• Sonuç bulunamadı

3 2 CHP G ENÇLİK KOLLARI’NIN GELİŞİM SÜRECİ

CHP GENÇLİK KOLLARI’NIN KURULUŞU VE GELİŞİMİ

3 2 CHP G ENÇLİK KOLLARI’NIN GELİŞİM SÜRECİ

Suphi Baykam’ın başkanlığında kurulan CHP Gençlik Kolları Genel Merkez Yönetimi, hemen Kızılay’da bir büro tutarak146örgütlenme çalışmalarına başlamıştır.

Gençlik Kolları’nın kurulması, parti içinde önemli bir hareketlilik yaratmıştır. Özellikle bu hareketlilik, 1954 seçimlerinde kendini göstermiştir, ki o hareketliliği Altan Öymen; “1954 seçimlerinde bizi de seçim kampanyalarına dahil ederlerdi.

Böylece gençlik de bizimle beraber havası vermek isterlerdi. Hepimizi ayrı ayrı yerlere götürürler, hatta söz hakkı dahi tanırlardı. Örneğin beni de Kayseri’ye götürmüşlerdi.”147

Aslında bu dönemde gençliğin seçim kampanyalarına katılması, yalnızca

“gençlik bizimle” havası vermemiş, gençlere hitabetten nerede nasıl davranılması

gerektiğine kadar birçok konuda önemli bir tecrübe edinme fırsatı yaratmıştır. sözleriyle dile getirmektedir.

CHP Gençlik Kolları, kuruluşunun hemen ardından parti içinde yarattığı heyecanın da etkisiyle olsa gerek dikkate değer ölçüde önemsenmekte ve itibar görmekteydi.

3. 2. 1. Türk Siyasi Tarihi’nde Bir İlk: CHP İstanbul İl Gençlik Kolu Kongresi

Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu’nun atanmasından tam dört gün önce Türk Siyasi Tarihi’nde bir ilk yaşanmış ve Türkiye’de ilk defa bir siyasi partinin gençlik kolları kongresi toplanmıştır.

145

Nadir Nadi, “Parti Gençlik Kolları”, Cumhuriyet, 10 Ocak 1954

146 Altan Öymen ile Görüşme, İstanbul, 7 Kasım 2008 147 Altan Öymen ile Görüşme, İstanbul, 7 Kasım 2008

13 Şubat 1954 günü, Taksim’de bulunan Kristal Gazinosu’nda gerçekleştirilen Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları İstanbul İl Kongresi’nde yirmi ilçeden yaklaşık 400 delegenin yanında, İl İdare Kurulu üyeleri ve partililer de hazır bulunmuşlardır.

İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Dr. Erdoğan Meto Divan Başkanlığı’na seçilerek kongreyi başlatmıştır.

Gençlik Kolları Başkanı İzzet Sedes, divan başkanlığı seçiminin hemen akabinde kürsüye gelerek faaliyet raporunu okumuş ve o dönemde gündemde olan CHP’nin mallarına el konulması ile ilgili çıkarılan 6195 sayılı kanunu eleştirdiği ve Kıbrıs konusunda da Genç Demokratlar Teşkilatı’na işbirliği yapma çağrısında bulunduğu konuşmasında şunları dile getirmiştir:

“Türk gençliğinde ne ırkçı bir zihniyet, ne de şoven bir milliyetçilik vardır biz realist milliyetçiliğin davasını güden insanlarız. Trakya’da benim kardeşime mezalim yaparlar. Dalgalarıyla, kaleleriyle, renkleriyle Türk olan Kıbrıs için baş papaz faaliyet gösterir. Bunun karşısında, mesul insanlar devekuşu lakaydisi içindedir.

C.H.P. İstanbul İl Gençlik Kongresi’nden Genç Demokratlar Teşkilatı’na mesaj veriyoruz:

Bu dava partiler üstü davadır. El ele verelim, milli şerefimizi üç buçuk palikaryanın yaygarasına bırakmayalım”148

İzzet Sedes’in faaliyet raporunu okunmasından sonra CHP Genel Başkanı İsmet İnönü tarafından kongreye gönderilen mesaj, ayakta dinlenmiştir. İnönü’nün kongreye yolladığı söz konusu mesaj şöyledir:

“Aziz Arkadaşlarım,

Gençlik Kolları teşkilatımızın bir merhalesini ifade eden kongreyi yürekten kutlarım.

Gençlik Kollarımız, siyasi hayatımıza canlı bir çalışkanlığın ve temiz idealistliğin heyecan ve kudretini getirmiştir. Bugünkü gençlerimizin, gelecek için medeni bir siyasi hayatın temellerini sarsılmaz bir surette hazırladıklarını görmek yahut kuvvetle ve güvenle ümit etmek bana şevk ve iftihar vermektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin şanlı ve şerefli bir maziden gelen yetkisi ve itibarı ellerinde olarak gençlik kollarımız, partinin prensipleri üzerinde devamlı, sebatlı ve isabetli çalışmaları ile onları vatandaşlarımıza daha ziyade tanıtacaklardır.

Gençlik Kollarımız, temel prensipleri her münakaşanın üstünde bir açlıkla görecekler ve göstereceklerdir.

Türkiye Cumhuriyeti, en ileri anlayışta bir medeni emniyet arzusunun ifadesi olarak meydana gelmiştir.

Türkiye, dini dünya işlerinden ayıran en yeni bir laik Cumhuriyettir. En salim ve temiz manasıyla Türkiye Cumhuriyeti bir milli devletin adı olmuştur.

Türkiye inkılapların savunması ve Türk milli devletinin korunması gençlerimizin kıymetli emanetinde olan en şerefli vazifeleri olacaktır.

Aziz arkadaşlarım,

İdealist çalışmalarınızda, geniş yollarda, temiz havada, dostu sevindirici açıklık ve aydınlık içinde ilerleyeceğinize güveniyorum.

Selamlarım, sevgilerim ve çok ümitli geleceğiniz üzerinde saygılarım daima sizinle beraberdir”149

İsmet Paşa’nın konuşmasından sonra diğer raporlar okunmuş ve serbest konuşmalara geçilmiştir. Bu sırada İstanbul İl Başkanı İlhami Sancar kürsüye gelerek, gençlik kollarını övmüş ve kısaca şunları dile getirmiştir:

“ – Tarih, bir Başbakanın sizden ‘İnkılap softaları’ diye bahsettiğini; fakat sizin yılmadığınızı kaydedecektir. Bir tek parolamız olacaktır: Atatürk’ün partisi içinde ve bayrağı altında hizmetiniz ne şan, ne şeref ve ne de menfaat içindir. Asıl gayemiz, milletimiz için çalışmak ve aziz vatanımıza hizmet olacaktır”

Daha önceden okunan raporların kabul edilmesinden sonra Divan Başkanı Erdoğan Meto, Atina’da katıldığı, “Avrupa Birliği Gençlik Kampanyası” hakkında kongreye bilgi sunmuştur.

Silivri Gençlik Kolu toplantısının dağıtılmasının protesto edilmesi ve bir miting düzenlenmesi kararlarının alındığı kongrede, oy verme işlemi sırasında ortam gerilirken, seçim komiserinin toplantıyı dağıtma tehditleri de büyük tepki toplamıştır.

İzzet Sedes’in yeniden başkanlığa seçildiği İstanbul İl Gençlik Kolu Kongresi, Genel Başkan İsmet İnönü’ye bir mesaj gönderilmesinin kararlaştırılmasından sonra sona ermiştir.

3. 2. 2. CHP Gençlik Kolları’nın Silivri Mitingi

13 Şubat 1954 günü toplanan CHP İstanbul İl Gençlik Kolu Kongresi’nde alınan karar gereğince, CHP Silivri İlçe Gençlik Kolu’nun ev sahipliğinde Silivri Pazaryeri’nde bir protesto mitingi düzenlenmiştir.

CHP Silivri Gençlik Kolu’nun toplantısının Silivri Kaymakamı tarafından dağıttırılmasını protesto etmek amacıyla düzenlenen mitinge, Çorlu, Çatalca, Şile, Büyükçekmece, Küçükçekmece ve İstanbul İl Gençlik Kolu’na mensup gençler de katılmışlardır.

İstanbul İl Gençlik Kolu Başkanı İzzet Sedes’in yaptığı açış konuşmasıyla başlayan miting, İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra konuşmalarla devam etmiştir.

Sırayla konuşan konuşmacılardan Gençlik Kolu Üyesi Tekin Günaşar, Atatürk’ün Bursa Nutku’ndan örnekler vermiş ve “Neden toplantımız dağıtıldı,

Aytemizler mi konuşuyordu? Onları dağıtsınlar. Nerede haksızlık var, gençlik orada olacaktır” demiştir.

Tekin Günaşar’dan sonra konuşan Oğuz Oran; “Menderes paranızı

kıymetlendirdim diyebilir mi? Mısır böyle bir harekette bulunabilir miydi? Bir Papaz Kıbrıs bizimdir diyebilir miydi? Batı Trakya’da mezalim yapılabilir miydi?”

demiştir.

Nizamettin Nazif üye ise Silivri Kaymakamı’nı eleştirerek kısaca;

“Vatandaşı, bulunduğun devleti temsil edemiyorsun, seni protesto ediyor ve istemiyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırmıştır.

Mitingin son konuşmasını Ekrem Özden yapmış, CHP’li gençleri övmüş, DP’nin Atatürk’ün direktiflerine aykırı hareket ettiğini söylemiştir. CHP’nin iktidara geldiğinde kanunu hakim kılacağını iddia eden Özden, Demokrat Parti gibi hürriyet nizamını durdurmayacağını söyleyerek; “Tecemmuat kanunu ancak Demokrat Parti

kongreleri için lazımdır. Zira onların kongreleri cehennemi andırır” diyerek

sözlerini tamamlamıştır.

“Dağ Başını Duman Almış” marşının okunduğu miting, Atatürk Anıtı’na

çelenk bırakılmasıyla sona ermiştir.150

3. 2. 3. CHP Gençlik Kolları’nda Suphi Baykam Dönemi

Gençlik Kolları’nın Kurucu Genel Başkanı Suphi Baykam, göreve gelmesinin hemen ardından Türkiye’nin birçok şehrini gezerek Gençlik Kolları örgütlenmesini hızlandırmaya gayret etmiştir.

Bu dönemde Gençlik Kolları’nın sahip olduğu inanç dikkate değerdir. Örneğin; 15 Mart 1954 tarihinde İzmir’de düzenlenen ve Gençlik Kolları Genel Başkanı Suphi Baykam’ın da katıldığı “And İçme Töreni”ne151 Bayındır’lı

gençlerin araç bulamamalarından dolayı,152

Tam da seçim dönemine yaklaşıldığı bir dönemde kurulmasının da etkisiyle CHP Gençlik Kolları seçimlerde aktif rol almıştır. Önceki kısımlarda Altan Öymen’in de ifade ettiği gibi Gençlik Kolları çeşitli illeri gezmenin de yanında seçimin yapıldığı günde sandık başlarında görev alarak önemli bir görev üstlenmiştir. Suphi Baykam 21 Mart 1954’te gazetecilerle yapmış olduğu söyleşide; “CHP

Gençliği önümüzdeki seçimlerde milli iradenin mutlak bir dürüstlük içinde ortaya çıkması için kanunu kendisine arkadaş edinecek ve sandık başlarında vazife görecektir. Demokrasiyi soysuzlaşmaktan kurtarmak çalışmalarımızın her cephesinde hakim inanışımız olmaktadır”

ilçelerinden törenin yapılacağı salona yaklaşık 80 km’lik bir yürüyüşten sonra erişebilmeleri CHP Gençlik Kolları’nın sahip olduğu inancı ortaya koyması bakımından önemlidir.

153

2 Mayıs 1954 tarihinde gerçekleşen seçimlerden (DP’nin %57,50 alarak yeniden iktidara gelmesine karşın) CHP’nin %35,29 alması Gençlik Kolları’nda da hayal kırıklığına neden olmuştur.

diyerek, CHP Gençlik Kolları’nın görev seçimlerde önemli görevler üstleneceğini ima etmiştir.

Seçimlerden sonra toplantılarına devam eden Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları Merkez Yönetim Kurulu, 6 Mayıs 1954 günü yayınladığı bir tebliğ ile çalışmalarının devam edeceğinin sinyalini vermiştir. Söz konusu tebliğ şöyledir:

“2 Mayıs 1954 seçimleri sonunda demokratik hayatımız ciddi bir safhaya girmiştir. Seçim Kanunu’nun muhalefete, aldığı oy nispetinde milletvekili çıkarma imkanını vermemesi, demokrasi için şart olan

151 Söz konusu törende okunan metnin tamamı için; Bkz. EK – 7 152

Yeni Ulus, 16 Mart 1954

153

parlamento murakabesini daha dört yıl işlemez halde bırakacaktır. Bu durumda, muhalefete düşen görev, her zamankinden daha büyük bir önem kazanmaktadır.

Memleketimizde demokratik hayatın yerleşmesini ve Atatürk

devrimlerinin benimsenmesini bir arada yürütmek lüzumuna

inanmaktayız. Bu gayeye varmak için, memleket ölçüsünde bir kültürel kalkınma hamlesine girişilmesi şarttır. CHP Gençlik Kolları önümüzdeki dört yıl boyunca, imkanların elverdiği kadar bu yolda çalışacak ve böylelikle, muhalefette iken bile memleket kalkınmasına bilfiil hizmet edecektir.

CHP’nin son genel seçimlerdeki yenilgisini, ülkülerden ve prensiplerden fedakarlığa razı olmayışın olağan bir sonucu sayan Gençlik Kolları, çalışma heves ve gücünden hiçbir şey kaybetmemiştir. Partimiz içinde bizlere devredilmekte olan devrimcilik ve demokrasi meşalelerinin sönmemesi için her fedakarlığa seve seve katlanacağız.

Ülkülerimizi gerçekleştirme yolunda en büyük kuvvet kaynağımız, devrimci Türk gençliğine beslediğimiz güvendir.”154

Ayrıca İzmir İl Gençlik Kolu da 2 Mayıs 1954 seçimlerine dair bir bildiri yayınlamış, bildiride şu ifadelere yer verilmiştir:

“C.H.P. İzmir İl Gençlik Kolu üyeleri toplanarak aşağıdaki esasların Türk Milletine arz edilmesini kararlaştırmışlardır.

1 – Bizler ATATÜRK’ün fikir ve ideal mirasçılarıyız. C.H.P. içinde bulunuşumuz Kemalizm prensipleri etrafında toplanmak kararımızın bir ifadesidir.

Bu prensipleri politika menfaatleri ve maksatları için çiğneyecek ve savuracak olanlar hangi parti içinde olurlarsa olsunlar içinde bulunduğumuz imkan ve şartları düşünmeden biz onlarla savaşacağız. ATATÜRK prensiplerinden fedakarlık ederek iktidara geçme ve iktidarda kalma yolunu bizler en karanlık ve en faziletsiz yol olarak kabul ediyoruz. C.H. Partisinin müstakbel ve mukadder iktidarı aynı zamanda inandığımız prensiplerinin zaferi olacaktır.

2 – Seçimlerin sonucu, bizlere ümit kırıklıkları ve bezginlikleri değil, halkımızın ve prensiplerimizin emrinde ve uğrunda savaşmak için yeni imanlar ve taze heyecanlar getirmiştir. Bundan sonra yalnız siyasi sahada değil, halkımızın daha iyiye ve daha yükseğe ulaşması için sosyal ve kültürel sahalarda da yardım ve hizmet edecek çalışmalar yapacağız.

3 – Bizler İnönü’yü yalnız erişilmez bir Vatan kahramanı olarak değil, izinde ve uğrunda olduğumuz ATATÜRK’ün devamı ve onun prensiplerinin en kudretli bir koruyucusu olarak görüyor ve O’na yürekten bağlı bulunuyoruz.

Demokrasi prensiplerinin vatanımızda yerleşmesi için Genel Başkanımızın gösterdiği idealizmi, sabrı, tahammül ve iman kudretini,

ilerideki çalışmalarımız için kendimize rehber ve örnek olarak kabul ediyoruz.

Seçim neticelerinin milletimiz için hayırlı olmasını dileriz.

C.H.P.

İzmir İl Gençlik Kolu”155

Her ne kadar alınan sonuçlar hayal kırıklığı yaratmış olsa da, yayınlamış oldukları tebliğde gelecek günlere dair umutlu söylemler dile getiren CHP Gençlik Kolları’na gazeteci büyükleri de destek vermiştir. Örneğin; Hüseyin Cahit Yalçın gençlerin umutluluğunu dolaylı olarak takdir etmek ve onlara moral vermek amacıyla gazetedeki köşesinde özetle;

“Politika hayatına atılmış, Halk Partisinin

muvaffakıyetsizliğinden zarar görmüş yahut herhangi bir menfaat ümidi ve mülahazası yüzünden hayal kırıklığına uğramış insanlardan uzağız. Onların duydukları teessürleri şahsi menfaatlerden mahrumiyet acılarına atfederek ehemmiyetsiz addedebiliriz. Fakat iktidarın el değiştirmesinden hiçbir şahsi zarara uğramamış gençlik kütlesi tam samimiyetin ve imanın timsali olarak edilebilir.

İşte gençliğin ‘Genel Başkan İnönü’nün irşatlarıyla parti umdelerinin muvaffakıyeti ve memleketin selameti için azimli ve dimdik vazifeye hazır’ bulunduğunu görmekten bu sebepledir ki derin bir bahtiyarlık hissediyoruz.

Muvaffakıyet ve gerileme hareketlerinin birbirini takip etmesi suretiyle elde edilen netice bugün bir hüsran safhası geçiriyor gibi görünmekte ise de Türk gençliğinin ruhunda ve kalbindeki sönmek bilmeyen aşk ve alev istikbale kat’i bir emniyet ile bakmamız için, kuvvet, cesaret ve sebatımızı artırmak için en büyük kaynaktır”156 ifadelerini

kullanmıştır.

Şunu da belirtmekte fayda var ki; 1954 seçimlerinin faturası dönemin CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı olan Dr. Suphi Baykam’a kesilmiştir. Öyle ki; Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Asistan olan Baykam, 1954 seçimleri için gerçekleştirilen çalışmalara katılmak amacıyla izin almış, ancak seçim sonuçlarına bağlı olarak tekrar işbaşı yapamadan görevine son verilmiştir. Fatura yalnızca bununla da kalmamış, Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından Baykam’a verilen üç yıllık burs da Demokrat Parti iktidarı tarafından iptal edilmiştir.

155 Mücadele, 14 Mayıs 1954

3. 2. 4. Yükseköğrenim Gençliğini Siyasetten El Çektirme Girişimleri

Demokrat Parti’nin gençlerin siyasetle doğrudan uğraşmasına karşı bakışı esasında çok da ılımlı olmamıştır. Fakat Cumhuriyet Halk Partisi’nin “Gençlik

Ocakları” kurmak suretiyle gençlik örgütlenmesine başlaması ve bunda da başarılı

olması, DP’yi de “kerhen” gençlik örgütlenmesini resmileştirmeye yöneltmiştir. CHP, ocak teşkilatlarında çalışan gençliğin yanında, yükseköğrenim gençliğini de örgütlemiş ve böylece üniversiteler içerisinde de faaliyet göstermeye başlamıştır. Hatta birçok gençlik ocağında üniversite öğrencilerinin başkanlığa getirilmesi de Cumhuriyet Halk Partisi’nin üniversitelerde daha rahat örgütlenmesini sağlamıştır. Elbette ki bu örgütlenme, CHP’nin güçlenmesini sağlarken, iktidar partisi DP’nin de büyük tepkisini çekmiştir.

Örneğin; 10 Ocak 1954’te, Bahçelievler Lokali’nde gerçekleştirilen CHP Gençlik Ocağı’nın İkinci Kongresi’nde mevcut başkan Nejat Günal’ın üniversiteden mezun olacağından dolayı yeniden aday olmaması, DP’nin dikkatini çekmiştir. Öyle ki; bu durum Demokrat Parti’nin yayın organı olan Zafer Gazetesi, 11 Ocak 1954 tarihli sayısında “CHP’nin Çirkin Maksatları” başlığıyla bir anlamda DP’lilerin tepkisini dile getirmiştir.

CHP Gençlik Kolları 1954 seçimlerinde alınan yenilgiye rağmen çalışmalarına devam ederken, DP’nin 7 Ocak’ta kurmuş olduğu Genç Demokratlar

Teşkilatı Kasım ayına gelindiğinde dağılmış157

DP’nin yükseköğrenim gençlerini siyasetten el çektirmeye yönelik girişimde bulunacağı söylentilerinin ilk ortaya çıktığı dönemlerde Ankara Tıp Fakültesi Profesörler Kurulu’nun Senatoya öğrencilerin siyasetle uğraşmalarını önlemeye yönelik bir öneri getirdiği haberleri yayılmış ve bunun üzerine Ankara Üniversitesi ve DP tarafından lağvedilmiştir. DP’nin gençlik örgütlenmesi konusunda başarısız olması, CHP’nin ise üniversitelerde etkinliğini arttırma girişimleri, DP’nin son çare olarak çıkaracağı bir kanunla özellikle yükseköğrenim gençliğini siyasetten “zorla” el çektirme yoluna gitmesine neden olmuştur.

157 28 Ekim 1954 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan bir habere göre; Genç Demokratlar Teşkilatı

Merkez Komitesi için tutulan büro o tarihlerde boşaltılırken, gazetede geçen “iki ay evvel de merkez

icra komitesi dağılmış ve tekrar kurulamamıştır” sözünden de Genç Demokratlar Teşkilatı Merkez

İcra Komitesi’nin Ağustos 1954’ten beri boş bulunduğu çıkarımını yapabiliriz. Cumhuriyet, 28.10.1954

Talebe Birliği Tıp Öğrenci Derneği Başkanı Refet Saygılı bir beyanname yayınlayarak tepki göstermiştir.

Saygılı, yayınladığı beyannamede Meşrutiyet’ten bu yana hürriyet mücadelesinde ileri fikirlere önayak olmuş bulunan tıbbiyeli ruhu için böyle bir teklifin yersiz ve izah edilemez olduğunu belirtmiş, talebelerin siyasi haklarının Profesörler Kurulu ve Senatoca ortadan kaldırılamayacağını, böyle bir kararın onların yetkileri dışında bir anayasa davası olduğunu ifade etmiştir.158

2 Kasım 1954 tarihinde gerçekleştirilen İstanbul Üniversitesi’nin eğitim öğretim yılı açılışında öğrencilerin iktidara tepki göstererek ayrıca bir tören düzenlemeleri ve Ankara Üniversitesi’nde de aynı durumların ortaya çıkması, yükseköğrenim gençliğinin kendini siyasete fazlasıyla kaptırdığı izlenimini uyandırmıştır. Tam da bu sıralarda Zafer Gazetesi’nde Mümtaz Faik Fenik’in yazmış olduğu bir yazı Cumhuriyet Gazetesi tarafından da yayınlanmış ve Fenik, yazısında özetle şöyle demiştir:

“Demokrat Parti iktidara geldiği zamandan beri her sene üniversite açılışını bir hadise vesilesi yapmışlardır. Bu sefer de gene aynı şahıslar, aynı şekilde sözü ayağa düşürmeye uğraşmışlardır. Hatta bu açılış törenlerinin bir asayiş mevzuu haline sokmuşlardır. Fakat artık yeter. Sabrımız, müsamahamız daha ne dereceye kadar dayanacaktır? Üniversite bir miting yeri değildir, bir nümayiş yeri değildir. Alakalıları vazifeye çağırmanı zamanı çoktan gelmiştir. Bu anarşik hale son verilmesi için ciddi tedbirler alınmalıdır.

Bu anarşi ne zamana kadar devam edecektir? Alakalılar buna ne zamana kadar göz yumacaklardır? Üniversiteden kanunla kaldırılan politikanın fiilen yapılmasına müsaade edilmemesi gerektir. Hükümetin ciddi tedbirler almasını beklemek hakkımızdır”159

Demokrat Parti yandaşı olan Mümtaz Faik Fenik’in yazmış olduğu yazıda da görüldüğü gibi, iktidar partisi yandaşlarının üstü kapalı bir biçimde öğretim üyelerini kapsayan siyaset yapma yasağı çemberinin genişletilerek öğrencileri de kapsaması arzuları dile getirilmeye başlanmıştır.

CHP’nin yayın organı olan “Halkçı Gazetesi” ise öğrencilerin siyasetten el çektirilmesi söylentileri ve Zafer Gazetesi’nde bu söylentileri destekleyen yazıların çıkması üzerine, 8 Kasım 1954 tarihli yayınındaki başyazısında bu söylentilere yönelik tepkisini özetle şöyle dile getirmiştir:

158

Cumhuriyet, 3 Ekim 1954

“İktidar, üniversite profesörlerinin siyasetle meşgul olmalarını yasak etti. Daha doğrusu, Hükümeti tenkidi yasak etti. Yoksa; iktidarı medih için bütün yollar açıktır.

Şimdi sıra üniversite öğrencilerine geldi. Bilhassa bu ders yılının açılış törenleri iktidarı çileden çıkardı. Çünkü öğrenciler, DP büyüklerini, muhalefet liderlerinden daha az alkışladı.

Mesele burada: Hürriyet tezahürleri karşısında iktidardakiler serinkanlı olmaya alışsalar Türkiye’de de her şey yolunda gidecek. Kimse sinirlenmeyecek, kıskanmayacak, korkmayacak.

Her müessesenin bize göresini icat etmekten vazgeçelim. Medeniyet ve demokrasi alemine gülünç oluyoruz. Profesörleri siyasi fikir söylemeyen muhtar üniversiteyi akıl almaz. Öğrencilerinin alkışlarını kelepçelemeye kalkan üniversite pek zavallı hale düşer.”160

Üniversite öğrencilerinin siyaseten el çektirilmesi tartışmalarına yalnızca siyasi partiler değil, öğrenci kuruluşları da görüşlerini dile getirerek katılmışlardır. Bu konuda TMTF Genel Başkanı Mesut Ülkü, siyaset yapmayı kendileri için bir

“hak” olarak gördüklerini ima ederek bu hakkın ellerinden alınmamasını istemiştir.

Ülkü konuşmasında;

“Ankara Üniversitesi’nin açılışında talebelerin bazı şahısları alkışlamaları üzerine, talebenin siyasetle meşgul olmaması icap ettiği fikri tekrar ileri sürülmeye başlandı.

Bu fikirlerin asıl mesnedi olarak talebenin, siyaseti üniversiteye sokmak istemesi ileri sürülmektedir ve son hadise buna misal verilmektedir. Ancak kanaatimizce, demokrasi dünyasında bir ferdin inandığı fikirleri temsil eden şahısları alkışlaması en tabii hakkıdır ve alkış hadisesi ise siyaseti üniversiteye sokmak demek değildir. Talebe istese de buna muvaffak olamaz; zira üniversite buna kendi yönetmeliği ile mani olmaktadır.

Talebenin üniversite dışında siyasetle meşgul olması hakkı kendisinden alınırsa, vatandaşların siyasi olgunluğunu kendi elimizle yok etmiş oluruz. Her ferdin tekamül etmek için eğitime ihtiyacı vardır. İstikbalde memleket mukadderatını eline alacak olan talebeden, siyasi