• Sonuç bulunamadı

A. AYDINLANMA DÖNEMİNİN DÖNÜŞÜME ETKİSİ

2. Modernite ve İlerleme Sloganı

Aydınlanmanın modern devlete ait dinamikleri ve ilerleme düşüncesi, modernliğin tartışılmasında ve açıklanmasında önem taşıyan konular olmuştur.

Modernite kavramı incelenirken kavramın tarihsel süreç olarak objektif yanı ve bir idea

8 Mehmet Tevfik ÖZCAN, Modern Toplum ve Hukuk Devleti, Tekin Yay., İstanbul 2018, s. 3.

9 ÖZCAN, s. 3; “Kapitalizm ve modern devlet belli bir etkileşim ve eşzamanlılık ile gelişirken, bu birlikteliğin varlık koşulu, siyasi iktidarın meşru şiddet tekeline sahip olması ve iktisadi hâkim sınıftan görece özerkleşmesiydi. Siyasi iktidar etkinleşme çabası içinde gittikçe rasyonelleşirken, kapitalist üretim ilişkileri yaygınlaşmakta ve siyasi iktidarın gücünün kaynağını oluşturan-iktisadi alanı organize etme kabiliyetiyle burjuvazi bu süreçte önemli bir rol oynamaktaydı. Bu sürecin bir diğer boyutu, başta iktisadi ilişkilerin dâhil olduğu ve devlet aygıtının müdahale yetkisinin rasyonel yasalar aracılığıyla kısıtlandığı bir özel alan kavramının gelişimiydi. Hukuk devleti, bu zemin üzerinde ortaya çıktı.” ÖZENÇ, s. 177.

9 olarak sübjektif yanının ele alınması, kavramın tümüyle anlaşılması açısından kimi görüş açısından oldukça önem taşımaktadır.10

“‘Modernlik’, on yedinci yüzyılda Avrupa’da başlayan ve sonraları neredeyse bütün dünyayı etkisi altına alan toplumsal yaşam ve örgütlenme biçimlerine işaret eder.”11 Modernite, aydınlanmanın getirisi olan geleneksel düşünceye karşı olma, aklın öncülüğü ve rasyonalite denklemleriyle oluşturulan bir akımdır. 12 Bauman, modernitenin gelişimini ve yükselişini, katı (ilk) ve sıvı (son) olarak ikiye ayırarak moderniteye ilişkin tezini temellendirmiştir. Yazara göre, modernite, katı aşamasında Orta Çağ’ın geride kalan yapısal artıklarına karşı bir tepki olarak kendi özünü oluşturup bu mirasa karşı yeni bir başlangıç ümidini özünde taşımıştır.13Modern toplum, geleneksel toplumdan her ne kadar kati çizgilerle ayrık olarak değerlendirilse ve geçmişe bir tepki olduğu düşünülse de geleneksel ve modern toplum arasında bir süreklilik ilişkisi olduğu göz ardı edilemez. Ancak modern toplumda yaşanan dönüşümlerin küresel düzeyde bir etkileşim yaratması, sonuçlar doğurması ve etkilerinin bireylere kadar indirgenmesi, sadece modernliğe özgü bir olgudur.14

10 Ahmet ÇİĞDEM, Bir İmkân Olarak Modernite: Weber ve Habermas, İletişim Yay., İstanbul 2004, s. 13.

11 Anthony GIDDENS, Modernliğin Sonuçları (Çev. Ersin KUŞDİL), Ayrıntı Yay., İstanbul 2014, s. 9.

12 Zygmunt BAUMAN, Modernite, Kapitalizm, Sosyalizm: Küresel Çağda Sosyal Eşitsizlik (Çev. F. Doruk ERGUN), Say Yay., İstanbul 2014, s. 41.

13 BAUMAN, Modernite, Kapitalizm, Sosyalizm, s. 39-41.

14 GIDDENS, s. 12.

10 Modern devlet oluşumunda feodal devlet yapısının merkezîleşmesi, şiddet kullanımının tekelleşmesi, kendine özgü araçların kullanılması önemli bir yer tutar ve bürokrasi, modern devletin yapı taşlarından birini oluşturur.15 Özellikle bu dönemde, toplumun disiplin altına alınmasında ve gözetim araçlarının oluşumunda bürokrasinin gelişimi etkili olmuştur. Bürokrasi, birey-birey, birey-devlet ve devleti oluşturan kurumlar arasındaki ilişkilerin devlet için şeffaf hâle gelmesinde ve dolaylı bir gözlem yaratılmasında mühimdir.16 Söz konusu şeffaf yapı da devlet politikaları için çoğu zaman yol gösterici bir husus olmuştur. Giddens’a göre modernliğin kuramsal boyutlarında kapitalizm, endüstriyalizm, gözetim aygıtları ve şiddet araçlarının kontrolü başat bir rol alır.17

Modernizmin temel özellikleri bilimcilik yani bilimin büyük gücüne ve önceliğine duyulan inanç, hümanizma, ilerlemecilik olarak sayılabilir.18İlerleme, aydınlanmada öncül bir kavram olarak görülmekle birlikte, her çağda, farklı koşullar ve bağıtlar için daha iyiye gitmek olarak anlaşılan bir kavramdır. İlerleme, her ne kadar Aydınlanma Dönemi’ne ait bir kavram olarak görülse de Antik Çağ’dan beri tartışılan;

fakat teknik ve bilimsellikten ayrık anlamlar taşıyan bir kavram olmuştur. Antik Çağ’da ilerleme fikrine bakıldığında, birçok eserde bu düşüncenin yansımasının bulunduğu, ilk

15 Christopher PIERSON, Modern Devlet (Çev. Dilek HATTATOĞLU), Çiviyazıları Yay., İstanbul 2000, s. 88.

16 Fuat ERCAN, Modernizm, Kapitalizm ve Azgelişmişlik, Bağlam Yay., İstanbul 2012, s. 37. Bürokrasi kavramı hakkında bkz. POGGİ, Devlet Doğası, Gelişimi ve Geleceği, s. 42-44.

17 Modernliğin kuramsal boyutları hakkında bkz. GIDDENS, s. 59-67.

18 Bkz. Fatmagül BERKTAY, Politikanın Çağrısı, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yay., İstanbul 2011, s. 145-148.

11 dönemlerde ticarette ve dolayısıyla ekonomik durumda ilerleme anlamının baskın olduğu; ancak bu alanlarda ilerleme fikrinden daha sonra, toplumda da sosyo-kültürel bir ilerleme olarak anlaşılabileceği fikrinin görüldüğü çeşitli eserler aracılığıyla aktarılmıştır.19Fakat aydınlanmaya ve modern devlet sloganına ait olan ilerleme düşüncesi, yalın olarak ekonomik ilerlemeden öte, teknolojik ve akılcılıkla bütünsel bir ilerleme içinde doğaya hâkimiyet düşünülmelidir.

İlerleme kavramının nasıl ortaya çıktığı ve Aydınlanma Dönemi’ne hasredildiği hususu, kavramın terminolojik incelenmesi yanında tarihsel bir bütünlük için de önem arz etmektedir. İlerleme, her ne kadar ülkenin sloganı olsa da özellikle Fransa’da dil hareketinde 18. yüzyılın ilk çeyreğinden önce aydın çevresinde ve eserlerinde sık kullanılan bir kavram değildir.20 İlerleme düşüncesi oluşurken dahi ilerleyiş-ilerleme-büyüme-gelişme ifadelerinden önce mükemmellik ve mükemmelleşme ifadeleri kitaplarda yerini bulmuş olup bir görüşe göre, Kant’ın 16. yüzyıldan beri etkin şekilde kullanması sonucunda kavramın slogan olarak benimsenmesi gerçekleşmiştir. 21 Aydınlanmanın esas çocuğu olarak gösterilen ilerleme düşüncesinin, kavramın kullanım döngüsüne bakıldığında aydınlanmanın doğuşuyla doğrudan ortaya çıkmadığı, mükemmeliyetçilik düşüncesinin ilerlemeye içkin olmasının da etkisi göz önünde bulundurularak dönem başında mükemmellik gibi daha iddialı söylemlerde görüldüğü anlaşılmaktadır.

19 Ayrıntılı bilgi için bkz. Reinhart KOSELLECK, İlerleme (Çev. Mustafa ÖZDEMİR), Dost Kitabevi Yay., Ankara 2007, s. 23-36.

20 KOSELLECK, s. 55.

21 KOSELLECK, s. 62-64.

12 Aydınlanmanın oluştuğu dönemin şartları, Orta Çağ’ın toplumsal ve ekonomik yapısı, insanın özne olarak toplumda nasıl bir yer edindiği düşünüldüğünde aydınlanmanın biricik nesnesi olan aklın, toplumun dönüşümünde ve gelişiminde ilerlemeci bir yer edindiği yadsınamaz. Ancak günümüzde tartışılan noktanın, bu ilerleme vaadinin ve akılcılığın sınırlarının nerede bittiği, aydınlanmanın yapısal taşlarının aydınlanmanın önünde nasıl bir duvar oluşturduğu, kaynağı olarak tanımlanan modernizmin insan için neler getirdiği, insanlara uygar bir hayatın verilip verilmediği olduğu söylenebilir.