• Sonuç bulunamadı

Fantastik, sözlük anlamıyla “gerçekte var olmayan, hayal ürünü, hayali” demektir fakat fantastik sinema aracılığıyla karşımıza çıkan hayali kahramanların sinema aracılığıyla ete kemiğe büründüğünü görürüz. Fantastik olana ve fantastik sinemaya ilgi, toplumun kahramanlara inanma ve kurtarıcı olduklarını düşünmesiyle doğru orantılıdır. Efsaneler, destanlar, masallar ve mitolojiden beslenen fantazya, hem edebiyatta hem de sinemada verdiği örneklerle topluma hayal ve gerçek arasında farklı bir pencere açmıştır.

Fantastik Türk Sineması’nın geçmişten günümüze yolculuğunu değerlendirirken dönem sinemasının içinde şekillendiği toplumun arka planı, sosyal ve siyasi boyutu ele alınmıştır. Çünkü dönemin fantastik türk sinemasını anlayabilmek adına bu bir gerekliliktir. Tarihsel fantazya filmlerinin anlatı yapısı incelenmiş ve örnek filmler üzerinden betimsel analiz yapılmıştır. Dönemin, özellikle

tarihsel fantazya kahramanları sinema perdesinde izleyicilerin rol modeli olmuş, buhran dönemlerinde izleyiciyi için bir çıkış noktası, bir kurtarıcı olarak görülmüştür. Tam da bu noktada tezin temel problemi devreye girmektedir. “Bir toplum veya bir birey neden kahramanlara ihtiyaç duyar?” sorusu çalışmanın problemini oluşturur.

3.1.2. Amaç

Çalışmada fantastik kavramını incelenmiş, kavramın kadim zamanlardaki karşılıkları belirlenmiştir. Sinemada fantastik unsurunun parladığı yıllarda yaşanan sosyal ve siyasi olaylar ele alınmıştır. Çalışmanın amacı, Türkiye’de 1950-1980 yılları arasındaki fantastik Türk sinemasının dinamiklerini ortaya koymak, dönem içinde öne çıkan fantastik filmleri türlerine göre incelerken, dönem içinde topluma yön veren tarihi fantazya filmlerinin nasıl ve neden ortaya çıktığını incelemektir.

3.1.3. Önem

Yeşilçam sineması, özellikle 1960 ve 1970'lerde yoğun olarak sinemanın ticari yönüne odaklanarak, gişe başarısına öncelik kazandıran popüler filmler üretir. Seyirciyle kolay bir şekilde iletişim kurarak onları sinema salonlarına çeker ve oldukça önemli bir endüstri oluşturur. Yeşilçam halkın sineması olur. Kendine özgü bir sinema ortaya koyan Yeşilçam, o dönemlerde düşünen, aydın kesim tarafından üstten bakılan ve önemsenmeyen bir sinemadır. Filmler için yeterli sermaye yoktur, film üretiminin birincil ekonomik kaynağı seyircilerdir ve bu durum yapılan işleri daha çok "seyirci filmi" olmaya zorlar. Fantastik Türk sineması, Yeşilçam'ın üretim anlamında altın çağını yaşadığı ve dünyada en çok film üreten dördüncü ülke konumuna geldiği bir dönemde patlama yapar. Fantastik filmler, küçük, yeni ve sermayesiz şirketlerin elinden çıkar. Yıldız sisteminin tavan yaptığı bir dönemde yüksek ücret isteyen ve zamanı çok değerli olan oyuncularla çalışamayan bu şirketler kendi yıldızlarını üretir. Büyük şirketlerin burun kıvırdığı fantastik filmler, bütçesiz ve amatör olmaya mecbur kalarak kötü dekorlarla, kostümlerle ve oyunculuklarla var

olmaya çalışır. Bu halleriyle üretildikleri dönemde halk tarafından ilgiyle izlenir ve günümüzde de dünya sinema tarihinin en ilgi çekici kült filmleri arasında kabul edilirler.

Kimi zaman bin bir gece masalları tarzındaki kostümlü maceralara, kimi zaman Amerikan filmlerinin çeşitli taklitlerine ve maskeli süper kahraman filmlerine öykünen, kimi zaman da tarihi fantazya kahramanlarını ortaya çıkaran fantastik Türk sineması, kimi zamansa hepsinin yer aldığı melez filmler üretir. Daha önce, bu filmleri günümüze aktaran, ortaya çıktığı dönemin toplumsal alt yapısını inceleyen, tarihi fantazya filmlerinin ve kahramanlarının neden ortaya çıktığını ele alan böyle bir çalışma yapılmamıştır. Çalışmanın önemi tüm bu sebeplerle vurgulanabilir.

3.1.4. Varsayımlar

Bu çalışma aşağıdaki varsayımlardan yola çıkılarak geliştirilmiştir:

Ülkemizde fantastik türk filmleri, döneminde gösterildiğinde toplum tarafından çok ilgi görse de, bu filmler eleştirmenler tarafından beklediği ilgiyi görememiş, döneminde düşünen, aydın kesim tarafından, üstten bakılan, önemsenmeyen filmler olmuştur.

Ülkemizde günümüz fantastik filmlerinin temelleri, Yeşilçam döneminde çekilen fantastik filmler aracılığıyla atılmıştır.

1950-1980 dönemi fantastik filmler, sanatsal başarılardan çok ticari kaygılarla şekillenmiştir. Yıldız prototiplerinin oluştuğu yıllarda, yıldızlara maddi olanaksızlıklardan dolayı ulaşılamaması nedeniyle, fantastik sinema kendi yıldızlarını yaratmıştır.

Fantastik filmlerin, dönemin toplumsal olaylarıyla yakından ilişkili olduğu görülür. Dönem içi olaylar nedeniyle, seyirciye rol model alabileceği kahraman motifleri sunulmuş, seyirci kendine yakın gördüğü kahramanla özdeşleşmiş, bu da toplumsal rahatlamayı beraberinde getirmiştir.

3.1.5. Sınırlılıklar

Çalışmanın teorik içeriğinde fantezi ve fantazya kavramları incelenmiş, fantazya kavramını besleyen efsane, destan, mit, masal kavramları ele alınmıştır. 1950-1980 yılları arasında dönemin toplumsal arka planı incelenmiş, toplumsal olayların Türk sinemasına etkileri, sinemaya kattığı değerler ve dönemin sinemadan alıp götürdükleri belirlenmiştir. 1950-1980 yılları arasındaki fantastik Türk filmleri ele alınmıştır. Uygulama aşamasında ise tarihi fantazya filmlerinin özellikleri incelenmiş, tarihi fantazya filmi örnekleri üzerinden betimsel analiz yapılmıştır.

3.1.6. Evren ve Örneklem

Bu çalışmanın evrenini 1950-1980 yılları arasında Yeşilçam’da çekilen fantastik Türk filmleri oluşturur.

Çalışmanın örneklemini ise topluma kahramanlar sunan tarihi fantazya filmlerinin incelenmesi ve Battal Gazi serisinin tüm filmlerinin betimsel analizi oluşturmaktadır.

3.1.7. Yöntem

Çalışmanın örneklemi içinde yer alan filmler, betimsel analiz yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Betimsel analiz yönteminin temel özelliklerinin ve bu analiz yöntemiyle incelenen filmlerin hangi kıstaslar göz önünde bulundurularak yapıldığının aktarılması, çalışmanın güvenilirliği ve objektifliği anlamında fayda sağlayacaktır.

Betimsel analiz yönteminde veriler görüşülenlerden olduğu gibi aktarılır. Betimsel analiz dört aşamadan oluşur: Betimsel analiz için bir çerçeve oluşturma, tematik çerçeveye göre verilerin işlenmesi, bulguların tanımlanması, bulguların yorumlanması.

Betimsel analizde elde edilen veriler, daha önceden belirlenen başlıklar altında özetlenir ve yorumlanır. Betimsel analiz, verilerin özgün formuna bağlı kalarak, doğrudan alıntılarla, verilerin betimsel bir yaklaşımla okuyucuya sunulmasıdır.

Yıldırım ve Şimşek’e göre betimsel analiz, önceden belirlenmiş bir çerçeveye bağlı olarak nitel verilerin işlenmesi, bulguların tanımlanması, tanımanan bulguların yorumlanmasını içeren analiz yaklaşımıdır. Betimsel analizin aşamaları; çerçevenin oluşturulması, verilerin işlenmesi, tanımlama (betimleme), yorumlama (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 119).

Betimsel analiz için kullanılacak çerçeve, araştırma sorularından, araştırmanın kuramsal kavramsal yapısından, görüşme ve gözlemlerde yer alan boyutlardan biri olabilir. Bu aşamada veriler incelenir. Yapılan çözümlemeler sonucunda anlamlı ve mantıklı olan veriler seçilerek çerçeveye göre düzenlenir. Oluşturulan çerçeveyle ilişkili olmayan veriler dışarıda kalabilir. Düzenlemeler sırasında sonuçlar yazılırken kullanılacak doğrudan alıntılar seçilebilir. Tanımlama aşamasında düzenlenen veriler tanımlanır ve doğrudan alıntılarla desteklenerek okuyucuya sunulur. Gereksiz tekrarlardan uzak ve açık bir anlatım ile bulguların tanımlanması söz konusudur. Yorumlama aşamasında araştırmacının olabildiğince nesnel olarak betimlediği verileri yorumlaması söz konusudur (Yıldırım ve Şimşek, 2011: 120).