• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. Nitel Bulgular

4.2.2. Araştırmanın Amacına Yönelik Bulgular

4.2.2.4. Kaygı Duyulan Konularla İlgili Bulgular

4.2.2.4.3. Mesleki Kaygılar

Görüşme yapılan Türk öğrencilerin, eğitim hayatları bittikten sonra meslek edinme noktasında ülkedeki yabancıları kendi kariyer planlamaları açısından büyük ölçüde bir tehdit olarak algıladıkları görülmüştür.

“Aslında algılamıyorum ama hani biraz önce bahsettiğimiz seçilmede benim yerime o seçilmede açıkçası ben şöyle düşünüyorum. İkimiz de aynı şartlardaysak, ikimiz de Türk olsaydık ve tamamen aynı şartlarda olsaydık ama sırf o yabancı diye onu seçselerdi ben rahatsız olurdum. Yani tamamen aynı şartlarda olsaydık ve sırf o, yabancı olduğu için seçilseydi rahatsız olurdum yani hoşlanmazdım bu durumdan.” (TÖ 3)

“Hakkım yenmediği sürece bir problem olacağını düşünmüyorum ama tabi yani. Yani hocam girmesek şimdi ses kaydında buna (yüzünü buruşturuyor ardından sinirli bir ses tonu ile devam ediyor). Ya şimdi bu son zamanlarda aile hekimliği listeleri açıklandı. Aile hekimliği listesinde tek bir tane Türk adam akıllı listede olmaz mı? Yani orda bakıyorum tek bir tane Türk atanmamış yani aile hekimi olarak. O zaman benim otomatik olarak hakkım yenmiş oluyor sonuçta orda. Hani onlara da haklar tanınsın ama onlara verilen haklar benden götürmesin. Eğer benim doğal olarak olan hakkımı benden alıyorlarsa o zaman ben sorgularım neden benim ülkemde hani neden dezavantajlı duruma düşüyorum.” (TÖ 4)

“Açıkçası (duraksıyor), olurum evet. Yani, zaten dediğim gibi onların üniversiteye daha kolay yerleşmeleri sebebiyle bir kızgınlığım vardı şimdi bir de benim iş alanıma müdahil olurlarsa bu bize yapılmış büyük bir haksızlık olur. Sonuçta bizim ülkemizin de ekonomik durumu ortada. Kendi gençlerimize, üniversite mezunlarımıza iş veremiyoruz yani. O zaman yabancıları o işlere yerleştirirsek elbette tepki olur. Burada okusunlar tamam ama çalışmak için kendi ülkelerine dönsünler bence. Yani tehdit derken ülkede kargaşa

126

çıkarmalarına devletin izin vermemesi lazım zaten. O konuda tedbir almak devletin vazifesi. Bireysel olarak derseniz biraz önce de söylediğim gibi benim mezun olduktan sonra işimi yapmam noktasında bir engel olacaklarsa elbette ki tehdit olarak görürüm geleceğim konusunda.” (TÖ 8)

“Ben olurum çünkü benim bölümüm de yatkın. Benim iş alanımı kısıtlayabilir bence.”

(TÖ 9)

“İnsanlar normal kendi yaşantılarını yapmaya çalıştıklarında bile ortadaki Suriyelileri kaldırdığımızda bile bir ekonomik durum var, işsizlik var, eğitim sıkıntıları var, bir de bunu üstüne Suriyelileri eklediğiniz zaman hani birazcık da bardağın son damlası gibi oluyor. Bildiğim bir şey var. Yurtdışından gelen insanlar çok daha ucuza çalıştırılıyorlar. İki yönlü bir sömürü var yani. Hem de o insanlar daha ucuza çalıştıkları için bizim insanlarımız, çalışanlarımız onlar işsiz kalıyor. Bu şekilde de hem geniş çapta hem de özel çapta zarar geliyor. Ben o yüzden iş alanında biraz sıkıntı yarattığını düşünüyorum bu konunun. Mantıklı olarak da zaten üniversiteden sonra hepimizin yaşadığı bir işsizlik ve iş bulma sıkıntısının olduğu bir ülkede daha da fırsatların azalması için hani başka bir ülkeden gelen insanlara daha farklı imkânlar tanınmasını haklı görmüyorum.” (TÖ 10)

Türk veliler de aynı Türk öğrenciler gibi ülkedeki yabancıları çocuklarının geleceği açısından bir tehdit olarak görmektedirler. Ekonomik durum ve işsizlik sorunu dikkate alındığında Türk velilerin mevcut kısıtlı imkânları yabancılarla paylaşmak istemedikleri söylenebilir.

“Eee, tabii ki bir sürü kontenjan açıldı, sınavsız bir sürü devlet dairesine yerleştirildiler. Sizce tehdit değil mi? Yani bence tehdit. Doktor olarak alındılar, memur olarak alındılar niye? Bizim çocuklarımız o kadar dirsek çürütüyorlar dimi. Zor şartlarda okuyan bir sürü evladımız var bizim. Biz kendimizde mesela burs veriyoruz okuyabilsin diye çocuklar. Aile olarak veriyoruz. Ee niye bu çocuklar işe girmesin de Suriye’den gelen adam girsin ki işe (öfkeleniyor sesinin şiddeti artıyor).” (TV 1)

“İşte Suriyelisi, Afganlısı gibi, ya da evde çalıştıracak birini alacaksam işte Romanyalısı.. Yani bence bunların hepsi tehdit. Benim hayatım için de çocuklarımın hayatı için de, daha böyle kendi içinde yaşayabilsem daha mutlu olacağım gibi.” (TV 2)

“Evet, çok ciddi bir sorun, problem olacak tabii ki. Aslında ben bu kadar detaylı düşünmemiştim. Ben daha çok herhalde şey, bilmiyorum annelik içgüdüsü mü, böyle

127

vicdan tarafından yaklaştım ama işte bunu sorgularken kendi çocuklarımızı da karşılayabilecek tehlikeleri düşünmek gerekiyor. Ama işte Türkiye’nin zaten böyle bir sorunu var. Evet, bütün imkânlar kısıtlı ve bu kısıtlı imkânlarda bile bu kadar yabancı geliyorsa zaten bu çok ciddi bir sorun. Ümidimiz gitmeleri yani ülkeleri düzeldiğinde filan. Aynı şey iş sektöründe de geçerli. Bu sıkıntı, evet olmasın. İş imkânı olarak açıkçası onlardan ötürü çocuklarımın sıkıntı çekmesini istemem. O zamana kadar gitsinler, başlarının çaresine baksınlar (gülüyor).” (TV 3)

“Yani rakibi olması bakımından... (uzun süre düşünüyor) Olur herhalde ya. Şimdi düşünüyorum da o aşamaya gelince düşünüyorum yani olur, mesleğe gelince olur. Yani düşünsenize yüzmüşsünüz yüzmüşsünüz kuyruğuna gelmişsiniz son anda dışardan gelene kaptırıyorsunuz. Yok, olmaz yani. Düşünsene yani seni değil de onu seçerlerse “sen kimsin?” dersin yani. Bizim imkânlarımızla okuyup bizim önümüze geçiyorsun.” (TV 6) “Tehdit olarak algılıyorum bunu. Şöyle ki; bu insanların geldikleri ortamı şu anda bulundukları ortama yani kendilerine benzetmeleri, birçok iş sektörünü de ele geçirip insanları işsiz bırakmaları yarın öbür gün yönetime ortak olacak olmaları gibi durumlar var. Bundan dolayıdır ki kendi çocuklarımızın ilerde iş sektöründe sıkıntıya düşeceklerini öngörüyorum.” (TV 7)

“Eğer ki bu kişiler burada eğitim öğretim yaptıktan sonra kendi ülkelerine hizmet için giderlerse bu yönü güzel olur. Ama kendi almış olduğu eğitim öğretimle burada işe başlarlarsa bu yönü kötü olur. Hani çünkü bizim de belli bir potansiyelimiz var, belli nüfusumuz var, genç neslimiz var ve bunların da iş alanına ihtiyacı var.” (TV 8)

“Çocuğumun gelecek planlaması açısından aynen öyle bir tehdit olarak algılıyorum.”

(TV 9)

“Vallahi şöyle algılıyorum, onlara öncelik tanınıyor. Hakikaten, hastaneye gidiyoruz orda yazıyor “Suriyeliler öncelikli” diye. Bütün şeylerde, doktorların kapısının üstündeki bilgisayarda “Suriyeli” altında da “Öncelikli” diye yazıyor. İşte de aynısını yapıyorlar. Çünkü yani İŞKUR’un bile yani Suriyelilerden iş arayanlara öncelik tanıdığına şahit oldum.” (TV 10)

128