• Sonuç bulunamadı

Gruplar Arası Bulgular

5.1. Taklit Puanlarına İlişkin Tartışma

5.1.1 Gruplar Arası Bulgular

Araştırma kapsamında ilk olarak OSB, GG ve TGG gruplarında yer alan çocukların taklit puanlarının taklit türüne dayalı olarak farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir. Bu amaçla gerçekleştirilen incelemelerde ilk olarak OSB, GG ve TGG gruplarında yer alan çocukların taklit performanslarına yönelik incelemeler gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla katılımcı çocukların Nesne Toplam, Motor Toplam, Vokal Toplam, Nesne Anlamlı, Nesne Anlamsız, Motor Anlamlı, Motor Anlamsız, Vokal Anlamlı, Vokal Anlamsız, Anlamlı Toplam ve Anlamsız Toplam olmak üzere 12 puan türünde incelemeler gerçekleştirilmiştir.

Taklit becerilerinde sergilenen sınırlılıkların OSB’li çocuklara özgü olup olmadığını incelemek için araştırmanın birinci amacının ilk alt amacı kapsamında grupların taklit performansı Nesne Toplam, Motor Toplam ve Vokal Toplam taklit görevleri kullanılarak değerlendirilmiştir. Gerçekleştirilen incelemeler sonucunda OSB’li çocukların tüm taklit görevlerinde TGG’li akranlarından daha düşük düzeyde performans sergileyerek farklılaştığı bulgulanırken, benzer farklılaşmanın TGG’li ve GG’li gruplar arasında da ortaya çıktığı görülmüştür. OSB’li grup sadece Motor Toplam taklit görevlerinde daha düşük düzeyde performans sergileyerek GG’li akranlarından farklılaşmıştır. Alanyazında gerçekleştirilen araştırmalar incelendiğinde de araştırmacıların sıklıkla taklit becerilerinde sergilenen sınırlılıkların OSB’li çocuklara özgü olup olmadığı sorusunu inceledikleri görülmektedir. Bu noktada genellikle araştırmalar taklit becerilerinde sergilenen sınırlılıkların OSB’ye özgülüğünü (Charman vd., 1997; Gonsiorowski vd., 2016; Ham vd., 2008; Rogers vd., 2003; Stone vd., 1997a; Turan ve Ökçün Akçamuş, 2013) rapor etmektedir. Nitekim taklit becerilerinde iki yaşından önce sergilenen yetersizliklerin OSB’yi diğer yetersizlik türlerinden ayırdığı (Charman vd., 1997; Stone vd., 1997a) ve sergilenen sınırlılıkların yetişkinliğe kadar devam ettiği (Ham vd., 2011; Rogers vd., 1996) araştırmacılar tarafından rapor edilen bir diğer noktadır. Bu araştırmada elde edilen Nesne Toplam, Nesne Anlamlı ve Nesne Anlamsız taklit puanlarına yönelik bulgularla uyumlu olarak erken dönem araştırmaları da daha sonra OSB tanısı alan çocukların nesneler ile gerçekleştirilen taklit görevlerindeki sınırlılıklar ile OSB riskleri sergilemeyen akranlarından farklılaştıkları rapor edilmektedir (Charman vd., 1997; Gonsiorowski vd., 2016; Young vd., 2011; Zwaigenbaum vd., 2005). Bu araştırmadan elde edilen bulgular ile örtüşen bulgular elde eden bir başka araştırma ise Stone vd. (1997) OSB’li, çocukların motor taklit görevlerinde daha düşük düzeyde performans sergileyerek TGG’li ve GG’li akranlarından anlamlı düzeyde farklılaştıklarını saptamışlardır. Benzer olarak ülkemizde gerçekleştirilen bir araştırmada Turan ve Ökcün-Akçamuş (2013) OSB’li, GG’li ve TGG’li çocukların taklit performansını incelemişler ve OSB’li çocukların taklit becerilerinde sergilemiş oldukları sınırlılıklar ile TGG’li ve GG’li akranlarından farklılaştığını saptamıştır. Charman vd. (1997) ise bu araştırmanın Nesne Toplam, Nesne Anlamlı ve Nesne Anlamsız taklit puanlarına yönelik bulgulardan farklılaşan bulgular elde ettikleri bir araştırmada 20 aylık OSB’li çocukların nesneler ile gerçekleştirilen taklit görevlerinde sergilemiş oldukları performans ile GG’li akranlarından da anlamlı derecede düşük taklit performansı sergilediklerini rapor etmişlerdir. Bu tez çalışması bulguları ile Charman vd.

(1997) nesne taklitlerinde GG’li çocuklara yönelik bulguları arasındaki farklılaşmanın nedeninin araştırmacıların nesne taklit görevlerinde tanıdık olmayan nesneleri kullanmış olmaları olabileceği düşünülmektedir. Tanıdık olmayan nesne kullanımının OSB’li çocukların taklit performansı üzerinde negatif yönlü bir etki oluşturarak GG’li çocukların taklit performansları ile karşılaştırıldığında anlamlı düzeydeki farklılaşmanın ortaya çıkmasına neden olmuş olabileceği düşünülmektedir.

Alanyazında araştırmacılar nesne kullanılarak gerçekleştirilen taklit görevlerinde OSB’li çocukların taklit becerilerini incelendiklerinde genel olarak OSB’ye özgü yetersizlikler bulgulamışlardır (Dawson vd., 1998; Rogers vd., 2003; Rogers vd., 2010; Stone vd., 1997).

Tıpkı nesneler ile gerçekleştirilen hareketlerin taklidinde olduğu gibi jestlerin taklidinde sergilenen performansın farklı IQ, dil ve yaş seviyelerindeki OSB’li bireylerde incelendiği araştırmalarda da tıpkı bu tez çalışmasında olduğu gibi ileri düzeydeki sınırlılıklar rapor edilmiştir (Aldridge vd., 2000; Bernabei vd., 2003; Bernier vd., 2007; Dawson vd., 1998a;

DeMyer vd., 1972; Leighton vd., 2008; Rogers, 2003; Salowitz vd., 2013; Smith &

Bryson, 1998; Stone vd., 1997). Bu araştırmada da OSB’li çocukların özellikle Motor Taklit görevlerinde sergilemiş oldukları sınırlılıklar ile hem TGG’li hem de GG’li akranlarından farklılaştıkları bulgulanmıştır.

OSB’li çocukların dil ve iletişim becerileri alanında sergiledikleri sınırlılıklar alanyazında sıklıkla rapor edilmekte ve bu sınırlılıklara tanılama kriterleri arasında da yer verilmektedir (DSM-V). Çocuklarda konuşma gelişimine katkı sağlayan en önemli mekanizmanın ise vokal taklitler olduğu bilinmektedir (Kuhl & Meltzoff, 1996). Buna karşın OSB’li çocukların vokal taklitlerde sergiledikleri performansın incelenmesinin diğer vücut bölgelerinde gerçekleştirilen hareketlerin taklidi ile karşılaştırıldığında araştırmacılar tarafından daha az ilgi gördüğü görülmektedir. Bununla birlikte sınırlı sayıda araştırma gerçekleştirilse de, diğer vücut bölümlerinde sergilenen taklit görevleriyle benzer olarak ağız-yüz hareketlerin taklidindeki sınırlılıklar, farklı yaşlardaki, farklı dil ve IQ seviyelerindeki OSB’li bireyler de rapor edilmiştir (Dawson vd., 1998a; Lainé vd., 2011;

Sigman & Ungerer, 1984; Tardif vd., 2007; Rogers vd., 2003). Tardif vd. (2007) ve Sevlever ve Gillis (2010) bu tez çalışmasından elde edilen bulgular ile benzer olarak OSB’li çocukların yüz ifadeleri ve vokal taklit görevlerinde TGG’li çocuklar ile karşılaştırıldığında daha düşük düzeyde performans sergilediklerini bulgulamışlardır.

Oysaki alanyazında gerçekleştirilen araştırmalar incelendiğinde TGG gösteren bebeklerin

doğumdan sadece saatler sonra ağız ve yüz hareketlerini taklit edebildikleri bilinmektedir (Meltzoff & Moore, 1989).

Yukarıda yer verilen alanyazın tartışmasında da görüldüğü üzere genellikle araştırmalar taklit becerilerinde sergilenen sınırlılıkların OSB’ye özgülüğünü vurgulasalar da sergilenen sınırlılıkların OSB’ye özgü olmadığını (Hobson & Lee, 1999; McDonough vd., 1998) veya tüm OSB’li çocuklarda gözlenmediğini vurgulayan araştırmalarda bulunmaktadır (Rogers vd., 2003). Bu tez çalışmasında ise OSB li çocukların tüm taklit görevlerinde daha düşük düzeyde performans sergileyerek TGG’li akranlarından farklılaştığı bulgulanırken sadece Motor Toplam, Motor Anlamlı ve Anlamlı Toplam, taklit puanlarında sergilemiş oldukları sınırlılıklar ile GG’li akranlarından farklılaştığı bulgulanmıştır. Alanyazında taklit performansındaki farklılaşmaların rapor edilmediği araştırmalardan biri McDonough vd.

(1997) tarafından gerçekleştirilmiş ve OSB’li çocukların taklit performansını eş zamanlı ve ertelenmiş taklit görevleri sırasında incelemiştir. OSB’li grup verilen taklit görevlerini yerine getirmede başarılı olmuşlardır. Hobson ve Lee (1999) ise yaş olarak daha büyük katılımcılar ile gerçekleştirdikleri araştırmada nesneler ile gerçekleştirilen taklit görevlerinde OSB’li grubun taklit performansında kontrol grubuyla karşılaştırıldığında bir farklılık bulgulamamışlardır. McDonough vd. (1998) ve Hobson ve Lee (1999) tarafından gerçekleştirilen araştırmalar ile bu tez araştırmasının katılımcıları karşılaştırıldığında bu araştırmada yer alan katılımcıların kronolojik yaş olarak çok daha küçük oldukları görülmektedir. Araştırmaların katılımcılarının bu araştırmanın katılımcılarından kronolojik yaş olarak daha büyük olmaları kronolojik yaştaki ilerlemelere dayalı olarak da tanı ve taklit becerilerinin öğretimine yönelik daha yoğun eğitim almış olmaları olasılığını artırmaktadır. Bunun ise bu araştırmanın bulguları ile oluşan farklılara neden olabileceği düşünülmektedir.

Rogers vd. (2003) bu araştırmanın bulguları ile örtüşen bulgular elde ettikleri bir araştırmada OSB’li çocukların taklit becerilerinde yaygın olarak yetersizlikler sergilediklerini taklit becerilerinde sergilemiş oldukları sınırlılıklar ile TGG’li ve frajil X sendromu bulunan çocuklardan anlamlı düzeyde farklılaştıklarını rapor etmişlerdir. Fakat araştırmacılar sergilenen yetersizliğin tüm OSB’li çocuklarda gözlemlenmediğini bu nedenle söz konusu bozukluğun evrensel olmadığını ifade etmişlerdir. OSB’li çocukların taklit becerilerinde sergiledikleri sınırlılıkları rapor eden bu tez çalışmasında da Rogers vd.

(2003) araştırması ile benzer olarak OSB’li katılımcılar arasında taklit görevlerini yerine

getiren ya da bir diğer ifade ile TGG’li ya da GG’li bazı katılımcılardan daha iyi performans sergileyen OSB’li katılımcılar bulunmaktadır. Ancak araştırmalarda grup bazında yapılan istatiksel karşılaştırmaların sonuçları değerlendirilerek raporlaştırma yapılmaktadır. Oldukça heterojen özellikler sergileyen bir grup için taklit becerilerinde OSB semptomları sergileyen tüm çocukların evrensel olarak sınırlıklar sergilediklerini söylemek mümkün olmasa da OSB’li çocukların özellikle TGG’li akranları ile grup bazında karşılaştırıldığında anlamlı düzeyde sınırlılıklar sergilediklerini söylemek mümkündür.

Whiten ve Brown (1998) ise üç farklı yaş aralığında bulunan (bebek, çocuk ve yetişkin) OSB’li, öğrenme yetersizliği olan ve TGG gösteren katılımcılar ile gerçekleştirdikleri bir araştırmada taklit becerilerinde OSB’ye özgü bir bozulma bulgulamamışlardır. Sadece tüm gruplar ile karşılaştırıldığında OSB’li bebeklerin anlamlı derecede düşük performans sergilediklerini göstermişlerdir. Bu tez çalışmasından elde edilen bulgular ile Whiten ve Brown (1998) bebek katılımcılara yönelik bulguları örtüşmektedir. Nitekim bu araştırmada OSB’li çocukların tüm taklit görevlerinde daha düşük düzeyde performans sergileyerek TGG’li akranlarından farklılaştığı görülmüştür. Whiten ve Brown (1998) ise bebeklerin bile taklit etme çabasında bulunmasını, OSB’de taklit yetersizlikleri bulunmaktadır görüşünün sorgulanması gerektiği şeklinde yorumlanmıştır. Whiten ve Brown’un (1998) bu bulguları kronolojik yaştaki ilerlemelerin OSB’li çocukların taklit performansı üzerindeki pozitif yönlü etkilerini ortaya koymada oldukça önemli bulgulardır. Ve bu bulguların, bu tez çalışması kapsamında sıklıkla vurgulanan kronolojik yaştaki ilerlemelere dayalı olarak tanı ve tanıya dayalı olarak ise müdahale programları kapsamında gerçekleştirilen uygulamaların taklit performansı üzerindeki olumlu etkilerini görünür hale getirdiği düşünülmektedir. Aynı zamanda OSB’li bebeklerin taklit etme çabasının olması diğer gruplar ile anlamlı düzey de farklılaşma bulgulansada taklit yetersizlikleri bulunmaktadır görüşünün sorgulanması gerektiği şeklinde yorumlanmıştır. Benzer şekilde bu araştırmada da belli taklit görevleri sergilenirken taklit görevini yerine getirmeye yönelik bazı OSB’li çocuklarda bu çaba ortaya çıksa da bu araştırmada grup bazında yapılan karşılaştırmalar sonucunda yorumlamalar gerçekleştirilmiştir. Bu noktada ise gerçekleştirilen inceleme sonucunda OSB’li çocukların Nesne, Motor ve Vokal taklit görevlerinde TGG’li akranlarından daha düşük performans sergileyerek farklılaştıkları saptanırken benzer farklılaşmanın TGG’li ve GG’li gruplar arasında da ortaya çıktığı görülmüştür. OSB’li grup sadece Motor Toplam taklit görevlerinde daha düşük düzeyde

performans sergileyerek GG’li akranlarından farklılaşmıştır. Nitekim alanyazında da OSB’li çocukların motor taklit görevlerinde ya da başka bir ifade ile jest taklitlerinde sergiledikleri sınırlılıklar sıklıkla rapor edilmektedir (Aldridge vd., 2000; Bernabei vd., 2003; Bernier vd., 2007; Dawson vd., 1998a; DeMyer vd., 1972; Leighton vd., 2008;

Rogers, 2003; Salowitz vd., 2013; Smith & Bryson, 1998; Stone vd., 1997). Bu bulgulara dayalı olarak en erken dönemlerde OSB’li çocukları hem TGG’li hem de GG’li akranlarından ayırt etmede motor taklit görevlerine yönelik performansın ölçümlenmesinin ve OSB risklerini belirlemeye yönelik ölçeklerde ya da OSB tanısına yönelik olarak uygulanan değerlendirme araçlarında Motor taklitlere yönelik değerlendirmelere yer verilesinin kritik ölçüde önemli olduğunu söylemek mümkündür.

Araştırma kapsamında gerçekleştirilen analizler derinleştirilerek daha ayrıntılı analizler yürütülmüştür. Araştırmanın birinci amacının ilk araştırma sorusu kapsamında anlamlı ve anlamsız formlarının toplamından oluşan Nesne Toplam, Motor Toplam ve Vokal Toplam taklit görevlerinde grupların taklit performansları incelenirken ikinci araştırma sorusu kapsamında da bu taklit görevleri içerdikleri anlamlı ve anlamsız taklit görevlerine dayalı olarak ayrıştırılmaya gidilerek Nesne Anlamlı, Nesne Anlamsız, Motor Anlamlı, Motor Anlamsız, Vokal Anlamlı ve Vokal Anlamsız olacak şekilde derinlemesine analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgular OSB grubunda bulunan çocukların Motor Anlamlı taklit görevlerinde sergilemiş oldukları sınırlılıklarla TGG’li grupta bulunan akranlarından ayrıldığı gibi, GG’li grupta bulunan akranlarından da farklılaştıklarını göstermiştir.

Araştırma derinlemesine gerçekleştirilen analizler ile araştırmanın birinci amacının ilk alt amacında tespit edilen Motor Toplam Taklit performansındaki gruplar arası farklılaşmanın Motor Anlamlı taklit görevlerinden mi yoksa Motor Anlamsız taklit görevlerinden mi kaynaklandığı incelendiğinde Motor Anlamlı taklit görevlerinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. Williams vd. (2004) bu tez çalışmasından elde edilen bulgular ile uyumlu olarak alanyazındaki taklit araştırmalarına yönelik olarak gerçekleştirdikleri bir gözden geçirme araştırmasında jestlerin taklidinde sergilenen sınırlıkları anlamlı ve anlamsız jestler olarak ele alarak incelendiklerinde OSB’li bireylerin anlamsız jestlerin taklidinde daha çok zorlandıklarını göstermişlerdir. Bu tez çalışmasından elde edilen bulgulara dayalı olarak da belirli bir semantik anlam içeren öpücük gönderme, bay bay yapma, sus işareti yapma ve alkışlama gibi içinde bulunduğumuz çevrede sıklıkla karşılaştığımız motor hareketlerin taklidinin, GG’li çocukların bu taklit görevini gerçekleştirmelerinde önemli düzeyde kolaylaştırma sağlarken, OSB’li çocukların taklit davranışlarında böyle bir kolaylaştırmaya

neden olmadığını söylemek mümkündür. Buna dayalı olarak da OSB’li grup Motor Anlamlı taklit görevlerindesergilemiş oldukları sınırlılıklarlahem TGG’li gruptan hem de GG’li gruptan anlamlı düzeyde farklılaşmıştır. Bu bulgulara dayalı olarak en erken dönemlerde OSB’li çocukları hem TGG’li hem de GG’li akranlarından ayırt etmede Motor taklit görevlerinin özellikle anlamlı formlarının ölçümlenmesine yönelik uygulamaların gerçekleştirilmesinin ve OSB risklerini belirlemeye yönelik ölçeklerde ya da OSB tanısına yönelik olarak uygulanan değerlendirme araçlarında Motor taklitlere yönelik değerlendirmelere yer verilesinin kritik ölçüde önemli olduğunu söylemek mümkündür.

Araştırmanın birinci amacının üçüncü sorusu kapsamında OSB, GG ve TGG gruplarında yer alan çocukların taklit performanslarının görevin anlamlı ve anlamsız olmasından etkilenip etkilenmediğini belirlemek amacıyla tüm taklit görevlerinin (Nesne Anlamlı, Motor Anlamlı, Vokal Anlamlı) anlamlı formları toplanarak Anlamlı Toplamve tüm taklit görevlerinin (Nesne Anlamsız, Motor Anlamsız, Vokal Anlamsız) anlamsız formları toplanarak Anlamsız Toplam taklit puanları elde edilmiştir. Araştırma kapsamında gerçekleştirilen analizler sonucunda grupların anlamlı taklit performanslarının üç grup arasında da farklılaştığı bulgulanmıştır. Anlamlı Toplam taklit görevlerinde düşük düzeydeki performansı OSB’li grup sergilerken, OSB’li grup anlamlı taklit performansı bakımından hem TGG’li hem de GG’li akranlarından anlamlı düzeyde farklılık göstermiştir. Grupların Anlamsız Toplam taklit görevlerindeki performansları incelendiğinde ise TGG’li grubun daha başarılı bir performans sergileyerek OSB’li ve GG’li akranlarından farklılaştığı bulgulanmıştır. Ancak Anlamsız Toplam taklit performansları bakımında OSB ve GG grubunda yer alan çocukların taklit performansları farklılaşmamaktadır. Bu bulgulara dayalı olarak tıpkı araştırmanın birinci amacının ve ikinci araştırma sorusunda olduğu gibi görevin anlamlı olmasının GG’li çocukların taklit performansı üzerinde olumlu bir etki oluşturarak OSB’li çocuklar ile sergiledikleri taklit performansları bakımında farklılaşmalarına neden olduğunu söylemek mümkündür. Diğer bir ifade ile ise taklit görevlerinin Anlamsız olması GG’li çocukların taklit performansı üzerinde de olumsuz etkiler oluşturarak OSB’li çocuklar ile oluşan anlamlı düzeydeki performans farkının ortadan kalkmasına neden olmuş olabilir.

Özetle bu araştırmanın birinci amacına yönelik olarak elde edilen bulgular OSB’li çocukların taklit becerilerinde sergilemiş oldukları sınırlılıklar ile TGG’li akranlarından farklılaştıklarını göstermiştir. Ancak taklit becerilerinde sergilenen sınırlılıkların OSB’li

çocuklara özgülüğünü ortaya koymada en önemli kanıtı oluşturacak GG’li çocuklar ile yapılan karşılaştırmalar sonucunda tıpkı OSB’li çocuklarda olduğu gibi TGG’li çocuklar ile karşılaştırıldığında benzer sınırlılıkların GG’li çocuklar tarafından da sergilendiği bulgulanmıştır. Ayrıca OSB’li grup GG’li akranlarında tüm taklit görevlerinde daha düşük düzeyde performans sergilese de iki grubun farklılaştığı taklit görevlerinin Motor Toplam, Motor Anlamlı, Anlamlı Toplam taklit görevleri olduğu belirlenmiştir. Nesne Toplam, Vokal Toplam, Nesne Anlamlı, Nesne Anlamsız, Motor Anlamsız, Vokal Anlamlı, Vokal Anlamsız, Anlamsız taklit görevlerinde ise OSB’li ve GG’li gruplar arasında farklılaşma bulgulanmamıştır. Bu bulgulara dayalı olarak Nesne Toplam, Vokal Toplam, Nesne Anlamlı, Nesne Anlamsız, Motor Anlamsız, Vokal Anlamlı, Vokal Anlamsız, Anlamsız Toplam taklit görevlerinde sergilenen sınırlılıkların OSB’li çocuklara özgülüğünün sorgulanmasının yerinde olacağı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sorgulamanın gerçekleştirilmesinin ise ileri araştırmalar ile mümkün olacağı düşünülmektedir. Ayrıca araştırmadan elde edilen bulgular OSB’li çocukları TGG’li ve özellikle GG’li akranlarından ayırt etmede kullanılacak olan değerlendirme araçlarında Motor Toplam, Motor Anlamlı, Anlamlı taklit görevlerine yer verilmesinin yerinde olacağı sonucuna ulaşılmıştır.