• Sonuç bulunamadı

Nöropsikolojik Model ve Taklit

2.8. Otizm Spektrum Bozukluğunda Taklit Yetersizliklerinin Nedenleri

2.8.5. Nöropsikolojik Model ve Taklit

Tüm güncel modeller içerisinde en dikkat çekici modellerden olan Nöropsikolojik Model, sergilenen taklit yetersizliklerinin altında yatan alt bileşenleri, bilişsel süreçlerde gerçekleşen kompleks bir model ile açıklamaktadır. Bu model, üç ana aşamadan oluşmaktadır. Bu üç aşama ise; a)kodlama, b)modeller arası ya da dönüştürme/eşleme c)yürütme şeklinde sıralanmaktadır. Bu aşamaların ilki olan kodlama aşamasında taklit edilecek hareketin temsili, sergilenen davranışa yöneltilen görsel dikkat ile oluşmaktadır.

Modeller arası ya da dönüştürme/eşleme aşaması olarak ifade edilen ikinci aşamada taklit eden, sergilenen hareketin motor ve anlamsal yönüne yönelik daha önceki bilgilerini anlamsal ve motor kodlara dönüştürmektedir. Sergilenen hareketin yeni olması ya da taklit edenin motor repertuarında daha önce haritalanmaması durumunda hareketin motor özelliklerinin algısına dayalı olarak haritalama gerçekleşmektedir. Son aşama olan yürütme aşamasında ise hareket sergilenmekte ve sergilenen hareketin algısal analizi sunulan hareket ile karşılaştırılmaktadır. Bu ise eş zamanlı olarak sergilenen harekete yönelik geri dönüt sağlamakta ve motor planı düzeltme olanağı sunmaktadır (Colombi vd., 2011).

Vivanti ve Hamilton (2014) taklit davranışlarının anlaşılabilmesi için taklit sırasında gerçekleşen bilişsel süreçlerin anlaşılmasının gerekliliğini vurgulamıştır. OSB’li çocukların taklit becerilerinde sergiledikleri sınırlılıkları açıklayan Nöropsikolojik Modele göre, OSB’li çocukların taklit becerilerinde yetersizlik sergilemelerinin nedeni taklit edilecek davranışların sergilenmesi sırasında modele yöneltilen görsel dikkatteki sınırlılıklardan kaynaklanmaktadır (Colombi vd., 201; Vivanti vd., 2014a). Nitekim erken dönemlerde görsel dikkatin yönlendirilmesinde sergilenen karakteristik özelliklerin çeşitli tipik ve atipik sonuçları olduğu yaygın olarak bilinmektedir (Elsabbagh vd., 2013). Yapılan birçok araştırmada OSB’li çocukların dikkat becerilerinde problemler sergiledikleri açık olarak ortaya konulmuştur (Barbaro & Dissanayake, 2013; Bryson vd., 1990; Courchesne vd., 1994; Goldberg vd., 2002). Oysaki çok erken dönemlerde TGG’li bebeklerin dikkatlerini sosyal uyaranlar olan insanlara ve özellikle de sosyal iletişimlerin başlatılması ve sürdürülmesi için önemi bilgi kaynağı olan yüzlere yönlendirdikleri bilinmektedir (de Haan vd., 2001; Simion vd., 2007). OSB’li çocuklar ise bu yönelimde açık sınırlılıklar sergilemektedirler. OSB’li çocukların sosyal etkileşimlerde temel rol üstlenen insanlara ve sosyal etkileşimlerde önemli bilgi kaynağı olan insan yüzlerine yönelmede sergiledikleri sınırlılıklar alanyazında farklı araştırmacılar tarafından rapor edilmektedir (Chawarska,

vd., 2013; Dubey vd., 2017; Özdemir vd., 2018; Sacrey vd., 2013; Töret vd., 2018). İnsan yüzüne yönelimde sergilenen sınırlıkların yanı sıra OSB’li çocukların yüzlerden uzaklaşan bakışlar sergiledikleri ve insan yüzlerinden ziyade nesne görmeyi tercih ettikleri alanyazında rapor edilen bir diğer önemli farklılaşmadır (Dubey vd., 2017; Özdemir, Kök, Akın Bülbül, Özdemir, & Töret, 2018; Vernetti vd., 2018). OSB’de gözlemlenen ve en erken OSB semptomlarından biri olarak kabul edilen görsel dikkatteki bu sınırlılıklar, OSB’li bireylerin diğerlerini gözlemleyerek yeni becerileri öğrenmelerinde belirgin dezavantajlar oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu görüşe göre taklit yetersizlikleri çevreden elde edilen ilişkili bilgileri kodlamada yaşanan genel problemlere dayanmaktadır (Vivanti, vd., 2014).

Rothi ve Heilman (1997) taklidin gerçekleşmesi için ikili bir yol modellemiş ve güncel araştırmalar tarafından da bu model büyük ölçüde desteklenmiştir. Bu modelin güncel formu ise Rumiati ve Tessari (2002) ve Tessari ve Rumiati (2004) tarafından sunulmuştur.

Modelin ilk aşamasında gözlemlenen hareketin görsel olarak kodlaması gerçekleştirilmektedir. Bu kodlama sırasında ise semantik rota ve direk rota olmak üzere iki yol bulunmaktadır (bk. Şekil 2.). Görsel olarak kodlaması gerçekleştirilen hareket kodlamayı gerçekleştiren kişi için tanıdık ve anlamlı bir bilgi ise kişi bu bilgiyi var olan semantik bilgi ya da sergilenen eylem bilgisi ile eşleştirerek semantik rotayı kullanmaktadır. Görsel olarak kodlaması gerçekleştirilen hareket kodlamayı gerçekleştiren kişi için tanıdık ve anlamlı olmadığında ise kişi bu durumda gözlemlenen hareketin temsilini direk olarak motor sistemde haritalamakta ve direk rotayı kullanmaktadır. Özetle semantik rota taklide katkıda bulunmak için amaç ve eylemin anlamını kavramaya izin vererek taklidin gerçekleşmesini sağlarken, direk rota anlamsız hareketlerin taklidini sağlamaktadır. Gerçek hayatta taklit ettiğimiz eylemlerin ise hem anlamlı ve tanıdık hem de bizim için anlamlı olmayan hareketlerden oluştuğu göz önünde bulundurulduğunda her iki yolun kullanımının gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu süreçte dikkat çeken en önemli nokta ise hem anlamlı hem de anlamsız hareketlerin taklidinde başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi gereken ilk aşamada görsel kodlamanın yer almasıdır. Nitekim alanyazında da OSB’li bireylerin taklit becerilerinde sınırlılıklar sergilemelerinin bir nedeni olarak taklit sürecinin ilk adımı olan görsel dikkatin yönlendirilmesi aşamasında diğerlerinin davranışlarına dikkati yönlendirmede normalden farklılaşan görsel kodlama süreçlerinin etkisi üzerinde durulmaktadır (Carpenter & Tomasello, 1995; Gonsiorowski vd., 2016; Vivanti & Hamilton, 2014).

Şekil 2. Rumiati & Tessari (2002) tarafından anlamlı ve anlamsız hareketlerin taklidinde kullanılan iki süreci modellemek için oluşturulmuştur.

Rumiati, R., & Tessari, A. (2002). Imitation of novel and well-known actions.

Experimental Brain Research, 142(3), 425-433.

Gözlemleyerek öğrenmenin önemli birleşenlerinden biri gözlemcinin modelin davranışlarına dikkat etmesi olarak belirtilirken (Bellini & Akullian, 2007), OSB’li çocukların taklit becerilerinde sergiledikleri sınırlılıkları açıklayan Nöropsikolojik Modele göre, OSB’li çocukların taklit becerilerinde yetersizlik sergilemelerinin nedeni taklit edilecek davranışların sergilenmesi sırasında modele yöneltilen görsel dikkatteki sınırlılıklardır (Vivanti vd., 2014). Nitekim birçok araştırma OSB’li çocukların dikkat becerilerinde problemler yaşadıklarını ortaya koymuştur (Barbaro & Dissanayake, 2013;

Bryson vd., 1990; Courchesne vd., 1994; Goldberg vd., 2002). Hatta yüksek işlevli OSB’li çocukların ve savantların da seçici dikkatte ve dikkati yöneltmede yetersizlikler sergiledikleri bilinmektedir (Casey, Gordon, Mannheim, & Rumsey, 1993; Wainwright-Sharp & Bryson, 1993). Bu ise OSB’li bireylerin diğerlerini gözlemleyerek yeni becerileri öğrenmelerinde belirgin dezavantajlar oluşturmaktadır. Bu görüşe göre taklit yetersizlikleri çevreden elde edilen ilişkili bilgileri kodlamada yaşanan genel problemlere dayanmaktadır (Vivanti, vd., 2014). Barbaro ve Dissanayake’de (2013) OSB’li bireylerin insanlara ve

Uzun Süreli-Semantik Bellek Görsel Analiz

Hareket Girdisi

Motor Sistem

Hareket Çıktısı Kısa Süreli-Çalışan Bellek

Direk Rota Semantik Rota

onların hareketlerine yönelik daha az görsel dikkat sergiledikleri hipotezini doğrulamıştır.

Gonsiorowski vd. (2016) ise bu hipotezi taklit görevleri sırasında ele alarak incelemişlerdir. Araştırmacılar nesneler ile gerçekleştirilen taklit görevleri sırasında OSB’li, gelişimsel gecikmesi olan ve TGG’li çocukların taklit performansını ve modelle yönelttikleri görsel dikkati incelemişlerdir. Araştırma sonucunda OSB’li grubun modelin davranışlarını daha az taklit ettikleri ve modelin hareketlerine yönelik daha az görsel dikkat sergiledikleri rapor edilmiştir. Gonsiorowski vd. bu bulgulara dayalı olarak erken dönemde sergilenen görsel dikkatin OSB’li çocukların sosyal öğrenmeleri üzerindeki etkilerine vurgu yapmışlardır.

Dikkat becerileri ya da algısal süreçler taklidin ilk aşamasıyken bu aşamada sergilenen yetersizliklerin OSB’li bireylerin taklit performansı üzerinde önemli etkileri olabileceği düşünülmektedir. Bu aşamanın uygun şekilde tamamlanması, sonrasında gerçekleşecek süreçler üzerinde aşamalı olarak olumlu etkiler yaratabilmektedir. Yani sergilenen hareketin doğru olarak algılanması ile hareketin zihinsel süreçlerde işlenerek tekrar ortaya konulması arasında güçlü bir ilişki olabileceği düşünülmektedir. Taylor ve Herbert (2014) TGG’li bebekler ile gerçekleştirdiği bir taklit araştırmasında öğrenme sırasında sergilenen görsel dikkatin görevi hatırlama ile ilişkili olduğunu ve öğrenme sırasındaki dikkat değişimlerinin bebeklerin hatırlamaya yönelik hafızalarını geliştirebileceğini ifade etmektedirler. Vivanti, vd., (2014) bu görüşü destekleyerek farklı taklit performanslarının, hareketlerin sergilenmesi sırasında yöneltilen dikkatteki değişimler ile ilişkili olabileceğini belirtmiştir. OSB’li çocuklar ile gerçekleştirilen bazı araştırmalarda da, başarılı şekilde taklidin gerçekleştirilmesinin, modelin yüzüne bakma ile ilişkili olduğu ortaya koyulmuştur (Carpenter & Tomasello, 1995; Williams vd., 2004). Vivanti vd. (2008) ise anlamsız jestlerde hareket bölgesine bakmanın hareketi tekrar ortaya koyma ile ilişkili olduğunu bulgulamışlardır.

Sonuç olarak OSB’de sergilenen taklit yetersizliklerinin altında yatan mekanizmalarla ilişkili alanyazında farklı görüşler dikkat çekmektedir. Yukarıdaki alanyazın tartışmasında da yer verildiği gibi OSB’li bireylerin sergiledikleri taklit yetersizliklerinin altında yatan mekanizmalara yönelik araştırmalar devam etmektedir. Bu araştırmalar arasında OSB’li bireylerin taklit performansı ile yöneltilen görsel dikkat arasındaki ilişkiyi ele alarak inceleyen araştırmalar da bulunmaktadır. Landry ve Bryson’a (2004) göre taklit etmede sergilenen yetersizlikler belki de normalden farklılaşan dikkat değişimlerinden

kaynaklanmaktadır. Bu görüşe göre, OSB’li bireylerde sergilen taklit yetersizlikleri çevre ile ilişkili bilgileri kodlama aşamasında yaşanılan bozulmalar ile ilişkilidir. Etkileşimler sırasında diğerlerinin davranışlarına yöneltilen görsel dikkatteki bozulmalar, belki de taklit gelişimini olumsuz etkilemektedir. Bu hipotezi doğrulamak amacıyla son dönemlerde OSB’li bireylerin taklit performansını inceleyen araştırmalar gerçekleştirilmiş ve bu hipotez taklit görevleri sırasında da doğrulanmıştır (Vivanti, vd., 2014b; Vivanti, vd., 2008). Görsel dikkattin taklit becerileri üzerindeki etkilerini inceleyen bu araştırmalarda video model uygulamalarının göz izleme cihazları ile birlikte kullanıldığı görülmektedir.

Bu tez araştırması kapsamında da OSB’li çocukların taklit becerilerinde sergilemiş oldukları sınırlılıkları taklidin ilk aşaması olan modele yöneltilen görsel dikkatteki bozulmalar ile açıklayan Nöropsikolojik Modele yönelik incelemeler gerçekleştirilecektir.