• Sonuç bulunamadı

Bir kavramın irdelenmesinde etimolojik kökenine uzanan yolculuğuna bakıldığında, kavramın hangi anlamlarda kullanıldığı, nasıl farklılaştığı, hangi yönde deneyimlendiği görülebilir. Politika kavramı da Antik Yunan’dan itibaren farklı düzeylerde ve alanlarda, çeşitli teorisyenlerin kuramlarında değişime açık bir şekilde yer almış ve farklı formlara bürünmüştür. Bu bölümde tanımlamalarına yer verilmeye çalışılacak olan biyopolitika kavramı da geleneksel anlayışın dışında yer alarak birçok yeni kavramla beraber politikanın yolculuğunda yeni bir durak olmuştur.

Biyopolitika sözcüğünün günümüzde soykırımdan gen ıslahına, savaş tekniklerinden toplumsal cinsiyet tartışmalarına kadar birçok alanda yer aldığı; kullanım

39 Gelişme yazını hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. ERCAN, s. 81-124.

40 KIŞLALI, s. 60-62.

19 alanlarının çeşitliliği ve 21. yüzyıldaki yeri göz önüne alındığında, kavramın gerçek anlamına odaklanmanın bir zorunluluk olduğu açıktır. Kavramın son zamanlarda birçok olayda ve konuda yerli yersiz olarak kullanıldığı aşikârdır; ancak bu kullanım yoğunluğuyla doğru orantılı olarak çeşitli sosyal çalışmaların varlığından söz etmek pek mümkün değildir.

Biyopolitika denildiğinde akla ilk gelen düşünür, kavramın geliştirilmesinde büyük katkısı olan Michel Foucault olmakla birlikte bu husus, biyopolitikanın sadece modern devletle ortaya çıkan bir kavram olduğu anlamına gelmemektedir. Foucault’nun adının ön planda olmasıysa kendi özgün çalışmalarıyla felsefede ve sosyal teoride etkili bir şekilde yer almasından kaynaklanır.

Biyopolitika, etimolojik olarak incelendiğinde hayatla (Yunanca:bios) uğraşan politika anlamına gelir. 41 Kökenine bakıldığında kavramın, kavramı oluşturan sözcüklerden yola çıkarak birden fazla anlam içerdiği düşünülebilir. Lemke, biyopolitikayı tanımlama çabalarının, kavramın anlamını kavramakta yetersiz olduğunu ve etimolojik olarak kavramı oluşturan sözcükler (hayat ve politika) arasında sıkışıp kaldığını, toplumsal ve politik olaylarla biyolojik etmenlerin nasıl bir etkileşiminin olduğunun tartışılması gerektiğini ve anlaşılmasının önem taşıdığını ileri sürerek eleştirisini ortaya koyar. Yazara göre, söz konusu kavramın tarihsel ve diğer disiplinlerle diyalog hâlinde bir kavrayışla tartışılması gerekir ve bu tarz bir yorumun Michel Foucault tarafından ilk kez ele alındığını söyler. Foucault öncesi ağırlık kazanan

41Thomas LEMKE, Biyopolitika (Çev. Utku ÖZMAKAS), İletişim Yay., İstanbul 2017, s. 16; “(…) yaşam ve yaşam mekanizmalarını açık hesaplar alanına sokan ve bilgi-iktidarını insan yaşamının dönüşümünün bir faaline dönüştüren olaydan da biyo-politika diye söz etmek gerekir.” Michel FOUCAULT, Cinselliğin Tarihi (Çev. Hülya Uğur TANRIÖVER), Ayrıntı Yay., İstanbul 2015, s. 102.

20 düşünceleriyse iki başlık altında toplar: politikanın temeli olarak hayatı konumlandıranlar ve politikanın nesnesi olarak hayatı konumlandıranlar.42

Her ne kadar biyopolitika kavramı denildiğinde akla ilk gelen Michel Foucault olsa da kavramı ilk kullanan düşünür Foucault değildir. Biyopolitika kavramını ilk kimin kullandığına yönelik tartışmalar olsa da birçok kaynakta bilim insanı Rudolf Kjellén, kavramı kullanan ilk kişi olarak işaret edilmektedir. Kjellen, siyaset bilimi üzerine çalışmış ve biyopolitika görüşünü, organikçi devlet görüşü çerçevesinde açıklayan bir bilim insanıdır.43

Almanya’da bir dönem etkinliğini sürdüren ve tarihinde önemli bir yere sahip olan Nasyonal Sosyalist Partisiyle beraber organikçi devlet görüşü, parti sloganı olarak tasvir edilmiş; özgün bir biyopolitika görüşü oluşturulmuş ve biyolojik özelliklerle beraber toplumsal birleşme-dışlama dinamiklerinin yanında biyolojik olanın denetimi de esas amaçlardan biri hâline getirilmiştir.44 Biyopolitika aynı zamanda ideolojik olarak da devlet teorilerinde yer bulmuştur. Nasyonal Sosyalist dönemde biyopolitikayla ideolojinin kesişmesinin en bariz örneği Lebensraum (yaşam alanı) kuramı olmuştur. Bu kuramla biyopolitik düşünceler, jeopolitik amaçlarla birleşmiş;

Lebensraum, savaş gerekçelerinden biri olarak gösterilmiştir. Söz konusu kuramla

42 Bkz. LEMKE, s. 16-20.

43 LEMKE, s. 26, 27; “Foucault biyopolitika terimini ilk kez 1974 yılında Rio de Janeiro Devlet Üniversitesi’nde verdiği üç kısımlı bir seminer programının ‘Toplumsal Tıbbın Doğuşu’ başlıklı ikinci oturumunda kullanır.” Emre KOYUNCU,

“Foucault’nun Siyaset Felsefesinde Biyopolitikanın Doğuşu”, Foucault’dan Günümüze Biyopolitikanın İzdüşümleri içinde, C. 2, NotaBene Yay., İstanbul 2018, s.

22.

44 LEMKE, s. 27-29.

21 Almanya’nın nüfusu ve ülke topraklarının orantılı olmadığı, nüfusa yetecek kadar toprak alanına ihtiyaç duyulduğu ve bu ihtiyacın verimli toprakların ele geçirilmesiyle sağlanacağı öngörülmüştür. Söz konusu politikanın savaşı ve şiddeti meşrulaştıran bir gerekçe olduğu açıktır.45 Lebensraum kuramını ilk ortaya atan kişi Friedrich Ratzel olup kan ve toprak (blut und boden) formülüyle Nazi Almanyası’nın biyopolitika görüşünün temeli açıklanmıştır. Lemke’ye göre, bu düşünceler politikanın temeli olarak hayat görüşünü savunan ve biyopolitika kavramına katkı sunan ilk doğalcı gruptur.46

Biyopolitikanın günümüzdeki anlamına kadar dönemsel faktörler ve felsefi yorumlar çerçevesinde birçok farklı anlam taşıdığı, en azından çeşitli şekillerde yorumlandığı söylenebilir. 20. yüzyılın ortasına kadar politikanın biyolojik kökenli bir çerçevesi varken sonrasında biyopolitika, dönemsel faktörlerin de etkisiyle yeni anlamlar kazanmıştır. Devletlerin ve hatta dünyanın gidişatını etkileyen iki büyük dünya savaşı sonrasında sanayinin ve üretimin artması, gelişen ekonomik ve teknolojik politikalar sonrasında yaşanan büyüme, toplumlar açısından bazı endişelerin doğmasına neden olmuştur. Teknolojik ilerleme, ekonomik büyüme, toplumlardaki demografik değişikliklerle doğal kaynakların kısıtlılığı yaşanmış ve Malthus endişesi tekrar hortlayarak “ekolojik bir krize mi sürükleniyoruz?” sorusu toplumsal hareket tabanları tarafından dile getirilmeye başlamıştır. Söz konusu dönemde biyopolitikanın şimdiki anlamına yakın bir anlam kazandığı söylenebilir. Hayatın ve insanların geleceği üzerinde biçimlenen biyopolitika, bir sonraki evrede biyoteknolojik ilerlemenin artması

45 KIŞLALI, s. 71.

46 Bkz. LEMKE, s. 27-32.

22 ve bilimsel aşamaların denetimiyle hayatın odak noktalarını kullanarak dinamik bir biçimde araçlarını yenilemiştir.47

II. KURAMSAL ÇERÇEVE