• Sonuç bulunamadı

Milletlerarası Özel Hukukta Kambiyo Senetlerinde Zamanaşımının Hukuki

D- Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine Göre

VI- Milletlerarası Özel Hukukta Kambiyo Senetlerinde Zamanaşımının Hukuki

Milletlerarası ticarette, bir kambiyo senedinin (özellikle poliçenin) keşide edilmiş bulunduğu memleket haricinde de tedavül etmesi sık sık görülen bir durumdur. Bunun neticesi olarak, senetle ilgili işlemlerin, çeşitli memleketlerin hudutları içinde yapılması icap edebilir. Mesela, bir memlekette tanzim edilen senedin, başka bir memlekette ciro olunması, bir diğer ülkede ibrazı ve protesto edilmesi mümkündür. Bu suretle, ticari senetler hukukunda bir yabancı unsurun mevcudiyetiyle sık sık karşılaşılmakta, dolayısıyla da çeşitli kanun ihtilafları

878‘Bonodaki yetki şartı, genel yetki kuralını bertaraf etmez.’ 12.HD. 19.06.1981, 4385/E.-6014/K., www.kazanci.com/külliyat/16.08.2005.

879 Bozgeyik, Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, 627; ‘…mahkemece borcun kambiyo senedinden kaynaklandığı, aranacak borçlardan olduğu bu nedenle davaya bakmaya davalının ikametgahı mahkemeleri olan Ankara mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmişse de; dava, para alacağına ilişkindir. Davalı, taraflar arasında ticari ilişki olduğunu kabulle beraber belirttiği nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunarak yetkisizlik def’inde bulunmuştur. Davacının ikametgahı Yerköy’de olmasına ve paranın da götürülecek borçlardan olması dolayısı ile HUMK’nun 10. ve BK’nun 73’üncü maddeleri uyarınca davanın Yerköy’de görülmesi gerekirken yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usule aykırı görüldüğünden…’, 19.HD. 18.03.2005, 1242/E.-2874/K. (Yayınlanmamış).

doğmaktadır. Ticari senetler hukuku alanında ortaya çıkan kanun ihtilaflarını ortadan kaldırmak veya hiç olmazsa sayısını azaltmak için takip edilecek yol, diğer sahalarda doğan kanun ihtilaflarında olduğu gibi, bir taraftan kanunlar ihtilafı kaidelerini, öte yandan devletler arasında ortak bir hukuk tesis ederek bunların iç mevzuatını birleştirmektir880. Nitekim, bu hususların nazariyatta kalmayıp, uygulandıklarını görmekteyiz. La Haye ve Cenevre Konferansları sonunda ortaya konan ‘Tek Tip Poliçe Kanunu’ ve ‘Kambiyo Senetleri Hususunda Kanunlar İhtilafına Mütedair Konvansiyon’ (07.07.1930) bu yolda yapılan çalışmaların sonuçlarını bir araya getirmektedir881. Bu iki Konvansiyon’un hükümleri, İsviçre Borçlar Kanunu’na ithal edilmiş; oradan da tercüme yoluyla Türk Ticaret Kanunu’na (TTK. 678-687) alınmıştır882.

Devletler Özel Hukukunda zamanaşımına uygulanacak hukuk bakımından iki sisteme rastlanılmaktadır. Birinci sistemi benimseyen Anglo-Sakson Hukukuna göre zamanaşımı usul hukukuna ait bir müessesedir. Bu durumda ise lex fori’nin (hakimin hukuku) uygulanması gerekir883. İkinci sistemde ise zamanaşımı esasa ait bir kurum olarak kabul edilmekte ve hüküm statüsüne (lex causae) tabi tutulmaktadır. Bu sistem Kara Avrupa Hukukunda yürürlük alanı bulmaktadır884.

İsviçre Federal Mahkemesi’nin yerleşmiş içtihadı; bir talep hakkının zamanaşımı karşısındaki durumunun, sözleşmeyi düzenleyen hukuka (lex obligations) göre belirleneceği yolundadır885.

Türk Devletler Özel Hukukunda zamanaşımı hüküm statüsü (lex causae) kapsamı içinde kabul edilmiştir886 887. Gerçekten 2675 sayılı MÖHUK’nun 7’nci

880 Tekinalp, 81; Öztan, 942; Çelikel, A., Milletlerarası Özel Hukuk, 4.B., İstanbul 1995, s.171.

881 Öztan, 942.

882 Öztan, 942.

883 Nomer, 221; Tekinalp, G., 108; Uluocak, 168; Seviğ, 571;Berki, Türk Hukuku’nda Kanunlar İhtilafları, 184.

884 Nomer, 221; Tekinalp, 108.

885 Tutumlu, 23 (BGE.12 682,38 II 360,59 II 236,72 II 414,75 II 61,78 II 148).

886 Zamanaşımının kesilmesi veya tatili ile ilgili olarak Tük mahkemeleri nezdinde görülmekte olan davalarda ileri sürülen talepler hakkında Türk Hukuku uygulanacaktır (22.07.1933 tarihli Tek Tip – Yeknesak - Poliçe Kanun ile İlgili Anlaşmanın II numaralı Eki’nin 17/1’inci fıkrası). Türkiye’nin bu anlaşmayı imzalamadığı göz önünde tutulmalıdır. Öztan, s.962, dpn. 102.

maddesinde bu husus açıkça belirtilmiştir: ‘Zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir’.

Dolayısıyla yurt dışında keşide edilen ve muhatabı yabancı olan senet hakkında o ülkedeki zamanaşımı süresi uygulanır (MÖHÜK. 1-2)888.

Hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re'sen uygular. Hakim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir. Zamanaşımı hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir. Tüm araştırmalara rağmen yabancı mevzuatın temin edilememesi halinde MÖHUK. 2/2’nci maddesine göre Türk Hukukunun zamanaşımına ilişkin hükümlerinin re'sen uygulaması gerekir889.

Zamanaşımının hesaplanması, durması ve kesilmesi gibi hususlar da hüküm statüsü içinde değerlendirilmelidir890.

Burada zamanaşımının, Devletler Özel Hukukundaki kamu düzeniyle ilişkisine değinmekte fayda vardır. Yargıtay verdiği bir kararda; zamanaşımının kamu düzeni ile doğrudan bir ilgisi olmadığını, ancak uyuşmazlığı, uygulanacak yabancı hukukun belirlediği zamanaşımı süresinin Türk Hukukundakinden (kabul

887 ‘Yabancı memlekette keşide edilen ve muhatabı da yabancı bir banka olan çek hakkında, o ülkedeki zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir’, 11.HD. 05.06.1991, 5352/E.-7774/K., Ertekin/Karataş, 540.

888 Öztan, 876; Çekin bir yabancı tarafından ve yabancı ülkede yine yabancı olan muhatap bankaya keşide edilmesi karşısında bu davada yabancılık unsuru bulunmaktadır. Yabancılık unsuru bulunan bu tür davalarda uyuşmazlığın çözülmesinde, MÖHUK’nun 1 ve 2’nci maddeleri hükümleri uyarınca uygulanacak hukuku, hakim tarafından Türk Kanunlar ihtilafları kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re'sen saptayacak ve gerektiğinde yetkili yabancı hukukun muhtevasını tespitinde tarafların yardımını isteyebileceklerdir. Yine aynı Yasanın 7. maddesinde zamanaşımının, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanacak hukuka tabi bulunduğu da hükme bağlanmış bulunmaktadır. Konunun özel olarak düzenlendiği TTK’nun 732, 733’üncü maddelerinde ise, çekten doğan taahhütlerin neticeleri bu taahhütlerin vuku bulduğu yer yani, keşide yeri memleket kanununa göre tayin edileceği hüküm altına alındığı gibi, aynı Yasanın 730/21’inci maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanan yine aynı yasanın 681. maddesi hükmü uyarınca da çeklerde müracaat hakkının kullanılması için gereken sürelerin tüm borçlular hakkında çekin keşide edildiği yer kanununa tabi olacağı açıkça hükme bağlanmış bulunmaktadır. 12.HD. 15.06.1990, 3552/E.-4774/K., Ertekin/Karataş, 424.

889 11.HD. 16.12.1999, 8492/E.-10456/K., YKD. 1999, s.987.

890 Berki, 185.

edilmiş en uzun süreden) daha fazla olması halinde, lex causae’nin uygulanmasının istenemeyeceğini belirtmiştir891.

Bu kararın bir çok noktadan eleştirilmeye değer yanları vardır. Bir defa, yabancı hukukun Türk Hukukundan daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş bulunması, mutlak şekilde kamu düzenine aykırı bir olgu olarak düşünülmemelidir892. Zira Türk Devletler Özel Hukukunda kamu düzeninin yabancı hukukun uygulanmasına müdahalesi istisnai bir kural olarak kabul edilmektedir893. Ancak yabancı hukukun (lex causae) uygulanması, iç hukukumuz açısından

‘tahammül edilemez’ bir durum yaratırsa, o zaman kamu düzenini müdahalesi söz konusu edilebilir894. Zamanaşımı ise, Yargıtay’ın belirttiği gibi, bizatihi kamu düzenini ilgilendiren bir kavram değildir. Başka bir deyişle, davada uygulanacak yabancı hukukun, Türk Hukuku’na göre (bir talep hakkı konusunda) daha uzun veya daha kısa bir zamanaşımı süresi benimsemiş olması, kamu düzenin ilgilendirmez.

Bunun gibi, yabancılık unsuru taşıyan bir borç ilişkisinde taraflar, uygulanmasını istedikleri hukuka göre, zamanaşımı süreleri üzerinde tasarrufta bulunabilirler; yani süreleri uzatıp kısaltma konusunda anlaşma yapabilirler. Bu yolda bir anlaşmanın mutlaka kamu düzenimize aykırı olacağı hemen söylenemez. Milletlerarası Özel Hukukta taraf iradelerine gittikçe daha çok yer verilmesi gerçeği karşısında, kamu düzeninin müdahalesi dar bir yorum çerçevesinde yapmak uygun olacaktır895.

891 Kararda şöyle denilmektedir: ‘Kural olarak zamanaşımının kendisine ‘lex causae’ yani taraflar arasındaki ilişkiyi idare eden hukuk (yabancı) uygulanır. Ancak, mahkemenin bulunduğu yer yasanın

‘lex fori’ belirlediği en yüksek zamanaşımı süresi buyurucu (amir) bir hüküm olup ‘lex fori’ nin gösterdiği zamanaşımı süresinden daha fazla bir süre belirleyen yabancı yasanın uygulanması istenemez.Lex fori durumunda bulunan BK’nun 127’inci maddesi uyarınca, yasanın belirlenen zamanaşımı süreleri sözleşme ile uzatılamaz.TTK’nun 25/4’üncü maddesi hüküm, ticari satışlarda zamanaşımı süresinin kısaltılabileceğini kabul etmiştir. O halde Türk Hukuku’nda belirlenmiş olan zamanaşımı süreleri yabancı bir yasaya yollama yapılarak uzatılamaz, ancak ticari satışlarda kısaltılabilir’. 11.HD. 05.04.1979, 1512/E.-1798/K. sayılı kararından, YKD. 1981, C.VII,S.1,s.57. Bu kararın eleştirisi için bkz.:Devletler Hususi Hukukunda Akitlere İrade Muhtariyeti, Zamanaşımı (Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni, 1981, S.1,s.31-36).

892 Nomer, 223; Aksi fikirde olarak bkz.Seviğ, 573.

893 Uluocak, 222-223;Aynı yönde 2.HD.,10.11.1960 5305/E.-5390/K. sayılı kararı (Berki, 68-69).

894 Nomer, 223.

895 Tutumlu, 33.

Nitekim Yargıtay daha sonraki ve yeni kararlarında bu yorumunu genişletmiştir896.

Bu söylenenlerden, zamanaşımı konusunda yabancı hukukun getirdiği her düzenlemenin veya taraflarca yapılmış olan her anlaşmanın kamu düzenimizi hiç etkilemeyeceği sonucu çıkarılmamamladır. Örneğin, bir alacak hakkında yabancı hukukta (lex causae) herhangi bir sürenin kabul edilmemiş olması; alacaklının hakkını araması için kabul edilen sürenin (hak aramayı oldukça güçleştirecek biçimde) çok kısa olması, bu tür sürelerden önceden vazgeçilmiş olması hallerinde kamu düzeninin müdahalesi düşünülebilir897.

Hukukumuzda zamanaşımı, bir maddi hukuk kurumu olduğundan, vasıflandırmada da bu esas göz önünde tutulacaktır; başka bir deyişle, zamanaşımı kavramı lex fori’ye (iç hukuka) göre vasıflandırılacaktır898.

Uluslararası hukukta çok sık rastlanabilen hakem kararlarında, hakemler, tarafların sözleşmeyle uyulması hususunda anlaştıkları usul kurallarına uygun hareket etmek zorundadırlar899.

896 ‘Yabancı mahkeme kararlarının tenfizi istemine ilişkin davada zamanaşımı, hukuki işlem ve ilişkinin esasına uygulanan hukuka tabidir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Alman yasalarından kaynaklandığına göre, buna ilişkin hükümlerin uygulanması gerekir. Yabancı hukukta zamanaşımı süresinin (Dairemizin 15.9.1989 tarih ve 1989/5912-4324 sayılı kararında da belirtildiği gibi), Türk Hukukundan farklı düzenlenmiş olması, kamu düzenine aykırılık teşkil etmez.’ 12.HD.28.05.1998, 383/E.-3945/K., www.kazanci.com/külliyat/16.08.2005.

897 Nomer, 223; Berki, 143.

898 Nomer, 223.

899‘Sözleşmede hakemlerin uygulayacakları usul taraflarca kararlaştırılmış ise, hakemlerce buna aykırı olarak hakemliğin cereyan ettiği yer kanunu hükümleri uygulanamaz.’ HGK. 05.05.1999, 235/E.-273/K., www.kazanci.com/külliyat/20.08.2005.

S O N U Ç

Kambiyo senetleri poliçe, emre muharrer senet (bono) ve çek adı altında, Türk Ticaret Kanunu’nun üçüncü kitabının dördüncü faslında ‘Kambiyo Senetleri’

başlığı ile, 582-735’inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kanun Koyucu kambiyo senetlerini düzenlerken poliçeyi esas alan bir ifade biçimini tercih etmiş, bono ve çekin farklılıklarını belirttikten sonra kalan kısımlar için poliçe hükümlerine atıfla yetinmiştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu Yasa Tasarısında da aynı durumun devam ettiği görülmektedir.

Tezde ele aldığımız zamanaşımı ise, düşürücü (iskati) nitelikte olup; bu tür sürede kambiyo senedi alacaklısı, alacak hakkını yasada öngörülen süre ve koşullar içinde talep etmediği takdirde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, hakkını dava yolu ile elde edebilme olanağından yoksun bırakılmaktadır. Böylece zamanaşımına uğramış olan bir alacak, borçlunun rızası dışında tahsil edilemez duruma gelmektedir.

Ticari hayatta sağladığı güven ve akıcılık ile çabukluk ve nakit yerine kullanımındaki kolaylık ve fazlalık nedeniyle adi senetlerden farklı olarak kambiyo senetlerinde zamanaşımı konusu, kanunumuzda muhtelif senet türleri olan poliçe, bono ve çeke göre ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Kambiyo senetlerinde zamanaşımı süreleri konusunda yazılanları özetlemek gerekirse, kambiyo senetlerinin çeşitli durumlara göre altı aylık, bir yıllık, üç yıllık ve içtihadı birleştirme kararı doğrultusunda bugün için uygulama kabiliyeti olmayan fakat nazari olarak savunulan on yıllık900 çeşitli zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, bunlardan başka TMK. 856; İİK. 105, 143, 194, 289 ve 251’inci maddeleri doğrultusunda ise, tamamen zamanaşımının kapsam ve hükmünden çıktığını ifade edebiliriz.

Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle; hamilin, cirantalar ile keşideciye karşı açacağı davalar, protesto tarihinden veya senette ‘masrafsız iade olunacaktır’ kaydı varsa vadenin bittiği

900 Teoride Domaniç tarafından sürülen bu görüş için bkz. s.61 vd.

tarihten itibaren bir yıl içinde; bir cirantanın başka cirantalarla keşideci aleyhine açacağı davalar, cirantanın poliçeyi ödediği veya poliçenin dava yolu ile kendisine karşı dermeyan edildiği tarihten itibaren altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar (TTK.

661).

Bonolardaki zamanaşımı süresi hakkında kanunumuz poliçe hükümlerine atıfla yetinmiştir (TTK. 690). Buna göre; bir bonoyu tanzim edenin tıpkı poliçeyi kabul eden gibi sorumlu olacağından (TTK. 691/1), bononun asıl borçlusu olan keşideciye karşı açılacak davalar vadeden itibaren üç yıl geçmekle; hamilin, ciranta, lehdar ve onlar lehine aval verenler aleyhindeki müracaat hakkı bir yıl geçmekle;

bono tutarını ödeyen cirantaların birbirlerine karşı talep hakları altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar.

Çeklerde zamanaşımı süreleri yasa koyucu tarafından çok kısa tutulmuş ve diğer senetlerin aksine, hamilin keşideci ve müracaat borçlularına; çek bedelini ödeyen müracaat borçlularında birbirlerine karşı açacağı davalar altı aylık zamanaşımı süresine tabi tutulmuştur (TTK. 726).

Zamanaşımı sürelerinin kanunda aksi düzenlenmedikçe, kamu düzenini ilgilendirdiği için taraflarca sonradan değiştirilmesi mümkün değildir (TTK. 6).

Belirlenen bu zamanaşımı süreleri; dava açılması, takip (icra) talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi sebepleriyle kesilir (TTK. 662). Sınırlı sayıda gösterilen ve genişletilemeyen kesilme sebeplerinin, Borçlar Kanunu’nundaki kesilme sebepleriyle tamamlanması veya genel hükümlerin uygulanması imkanı yoktur.

Zamanaşımı kesilme sebebi her kim hakkında gerçekleşmişse ancak ona karşı sonuç doğurur (TTK. 663/1). Dolayısıyla bu durum, Borçlar Kanunu’nundaki toplu kesilme kuralının tam tersidir (BK. 134). Bunun sebebi, kıymetli evrak hukukunda kabul edilmiş bulanan ‘imzaların bağımsızlığı’ ilkesidir (TTK. 589/1).

Zamanaşımı süreleri hesaplanırken, aradaki tatil günleri dikkate alınmaz.

Vade bir tatil gününe rastlarsa ödeme ancak tatili takip eden ilk iş günü istenebilir (TTK. 664/1). Ayrıca, süreler hesaplanırken bunların başladığı gün dikkate alınmaz (TTK. 665).

Zamanaşımı kesilince, o zamana kadar geçmiş olan süre ortadan kalkarak, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı süresi başlar (TTK. 663/2).

Zamanaşımının durması (tatili) hususunda Türk Ticaret Kanunu herhangi bir düzenlemede bulunmamışken, BK’nun 132’nci maddesinde yer alan koşullar oluştuğunda, durmaya yönelik hükümlerin kambiyo senetlerine uygulanmasında sakınca bulunmamaktadır.

Zamanaşımının gerçekleşmiş olması mahkemece kendiliğinden nazara alınamaz. HUMK’nun 187’nci maddesinde düzenlenen ilk itirazlardan olmadığı halde, zamanaşımı savunmasının en geç esasa cevapla birlikte ileri sürülmesi gerekir.

Bu süreden sonra yapılan zamanaşımı savunmasına karşı taraf tevsi iddiasında bulunabilir.

Borçlunun, zamanaşımının gerçekleşmesinden sonra feragat etmesi mümkündür (BK. 139).

Zamanaşımına uğramış bir kambiyo senedi, adi senet olarak kabul edilemez, ancak yazılı delil başlangıcı olabilir.

Kural olarak bütün alacaklar zamanaşımına tabi olduğu halde, kambiyo senedi alacağının bazı hallerde (gayrimenkul-menkul rehini, aciz vesikasının alınması, iflasın açılması ve konkordatonun yüzünden) zamanaşımına uğraması durumu ortaya çıkmayacaktır.

Hamil, zamanaşımına uğramış bir senede dayanarak alacaklıyla arasındaki esas akdi ilişkiye dayanmak suretiyle sebepsiz iktisap davası açabilir. Bu dava

Borçlar Kanunu’nun da düzenlenen sebepsiz iktisap davasından farklı özel nitelikte olağanüstü bir davadır (TTK. 644).

Türk Devletler Özel Hukukunda zamanaşımı, hüküm statüsü (lex cause) kapsamı içinde kabul edilmiştir (MÖHÜK. 7).

Türk Ticaret Kanunu’nun açıklamaya çalıştığımız özel hükümleri dışında, kambiyo senedi zamanaşımına Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır (TTK. 1).Türk Ticaret Kanunu, yukarıda belirtildiği üzere, senet alacaklarının zamanaşımı konusunda, sadece muhtelif süreleri, bu sürelerin başlangıç tarihlerini, kesilme sebepleriyle, kesilmenin sonuçlarını saptamış, diğer hususlara değinmemiştir.

Bu sebeple, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmeyen senet alacağının fer’ileri hakkında zamanaşımına, Borçlar Kanunu’nun mukabil hükmü olan 131’inci maddesi, zamanaşımına engel olan sebepler konusunda (BK. 132), icra takibi, dava ikamesi veya davanın ihbarı ile kesilen zamanaşımının bu sebeplere müteferri ve müteakip muamelelerle yeniden ve mükerreren kesilmesine (BK. 136/1-2), masaya müracaat suretiyle kesilen zamanaşımının yeniden işlemeye başlamasına (BK.

136/3), açılan davanın, hakimin salahiyeti olmaması veya tamiri kabil ve şekle müteallik bir noksan veya vaktinden evvel ikame edilmiş olması sebebiyle reddolunmuş olup da arada müruruzaman müddeti hitam bulmuş olması haline (BK.

137), zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi gereğine ilişkin (BK. 140) hükümleri, kambiyo senetlerine de uygulanır901.

901 Domaniç, TTK. Şerhi, IV, 423.

KAYNAKÇA

Ahıska, A., Çek, İstanbul 1950.

Alver, C. Açıklamalı-İçtihatlı Ticaret Kanunu, Ankara 1988.

Akipek, Jale, Türk Eşya Hukuku, C.1, Zilyetlik ve Tapu Sicili, 2.Bası, Ankara 1972.

Akyazan, Sıtkı, Teminat Mektuplarında Zamanaşımı, Batıder 1975, C.8, S.1, s.1-13.

Akyazan, S., Çekin Muhataba İbrazı Zorunluluğu ve Çekten Cayma, Batıder 1975, C.6, S.4, s.687 vd.

Akgün, Z., Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1996.

Arman, A.Okan, Kambiyoda zamanaşımı, İstanbul Barosu Dergisi, 1976, C.50, S.10, s.58-77.

Arslanlı, A., Ticari Senetler, İstanbul 1950.

Bahtiyar, Mehmet, Kıymetli Evrak Ders Notları, gözden geçirilmiş 2.bası, Beta Yayınevi, İstanbul, 1993.

Başbuğoğlu, Tarık, TTK Şerhi IV Cilt, Ankara 1988,s.886-898.

Battal, Ahmet, Kıymetli Evrak Hukuku, Gazi Kitabevi, Ankara 2005.

Bayer, M., İş Hukukunda Süreler ve Zamanaşımı, yay. Doktora Tezi, Ankara 1993.

Berki, Ş., Müruruzaman, AD., S.10., 1955.

Bodur, Doğan, Kanunlarımızda Müddetler, Üniversite Kitabevi, İstanbul 1946.

Bozer, A./Göle, C., Kıymetli Evrak Hukuku Bilgisi, 12.Bası, Ankara 2001.

Bozgeyik, Hayri, Poliçede Müracaat Hakkı, Ankara 2004, s.176-187.

Bozgeyik, Hayri, Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, AÜEHFD. C.VII, Ayrı Basım, Erzincan 2003.

Can, H./Güner, S., Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1999.

Canbolat, Seyfettin/Canbolat, Burhanettin, Ticari Senetlerde Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 1987.

Çelik, A.Ç., Tazminat ve Alacaklarda Zamanaşımı, Ankara 1997, s.23-44.

Çevik, O.N., Kıymetli Evrak Hukuku, 2.Bası,Ankara 1993, s.792.

Coşkun, M., Özel Hukukta Karşılıksız Çek ve Hamilin Hakları, İstanbul 1994.

Çelikel, A., Milletlerarası Özel Hukuk, 4.Bası, İstanbul 1995.

Deryal, Yahya, Ticaret Hukuku, 6.Bası, Trabzon, 2002.

Dalamanlı, L./Karahansanoğlu, H., İçtihatlı-Açıklamalı Kanunlarımızda Müddetler, Ankara 1978.

Doğanay, İ., TTK Şerhi IV Cilt, Ankara 1982, s.2018-2037.

Domaniç, H., TTK Şerhi 4.Cilt,Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1990.

Domaniç, H., Kıymetli Evrak Hukuku, 2.Bası, İstanbul 1975.

Domaniç, H., Karşılıksız Çek, İstanbul 1983.

Durgut, Ramazan, Kambiyo Senetlerinde Sebepsiz Zenginleşme, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2005.

Edgü,Ekrem, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Sevinç Matbaası, Ankara 1967.

Eren, Fikret, Borçlar Hukuku, C.I, 4.Bası, Ankara 1991.

Eriş, Gönen, Açıklamalı-İçtihatlı TTK, Kıymetli Evrak ve Taşıma, Ankara 1998.

Eriş, Gönen, Açıklamalı-İçtihatlı-Uygulamalı Çek Hukuku,2.Bası, Ankara 1995.

Ertekin, E./ Karadaş, İ., Uygulamada Ticaret Senetler Hukuku, Ankara 1992 (2.Bası, Ankara 1996), s.405

Erol, A.N., Takip Hukukunda Kambiyo Senetleri, Ankara 1975.

Ertürk, H./ Doğrer, T./ Tüzün, N., Tevhidi İçtihat Külliyatı (Hukuk Bölümü), Ankara 1960.

Güler, Fulya, Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolu İle Takiplerde Borca İtiraz Nedenleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 1993.

Günay, Erhan, Uygulamalı Çek Rehberi, Ankara 1996.

Göle, Celal, Çek Hukuku, Ankara 1989.

Gözübüyük, A. F., TTK. 662. Maddesine Göre Borçlunun Alacaklı Aleyhine Açtığı Dava Zamanaşımını Keser mi ?, Adalet Dergisi, 1965, S.56, s.605-612.

Gürbüz, A.H., TTK Uygulaması Açısından Kıymetli Evrak ve Özellikle Ticari, Senetler, TTK’nun 30.Yıl Semineri, İstanbul 1988, s.367.

Gürsoy, K./ Eren, F./ Cansel, E., Türk Eşya Hukuku, 2.Bası, Ankara 1984.

İmregün, O., Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1996, 2.Bası.

İnan, N./ Kıvanç, S., Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin Çeke İlişkin Kararları, 1.Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları Sempozyumu, Ankara 1984, s.121vd.

İpekçi, Nazım, TTK. Şerhi, Kıymetli Evrak-Taşıma, C.III, Adil Yayınevi, Ankara, 2003.

Kaçak, Nazif, Kambiyo Senetlerinin Takibi ile Kambiyo Senetlerine İlişkin Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 2003.

Kalpsüz, Turgut, Çek Hukukuna İlişkin Bazı Meseleler Hakkında Yargıtay Kararlarının Tahlili, Batıder, Cilt 11, S.2, Aralık 1981, s.50-51.

Kalpsüz, Turgut, Kıymetli Evrak-Kambiyo Senetleri Ders Notları, Ankara 1975, (Teksir).

Kalpsüz, Turgut, ‘Hukuki Yönden Çek’ , İktisadi ve Hukuki Yönden Çek, 2.Bası, Ankara 1975.

Karayalçın, Yaşar, Özel Hukukta Meseleler ve Görüşler 2 (Hukuki Mütalaalar), Ankara 1975, s.161.

Karayalçın, Yaşar, Ticari Senetler (Kambiyo Senetleri) Ticaret Hukuku 3, 3.Bası, Ankara 1964.

Karayalçın, Yaşar, Sebepsiz İktisap, Ankara 1970.

Karahan, S./Arslan, İ., Türk Ticaret Kanunu ve İlgili Mevzuat, Konya 2000.

Kaynar, Reşat, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Vize 1982.

Kendigelen, Abuzer, Çek Hukuku, Beta Yayınevi, İstanbul 2004.

Kılıç, Neyfel, Türk Hukukunda Borcu Sona Erdiren Sebeplerden Zamanaşımı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Sivas 1997.

Kınacıoğlu, Naci, Kıymetli Evrak Hukuku, 4.Bası, Ankara 1993.

Kınacıoğlu, Naci, Görüldüğünde Ödenecek Poliçeler, Batıder, Cilt IV, S.3, Ocak 1968, s.477-480.

Kıran, K., Poliçe-Çekte Zamanaşımı, İstanbul Barosu Dergisi, 1978, S. 1-2-3, s.77.

Kuru, Baki, Tespit Davaları, Ankara 1963.

Kuru, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü Hukuku,Cilt I-II-III-IV, 7.Bası, İstanbul 1993.

Kuru, Baki, İcra ve iflas Hukuku Ciltleri (4 Cilt), İstanbul 1993.

Kuru, B/Arslan, R./Yılmaz, E., Medeni Usul Hukuku, 7.B., Ankara 1995.

Moroğlu, E., Notlu İçtihatlı Türk Ticaret Kanunu ve İlgili Mevzuat, İstanbul 2001.

Musul, Timuçin, Kambiyo Senetlerine Dayanan Haciz Yolu ile Takipler, Batıder 1974, C.VII, S.3, s.603-645.

Mutluay, M.Kamil, Zamanaşımına Uğramış Bononun Takip ve Maddi Hukuktaki Yeri, Yargıtay Dergisi, C.VI, S.4, s.560 vd., 1980.

Namık, Z., Senedatı Ticariye, İstanbul 1934.

Nomer, E., Devletler Hususi Hukuku, 5.B.,İstanbul 1988.

Oğuzman, K./ Öz, T., Borçlar Hukuku Temel Hükümler, İstanbul 1995.

Oğuzman, K./Seliçi, Ö., Eşya Hukuku, 6.Bası, İstanbul 1992.

Oğuzoğlu, Ç., Açıklamalı İçtihatlı Bono ve Çek Sorunları, İstanbul 1996.

Öğütçü, T./Altın, M., Ticari Senetler, Ankara 1980.

Olgaç, S., Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları, İstanbul 1968.

Okçuoğlu, Yavuz, Kambiyo Senetlerinde Borçlunun Dava Açmasıyla Zamanaşımı Kesilir mi? 11.Ticaret Hukuku ve Yargıtay Kararları, Sempozyumu, 1986, s.1-22.

Özkan, Ömer, Poliçede Sebepsiz İktisap Davası, Prof.Dr. Erdoğan Moroğlu’na 65. Yaş Armağanı, s.507-533.

Öztan, Ö., Kıymetli Evrak Hukuku,Ankara 1997, 2.Bası.

Poroy, R., Kambiyo Senetlerinde Protesto Çekilmesi ile İlgili Bazı Meseleler, 2.Banka ve Ticaret Hukuku Haftası, Ankara 1961, s.416 vd.

Poroy, R./Tekinalp, Ü., Kıymetli Evrak Hukuku Esasları,16.bası,İstanbul 2004

Poroy, R./Tekinalp, Ü., Kıymetli Evrak Hukuku Esasları,16.bası,İstanbul 2004