• Sonuç bulunamadı

H.P Gençlik Kolları Yönetmeliği, Kurtuluş Matbaası, Aydın

CHP GENÇLİK KOLLARI’NIN KURULUŞU VE GELİŞİMİ

3 3 BASKI DÖNEMİNDE CHP GENÇLİK KOLLARI (1956 – 1960)

C. H.P Gençlik Kolları Yönetmeliği, Kurtuluş Matbaası, Aydın

hakkında dokunulmazlığının kaldırılması hususunda DP’liler tarafından önerge verilmiş ve önerge 24 Haziran 1957 tarihinde kabul edilince, Osman Bölükbaşı’nın dokunulmazlığı kaldırılmış, böylece Bölükbaşı’ya cezaevi yolu görünmüştür. Ancak DP’nin bu planı tutmamış, Osman Bölükbaşı cezaevinde de olsa yeniden meclise girmeyi başarmıştır.

CMP Genel Başkanı Osman Bölükbaşı’nın dokunulmazlığının TBMM tarafından kaldırılmasının hemen ardından CHP Gençlik Kolları Osman Bölükbaşı’na destek çıkarak, kendisine şu telgrafı göndermiştir:

“Memleketimizin hürriyet mücadeleleri tarihini yazacak olanlar size layık olduğunuz değerli yeri vereceklerdir, bundan emin olunuz. Teessürünüze, mensup olduğumuz partinin gençliği adına iştirak ederiz… CHP Gençlik Kolları Merkez Kurulu

Adına

Umur Dicleli”173

Bu dönemde CHP Gençlik Kolları da iktidar baskısından nasibini almıştır. İstanbul İl Gençlik Kolu’nun 10 Kasım 1957 günü, Atatürk’ü anmak amacıyla düzenlemeyi planladığı törene İstanbul Valisi izin vermemiştir. CHP Gençlik Kolları’na İstanbul Valiliği tarafından verilen gerekçeli cevap şu şekildedir:

“Atatürk’ün ölümünün 19. yıldönümünde gençlik kollarınız tarafından 10 Kasım 1957 Pazar günü saat 19’da Beyoğlu İlçe Lokali’nde bir toplantı tertip edileceği ve Taksim Cumhuriyet Abidesi’ne çelenk konulacağına dair olan 8.11.1957 gün 1573 sayılı dilekçeniz incelenmiştir. Atatürk’ün ebediyete intikalinin 19. yıldönümü münasebetiyle izah edilmekte olan ihtifallerin yalnız talebe teşekküllerince ve mıntıkalarının en yüksek dereceli okullarında yapılması teamül haline gelmiş bulunduğundan bunun dışında kalan hakiki ve hükmi şahısların bu mevzuda ihtifal yapılmasına müsaade edilmeyecektir”174

CHP İl Gençlik Kolu Başkanı İzzet Sedes, bu cevap üzerine idari amirler hakkında Danıştay’a dava açacağını belirtmiş ve şu beyannameyi yayınlamıştır:

“CHP Gençlik Kolları, Aziz Ata’sının 19. Ölüm Yıldönümü’nde O’nu anma hak ve vazifesinin elinden alınmasının büyük üzüntüsü içindedir. Devletimizin ve Partimizin kurucusu Büyük Atatürk’ü sadece ölüm yıldönümleri dolaysıyla hatırlamak isteyenleri ve O’nun emanetini taşıyan gençlikten O’nun hakkını bir defa daha alanları Aziz Atatürk’e bir defa daha şikayet ediyor ve diyoruz ki:

173

Ulus, 26 Haziran 1957

‘Her geçen gün Senin eserlerinin bekçisi olan Türk gençleri için Sensiz kalmanın hüznü artıyor.

Örfi idare rejimi altında dahi bayrağın Seni anmak için toplanma hakkı tanınırken bugün karşılaştığımız zihniyet geçen yıllardan bu yana nereye doğru ve ne kadar yol aldığımızı göstermiyor mu?

Aziz Ata’mız, 10 Kasımları Senin emanetinin bekçilerinin yemin günü olarak Seni anmamıza izin vermeyenler bilsinler ki, kalplerimiz Senin için çarpıyor. Senin bayrağın altında eserlerini korumak için yaşıyoruz. Bir araya toplanmamızı çok görseler dahi Mustafa Kemal’ler olarak Senin için ölmeye, eserlerine baş koymaya bugün fert fert bir daha ant içiyoruz’

Biz büyük nutkunda ve Bursa Nutku’nda belirttiğin emanetin bekçileri, bugün 19’uncu 10 Kasım’da bütün dünyaya haykırıyoruz ve diyoruz ki:

‘Sesimizi kısamayacaklar. Çünkü biz Bursa Nutku’nda belirttiğin Türk genci ve gençleriyiz”175

Yalnızca izin alamayan İstanbul İl Gençlik Kolu değildi. İzmir İl Gençlik Kolu da dönemin İzmir Valisi Kemal Hadımlı’nın izin vermemesinden dolayı, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anamamıştır.

DP’nin iktidar baskısı yalnızca bunlarla sınırlı kalmamıştır. Özellikle 1957 seçimlerinden sonra bu baskıyı daha da arttıracak, hatta partilerin gençlik kongrelerini yasaklayacaktır.

22 Ekim 1959 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından valiliklere gönderdiği tamimde siyasi partilerin gençlik kollarının hiçbir hükmi şahsiyeti bulunmamasından dolayı kongre yapamayacakları belirtilmiştir. Söz konusu tamimin bir örneği de emniyet müdürlüklerine gönderilmiştir.176

Ayrıca CHP Samatya İlçe Gençlik Kolu da Cumhuriyet Bayramı nedeniyle bir etkinlik yapmayı planlamış, ancak İstanbul Valiliği “Cumhuriyet Bayramı bütün

milletçe kutlandığından, böyle bir toplantının tertiplenmesi uygun görülmemiştir” 177

“Atatürk’ün gençliğe emanet ettiği Cumhuriyetin ilanının 36’ıncı yıldönümünde tertiplenen bir çaylı toplantıya Vali, mesnetsiz olarak izin vermemiştir.

şeklinde bir gerekçeyle etkinliğe izin vermemiştir. Bunun üzerine İstanbul İl Gençlik Kolu aşağıdaki bildiriyi yayınlayarak duruma tepki göstermiştir:

175 Ulus, 10 Kasım 1957 176 Ulus, 22 Ekim 1959 177 Ulus, 24 Ekim 1959

Cumhuriyet çocukları olarak en sevinçli günümüz olan Cumhuriyetin ilanı gecesinde bu mutlu günümüzü kutlama hakkımıza dahi haciz koymaya kadar varan zihniyeti şiddetle protesto ederiz.

Mücadele azmimizi Atatürk’ün Cumhuriyeti gençlere emanet etmesinden, kudretimizi damarlarımızdaki asil kandan alıyoruz”

Söz konusu baskılar 18 Nisan 1960 tarihinde kurulan “Tahkikat

Komisyonu”nun ilk toplantısında bütün siyasi faaliyetleri durduran bir karar

almasıyla artık dayanılmaz bir hal alacaktır.

3. 3. 3. Gençlik Kolları’nın “Siyaset Okulu”na Dönüşmesi

Siyasi partilerin, gençlik kolları vasıtasıyla örgütlenmesinin ortak amacı ülkeye yetenekli, faydalı ve birikimli siyasetçiler yetiştirmek olduğu bilinmektedir. Yalnızca bu sözden bile partilerin gençlik kollarının birer “siyaset okulu” olduğu sonucuna varmamız mümkündür. Fakat 1958 yılından itibaren gençlik kolları bünyesinde başlatılan eğitim seminerleriyle birlikte CHP Gençlik Kolları tam anlamıyla bir “siyaset okulu” haline gelmiştir.

Bu sözlerden partide gençlik kollarının fikren yetersiz olduğu çıkarımı yapılmamalıdır. Ama bu çalışmaların partili gençleri daha donanımlı hale getirdiği ve gençlik kollarının daha da güçlenmesini sağladığı bir gerçektir. Tarhan Erdem’in verdiği örnek de bu kanaatimizi güçlendirmektedir:

“Biz gençler olarak partide aday çıkarma gücüne sahiptik. Mesela; 1956’da Mehbare Bartu isminde bir bayanı ilçe başkan adayı yapmıştık, kongreyi kaybettik. Ancak bir sonraki kongrede genç bir avukat arkadaşımızı aday çıkardık ve İlçe Başkanı seçilmesini sağladık”178

1958 yılı başlarında Osman Saygılı’nın başkanlığında CHP Gençlik Kolları’nın yeniden oluşturulması, gençlik kollarının “siyaset okulu” haline gelmesi noktasında tam bir dönüm noktasıdır, diyebiliriz. Çünkü söz konusu seminerler yeni oluşturulan yönetim tarafından düzenlenmeye başlamıştır. Osman Saygılı’nın başkanlığındaki CHP Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu’nda şu isimler yer almıştır:

Ergun Özbudun (Genel Sekreter), Çağlar Kırçak, Önder Sav, Sabri Arıkan, Ertuğrul Baydar, Zekai Süer, Hüseyin Alan ve Orhan Akbulut.179

Genel Sekreter Kasım Gülek’in de katıldığı ilk toplantıda CHP Gençlik Kolları’nın yeni Merkez Yönetim Kurulu şu kararları almıştır:

1 – Gençlik Kolları İl Teşkilatlarına bir genelge yazılarak yönetmelik hükümlerine göre teşkilatların tamamlanması,

2 – Partili gençlerin birbirleriyle ve parti ile daimi surette temas halinde olması için bir lokal temin edilmesi,

3 – Haftada bir defa olmak üzere akademik mahiyette seminerler ve sohbetlerin tertip edilmesi,

4 – Bir gençlik kolları gazetesi çıkarılıncaya kadar Ulus Gazetesi’nde haftada bir gün gençlik kolları ve gençlik meseleleri üzerine yazılar yazılması,

5 – 21 Ocak Salı günü saat 5’te Ankara İl Merkezi’nde İl Gençlik Kolu’nun teşkili için yapılacak toplantıda ve önümüzdeki hafta içinde İstanbul İl Gençlik Kolu’nun teşkil edilmesindeki çalışmalarda hazır bulunulması…180

Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu, toplantının hemen ardından çalışmalarına başlamış ve aldığı kararları tek tek uygulamaya çalışmıştır. Buna göre İstanbul İl Gençlik Kolu Yüksek Mühendis Hüseyin Sezmiş’in başkanlığında yeniden oluşturulmuş, yönetimde ise Erol Aydıncıoğlu (Sekreter), Mehmet Erdem, Kemal Sarı, Ahmet Yılmaz, Günseli Örsan ve Tarhan Erdem yer almışlardır.

Bu arada Ocak ayında başlayan eğitim seminerleriyle birlikte gençler eğitime tabi tutularak, donanımlarının artırılması sağlanmıştır. Söz konusu eğitim seminerlerinde parti yöneticileri, milletvekilleri ve öğretim üyeleri konuşmacı olarak partili gençlere iktisat, doğal kaynaklar, sosyal güvenlik ve gençlik – siyaset ilişkisi vb. birçok konuda bilgi vermişlerdir.

Bu eğitim çalışmalarıyla birlikte partili gençlerin bilgi ve birikiminin artmasıyla birlikte, parti içinde etkinliklerinin de arttığını önceki kısımlarda belirtmiştim. Eğitim çalışmalarının başladığı sırada İstanbul İl Gençlik Kolu

179

Yönetim Kurulu’nda Genel Sekreter olarak görev alan Ergun Özbudun günümüzde yeni Anayasa Taslağı’nı hazırlamak üzere AKP tarafından akademisyenlere kurdurulan komisyonun başkanı olarak görev almaktadır. Ayrıca Yönetim Kurulu Üyeleri’nden Önder Sav, günümüzde CHP Genel Sekreterliği, Orhan Akbulut ise CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini sürdürmektedir.

180

Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atanan Tarhan Erdem, o günlerin gençlik kollarını şöyle anlatmaktadır:

“Gençlik Kolları siyaset bakımından tam bir eğitim merkeziydi. Mesela; geçmişte ben eleştirilerimde kırıcı olurdum. Bu yüzden de sonradan çok pişman oldum. Ama hep toleransla karşılanırdım. O günlerde tecrübeli yöneticiler bize karşı ceza vermezler, o yanlışı düzeltmemizi sağlamaya çalışırlardı. Yaptığımız aşırılıklara rağmen o dönemin yöneticileri bizden kurtulma fikrini hiçbir zaman taşımadılar. Buna karşın, birçok yönetici zaman zaman gençlik kollarını afiş yapıştıran ve bayrak asan insanlardan ibaret olarak görmek istemişlerdi, fakat başaramamışlardı”181

Siyaset Okulu olan CHP Gençlik Kolları’ndan yetişen gençler, donanımlarıyla parti politikalarına da zaman zaman müdahalede bulunmaya başlamışlardır. Örneğin; İlk Hedefler Beyannamesi’nde bulunan üniversite özerkliği başta olmak üzere, gençlikle ilgili çeşitli konularda CHP Gençlik Kolları’nın fikri mevcuttur.182

3. 3. 4. 1957 Seçimleri Sonrası CHP Gençlik Kolları

27 Ekim 1957 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde DP %47,91 oyla yeniden tek başına iktidar olurken, CHP %41,12 oyla yine muhalefette kalmıştır. Bu seçimlerin CHP Gençlik Kolları açısından en önemli yönü; CHP Gençlik Kolları’nın Kurucu Genel Başkanı olan Suphi Baykam’ın Adana Milletvekili, Kurucu Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Ecevit’in de Ankara Milletvekili olarak meclise girmeleri olmuştur. Türk Siyasi Tarihi’nin şaibeli seçimleri arasında gösterilen 1957 seçimlerinden sonra DP’nin gerici kesimlere karşı “serbestlik” tanıdığını görmekteyiz. Bu serbestlik, Türkiye’de irticai faaliyetlerin artmasına neden olurken, kendisini Atatürkçü olarak nitelendiren kesimlerde de büyük rahatsızlıklara neden olmuştur.

CHP Gençlik Kolları da irticai faaliyetlere karşı olan rahatsızlığını yayınladığı bir bildiriyle dile getirirken, bu konuda Demokrat Parti Gençlik Kolları’nı da irticaya karşı mücadelede “birlik” olmaya davet etmiştir. CHP Gençlik Kolları’nın yayınlamış olduğu bildiri şöyledir:

181 Tarhan Erdem ile Görüşme, İstanbul, 10 Kasım 2008 182 Tarhan Erdem ile Görüşme, İstanbul, 10 Kasım 2008

“Günlerden beri umumi efkarı ve basını meşgul eden nurculuk hadiselerinin Türk gençliği tarafından şiddetle telin edilmesi icap eder. İnkılaplar mevzuunda çok hassas olan Türk gençliği sarsılmaz imanına indirilmek istenen darbeleri, asla müsamaha ile karşılamayacaktır. CHP Gençlik Kolları Merkez Kurulu olarak bu ve bunun gibi neticesi milli birliği bozmaya kadar gidebilecek irticai faaliyetlerin Anayasanın ve hususi kanunların tanıdığı ferdi hakların hududunu fazlasıyla aştığı kanaatindeyiz.

Bugün maalesef devrimlerimizi tehdit eder bir tehlike mahiyetini arz eden bu hareketlerin ortaya çıkmasındaki sebebi biraz da iktidar partisinin tavizkar tutumunda aramak yanlış olmayacaktır. İnkılapları millete mal olmuş ve olmamış diye ikiye ayıranlar, tehlike karşısındaki samimi ikazlara ‘irtica yoktur mürteci vardır’ gibi sloganlarla avutucu cevaplar vermekle yetinenler, seçim devresinde kanunlarımızın sarih hükümlerine aykırı olarak din propagandası yapanlar, iradeleri dışında husule gelen bu neticeler karşısında her halde manevi mesuliyet duygusunu hissedeceklerdir.

CHP Gençlik Kolları Merkez Kurulu Türk basınının bu hadise karşısında gösterdiği hassasiyeti takdir ederken, DP organlarının bu konuya sütunlarında tek bir kelimelik yer vermemelerini izahtan aciz kalmaktadır.

Gençlik Kollarımız, Büyük Atatürk’ün inkılapları kendisine emanet ettiği Türk gençliğinin bir uzvu olan DP Gençlik Kollarını mücadelemize iştirake Türk amme efkarı önünde davet eder” 183

21 Mart 1959 tarihinde gerçekleştirilen Ankara İl Gençlik Kolu Kongresi’nde de irtica konusu işlenmiş ve CHP’li gençler ayakta ant içerek irticaya karşı mücadele edeceklerine söz vermişlerdir. Gençlerin andında şöyle denilmekteydi:

“Biz CHP Gençleri, Tanrı, doğruluk ve memleket yolunda ve Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde devrimlere ve Cumhuriyete bağlı kalacağımıza, bu kutsal varlıklara yöneltilebilecek her hücuma, nereden gelirse gelsin kanunla, ilimle, canla, başla sonuna kadar karşı koyacağımıza and içeriz”184

Divan Başkanlığı’nı Ankara Milletvekili Hasan Tez’in, İkinci Başkanlığı’nı Ziya Erdal Güç’ün, Divan Katip üyeliklerini ise Hilmi Dedeoğlu ile Kemal Sarıca’nın yaptığı kongrede, Ankara İl Gençlik Kolu Başkanlığı’na Turan Güven yeniden seçilirken, yönetim kurulu üyeliklerine ise; Nursan Üçok, Mualla Tümer, Bahtiyar Öktem, Yalçın Milli, Sertaç Tözün, Yalçın Kasaroğlu ve Mehmet Ali Arsan seçilmişlerdir.

183 Ulus, 16 Mayıs 1958 184

Bu dönemde Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları Genel Merkezi de yeniden yapılandırılmış ve Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu Ergün Ertem’in başkanlığında yeniden oluşturulmuştur. Fakat Ergün Ertem döneminde CHP Gençlik Kolları’nın çok aktif olduğunu söylememiz pek de mümkün değildir.

Her ne kadar 7 Nisan 1959 tarihinde gerçekleştirilen Parti Meclisi toplantısında partinin gençlik kollarının aktifleştirilmesi karar altına alınmışsa da istenilen başarı elde edilememiştir. Bu nedenle 1960 yılı başlarında CHP Gençlik Kolları’nda yeni bir yapılanmaya gidildiğini görmekteyiz.

Buna göre; CHP Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu CHP Gençlik Kolları’nın nüvesi olarak kabul edilen ve 29 Mart 1953 tarihinde açılan Ankara Üniversiteliler Ocağı’nın Kurucu Başkanı olan Şevki Aysan’ın başkanlığında yeniden yapılandırılmıştır. Yeniden yapılanan gençlik kolu yönetiminde Hikmet Çetin Genel Sekreter olarak görev almıştır. Oluşturulan yönetim kurulu listesinde Ahmet Yalçın, Orhan Akbulut, Sezen Türkmen, Çağlar Kırçak, Ahmet Miski, Önder Sav, Nedim Tekin ve Doğan Araslı yer almıştır.185

Şevki Aysan’ın başkanlığında kurulan bu yönetim, CHP Gençlik Kolları Tarihi’nin 27 Mayıs öncesindeki son yönetimi olması bakımından önemlidir.

3. 3. 5 – CHP Gençlik Kolları’nın Gençlik Kuruluşları İle İlişkileri

CHP Gençlik Kolları, kurulduğu günlerden itibaren gençlik kuruluşları ile sürekli ilişki içerisinde bulunmuştur. Kaldı ki; CHP Gençlik Kolları Kurucu Genel Başkanı olan Dr. Suphi Baykam’ın 1948 – 1951 yılları arasında MTTB’nin Genel Başkanlığı’nı yapmış olması, CHP Gençlik Kolları’nın diğer gençlik kuruluşlarıyla ilişki kurmasının doğal bir sebebidir.

1950’li yılların ilk yarısından itibaren DP – CHP çekişmesi, gençlik örgütlenmesinde de kendisini göstermiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’nin gençlik ocakları kurarak zamanla ilçe ve illerde gençlik kolları oluşturmasına, Demokrat

185 Dönemin kaynaklarında Yönetim Kurulu Üyelerinden Ahmet Yalçın ve Orhan Akbulut’un

isimlerine rastlanmıştır. Fakat Orhan Akbulut söz konusu yönetim kurulunda Sezen Türkmen, Çağlar Kırçak, Ahmet Miski, Önder Sav ve Nedim Tekin gibi isimlerin olduğunu iddia etmiştir. Ayrıca 12 Ekim 1965 seçimleri öncesinde Kars’ta çıkarılan “Ortanın Solu” isimli bir gazetede Doğan Araslı’nın CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün isteğiyle CHP Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu Üyeliği’ne atandığı bildirilmektedir.

Parti Genç Demokratlar Teşkilatı’nı kurarak karşılık vermiştir. Bunun üzerine CHP de Genel Merkez düzeyinde Gençlik Kolları oluşturarak bir hamle daha yapmıştır. Tabiî ki bu rekabet yalnızca gençlik kollarıyla sınırlı kalmamış, var olan gençlik kuruluşları üzerinden de yürütülmüştür.

Örneğin; bu dönemde Demokrat Parti Türkiye Milli Talebe Federasyonu’nu elinde tutarken, CHP ise Suphi Baykam’ın Milli Türk Talebe Birliği üzerindeki etkisini kullanarak bu teşkilatın desteğini sağlamıştır. Bununla birlikte CHP’nin ilerleyen süreçlerde Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın da desteğini aldığını göreceğiz.

Ayrıca 1950’lerin ikinci yarısıyla birlikte öncelikle yavaş yavaş TMTF ile MTTB’nin rollerinin tam tersine dönmeye başladığına tanık olmaktayız. Ki bu rol dönüşümü 27 Mayıs’tan sonra tamamlanacak, TMTF sol kesimin, MTTB ise sağ – muhafazakar kesimin simgelerinden birer tanesi olacaklardır.

CHP Gençlik Kolları’nın kuruluşundan itibaren sürekli ilişki içerisinde bulunduğu başlıca gençlik kuruluşları ve bu kuruluşlarla olan ilişkilerine şöyle bir göz atmakta fayda vardır.

3. 3. 5. 1. CHP Gençlik Kolları – MTTB İlişkileri

Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları ile Milli Türk Talebe Birliği’nin 1950 – 1955 yılları arasında ılımlı ve olumlu bir hava içerisinde devam ettiğini söyleyebiliriz.

Özellikle Suphi Baykam’ın MTTB Genel Başkanlığı yaptığı sırada, birlik

“milliyetçi bir çizgi”den Kemalizm’e doğru evrilmiştir. Alptekin Gündüz, bu evrilişi

şu sözlerle dile getirmektedir:

“MTTB’nin aşırı unsurlar taşıyan milliyetçi ideolojisi, Baykam’ın önderliğinde ulusalcı bir yapıya dönüşmüş, örgütün bütün etkinliklerinde Atatürk ilke ve devrimleri ana çıkış noktası olarak kabul edilmiştir”186

Suphi Baykam’dan sonra MTTB’yi yeniden eski yörüngesine oturtmak isteyenler hemen faaliyetlere başlamışlardır. 15 Ocak 1954 tarihinde gerçekleştirilen

186

MTTB Onuncu Genel Kurulu’nda da bu faaliyetlere örnek teşkil edecek bir gelişme yaşanmıştır.

MTTB Onuncu Genel Kurulu’nda Divan Başkanlığı’na Dr. Suphi Baykam’ın seçilmesi, MTTB’yi yeniden aşırı milliyetçi yapıya kavuşturmak isteyenler tarafından tepki toplamıştır. Suphi Baykam’ın CHP’ye üye olduğunu iddia eden muhalifleri, Baykam’ın divan başkanlığından istifa etmesi için baskı kurmuşlardır.

İkinci defa yapılan Divan Başkanlığı seçiminde Suphi Baykam’ın yeniden seçilmesi üzerine birçok genel kurul üyesi ve özellikle İzmir delegasyonu Genel Kurulu terk etmiştir. Bu gelişme üzerine Baykam tekrar istifa etmiş ve yerine Avukat Erdoğan Uğur seçilmiştir.

Suphi Baykam’a gösterilen bu tepki, MTTB’de CHP’li gençlerin etkinliğinin zayıfladığını göstermektedir. Özellikle 1950’li yılların ikinci yarısında MTTB, yeniden aşırı milliyetçi çizgiye doğru kayarken, hiçbir partiye yeşil ışık yakmadığını da belirtmek gerekmektedir.

1958 yılında Demokrat Parti tarafından “Vatan Cephesi”nin oluşturulması ve birçok derneğin, öğretim üyesinin ve de yazarın bu cepheye dahil olması için gerçekleştirilen çağrı MTTB’ye de yapılmıştır. MTTB’nin bu çağrılara cevap vermemesi üzerine DP iktidarının birlik üzerine baskı kurması ve hatta o dönemde DP Gençlik Kolları Genel Başkanı Mümtaz Tarhan vasıtasıyla tehditvari bir zorlamaya girişmesi gençlerin tepkisini çekmiştir. Öyle ki; bu dönemde MTTB İkinci Başkanı Beşir Hamidi Başbakan Adnan Menderes’e şöyle bir telgraf çekmek zorunda kalmıştır:

“Biz MTTB idarecileri, memleketimize ve gençliğe layıkıyla hizmet edebilmek için, daima siyaset dışında kalmayı şiar edindik. Bundan böyle DP bürolarının, siyasi taleplerini kabul etmediğimiz için bize yardım yapılmadı.

Yardım yerine, baskı gördüğümüzden ve yardım dağıtmaya partizan bir görüşün hakim olmasından şikayetçi olarak durumu yüksek itilamıza arz ederiz.

Maddi yardımdan vazgeçtik, yeter ki, sayın büyüklerimiz manevi yardımlarını esirgemesin” 187

187

CHP Gençlik Kolları ise öğrenci kuruluşları üzerinde artan DP baskısı üzerine bir bildiri yayınlayarak tepkisini dile getirmiştir. Gençlik Kollarının yayınlamış olduğu bildiride özetle şöyle denilmekteydi:

“ – Mümtaz Tarhan’ın başkanlığında kurulan DP gençlik komitesi her bakımdan politikanın dışında kalması icap eden talebe teşekküllerinin cemiyetler kanunu ve teşekküllerin kendi tüzüklerini çiğnemek sureti ile DP’nin bilinen gayretlerine alet etmek teşebbüsündedir. Üniversite gençliğini seyahatler, yemek ziyafetleri ve buna benzer vaatlerde Vatan Cephesi’ne davet eden Tarhan, Türk gençliğinin bu çeşit vaatlerle satın alınacağını zannediyorsa aldanıyor. Üniversite gençliğine reva görülen haksız ve kanun dışı hareketlerin daima karşısındayız.

Batmak üzere olan bir partinin son çırpınışları olarak vasıflandırdığımız bu hareket boşunadır. Türk gençliği Demokrasi ve Hürriyet idealleri ile Atatürk inkılaplarını koruma yolundaki mücadelesine devam etmektedir ve çok yakında muzaffer olacaktır” 188

Netice itibariyle, CHP Gençlik Kolları ile MTTB arasındaki ilişki, Suphi Baykam’dan sonra da bir süre daha devam etmiş, MTTB’de meydana gelen anlayış değişikliğine paralel olarak da zayıflamaya başlamıştır. 27 Mayıs askeri müdahalesinden sonra da MTTB’nin bugünkü anlamıyla “dinci” bir yapıya büründüğüne tanık olmaktayız.