• Sonuç bulunamadı

BirleĢtirme Kararı Verilen Davalarda Görevli Mahkeme

3. KOVUġTURMA EVRESĠ

3.2. GÖREVLĠ VE YETKĠLĠ MAHKEME

3.2.3. BirleĢtirme Kararı Verilen Davalarda Görevli Mahkeme

Çocuklar hakkında yapılan yargılamada ÇKK‟ya göre çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemeleri görevlidir. Ancak çocuklarla yetiĢkinlerin birlikte suç iĢlemesi halinde görev bakımından ayrı bir düzenleme öngörülmüĢtür. Buna göre, çocukların yetiĢkinlerle birlikte suç iĢlemesi hâlinde, soruĢturma ve kovuĢturma ayrı yürütülür (ÇKK m.17/1). Dolayısıyla çocuklarla yetiĢkinlerin birlikte suç iĢlemesi halinde kural, çocukların çocuk mahkemeleri ve çocuk ağır ceza mahkemelerinde yargılanması, yetiĢkinlerin ise genel mahkemelerde yargılanmasıdır.

KovuĢturmanın ayrı yürütüldüğü durumlarda, çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir (ÇKK m.17/2).

Çocuklarla yetiĢkinlerin birlikte suç iĢlemesi halinde yargılamanın birlikte yapılması gerekebilir. Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aĢamasında, mahkemelerin uygun bulması Ģartıyla birleĢtirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleĢtirilen davalar genel mahkemelerde görülür (ÇKK m.17/3).

Nitekim bu düzenlemenin “ÇKK‟nın 17. maddesinin “küçüklerin kendileri için

özel kurulan mahkemelerde yargılanması kadar doğru ve tabii bir şey olmadığı, ancak küçük ve yetişkin sanıkların iştirak halinde suç işlemeleri halinde yargılamaların hangi mahkeme olursa olsun tek bir mahkemede, tek bir hâkim önünde yapılmasının, adaletin tecellisi açısından en doğru sonuç olduğu, bununla birlikte davaların birleştirilmesi tamamen hâkimlerin takdirine bırakıldığından birleştirme tekliflerinin genel mahkemelerce büyük oranda geri çevrildiği, aynı suç nedeniyle yargılama yapan iki mahkemeden farklı kararlar çıkabildiği ve bu durumun kamu vicdanını rahatsız ettiği, adalete gölge düşürdüğü, yine çocuk mahkemesi lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir kuralının da hâkimin sadece vicdanına ve kanaatine göre hüküm verebileceği ilkesiyle çeliştiği, bir hâkimin hüküm vermesinin bir başka hâkimin vereceği hükme bağlı kalmasının bu ilkeyi

zedeleyeceği” gerekçesiyle Anayasa'nın 10, 37 ve 138 inci maddelerine aykırılığı

iddiasıyla iptali talep edilmiĢtir. Anayasa Mahkemesi 28.01.2010 tarih ve 2008/25 Esas, 2010/20 Karar sayılı kararında Ģu gerekçelerle iptali istenen kuralı Anayasaya aykırı görmemiĢtir; “…İtiraz konusu kuralın üçüncü fıkrasındaki düzenleme ile,

birlikte işlenen suçlara ilişkin birleştirme kararı verilerek, sanıkların aynı ceza mahkemesinde yargılanmalarıyla adaletin daha iyi gerçekleşmesi ve aynı konuda farklı kararların ortaya çıkmasına engel olunması amaçlanmaktadır. Bağlantı sebebiyle işlenen suçun niteliğinden ve mahkemelerin uygun bulmasına bağlı olarak davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi nedeniyle, çocuk yetişkinle birlikte, olaydan sonra kurulmuş olağanüstü bir mahkemede değil olaydan önce kurulmuş genel mahkemede yargılanmaktadır. Kural, belirli bir suçun işlenmesinden sonra bu suça ilişkin davayı görecek yargı yerini belirlemediğinden doğal yargıç ilkesine aykırı görülmemiştir…

Kuralın ikinci fıkrasına göre, çocuk mahkemesindeki hâkimin gerekli gördüğü takdirde genel mahkemedeki davanın sonucunu beklemesi, Anayasa'nın 138. maddesinde açıklanan vicdanî kanaatlerine göre karar verecek hâkime emir ve talimat verilmesi, tavsiye ve telkinde bulunulması şeklinde anlaşılamaz. Burada hâkim bir uyuşmazlıkla ilgili karar verirken, çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirleri uygulamak suretiyle gerekli görürse yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonuna kadar bekletmekte ve bağlantı nedeniyle başka bir mahkemenin kararına dayanmaktadır. Bununla birlikte çocuk hakkında yargılamayı yapan mahkemenin her olayı değerlendirerek bekletici mesele sayma ya da saymama takdirindedir. Kaldı ki genel mahkemedeki davanın sonucu, çocuk mahkemesi için bağlayıcı da değildir…”307

307

BirleĢtirilen davaların genel mahkemelerde görüldüğü hallerde genel mahkeme davaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakmamalıdır.308

Görüldüğü üzere davaların birlikte görülmesi zaruri ise, birleĢtirme kararı verilebilecektir. Kanun birleĢtirme kararı verilebilmesi için iki Ģart aramaktadır. Ġlk olarak, davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu olması gerekmektedir. Bu zorunluluğun bulunup bulunmadığını mahkemeler takdir edecektir. Ġkinci olarak da, birleĢtirme kararını mahkemelerin uygun bulması gerekmektedir. Burada yalnızca çocuk hakkında yargılamayı yapan mahkemenin yahut da yalnızca genel mahkemenin uygun bulması yeterli olmayıp iki mahkemenin de aynı anda birleĢtirme kararını uygun bulması gerekmektedir. Aksi halde yani yalnızca çocuk hakkında yargılama yapan mahkemenin veya genel mahkemenin birleĢtirme kararı verebilmesi mümkün değildir.

Yine birleĢtirme kararı konusunda bir süreden söz edilmemiĢ, yargılamanın her aĢamasında karar verilebileceği ifade edilmiĢtir.309

BirleĢtirme konusunda izlenecek usul ise Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına ĠliĢkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik‟te310

belirtilmiĢtir. Buna göre;

308 “…5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun 17/3. maddesinde birleştirme kararı verilen davaların

genel mahkemelerde görülmesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında davaya çocuk mahkemesi sıfatıyla bakılması, isabetsizdir...” Y 3 CD., E. 2017/9988., K. 2018/5277., T. 26.3.2018; “…5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 17. maddesinin 3. fıkrası gereğince, "Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi halinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür." düzenlemesi karşısında, suça sürüklenen çocuk A. hakkında açılan davanın, yaşı büyük sanık M. A. hakkında açılan kamu davasıyla birleştirilmesi üzerinde yargılamaya genel mahkemede devam edilmesi gerektiği gözetilmeden, kararın verildiği son duruşma zaptına ve gerekçeli karar başlığına "Çocuk Mahkemesi Sıfatıyla" yargılama yapıldığının yazılması ... bozmayı gerektirmiş...” Y3CD, E. 2014/34127, K. 2015/8809, K.T. 10.3.2015.

309 Ceza Muhakemesi Kanununda da kovuĢturma evresinin her aĢamasında, bağlantılı ceza davalarının

birleĢtirilmesine veya ayrılmasına yüksek görevli mahkemece karar verilebileceği düzenlenmiĢtir (CMK m.10/1).

“Birleştirme kararı verilmesinin genel mahkemeler tarafından istenildiği hâllerde; çocuk hakkında davayı yürüten mahkeme davaların birleştirilmesini uygun bulursa genel mahkeme iki davanın birleştirilmesine dair ara kararı vererek, bunu çocuk hakkındaki davayı görmekte bulunan mahkemeye bildirir. Bunun üzerine çocuk mahkemesi de birleştirme kararı vererek dosyasını esastan kapatır ve genel mahkemeye gönderir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.” (Yönetmelik m.7/3-a).

“Birleştirme kararı verilmesinin çocuk hakkında davayı yürüten mahkeme tarafından istenildiği hâllerde; genel mahkeme davaların birleştirilmesini uygun bulursa iki davanın birleştirilmesine dair ara kararı vererek, bunu çocuk hakkındaki davayı görmekte bulunan mahkemeye bildirir. Bunun üzerine çocuk mahkemesi de birleştirme kararı vererek dosyasını esastan kapatır ve genel mahkemeye gönderir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.” (Yön. m.7/3-b).

Çocuk hakkındaki davayı yürüten mahkeme ya da genel mahkeme diğerinden birleĢtirmeye muvafakat edilip edilmediğini soracaktır. Muvafakat verilmediği durumda birleĢtirme artık mümkün değildir.

Konuyla ilgili Yargıtay kararları incelendiğinde, uygulamada çocuk hakkında yargılamayı yapan mahkemece genel mahkemeden birleĢtirmeye muvafakat edip etmediğinin sorulduğu, muvafakat edilmemesine rağmen çocuk hakkında yargılama yapan mahkemece ortaya çıkan olumsuz birleĢtirme uyuĢmazlığının çözümü talep edildiğinde merci tarafından birleĢtirme talebinin kabul edildiği durumlarda, muvafakat Ģartı gerçekleĢmediğinden birleĢtirme kararına iliĢkin merci tarafından verilen birleĢtirme talebinin reddi yerine kabulüne dair kararın Yargıtay tarafından bozulduğu görülmektedir.

“…Dosya kapsamına göre, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 16/07/2007 tarih ve 2001/10002 Esas, 2007/10828 Karar, 20/01/2010 tarih ve 2009/42568 Esas, 2010/602 Karar sayılı ilâmları ile Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 14/02/2008 tarih ve 2008/1309 Esas, 2008/919 Karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun “Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi

hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür." şeklindeki 17/3. maddesi karşısında somut olayda İstanbul 62. Asliye Ceza Mahkemesince birleştirmeye muvafakat edilmediği gözetilmeden, birleştirme talebinin kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden...”311

Ġkinci olarak da, çocuk hakkında yargılamayı yapan mahkemenin genel mahkemeden birleĢtirmeye muvafakat edip etmediğinin sorulduğu, muvafakat edilmemesine rağmen çocuk hakkında yargılama yapan mahkemece verilen birleĢtirme kararına genel mahkeme tarafından yapılan itirazın reddedildiği ve sonuç olarak da muvafakat Ģartı gerçekleĢmediğinden birleĢtirme kararına iliĢkin merci tarafından verilen itirazın kabulü yerine reddine dair kararın Yargıtay tarafından bozulduğu görülmektedir.

“…Dosya kapsamına göre, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 17. maddesinde yer alan, "(1) Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturma ayrı yürütülür. (2) Bu hâlde de çocuklar hakkında gerekli tedbirler uygulanmakla beraber, mahkeme lüzum gördüğü takdirde çocuk hakkındaki yargılamayı genel mahkemedeki davanın sonucuna kadar bekletebilir. (3) Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi hâlinde, genel mahkemelerde, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür." hükmü ve Çocuk Mahkemesi'nin 20/02/2015 tarihli ve 2015/79 esas sayılı müzekkeresi ile yaptığı dosyaların birleştirilmesine muvafakat verilmesi talebine, Kahramanmaraş Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 23/02/2015 tarihli ve 2015/59 Sayılı müzekkereyle birleştirmeye onay verilmemesi ve bu haliyle mahkemelerin uygun bulması şartının gerçekleşmediği olayda birleştirme kararı verilemeyeceği

311 Y5CD, E. 2016/11193, K. 2017/101, K.T. 11.1.2017, Aynı yönde bknz. Y5CD, E. 2015/10061, K.

gözetilmeden, birleştirme kararına karşı yapılan itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde; isabet görülmediğinden...”312