• Sonuç bulunamadı

Oniki YaĢını TamamlamamıĢ Olan Çocuklar

4. ÇOCUK SUÇLULUĞU KAVRAMI VE NEDENLERĠ

1.2. TÜRK CEZA HUKUKUNDA ÇOCUKLARIN CEZAĠ

1.2.2. Oniki YaĢını TamamlamamıĢ Olan Çocuklar

115 Bu hususun hukukumuzdaki geliĢimi için bknz: “765 sayılı TCK‟nın yürürlükte olduğu dönemde

yaş küçüklüğü 53 ve 54. maddelerdeki düzenleme gereği; 0-11, 11-15 ve 15-18 olmak üzere üç döneme ayrılmıştır. 765 sayılı Yasa‟da 18 yaşından küçükler, çocuk olarak kabul görmüştür. 1982 yılında yürürlüğe giren 2253 sayılı Çocuk Mahkemeleri Kanunu‟nda ise yaş küçüklüğü 0-11 ve 11- 15 yaş grupları olmak üzere iki döneme ayrılmış ve 15-18 arası yaş küçüklüğü dönemine ilişkin olarak herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Böylece 2253 sayılı ÇMK gereği 15 yaşından küçükler çocuk olarak kabul edilmiştir. 30.07.2003 tarih ve 4963 sayılı yasa ile 2253 sayılı ÇMK‟nın 6. maddesinde çocuk mahkemelerinde yargılanma yaşı olarak belirlenen 15 yaş, 18 yaş olarak değiştirilmiştir. Ancak küçüğü 15 yaşını bitirmemiş kişi olarak tanımlayan 2253 sayılı yasanın 41. maddesinde değişiklik yapılmadığından ve 2253 sayılı Yasa‟nın diğer maddelerinde “küçük” deyimi kullanıldığından, 2253 sayılı yasanın diğer maddelerinde öngörülen usul kurallarının 15 yaşını doldurmuş ve fakat 18 yaşını doldurmamış çocuklara uygulanıp uygulanamayacağı sorunu gündeme gelmiştir.” Bu sorun da, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin “15-18 yaş grubuna dâhil olan kişilerin yargılamasının da 2253 sayılı Yasa‟da belirtilen usullere göre yapılacağına ilişkin” kararıyla aşılmıştır. 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK‟da ceza sorumluluğu için asgari yaş sınırı yükseltilerek 11‟den 12‟ye çıkartılmıştır. 5326 sayılı Kabahatler Kanunu‟nda 15 yaşından küçüklerin sorumluluğu kabul edilmemiştir. 5237 sayılı TCK yaş küçüklüğünü 0-12, 12-15 ve 15-18 olmak üzere üç döneme ayırmıştır. 2253 sayılı ÇMK‟nın 5237 sayılı TCK ile çelişki oluşturmaması için 04.11.2004 tarihinde kabul edilen 5252 sayılı yasa ile 5237 sayılı TCK‟nın yürürlük tarihi olan 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 2253 sayılı ÇMK‟ da 11 olan cezai sorumsuzluk yaşı 12 olarak değiştirilmiştir. 2253 sayılı ÇMK‟yı mülga eden 5395 sayılı ÇKK‟da ise yaş küçüklüğü dönemlerine ilişkin düzenlemeye yer verilmemiştir.” Bknz: KÖKSAL, Murat, “Suça Sürüklenen Çocukların Cezai Sorumlulukları ve Bu Çocuklara Özgü Suç Soruşturması”, Yüksek Lisans Tezi, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014, s. 55-56.

Oniki yaĢından küçük çocukların kusur yeteneğinin olmadığı ve mutlak sorumsuz kabul edildiklerinin kabulü kanuni bir faraziyedir. Her ne kadar bu yaĢtaki çocuklar olgun bir insan gibi iĢlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilir ve davranıĢlarını yönlendirme yetenekleri de yeterince geliĢmiĢ olsa bile bunların ceza sorumluluklarının olmadığı kanun koyucu tarafından kabul edilmiĢtir.116

Bu bakımdan suç tarihi itibarıyla oniki yaĢını tamamlamıĢ olduğu hususunda ihtilaf bulunmayan çocuklar bakımından cezai sorumluluğunun olup olmadığının belirlenmesine yönelik inceleme yapılmasına ve rapor alınmasına gerek yoktur.

Belirtilen nedenlerle, yasa koyucu tarafından yaĢları itibarıyla mutlak surette kusur yeteneğinden yoksun olduğu kabul edilen oniki yaĢını tamamlamamıĢ çocukların iĢlemeleri halinde, haklarında ceza davası açılması mümkün değildir.

Buna karĢın, bu yaĢ grubundaki çocukların cezai sorumlulukları bulunmadığından haklarında kamu davası açılması mümkün değil ise de, haklarında “çocuklara özgü güvenlik tedbirleri” uygulanabilecektir (TCK m.31/1).

5237 sayılı Kanunun 31 inci maddesinin birinci fıkrasında bu husus Ģu Ģekilde ifade edilmiĢtir: “Fiili işlediği sırada oniki yaĢını doldurmamıĢ olan çocukların ceza

sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.”

Yasa hükmünün gerekçesi Ģu Ģekildedir: “Kişinin, fiziksel gelişimine paralel

olarak, toplumun değer yargılarını, bunların anlam ve içeriğini algılama yeteneği gelişmektedir. Yine bu gelişim sürecinde algılama yeteneğinin yanı sıra, ayrıca top- lumdaki ölçü davranış kurallarının gerekleri doğrultusunda hareketlerini yönlendirebilme (irade) yeteneği de gelişmektedir.

Suç oluşturan fiili işlediği sırada henüz oniki yaĢını bitirmemiĢ olan

çocukların ceza sorumluluğu bulunmamaktadır. Fiili işlediği sırada henüz oniki

116ULU, Ayhan, Türk Ceza Hukukunda Yaş Küçüklüğü, MÜSBE, Yüksek Lisans Tezi, Ġstanbul 2002, https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp sitesinden EriĢim Tarihi: 02.02.2019, s. 42.

yaşını bitirmemiş olması, çocuk açısından kusurluluğu mutlak surette ortadan kaldıran bir neden olarak kabul edilmiştir.

İzlenen suç ve ceza politikasının gereği olarak, bu gruba giren yaş küçüklerinin ceza sorumluluğunun olmadığı normatif olarak kabul edilmiştir. Çünkü bu çocuklar

hakkında ceza yaptırımının uygulanması, cezanın özel önleme ve yeniden topluma kazandırma iĢlevi bakımından tamamen ters etki gösterecektir. Hatta bu çocuklarla

ilgili olarak ceza kovuşturmasına ilişkin işlemlerin yapılması, psikolojik gelişimleri üzerinde olumsuz etkiler meydana getirebilmektedir. Bu nedenle, suç yoluna sürüklenmiş olan bu çocuklarla ilgili olarak, sadece koruyucu ve eğitici nitelikte olan güvenlik tedbirlerine başvurulabilir.117

Nitekim bu husus Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 29.9.1994 tarih ve 1994/8254 Esas, 1994/9667 Karar sayılı ilâmında; “…Sanık K., 1.8.1983 doğumlu olup suç

tarihi itibariyle on bir yaşından küçük olduğu cihetle, TCK‟nın 53. maddesinin 1. fıkrası, 2253 sayılı Kanunun 11. maddesi hükümleri uyarınca hakkında kovuşturma (takibat) yapılamayacağı ve dolayısıyla kamu davası da açılamayacağı gibi, görünüşü itibarıyla ve alınan heyet raporu içeriğine göre on dört yaşında olduğu saptanan sanığın yasal geçerliliği olmayan bu dava içinde CMUK.nun 255. maddesine göre yaşının düzeltilmesi olanağı bulunmadığı da nazara alınarak Cumhuriyet savcılığınca müstakil yaş düzeltme davası açılması ve sonucuna göre kamu davası ikamesi hususunun takdirine imkan verilmek üzere CMUK.nun 253. maddesinin 4. fıkrası uyarınca muhakemenin durmasına karar verilmesi gerekirken işi esastan halleder biçiminde ceza tertibine yer olmadığı şeklinde karar ittihazı…”118

Ģeklinde ifade edilmiĢtir.

Bu kapsamda suç Ģüphesi altında bulunan çocuğun suç tarihi itibarıyla nüfus kayıtlarına göre oniki yaĢını tamamlamıĢ görünmesine rağmen, mahkemece yapılan gözlem veya taraflarca makul bulgu ve emarelerle ileri sürülmesi üzerine çocuğun gerçek yaĢı konusunda tereddüt oluĢması halinde, çocuğun gerçek yaĢının Adli Tıp

117 ceza-bb.adalet.gov.tr/mevzuat/maddegerekce.doc, URL adresinden, EriĢim Tarihi: 02.02.2019. 118 Y2CD, E. 1994/8254, K. 1994/9667, K.T. 29.9.1994, https://www.hukuki.net/Ġctihat/Yargitay

Kurumu tarafından tespit edilmesi gerekmektedir. SoruĢturma safhasında çocuğun gerçek yaĢının nüfus kayıtları hilafına oniki yaĢının altında olduğunun tespiti halinde, çocuk ile ilgili olarak kovuĢturmaya yer olmadığına dair karar verilmelidir. Tereddüt kovuĢturma safhasında ortaya çıkması halinde ise, çocuğun oniki yaĢından küçük olduğu tespit edilirse, mahkeme tarafında yaĢ küçüklüğü sebebiyle “suça sürüklenen

çocuğun kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığına” karar

vermelidir.119

Son olarak, 5237 sayılı TCK.nın “Sağır ve dilsizlik” baĢlıklı 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan, TCK.nın fiili iĢlediği sırada oniki yaĢını doldurmamıĢ olan çocuklara iliĢkin hükümleri, onbeĢ yaĢını doldurmamıĢ olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanacağına dair düzenleme karĢısında, suç tarihi itibariyle onbeĢ yaĢını doldurmamıĢ olan sağır ve dilsiz çocukların da kusur yeteneklerinin bulunmadığını ve mutlak sorumsuz olduklarını ifade etmek gerekir.

1.2.3. Oniki YaĢını Tamamlayıp OnbeĢ YaĢını TamamlamamıĢ Çocuklar