• Sonuç bulunamadı

C. AraĢtırma Konusu ile Ġlgili ÇalıĢmalar

1.5. MeĢrep Kuralları

2.1.3. Nevruz MeĢrebi

Nevruz; Uygur Türkleri arasında eski yıla veda edip yeni yılı karĢılamak, yeni yılın ve baharın bolluk ve bereket getirmesini dilemek amacıyla yapılmaktadır. Uygur Türklerince “noruz”, “novruz” olarak telaffuz edilen (Ġnayet, 2004: 423) “nevruz” kelimesi, Farsça olup “yeni gün” anlamına gelmektedir ve 21 Mart günü tabiat bayramı olarak kutlanmaktadır. Nevruz yeni mahsul döneminin, doğanın yeniden canlanmasının ve baharın geliĢinin simgesidir (Davut ve Abliz, 2015: 33-34). Nevruz günü insanlar birbirlerini ziyaret edip yeni yılını kutlarlar, yetimlere öksüzlere yardımda bulunulur; her yaĢ grubunun temsilcileri nevruz-nameler söyler, “nevruz eĢarp”, “nevruz beğ”, “nevruz geldi” gibi oyunlar icra edilir, at seylisi (gezinti, Ģenlik), kök (bağ) seylisi, kabir seylisi gibi geziler düzenlenir; önemli kiĢilerin mezarları ziyaret edilir ki bu “nevruz duası” olarak adlandırılır, dargın olanlar

52 barıĢtırılır, nevruz iĢ baĢlangıcı olarak değerlendirildiğinden ırmak, göl, köprü, geçit ve kaynaklar onarılır, yeni yılda yapılacak olan iĢler planlanır, ihtiyacı olan kiĢilere maddi yardımda bulunulur (Ġnayet, 2004: 423).

Nevruz günü meĢrep düzenlemek, Uygur kültür tarihinin en eski geleneklerinden biridir ve çeĢitli bölgelerde farklı adlarla kutlanmaktadır. Örneğin bu meĢrep Kumul bölgesinde “bahar meĢrebi”, Dolanlarda “sargaydi (sarardı) meĢrebi” olarak adlandırılmaktadır (Davut ve Abliz, 2015: 33-34). Nevruz Bayramı‟nda meĢrebin icrası bağlamında aĢağıda bu iki meĢrep ele alınmıĢtır.

2.1.3.1. Bahar MeĢrebi

KiĢ kétip bahar keldi, KıĢ gidip bahar geldi, Tün kétip nahar keldi. Gece gidip gündüz geldi.

El-xalayiq bextige, Elin halkın bahtına,

Noruz atlik yar keldi15 Nevruz adlı yar geldi. (Davut ve Muhpul, 2011a: 52)

15

Bu dörtlük bahar meĢrebinin nazımı mahiyetinde olup tamamı Ģu Ģekildedir:

KiĢ kétip bahar keldi, KıĢ gidip bahar geldi,

Tün kétip nahar keldi. Gece gidip gündüz geldi.

El-xalayiq bextige, Elin halkın bahtına,

Noruz mubarek Ģad keldi. Nevruz mübarek Ģâd geldi.

Yil béĢi Noruz küni, YılbaĢı Nevruz günü,

Qarliġaç turna cüp kélur. Kırlangıç turna çift gelir,

Gül-giyahlar éçilip, Gül çiçekler açılıp,

Yurtqa Ģadliq ep kélur. Yurda hep sevinç gelir.

Yétip keldi bu noruz, Geldi eriĢti bu Nevruz,

Eçip ġunçe bizlerge. Açıp gonca bizlere.

Bügün keldi bu noruz, Bugün geldi bu Nevruz,

Ġunçe güldek éçilip. Gonca gül gibi açılıp.

BéĢimizġa altundek, BaĢımıza altın gibi,

Nur-aptaplar çéçilip. Nur afitâplar saçılıp.

Noruz keldi mubarek, Nevruz geldi mübarek,

Okuydiken tabarek. Okuyalım Tebârek (Tebareke suresi)

XuĢ keldiñiz ey noruz, HoĢgeldiniz ey Nevruz,

Sizni qilay ziyaret. Sizi ziyaret edelim.

Noruz keldi tolġinip, Nevruz geldi doğarak,

Giyahlarġa çulġinip. Güller kaplayıp,

Giyahlar mu éçildi, Güller mi açıldı

Yapraqlarġa bulġinip Yapraklara bulanıp

(Davut ve Abliz, 2015: 34-35).

53 Bahar meĢrebi, her yıl 21 Martta nevruz gününde yani tabiatın kıĢ uykusunda uyanıp ağaçların çiçek açtığı ve kuĢların ötmeye baĢladığı günde yapılır. Kök meĢrebinde baĢlayan tören bugüne kadar sürer. Bu meĢrepte yeni yılın geliĢi kutlanır (Davut ve Muhpul, 2011a: 52). Ayrıca Uygur Türkleri arasında kuzular doğduğu için bu aya “koza” (kuzu) ayı da denilmektedir. Bugün, bahar meĢrebi yapılacak alandaki suyun baĢına gidilerek dua edilip dilek dilenir ve bir kök suya atılır. Bu uygulama kökün bahara eriĢtiğinin müjdecisidir (Davamet, 2009: 787). Nevruz gülü; baĢparmaktan biraz büyük olup kadifeye benzer, sarı renktedir ve nevruzdan itibaren altı ay kadar çiçek açar. Kumul kadınları, baharın geliĢinin simgesi olarak bir altın gibi bu gülü nevruz günü kulaklarına takarlar (Davut ve Muhpul, 2011a: 53). Üstlerine gösteriĢli çapanlar, çapanın içine düğmeli gömlek, kırmızı ve yeĢil tonlarında iç giyim-Ģalvar (iĢtan) ve çeĢitli desenlerle iĢlenmiĢ çoraplar giyerler. Kızlar saçlarını örüp çeĢitli gül desenleriyle iĢlenmiĢ doppalar (takke, baĢlık) takarlar. Erkekler beyaz gömlek ve üzerine çapan giyip bellerine kırmızı, mavi ve siyah tonlarda kuĢak bağlar, çarık veya çizme giyerler (Celil, 2010: 43). Yine bu günün simgesi mahiyetinde “nevruz aĢı” yapılmaktadır. Bu aĢ, buğdaydan yapılır. Yıkanıp öğütülerek temiz ve sıcak bir yerde kurutulan buğday, daha sonra soğuk suda yıkanır ve tekrar kurutulur. Tanesi ile filizi ayrıĢtırılır. Tanesinden “yarma” yapılır. Elde edilen yarma, koyun yağı ile kazanda kavrulup su eklenerek kaynatılır, yarma suyunu çekince daha önceden su ile yumuĢatılmıĢ tahıllar da eklenir. Kaynayınca nevruz aĢı hazırlanmıĢ olur. (Davut ve Muhpul, 2011a: 53). Nevruz aĢının bir diğer özelliği “çavat nanının” (ince pide) üstünde servis ediliyor olmasıdır (Davut ve Abliz, 2015: 35). Nevruz aĢı hazır olunca meĢrep ehli meydanda bir daire oluĢturacak Ģekilde statü gözetmeksizin sofraya oturur. Dairenin bir kenarında nevruz aĢının servis edilebilmesi için “kapı” boĢluğu bırakılır. Bu kapıdan nevruz aĢı servis edilip yenildikten sonra herkes hazırladığı yemekleri getirip ortaya koyar. Yemeğin ardından yeni yılda yağmurun ve mahsulün bol olması için dua edilir (Hebibulla, 2000: 355).

MeĢrep günü “Kök Hanım”, meĢrep meydanına getirilir. Aksakal kökün kapağını kaldırıp kökü budar ve suya bırakır. MeĢrep beyi kök meĢrebinin bitip bahar meĢrebinin baĢladığını duyurur ve meĢrep meydanında bayram havası hâsıl olur. Bu ritüele “kökni köklemge uzitiĢ” adı verilir (Davut ve Muhpul, 2011a: 57).

54 Nevruz günü, çocuklar leylek uçurma, dal ve çubuktan atlama, koĢmaca, deve oyunu, çamur yoluĢ, yağlık taĢlaĢ (mendil bırakma), hay hay ölen gibi oyunlar oynar. Erkekler zurna yapıp çalar, kızlar saçlarına çala yapıp takar ve bahar kızı olurlar. Baharın geliĢini, yağmurun yağıĢını ve tabiatın canlanmasını temsil eden “yağlık taĢlaĢ (mendil bırakma)” oyunu oynanır. Bu oyunda kullanılan beyaz mendil bulutların simgesidir. “Hay hay ölen” oyununda, iki erkek el ele tutup bir tahterevalliyi kaldırır. Nevruz gülünden taç yapmıĢ bir kızı tahterevalliye oturturlar ve hay hay ölen Ģarkısını söyleyerek tahterevalliyi sallarlar. Bu oyun baharın geliĢinin simgesi olup tahterevallide oturan kız baharın elçisidir. (Davut ve Muhpul, 2011a: 54-56; Davut ve Abliz, 2015: 35).

Kumul bölgesindeki geleneksel usullerden biri “çak (çark) ussulü” olup “orda (saray) ussulü” olarak da bilinir. On iki daldan bir ağaç tekerlek yapılır. Her dal yılın bir ayını ve iyilik ve kötülüğü temsil eder. Arabanın iki tekerleği ok ile koĢulur, bir tekerleği yere gömülürken diğer tekerlek gökyüzüne doğru tutulur. Bahar kızı tekerlek üzerine çıkıp dans eder. Tebessüm eden bu kız baharı simgeler. (Davut ve Muhpul, 2011a: 57). Çak ussulünden sonra halk, meydanda dans etmeye baĢlar ve oğlak oyunu, at yarıĢı, deve yarıĢı ve güreĢ gibi oyunlar oynanır. (Davut ve Muhpul, 2011a: 58; Abdurahman, 2008: 41). Yine Bahar meĢrebinde oynanan “Ģire ussulü” geleneksel bir ussul olup “çak ussulüne” benzer. Bir çiftin küçük bir Ģire (küçük yuvarlak masa) üzerinde zarifçe dans etmesiyle yapılır. Küçük masa üstünde kıvrak hareketler yaparlar. Bu meĢrepte yine at, deve, tavuk, kaz, Ģeytan ve zemin ussulü gibi ussuller oynanır (Davut ve Muhpul, 2011a: 59; Celil, 2010: 44-45). Daha sonra nevruz koĢakları okunur (Davut ve Muhpul, 2011a: 60).

Bahar meĢrebinde oynanan önemli ussullerden biri de “gülhan” ussulüdür. Gülhan, ateĢi gökyüzüne ileterek bol mahsullü bir yıl geçirmek için yakılır. MeĢrep beyi ateĢin yakılması buyruğunu verdiğinde iki kiĢi ateĢi yakar. Bütün meĢrep ehli ateĢ etrafında toplanıp dönerek dans ederler. Bahar meĢrebi, gülhan ussulü ile sona erer (Davut ve Muhpul, 2011a: 61).

55

2.1.3.2. Sagadi, Sargaydi (Sarardı) MeĢrebi

Sagadi meĢrebi Nevruz Bayramı, Sede Bayramı ve Méhrigan Bayramı gibi ilkbahar ve sonbaharda yapılan bayramların içerisinde yer alır. Bu meĢrep, Mekit nahiyesi ve çevresinde bulunan Dolanların yoğun olarak yaĢadığı MaralbéĢi, Yarkent, Yopurga, Kagilik ve Avat nahiyesinde yapılmaktadır (Davut ve Muhpul, 2011c: 16). Tabiatın yeniden canlandığı nevruz günü yapılan bu meĢrep, Mekit ve MaralbéĢi nahiyelerinde “sagadi”, Avat nahiyesinde “çakpelek” adıyla bilinmektedir (Osman, 1995: 201). MeĢrebin önemli hususlarından biri “çakpelek” olup Ģu Ģekilde hazırlanmaktadır: YaklaĢık 15-20 m. yükseklikteki direğin üzerine bir tekerlek yerleĢtirilir. Daha sonra iki sırık tekerleğe çapraz Ģekilde bağlanır. Bu sırıklar tekerleğin direk üzerinde dengede durmasını sağlar. Tekerleğe çapraz bağlanan sırıklara salıncağın ipi bağlanır. Tekerleği döndürecek olan bir baĢka sırık da direğin alt kısmına yere paralel olacak Ģekilde yerleĢtirilir ve her iki yanında bir grup insan yer alır. Sırık soldan sağa doğru ittirilerek tekerleğin döndürülmesi sağlanır. Tekerleğe bağlı salıncaktaki kiĢiler yukarıya doğru yükselmeye baĢlar. Tekerlek ne kadar hızlı dönerse salıncak o kadar hızlı yükselir. ĠniĢe geçildiğinde tekerleğin hızı düĢürülür. Salıncak dönerken bazıları korkudan bağırır. Bunu izleyenler “Vay sargaydi piĢti!” (Vay sarardı piĢti!) diye bağırıp korkan kiĢiyle alay ederler. Onun için bu oyun “sargaydi piĢti” adıyla da anılmakta; (Hebibulla, 2000: 358; Ġnayet, 2004: 428; Muhemmet, 2009: 213-217) meĢrep de “sargaydi” adını buradan almaktadır (Davut ve Muhpul, 2011c: 17).

Sargaydi meĢrebi, geniĢ meydanlarda düzenlenir. MeĢrep günü, çeĢitli satıcılar da halkla birlikte meydanda yer alır ve “çakpelek” etrafında meĢrep tüm coĢkusuyla icra edilir (Davut ve Muhpul, 2011c: 17). Büyük küçük ayrımı gözetmeksizin birçok kiĢinin katılımıyla gerçekleĢtirilen sargaydi meĢrebi bir hafta kadar sürmektedir. MeĢrepte diğer eğlencelik türlerden farklı olarak daha çok otuz ila kırk kiĢi ile oynanan usuller yer almaktadır (Osman, 1995: 203; Muhemmet, 2009: 217).

Sonuç olarak Nevruz, Uygur Türkleri için canlanma, yenilenme, sosyal barıĢ ve sosyal dayanıĢma anlamına gelmektedir. Uzun tarihî süreç içerisinde nevruzun Uygur Türkleri arasında bayram olarak “noruz ayem”, “noruz köki”, “noruz tamiki”, “noruz bulak”, “noruz bovay”; meĢrep olarak “su muz meclisi”, “noruz meĢrebi”,

56 “bahar meĢrebi” gibi faaliyetleri; müzik olarak “noruz bayat”, “noruz büzrük”, “noruz nava”, “noruz hüseyni”, “noruz rast”, “noruz sultan” gibi makam türlerini ve Ģiir olarak “noruz koĢakliri” ve “balilar noruznamisi” gibi Ģiir türlerini ortaya çıkardığını söylemek mümkündür (Ġnayet, 2004: 429).