• Sonuç bulunamadı

Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi

2. SORUġTURMA EVRESĠ

2.6. SORUġTURMA EVRESĠNĠ SONA ERDĠREN HALLER

2.6.4. Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi

Bilindiği üzere, Ceza Hukukumuzda üç çeĢit erteleme müessesesi bulunmaktadır. Bunlar, yargılama faaliyetinin aĢamalarına göre, soruĢturma aĢamasındaki, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesinde düzenlenen ve Cumhuriyet savcısının yetkisinde bulunan kamu davasının

açılmasının ertelenmesi ve kovuĢturma/yargılama aĢamasındaki, aynı Kanunun 231

inci maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması (hükmün

287 Y4CD, E. 2018/7671, K. 2018/21205, K.T. 06.12.2018, www.kazancı.com, sitesinden EriĢim

Tarihi: 03.03.2019. Aynı Yönde Karar Ġçin Bakınız: “Suça sürüklenen çocuk ...'in üzerine atılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2. maddesinde düzenlenen basit yaralama suçunun, 5271 sayılı Kanun'un 253. maddesinin, gerek 6763 sayılı Kanun'un 34. maddesiyle yapılan değişiklik öncesindeki haline, gerekse de söz konusu değişiklik sonrası haline göre, uzlaşma kapsamında bulunduğu, 6763 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin ise geçerli olduğu ve bu sebeple uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı, somut olayda suça sürüklenen çocuk hakkında basit yaralama suçundan yapılan soruşturma sırasında müşteki ...'nun kanuni temsilcisine usulüne uygun yapılan uzlaşma teklifini kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı, sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA” (Y3CD, E. 2018/7417, K. 2018/17884, K.T. 21.11.2018, www.kazancı.com sitesinden, EriĢim Tarihi: 03.03.2019)

açıklanmasının ertelenmesi, kısaca HAGB) ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 51 inci maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi müesseseleridir.288

Kamu davasının açılmasının ertelenmesi 19.12.2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 22 inci maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun kapsamına girmiĢtir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu‟nun 171 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre; “253 üncü maddenin ondokuzuncu fıkrası hükümleri saklı kalmak

üzere, Cumhuriyet savcısı, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olup, üst sınırı bir yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı, yeterli şüphenin varlığına rağmen, kamu davasının açılmasının beş yıl süreyle ertelenmesine karar verebilir. Suçtan zarar gören, bu karara 173 üncü madde hükümlerine göre itiraz edebilir.”

Yasa hükmünün lafzından anlaĢılacağı üzere kamu davasının açılmasının ertelenmesi konusunda Cumhuriyet savcısının takdir yetkisi mevcuttur.

Yine 5217 sayılı Kanunun 171 inci maddesinin üçüncü fıkrasında erteleme kararının verilebilmesi için gerekli Ģartlar Ģu Ģekilde belirtilmiĢtir: “Kamu davasının

açılmasının ertelenmesine karar verilebilmesi için, uzlaşmaya ilişkin hükümler saklı kalmak üzere; a) Şüphelinin daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezası ile mahkûm olmamış bulunması, b) Yapılan soruşturmanın, kamu davası açılmasının ertelenmesi halinde şüphelinin suç işlemekten çekineceği kanaatini vermesi, c) Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması, d) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekir.”

Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca adlî geçmiĢi, Ģahsi hali, iĢlediği iddia olunan suçun önemi nazara alınan Ģüphelinin öngörülen bir takım

288

TCK m. 51‟de düzenlenen ve bir maddi ceza hukuku müessesesi olan cezanın ertelenmesi müessesesi çalıĢma konumuzun kapsamında yer almamaktadır. HAGB müessesine ise ileride değinilecektir (bknz syf 184).

yükümlülükleri yerine getirmesi Ģartıyla hakkında kamu davasının açılmasından vazgeçilmekte, erteleme süresi iyi hal ile geçirildiğinde “kovuşturmaya yer olmadığı

karar” verilmektedir. Yasal Ģartların bulunmaması ya da erteleme süresi içerisinde

belirlenen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde ise, iddianame tanzim edilerek, kamu davası açılmaktadır. Buradaki temel gaye nispeten daha az önem arz eden bir takım suçlardan mütevellit Ģahsın sanık statüsüne girmesini önlemek, bununla birlikte yargı mercilerinin iĢ yükünü azaltmaktır.289

Suça sürüklenen çocuklar bakımından kamu davasının ertelenmesi süresi yetiĢkinlerle farklılık arz etmektedir. 19.12.2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 39 uncu maddesi ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunun 19 uncu maddesi Ģu Ģekilde değiĢtirilmiĢtir: “Çocuğa

yüklenen suçtan dolayı Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından erteleme süresi üç yıldır.”

“Kamu davası açma mecburiyeti ilkesinin290

istisnası olan maslahata

uygunluk ilkesinin291 bir yansıması olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumunun uygulanması için maslahata uygunluk ilkesinin özünü teĢkil eden kamu yararının, somut olaydaki varlığının aranması doğaldır. Ancak maslahata uygunluk ilkesi uyarınca somut olayda bulunması gereken kamu yararı ölçütünün varlığının

289 ġARE, Ersin, “Türk Hukuk Sisteminde Kabul Edilen Erteleme Kurumları Üzerine İnceleme”, TBB

Dergisi 2014 (111), s. 167.

290

“Kovuşturma mecburiyeti ilkesi, dava açmak için gerekli koşulların oluşması halinde, Cumhuriyet savcısının bir iddianame düzenleyerek yetkili ve görevli mahkemede söz konusu uyuşmalığın çözümünü istemesidir” (ÖZEN, Mustafa, “Kamu Davası Açma Konusunda Benimsenen İlkeler, Cumhuriyet Savcısının Takdir Yetkisi ve İddianamenin İadesi”, Ankara Barosu Dergisi, Yıl: 67, Sayı: 3, 2009, s. 19), “Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, bu fiilleri takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını, bunun neticesinde, ceza veya emniyet tedbiri gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması yani şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını, nihayet açılan kamu davasının, muhakeme sonuçlanıncaya kadar savcılıkça yürütülmesini ifade eden ilkeye “kovuşturma mecburiyeti ilkesi” denir.” (UĞUR, Hüsamettin, “Ceza Muhakemesinde Kovuşturma Mecburiyeti İlkesinden Maslahata Uygunluk İlkesine”, TBB Dergisi, Sayı 73, 2007, s. 257).

291

“Maslahata uygunluk ilkesi olarak da adlandırılan kamu davasını açmada takdir yetkisi, Cumhuriyet savcısının, araştırma sonucu dava açmak için yeterli şüpheye ulaşsa bile, kamu davası açılmamasının açılmasına göre failin daha lehine sonuç doğuracağı kanaatine ulaşması durumunda, dava açmama yetkisini ifade etmektedir.” (ÖZEN, Mustafa, a.g.m., s. 20).

yanı sıra; CMK m.171/3-(c) vasıtasıyla, “Kamu davası açılmasının ertelenmesinin, Ģüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olması” Ģart koĢulmuĢtur. Böylelikle; erteleme kararı verilebilmesi için kamu yararının varlığının aranması gereğine, erteleme kararının toplum açısından daha yararlı olması gerektiği belirtilerek iĢaret edilmekte, bununla beraber, kamu yararının yanı sıra Ģüpheli yararının da göz önünde bulundurulması öngörülmektedir. Bu anlamda CMK m.171/3-(c) hükmünü, maslahata uygunluk ilkesinin bir tezahürü olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kurumunun uygulanabilmesi için gerekli olan kamu yararı unsurunu somutlaĢtıran bir hüküm olarak ifade etmek mümkündür.”292

Bu kapsamda suça sürüklenen çocukların yargılanmasında maslahata

uygunluk ilkesinin benimsenmesi ve BMÇHDS‟nin 40 ıncı maddesinin üçüncü

fıkrasında belirtildiği üzere “çocukların mümkün olduğunca adlî mekanizmanın içine

sokulmadan yargılamanın hitama erdirilmesi gereği suça sürüklenen çocuklarımızın

üstün yararı göz önüne alınarak kamu davasının ertelenmesi müessesesine daha çok baĢvurulması çocuğun ıslah edilerek topluma kazandırılması açısından büyük bir önem arz etmektedir.