada oniki yaĢını doldurmuĢ olup da onbeĢ yaĢını doldurmamıĢ olanlara iliĢkin hükümleri, onbeĢ yaĢını doldurmuĢ olup da onsekiz yaĢını doldurmamıĢ olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanacağına dair düzenleme karĢısında, suç tarihi itibarıyla 15-18 yaĢ grubunda bulunan sağır ve dilsiz çocuklar hakkında, 12-15 yaĢ grubunda bulunan çocuklara iliĢkin hükümlerin uygulanacağını da ifade etmek gerekir.

1.2.4. OnbeĢ YaĢını Tamamlayıp Onsekiz YaĢını TamamlamamıĢ Çocuklar