• Sonuç bulunamadı

2 2 MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ’NDE GENÇLİK

1908’DEN 1950’YE TÜRKİYE’DE GENÇLİK

2 2 MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ’NDE GENÇLİK

Enver Paşa ve arkadaşlarının Alman hayranlığının bir sonucu olarak I. Dünya Savaşı’na Almanya’nın yanında giren Osmanlı Devleti’nde savaşla birlikte gençlik içerisindeki hareketlenme “vatan savunması”na dönüşmüştür. Fakat savaşın sonuna doğru Osmanlı Devleti’nin yenileceği kesinleşince, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birlikte İttihatçı Gençlik Dernekleri de kapanmıştır. Savaştan yenik ayrılmanın nedenini Enver Paşa ve ekibine bağlayan gençler, bitkin ve yorgun olmakla birlikte kızgınlıklarını artık açıktan açığa dile getirmeye başlamışlardır. Özellikle bu konuda

Meşrutiyet döneminin genç aydınlarından olan Nüzhet Sabit’in Darülfünun gençliğine yönelik olarak yayınlamış olduğu bildiri büyük önem taşımaktadır:

“Türk milletine,

Milletler Meclisi’nde, seni müdafaa edecek kuvvet, Almanlar değil, bizzat sensin. Mevcudiyetini göster, sesini yükselt, sulhü münferit iste; hürriyet ve insaniyet için çalışan milletlerle birlikte olduğunu bütün cihana işittir.

Bunun için, fakat yalnız bu maksat için, sükun ve vakar içinde; küçük, büyük, muazzam bir miting, kadın, erkek yüzbin imzalı bir istida. Arzumun mebuslarına tebliğ et.

Not: Darülfünunlular, bütün mektepliler imza toplayabilirler.

Darülfünun bu millete milli cereyanların sancağın taşır.

Bu istida milletler meclisinde mühim bir vesika teşkil edecektir. Nüzhet

SABİT”79

Nüzhet Sabit’in Darülfünun gençliğini milli bir mücadeleye davet ettiği günlerde, bir de “Milli Kongre” oluşturulmuştur. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, 29 Kasım 1918’de İstanbul’da kurulan bu kongre, 52 kuruluşu temsil etmekteydi. Bu kongrenin kurucuları arasında; “Çiftçiler Cemiyeti”,

“Matbuat Cemiyeti”, “Radikal Avam Fırkası”, “Ahali İktisat Fırkası”, “Cemiyet – i Hayriye – i Nisvaniye (Kadınlar Hayır Derneği)”, “Himaye – i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu)”nun yanı sıra, “Tıp Mezunîn (Mezunları) Cemiyeti”, “Ticaret Mekteb – i İnas (Kızlar Okulu) Cemiyeti”, “Amerikan Talebeleri Mezunîn Cemiyeti”80

Ayrıca Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, Galatasaraylılar Yurdu, Darülmuallimat Cemiyeti gibi gençlik kuruluşlarının da katıldığı kongre, “Devlet ve

milletin geçirdiği bu en müşkül ve tarihi anlarda bütün alemi insaniyet ve medeniyete karşı vatanın âli hukuk menafini temin için sarfedilen gayretleri müşterek bir gaye uğrunda birleştirmek amacıyla”

gibi gençlik kuruluşları da bulunmaktaydı.

81

Milli Mücadele’nin başlamasıyla birlikte Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’ne de destek veren Milli Kongre, 1919 seçimlerinde tüm ulusal güçleri bir araya getirmek için büyük uğraşlar vermiştir. 1920’de İstanbul’un İngilizler tarafından işgalinden

kurulmuştur.

79

Muammer Taylak, a.g.e. s. 89 – 90

80 Alpay Kabacalı, a.g.e., s. 65 81

sonra Milli Kongre’nin Başkanı Esat Paşa, Malta’ya sürgüne gönderilirken, kongrenin faaliyetleri de durdurulmuştur.

2. 2. 1. İzmir’in İşgali’nin Gençlik Üzerindeki Etkisi

İzmir’in işgali, Milli Mücadele Tarihi’mizde “Kuva-yı Milliye” ruhunun doğumunu sağlayan bir hadise olarak kabul edilmektedir. Kuva-yı Milliye ruhunu doğuran bu işgal, yalnızca gençlerin tepkisi çekmekle kalmamış, gençleri fikirsel olarak başka bir noktaya taşımıştır. Bu defa etrafından toplanılan fikir, ferdi hürriyet değildi. Muzaffer devletlerin sömürücü hareketlerine ve onlara boyun eğen İstanbul Hükümetleri’ne karşı ayak direyen “İstiklal” ruhu idi.82

İşgalden sonra çeşitli yerlerde, işgali protesto eden çok sayıda toplantılar ve mitingler düzenlenmiştir. Bunların büyük bir bölümü, gençler tarafından organize edilmiştir, diyebiliriz. Gençler tarafından düzenlenen toplantıların ilki 18 Mayıs 1919 günü Darülfünun’da gerçekleştirilmiştir. Bu toplantıda tüm gençler adına söz alan Servet Bey’in önerileri, İzmir’in işgalinin gençler üzerindeki etkiyi görmemiz açısından önemlidir:

Bu fikirsel değişiklikten sonra, II. Meşrutiyet döneminin başlarında “İttihatçılar” ve “Ahrarcılar” olarak ikiye bölünen gençliğin, bu defa “Kuva-yı Milliyeciler” ve “Padişahçılar” olarak ikiye bölündüğünü görmekteyiz.

“1 – İşgali protesto etmek

2 – Görevinin kutsallığını bilerek eyleme girişecek bir güç, bir öğrenciler kurulu oluşturmak

3 – Öğretim üyelerini bu işte önde görmek

4 – Ulusun vicdanı için gerçek seferberlik ilan ederek sınırda, düşman içeri girmişse orada mücadele etmek

5 – Okulları tatil etmek”83

İzmir’in işgaline yönelik protestolar bununla kalmamış, ertesi gün (19 Mayıs 1919’da) Türk Ocağı ile öğrenci kuruluşları Fatih’te ortak bir miting düzenlemişlerdir. Bu mitingde, Padişaha sunulmak üzere kaleme alınan “ariza”nın iletilmesi görevi de Halide Edib Hanım’la birlikte iki öğrenciye verilmiştir.

82

Hasan Ali Yücel, a.g.m., Cumhuriyet, 31 Ocak 1954

83 Turhan Feyizoğlu, “İzmir’in İşgali ve Sultanahmet Mitingi”, Türk Solu Dergisi, Sayı: 53,

Bununla birlikte gençler, 20 Mayıs 1919’da Üsküdar’da, 30 Mayıs 1919’da Sultanahmet’te ve sonrasında düzenlenen diğer mitinglerde de önemli rol oynamışlardır. Daha da önemlisi; gençlerin, İzmir’in işgaliyle doğan Kuva-yı Milliye ruhunun Milli Mücadele Dönemi boyunca etkinliğini korumasında önemli rol oynadığını söylememiz mümkündür.

İzmir’in işgali sonrasında düzenlenen mitinglerin büyük bölümünün gençler tarafından düzenlenmesine rağmen, mevzuatın izin vermemesinden dolayı mitinglerde gençler maalesef konuşma yapma fırsatı bulamamışlardır. Fakat bu dönemdeki gençlik hareketlenmeleri içinde Hasan Ali Yücel, Hikmet Uzun, Hamdi Gürpınar, Reşit Galip ve Necati Bey84

gibi isimlerin aktif rol oynadıklarını belirtmekte fayda vardır.

2. 2. 2. Gençlerin Ulusal Kurtuluş Savaşı’ndaki Yeri

19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basmasıyla “Ulusal

Kurtuluş Savaşı”nda Milli Mücadele’ye en çok destek veren kesim, heyecanı ve

vatan aşkıyla yanıp tutuşan Türk gençliği idi. Gençlerin bu heyecanı ve şevki Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda gençliğin önemli bir rol oynamasını sağlamıştır.

Kurtuluş Savaşı boyunca kimi gençler “Giriş” bölümümüzde bahsettiğimiz

“Büyük Mecmua” vb. yayınlarla halkı mücadeleye davet ederek, “Tam Bağımsızlık” ruhunu yazılarıyla yaygınlaştırarak mücadeleye katkı koymaktaydılar.

Kimileri de tıpkı Kastamonu’lu gençlerin yaptığı gibi cemiyetler kurarak örgütlenmekte ve mücadelenin başarıya ulaşması için gayret sarf etmekteydiler. Milli Mücadele’ye destek veren gençler, halkın milli bilincini kuvvetlendirerek, Anadolu’da başlayan bağımsızlık hareketini, madden ve manen desteklemek amacıyla 27 Temmuz 1919’da “İnebolu Gençler Mahfili”ni kurmuşlardır.

Azınlıkların taşkınlıklarının halkta yarattığı büyük tesirin sonucu olarak kurulan bu cemiyetin azınlıklara karşı birlik oluşturma gibi bir misyonu da vardı. Mondros Mütarekesi’nden sonra gençler, evlerde veya kahvehanelerde yapılan

84

görüşmelerin belli bir noktadan öteye gidemediğini anlayınca, daha faydalı olabilmek adına planlı ve programlı olarak örgütlenme gereksinimi hissettiler. Yüzbaşı Osman Nuri’nin de yardımıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin eski binasında (bugünkü Belediye binasında) çalışmalarına başlayan bu kuruluştan rahatsızlık duyan Rumlar, birkaç defa durumu İngilizler’e, kaymakamlığa ve valiliğe şikayette bulunmuşlar, bu şikayetlere bağlı olarak cemiyetin yöneticileri İngiliz Komiseri’nin baskılarına maruz kalmışlardır.

Baskıların yanı sıra maddi sıkıntılarla da baş etmek zorunda kalan, tüm zorluklara rağmen çalışmalarına devam eden bu cemiyetin kurucuları şunlardır:

“Mustafa Selim, Mustafa Nuri, Asker Mustafa, Mustafa Fehmi, Mustafa Sıtkı, Mustafa Cemal Azmi, Tapucu Kamil, Ahmet Hamdi, Şevket Ahmet Faik, Fotoğrafçı Recep, Manifaturacı Recep, Muallim Şükrü, Rizeli Abdullah, Baytar Sadık, Muallim Latif, Altıkulaç Mehmet, Trabzonlu Remzi, Kemal, Cebeci Sabri, İbrahim, Alaeddin, Muallim Mehmet”85

İnebolu’lu gençlerin Milli Mücadele’ye destek vermek amacıyla giriştiği bu örgütlenme koca bir deryada yalnızca bir damla gibidir. Zira bu tarz örgütlenmelere Anadolu’nun büyük bölümüyle rastlamamız mümkündür.

Ayrıca Milli Mücadele Dönemi’nin en önemli gelişmelerinden birisi olan

Sivas Kongresi’ne gençlerin de temsilci olarak gönderilmesi, aslında gençlerin

Kurtuluş Savaşı’na verdiği desteğin bir göstergesidir. Kaldı ki; Sivas Kongresi esnasında da Askeri Tıbbiye öğrencisi Hikmet Bey ile Hukuk öğrencisi Küçükağazade Necip Ali Bey’in konuşmaları, gençlerin hem Ulu Önder Mustafa Kemal’in gözünde daha da büyümesini, hem de gençlerin halk tarafından daha fazla önemsenmesini sağlamıştır.86

Gençlerin Milli Mücadele Dönemi’ndeki bu inançlı, şevkli ve yurtsever mücadeleleri, Cumhuriyet döneminde gençliğe daha fazla önem verilmesini sağlamıştır. Öyle ki; bu gelişmeler, özellikle Milli Mücadele Dönemi’nde verilen Ayrıca bu gençlerin Sivas Kongresi’ndeki konuşmaları gençlerin Milli Mücadele’ye hangi duygu ve düşüncelerle destek verdiklerini ortaya koyması bakımından büyük önem arz etmektedir.

85

Faruk Söylemez, “Milli Mücadele Döneminde Kastamonu’da Kurulan Cemiyetler”, Atatürk

Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt: 12, Sayı: 34, Ankara 1996, s. 160

86 Askeri Tıbbiye öğrencisi Hikmet Bey ile Hukuk öğrencisi Necip Ali Bey’in konuşmalarının özeti

uğraşlarda ve Cumhuriyet döneminde büyük devrimlerin gerçekleştirilmesinde Mustafa Kemal’in en büyük güvencesinin “Türk Gençliği” olmasında büyük rol oynamıştır.

2. 3. TEK PARTİ DÖNEMİ’NDE TÜRKİYE’DE GENÇLİK OLGUSU