• Sonuç bulunamadı

III.1.3.1. Metal Sektörünün Özelikleri ve Sendikal Örgütlenme

Türkiye’de metal işleyerek, metalden eşya yapımı Osmanlı İmparatorluğu döneminde genellikle yabancı sermaye tarafından gerçekleştirilmiş, Cumhuriyet’in ilk yıllarında küçük atölyeler dışında bu sektörde önemli bir gelişme sağlanamamıştır. Sektör ancak 1940’lı yıllardan sonra kamu sektörünün yaptığı yatırımlarla gelişmeye başlamıştır. 3 Nisan 1937 tarihinde kurulan Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın 1940 yılından itibaren bazı bölümlerinin faaliyete geçmesi ile metal sektöründe bir gelişme sağlanmıştır. 1970’li yıllardan itibaren ise; otomotiv sektörü ve buna bağlı yan sanayi gelişmeye başlamış ancak 1980 yılında döviz dar boğazına bağlı olarak metal sektöründe gerileme ortaya çıkmıştır (Aslan, 1998: 402).

Metal sektörü günümüzde ana imalat sanayilerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) Çalışma Hayatı İstatistikleri 2017 Raporu’na göre; metal sektöründe faaliyet gösteren kamu işyeri sayısı 81, özel işyeri sayısı 588’dir.

Kamu’da çalışan işçi sayısı 832, Özel sektörde çalışan işçi sayısı ise; 169,278’dir.

2015 yılı itibariyle özel sektörde yapılan toplu iş sözleşmesi sayısı 133, kamuda ise; 5’tir.

Çalışma Hayatı İstatistiklerine göre; metal sektöründe çalışan işçi sayısı diğer sektörlerde çalışan işçi sayısından fazladır. Dolayısıyla metal sektörü ülkemizde oldukça geniş işçi kitlesine sahip bir sektör olarak karşımıza çıkmaktadır.

99 ÇSGB’nın 31.01.2019 tarih ve 30672 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2019 Ocak Ayı İstatistikleri Hakkında Tebliğ’inde metal sektöründe ki işçi sayısı 1.521.942’dir.

Bu işçilerden 205.515’i TÜRK-İŞ’e üye Türk Metal Sendikası’na, 41,345’i HAK-İŞ’e üye Çelik-İş Sendikası’na, 31,048’i DİSK’e üye Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye bulunmaktadır. Bu sektörde bulunan diğer sendikalar Metsan-İş 42, Kalıp-İş 67, Çelik Yapı İşçileri Sendikası 122, Tek Demir Çelik Metal ve Oto Sanayi İşçileri Sendikası 1,075, Bağımsız Metal İşçileri Sendikası 320, Tüm Demir, Çelik Makine Metal ve Otomotiv Sanayi İşçileri Sendikası 43, Çelik Makine Metalden Mamül Eşya Otomontaj ve Yardımcı İşçileri Sendikası 4, Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası 105, Metal İşçileri Sendikası 64 üyeye sahiptir.

Metal sektöründe örgütlü bu sendikalar içinde en çok üyeye sahip olan “Türk Metal Sendikası”, 10 Temmuz 1963 tarihinde “Türk Metal İş Federasyonu” ismiyle kurulmuş, 16-17 Kasım 1973 tarihinde yapılan genel kurulda sendikanın ismi Türk Metal Sendikası olarak değiştirilmiştir. Kuruluşunda 15 bin civarında olan üye sayısı 2019 Ocak ayı itibariyle 205,515’e ulaşmıştır. Yetkili olduğu işyerleri genellikle otomotiv, beyaz eşya, elektronik, demir çelik ve buna bağlı yan sanayidir. Türkiye’de faaliyet gösteren 10 büyük imalat sanayi kuruluşunun 8’inde örgütlüdür. Ayrıca Türk Metal sendikası 21 ülkede 19 milyon üyeye sahip Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu’nun kurucusudur (Türk Metal, 2017).

Sektörde örgütlü ikinci büyük sendika olan “Çelik-İş Sendikası”, 1950 yılında

“Demir Çelik Ağır Sanayi İşçileri Sendikası” adı ile kurulmuştur. Daha sonra bir grup işçinin Demir Çelik Ağır Sanayi İşçileri Sendikası’ndan ayrılmasıyla 1951 yılında

“Karabük Demir Çelik İşçileri Sendikası” kurulmuştur. İzleyen yıllarda her iki sendika arasında çeşitli çatışmalar yaşanmış bunun üzerine 1963 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikası işçileri Türkiye Maden-İş Sendikası’na geçmişlerdir. Bu sendikadan da ayrılan işçiler 1965 yılında Çelik-İş Sendikası’nı kurmuşlardır. TÜRK-İŞ’e üye olan Türkiye Metal İş Federasyonu’na üye olan Çelik-İş Sendikası, 1976 ve 1979 yıllarında Türk Metal Sendikası ile birleşme kararı almış, ancak birleşme gerçekleşmemiştir. Çelik-İş Sendikası 1991 yılında HAK-İŞ üyesi “Özdemir-İş Sendikası” ile birleşmiştir. Bunun üzerine

100 sendikanın adı “Özçelik-İş Sendikası” olarak, 2002 yılında adı yeniden Çelik-İş Sendikası olarak değiştirilmiştir. Çelik-İş Sendikası özelleştirilmesi gündeme gelen Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın işçi, sanayici, esnaf ve yöre halkının oluşturduğu “KARDEMİR A.Ş.”

tarafından 1995 yılında devralınmasına öncülük etmiştir. (Çelik-İş, 2018).

Sektörde örgütlü olan üçüncü büyük sendika “Birleşik Metal-İş Sendikası’dır”, Sendika iki ayrı sendikanın birleşmesiyle oluşmuştur. Birleşik Metal-İş Sendikası’nı oluşturan ilk sendika “Türkiye Maden-İş Sendikası’dır”. İşçi hareketleri adına önemli grev ve grev benzeri eylemlerden; Kavel Grevi, Sungurlar Direnişi, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’na bağlı işyerlerinde 1964, 1977-1978 ve 1980 yıllarında yaşanan grevler Türkiye Maden-İş Sendikası tarafından gerçekleştirilmiştir. 12 Eylül 1963 tarihinde kurulan

“Otomobil-İş Sendikası”, Birleşik Metal-İş’i oluşturan diğer sendikadır. Otomobil-İş bağımsız olarak faaliyet gösterirken, 1980 yılında Maden-İş Sendikası ile birlikte “Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS)” grup toplu iş sözleşmelerinde işbirliği yapmıştır.

1980 sonrasında DİSK'in kapatılması ve 1992 yılında DİSK ve bağlı sendikalar hakkındaki davaların beraatla sonuçlanması üzerine yeniden faaliyete geçmiştir. Birçok grev ve direnişte işbirliği içinde olan Türkiye Maden-İş Sendikası ve Türkiye Otomobil-İş Sendikası arasında birleşme görüşmeleri yapılmış, görüşmeler sonucunda 4-5 Eylül 1993 tarihinde birleşme genel kurulu kararı ile Birleşik Metal-İş Sendikası oluşmuştur (Birleşik Metal-İş, 2017).

Metal sektöründe faaliyet gösteren Türk Metal Sendikası, Birleşik Metal-İş ve Çelik-İş sendikaları arasında geçmişten bu yana yoğun bir rekabet yaşanmaktadır.

Metal sektöründe işveren tarafında ise 14 Ekim 1959 tarihinde İstanbul'da 11 girişimci tarafından kurulan “Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS)”, tek işveren sendikası olarak karşımıza çıkmaktadır. MESS’in kuruluşunda o dönemde İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Orhan Tuna’nın büyük katkısı olmuştur.

“Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası” adıyla kurulan MESS, “Batı Avrupa Metal Sanayi İşverenleri Sendikası’na (WEM) üyedir” (Yükselen, 1998: 381; MESS, 2015).

101 Metal sektöründe tek işveren sendikası olan MESS 1970’li yıllardan beri sektörde grup toplu iş sözleşmesinin uygulanması için çaba göstermektedir. Genellikle metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi uygulamasına başvurulmaktadır. Grup toplu iş sözleşmesi aynı işkolunda birden çok işyerini kapsadığı için maliyet ve zamandan tasarruf ederek işçilerin istihdam şartlarının eşitlenmesine ve rekabetin azalmasına olanak sağlamaktadır. Grup toplu iş sözleşmeleri sendika merkezlerinde uzmanlar tarafından yürütülmektedir. Bu durum işyeri sendika temsilcilerinin ve sendika şube yöneticilerinin etkisini sınırlandırmaktadır. Grup toplu iş sözleşmeleri her işyeri için ayrı ayrı yürütülmesi gerekirken, işyerlerinde yetkili olan sendikalar farklı oldukları için sözleşmeler tek tip yapılmakta ve kendine özgü işkolu toplu sözleşmeleri ortaya çıkmaktadır. Metal sektöründe bulunan işveren sendikası hangi işçi sendikası ile ilk sözleşme imzaladı ise; o sözleşme aynı işkolunda diğer sendikaların toplu görüşmelerinde örnek sözleşme kabul edilmektedir.

Grup toplu iş sözleşmelerinde, işyerlerinde karşılaşılan uyuşmazlıkların toplu iş sözleşmesi görüşmelerine yansımaması sendika üye ilişkisini zedelemektedir (Tokol ve Güler, 2016:

937-938).