• Sonuç bulunamadı

A. ERKEN CUMHURİYET DÖNEMİ

C. 21. YÜZYIL VE SONRASI

2. Alevlenen Tartışmalar

İktidar partisinin uygulamaları arasında, kuruluş yıllarındaki kadın hakları lehine yapılan mevzuat düzenlemelerinden uluslararası sözleşmelere kadar birçok değişiklikten

452 Bkz. ERKMEN, s. 94.

453 Aile politikaları hakkında ayrıntılı bilgi için Bkz. ERKMEN, s. 84-92.

454 AKDOĞAN, Muhafazakâr Demokrasi, s. 51.

148 bahsedilebilir.455 Söz konusu uygulamalar yanında, özellikle medya aracılığıyla kürtaj hakkına yönelik söylemlerse çelişkili bir politika olarak değerlendirilmiş ve eleştirilmiştir.456

Yakın tarihe bakıldığında, kürtajın yasak olduğu dönem için yasallaştırma çabaları ve talepleri kamuoyunda yüksek sesle dile getirilirken, kürtaj yasalaştıktan sonra hakkın kullanımında evli kadın için eş izninin tartışmaya açılması sonrasında, hükümetin kürtaj söyleminin artışına kadar kürtajın pek gündeme gelmediği söylenebilir.457 Kürtaj hakkındaki söylemler incelenirken bu söylemlerin oluşmasındaki kültürel, sosyolojik, ekonomik koşulların da göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Kürtaj söylemleri sadece iktidar partisine özgü bir politika değildir; farklılık kürtaj politikalarının daha çok neoliberal muhafazakâr perspektiften stratejilerle dile getirilmesi olarak yorumlanmıştır.458

2008’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlaması için buluşulan bir toplantıda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “En az üç çocuk yapın”459 söylemi, iktidarın nüfus

455 Bkz. “21. Yüzyıl ve Sonrası Genel Bir Bakış” başlığı.

456 YELSALI PARMAKSIZ, s. 220.

457 Bkz. ERKMEN, s. 149-157.

458 Cevahir ÖZGÜLER-Betül YARAR, “Neoliberal Body Politics: Feminist Resistance and the Abortion Law in Turkey”, Ed. W. HARCOURT, Bodies in Resistance içinde, London, 2017, s. 137.

459“Sizinle bir Başbakan olarak değil, dertli kardeşiniz olarak konuşuyorum. Biz genç nüfusumuzu aynen korumalıyız. Bir ekonomide aslolan insandır. Bunlar Türk milletinin kökünü kazımak istiyor. Yaptıkları aynen budur. Genç nüfusumuzun azalmaması için en az üç çocuk yapın.”, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/erdogan-en-az-uc-cocuk-dogurun-8401981 (Erişim Tarihi: 06.12.2020).

149 politikaları noktasında bir yansıması olarak görülebilir. Söz konusu söylem bununla sınırlı kalmamış, sonrasında birçok kongrede bu istek tekrarlanmıştır.460 En az üç çocuk sözleri, sürekli olarak tekrarlanan bir söylem olmasına rağmen Nüfus Planlaması Hakkında Kanunu’nda herhangi bir somut değişiklik yer almamıştır.461 Söz konusu konuşmanın 8 Mart Kadınlar Gününde yapılması ve kadın haklarının değil de anneliğe yönelik bir söylemin yer alması, kadınların “doğurganlık” ve “annelik” unsurlarıyla beraber düşlendiğinin bir örneğidir.

Söz konusu “en az üç çocuk” sözleri kamuoyunda çok tartışılınca, sözler “Yola çıkarken biz muhafazakâr demokrat olduğumuzu ilan ettik. Hedefimize aileyi koyduk.

Hem parti hem de hükümet olarak aileyi toplumun temel taşı olarak gördük. 10 yıldır aileyi güçlendirmek, korumak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Güçlü bir millet olacaksak, güçlü ailelere sahip olmak zorundayız. (...) En az üç çocukla beraber güçlü aileler... Ailelerimizi güçlü kılmanın yolu buradan geçiyor. Güçlü aile istiyorsak bunun olması lazım. Bir çocuk iflas, iki çocuk iflas, üç çocuk yerinde saymaktır. Bizim genç ve dinamik nüfusa ihtiyacımız var. O da buradan geçiyor. Yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Bizim artış hızımızın ikinin üzerinde üçlere ulaşması lazım, bunu başarmamız gerekiyor. Şu

460 ERKMEN, s. 98; https://www.ntv.com.tr/turkiye/erdogan-is-isten-gecmeden-en-az-3-cocuk,ZEQhCeWHVkS06lEDhd72Ng (Erişim Tarihi: 06.12.2020); "Bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah Kerim"

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-bizi-yillarca-dogum-kontroluyle-aldattilar-191718h.htm (Erişim Tarihi: 06.12.2020).

461 Her ne kadar kürtajın yasaklanmasına yönelik yasal bir değişiklik gerçekleşmese de 2012 yılında kürtaj hapı olarak bilinen Cytotec adlı ilacın yasaklanmasının, bu değişikliklerin tıp camiasında somut bir göstergesi olarak kabul edildiği tartışmaları hakkında bkz. https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/saglik/dusuk-yaptiran-ilaca-yasak-isyan-ettirdi-21444503 (Erişim Tarihi: 22.11.2020).

150 anda batı sıkıntı içerisinde ama biz Türkiye’yi bu sıkıntının içerisine sokmak istemiyoruz. Annelerin şahsında ülkeme sesleniyorum; bu hassasiyetimizi hafife almayın bunu dalga dalga yaygınlaştırmamız lazım. Bunu başarmamız lazım, bu parayla pulla ölçülmez.”.462 gerekçeleriyle açıklanmıştır. Türkiye’de herhangi bir kanun değişikliği olmamasına rağmen 2010 ve sonrasındaki açıklamalarla iktidarın kürtaj hususundaki söylemleri tekrarlanmış ve kürtaj hakkına yönelik kısıtlayıcı öneriler, kamuoyunda yankı bulmuştur. Bunda hükümetin nüfus politikasında pronatalist bir politika izlemesinin etkili olduğu ve hatta temel sebebi olduğu söylenebilir.463

Kadına yönelik söylemin ikinci dönemi olarak adlandırılan dönemde, basına verilen demeçte Başbakan “biz muhafazakâr bir partiyiz, aile bizim için önemli” diyerek aile yaşamına tekrar bir vurgu yapmıştır.464 Parti programında da görüldüğü üzere kadının bireysel haklarından öte annelik vasfından söz ederek neslin devamı vurgusu yapılmıştır.465 Söz konusu politikanın yansıması olarak Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kurulması gösterilmiştir.466

462 https://www.milliyet.com.tr/siyaset/erdogan-neden-3-cocuk-istedigini-acikladi-1650260 (Erişim Tarihi: 10.12.2020).

463 Yılmaz, “Türkiye’de Cinsel Sağlık Politikaları ve Haklar”, s. 224. Bkz. “İktisadi Kaygılar ve Üretken Bedenler” başlığı.

464 YELSALI PARMAKSIZ, s. 225.

465 “Kadınlar sadece toplumumuzun yarısını oluşturdukları için değil, her şeyden önce birey ve sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde birinci derecede etkin oldukları için, yılların ihmali sonucu biriken her türlü sorunlarıyla ilgilenilmesi, partimizin öncelik verdiği bir konudur.” https://www.akparti.org.tr/parti/parti-programi/ (Erişim Tarihi: 27.12.2020)

466Kadın, Aile ve Çocuk Sorunları Bakanlığı kurulma fikri, 7. Demirel Hükümet Programında da yer aldığı hakkında bkz. CESUR KILIÇASLAN-IŞIK, s. 138.

151 Söz konusu duruma -bir birey olarak kadından önce, ailedeki anne rolünün önemsenmesine- birçok sivil toplum örgütü ve vekil, imza kampanyalarıyla karşı çıksa da değişiklik, geçerliliğini korumuştur.467

BM Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı Eylem Programı çerçevesinde düzenlenen Uluslararası Parlamenterler Konferansı’nın kapanış oturumuna katılan Başbakan’ın “Kürtajı cinayet olarak görüyorum”468 sözüyle pronatalist politikaların sadece çocuk sayısını artırmakla değil, kürtaj ve sezaryen karşıtlığıyla da yürütüldüğü açık hale gelmiştir. Söz konusu politikadaysa öncelik cenin hakkının korunması noktasında olmuş, kürtaj hususunda kararın kadının bireysel bir hakkı olmasından öte ceninin yaşama hakkı noktasında tartışma yürütülmüştür.469Kadın bedeni, politik tartışmaların yine merkezinde olmuştur.

20. yüzyılda devletlerin önde gelen siyasi partilerine bakıldığında sağ düşüncede adlandırılan muhafazakâr parti yapılarının yükselişte olduğu söylenebilir. Bir görüşe

467 ERKMEN, s. 80.

468 Bkz. https://www.milliyet.com.tr/siyaset/erdogan-kurtaj-bir-cinayettir-1545254 (Erişim Tarihi: 06.12.2020)

469 Devrim KABASAKAL BADAMCHI, “Abortion and Public Reason in Turkey: A Normative Evaluation of the Discourses of AKP and CHP”, Turkish Studies içinde, 15:1, 2014, s. 51. Tartışmaların alevlendiği dönemde “Her kürtaj bir Uludere’dir” sözü

de gündemde çokça yer almıştır. Bkz.

https://www.trthaber.com/haber/gundem/basbakan-her-kurtaj-bir-uluderedir-42333.html (Erişim Tarihi: 04.12.2020). Bu söz, birçok noktadan dönemin gazeteci ve yazarları tarafından tartışılmıştır. Bkz. ERKMEN, s. 100. Kürtaj tartışmalarında farklı mekânlarla kürtajın eşleştirilmesi egemen iktidarın kamuoyunu yönlendirme taktiklerinden biri olduğu hakkında bkz. Sibel ÖZBUDUN, Kadınlar: İslam, AKP ve Ötesi, Ütopya Yay., Ankara 2016, s. 37.

152 göre, siyasetçilerin toplum üzerinde denetimi artırıcı söylemlerinden biri de “kaybolan değerler”dir. Değer kavramının ne olduğu ve felsefi yeri bir yana bu görüşte, alt metninde kaybolan değerlerin olduğu politik eylemlerin, daha güçlü durduğu ileri sürülerek örneklerle desteklenmiştir.470 Kürtaj hakkıyla beraber ceninin yaşam hakkı ve aile değerlerinin de tartışılması, iktidar partisinin muhafazakârlık tanımıyla açıklanmış;

bu tanımın son yıllarda diğer devletlerdeki muhafazakâr görüşle paralellik içerdiği söylenmiştir.471 Söz konusu aile değerlerinden bahsetmek kürtaj hakkının kullanımında ve herhangi bir politika sahnesinde tartışılmasında artık şaşırtıcı olmayan bir husustur.

Söz konusu aile değerleri söylemi kadınları ve dolaylı olarak kadın bedenini hedef almış ve kürtaj üzerinden cinselliğin dolayısıyla denetiminin artırılmasına gidilmiştir.472

Hükümet programlarına bakıldığında kadınlar, kadın haklarına ilişkin konular yerine anne ve çocuk kümesi içinde değerlendirilmiş; aile planlaması, sosyal yardım vb. konularda kendini göstermiş, geçmişte hükümetlerin farklı ideolojik temellerle kurulan partilerden olması bu durumu değiştirmemiştir.473Kadının bir özne olarak, annelik kıskacından çıkarak kadın haklarının hükümet programında yer alması ilk

470 Örneğin, aile değerlerinin söz konusu olduğu durumlarda daha çok kadın hakları ve feministleri ilgilendiren konuların ön planda olması hakkında bkz. Max HAIVEN, Radikal Hayalgücü ve İktidarın Krizleri: Kapitalizm, Yaratıcılık, Müşterekler (Çev. Kübra KELEBEKOĞLU), Sel Yay., İstanbul 2018, s. 35.

471 “İktisaden neo-liberal, kültürel açıdan neo-con” Bkz. ÖZBUDUN, Kadınlar: İslam, AKP ve Ötesi, s. 97.

472 HAIVEN, s. 39.

473 Bkz. CESUR KILIÇASLAN-IŞIK, s. 130-136. Adalet ve Kalkınma Partisinden önce yer alan hükümet programlarında kadınların konumu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.

CESUR KILIÇASLAN-IŞIK, s. 128-140.

153 olarak Yıldırım Akbulut Hükümet programıyla gerçekleşmiş; ancak hakkın açıklamasında aile gerekçesinden kurtulamamıştır.474

İktidar partisinin, “feminist çevreler” tarafından bedenlerin denetimi ve kadını, anne perspektifinden sürekli olarak tartışmaların aktörü olarak görülmesinin yanında iktidara geldiği tarihten günümüze cinsel suçların TCK’da kişiye karşı suçlar kategorisine girmesi, evlilik içi tecavüz suçunun kanun kapsamında suç olarak tanımlanması, mal rejiminin eşitlikçi bir görünüme bürünmesi vb. gelişmelerle aslında kadın hakları lehine de bir değişimin de olduğunu, buna rağmen bunların göz ardı edilerek sadece belli tartışmalar üzerinden iktidarı eleştirmenin yetersiz ve eksik bir eleştiri olduğunu vurgulayan görüşler de mevcuttur.475

2012 yılındaki kürtaj tartışmaları, iktidarın nüfus kontrolü uzantısında yaşatma iktidarının bir yansıması olarak yorumlanabilir.476 “Kürtaj, sezaryen, annelik, şiddet gibi toplumsal cinsiyete ilişkin konularda AKP’nin takındığı tutum ve ele aldığı düzenlemeler siyasal iktidarın yalnızca söylemini değil ideolojik temelini anlamak bakımından da ayırt edicidir. Doğrudan kadınların bedenleri üzerindeki bireysel tasarruf hakkına dayanan ve liberal bir bakış açısından özel alanı ilgilendiren bu konuları, hükümet dinsel bir içerik üzerinden ahlaki alana çekmeye çalışmıştır. Bu yönüyle bu tavır liberal demokratik bir yaklaşımdansa neoliberal muhafazakar

474 CESUR KILIÇASLAN-IŞIK, s. 137.

475 Bkz. KESGİN, s. 21.

476Nüket ELPEZE ERGEÇ, “Kürtaj Haberleri Söyleminde Şiddetin İktidarı”, İlef Dergisi, C. 2, S. 2, 2015, s. 188.

154 ataerkillik olarak tanımlanması gereken bir yaklaşıma karşılık gelir. Neoliberalizm ve muhafazakarlık arasındaki ittifak böyle bir zemine dayanmaktadır.”477