• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 5. SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER

5.2. Öneriler

5.2.1. Politika Yapıcılara Öneriler

1- Türk halkının genelinde oluşmuş “Suriyeliler kayrılıyor” algısı ortadan kaldırılmalıdır. Bu algının Türkiye’de yaşayan diğer yabancılarda da olduğunu görmekteyiz. Bu durumun giderilmesi için Göç Kanununda ivedi şekilde bazı düzenlemeler yapılabilir. Suriyelilerin mevcut statülerinde düzenlemeye gidilerek, Türkiye’de bu durumdaki tüm yabancıların ortak bir noktada konumlandırılması değerlendirilebilir. Özellikle kamu dairelerinde yabancılara yönelik farklı uygulamaların yapıldığı şeklindeki algının ortadan kalkması için çalışmalar yapılabilir. Türkiye’nin yabancılara yönelik politikaları ve yabancılara verilen haklar kamu spotları oluşturulmak suretiyle halka ayrıntılı şekilde anlatılabilir ve bu politikaların din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın tüm yabancılar için ortak olarak uygulandığı aktarılabilir.

2- Yabancılara “vatandaşlık verilmesine yönelik yerel halkta oluşan kaygılar” giderilmelidir. Aynı zamanda ülke içerisinde huzursuzluk çıkaran yabancılar için geri gönderme merkezleri eliyle sınır dışı edilme işlemleri ivedi şekilde gerçekleştirilerek bu işlemlerin istatistiklerinin kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılması oluşan kaygıların azalması noktasında fayda sağlayabilir.

3- Doktor, öğretmen gibi kamu kadrolarında yabancı istihdamının hangi gerekçelerle yapıldığı konusunda halka detaylı bilgilendirmeler yapılabilir. Bu görevlendirmelerin anlık ihtiyaçlar doğrultusunda değil de bütçe planlaması yapılan dönemlerde bakanlıkların bu kadrolarda yabancı personel alımı gerçekleştireceklerse bunu kamuya personel alım koşulları çerçevesinde gerçekleştirmeleri değerlendirilebilir. Özellikle atama bekleyen gençlerin hassasiyet içeren bu durumları dikkate alınabilir.

141

4- Geçici eğitim merkezlerinin kapatılması ile birlikte özellikle Suriyeli öğrencilerin kamuya ait okullara alınması ile okullardaki yabancı öğrenci sayısı ciddi oranda artmıştır. Ancak bu durumdaki öğrenciler özellikle dil ve toplumsal yaşam konusunda oldukça sıkıntı yaşamaktadırlar. Bu sebeple bu durumdaki öğrenciler okullara yönlendirilmeden önce mutlaka bir dil yeterlilik sınavına tabi tutulabilir ve sınavda yeterli başarıyı gösteremeyen öğrenciler en az bir sene süreyle oluşturulacak eğitim merkezlerinde dil hazırlık kurslarına alınabilirler. Bu merkezlerde Türk kültürü ile ilgili eğitimler de verilerek uyum sorunları en aza indirilebilir.

5.2.2. Uygulayıcılara Öneriler

1- Özellikle pansiyonlu ortaöğretim kurumlarında belletmenlik görevini de yerine getiren öğretmenler yabancı öğrencilerle çok daha fazla vakit geçirmekte ve onlarla daha fazla sorun yaşamaktadırlar. Bu sebeple gerek merkezi gerekse mahalli düzeyde pansiyonlarda görev yapan belletmen öğretmenlere kapsayıcı eğitim uygulamaları dışında çok daha ayrıntılı eğitimler verilebilir. Bu şekilde hem bu durumdaki öğretmenlerin yabancı öğrencilere yaklaşımı ve onlarla iletişimi çok daha sağlıklı olacak hem de belletmen öğretmenler yabancı öğrencilerin uyumu noktasında yol gösterici anahtar bir rol oynayacaklardır.

2- Milli Eğitim Bakanlığı öncelikle sınıfında yabancı öğrenci bulunan sınıf öğretmenlerine merkezi hizmet içi eğitimler yoluyla yetiştirdiği rehber öğretmenlerin koordinesinde mahalli hizmet içi eğitimler vermiş, ardından tüm kademelerdeki öğretmen ve idarecilere yine merkezi hizmet içi eğitimler yoluyla eğitim almış formatörler aracılığıyla bir haftalık mahalli hizmet içi eğitimler açmıştır. Ancak bu eğitimler genellikle öğretmenlerin hafta içi mesai saatleri öncesi veya sonrasında gerçekleşecek şekilde planlanmıştır. Dolayısıyla okulda belirli fiziksel ve zihinsel yorgunluk içerisinde olan öğretmenlerin bu durumdayken bir de bu eğitimlere alınmaları eğitimlerden elde edilecek verimin düşmesine sebep olmuştur. Kısıtlı süre ve eğitim verilen kurumların fiziksel yetersizlikleri de eklenince eğitimler çoğu zaman öğretmenler için idare tarafından dayatılmış katılımın zorunlu olduğu bir eziyetten öteye geçememiştir. Bu sebeple kapsayıcı eğitim uygulamaları planlanırken seminer dönemleri gibi zamanlarda planlanabilir. Öğretmenler okullarında geçirdikleri günde 8 ders saatine varan sürelerin

142

ardından bu eğitimlere alınmamalıdırlar. Bu durumda bir haftalık eğitimlerin verimliliği tartışmalı olmaktadır. Yine projeye UNICEF tarafından sağlanan maddi kaynak da eğitim verilen merkezlerin fiziksel olarak çok daha elverişli koşullarda donatılması için kullanılabilir. Bu projenin en önemli eksik görülen taraflarından biri de verilen eğitimlerin öğretmenler üzerinde ne kadar etkili olduğuna dair gerekli ölçümlerin yapılmamasıdır. Milli Eğitim Bakanlığı bu eğitimleri alan öğretmenleri değişik dönemlerde çeşitli ölçme araçları ile takip edebilmelidir.

3- Türkiye’de yıllardır yabancı öğrenciler için uygulanan Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) ve yine üniversitelerde yabancı öğrenciler için ayrılan kontenjanlar son zamanlarda ülkeye gelen yabancı sayısının artması ve çok çeşitli mecralarda bu konu ile ilgili oldukça farklı bilgilendirmelerin yapılması gerek Türk öğrencilerde gerekse onların velilerinde bu konu ile ilgili duyulan rahatsızlıkları artırmıştır. Bu bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak ve oluşan rahatsızlığı gidermek adına özellikle ortaöğretim kurumlarında eğitim alan tüm öğrencilere ve onların velilerine okul yönetimleri tarafından sağlıklı bilgi akışı sağlanabilir. Bu konu zaten okullarda kurulu olan rehberlik servislerinin eğitim öğretim sezonu başlarında oluşturdukları rehberlik yıllık planlarına eklenebilir.

4- Okula kaydı yapılan yabancı öğrencilerin devam noktasında takibi ciddiyetle yapılmalıdır. Bu durum okul idarelerine ek yük getirdiği için idareciler okullarında yabancı öğrenciler istemeyebilmektedirler. Bu konuda İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri bünyelerinde idari işleri kolaylaştırıcı birimler oluşturulması yoluna gidilebilir.

5- Yoğun olarak ilkokullarda olmak üzere 2019 yılından itibaren tüm okullarda oluşturulan tasarım ve beceri atölyeleri okul idareleri tarafından bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bu mekânlar Muzaffer Sherif’in ileri sürdüğü “gruplararası çatışmaların ortadan kalkması için grupların ortak amaçlar doğrultusunda işbirliğine yönlendirilmesi gerekir” görüşünün uygulamaya konulabileceği oldukça avantajlı durumdadır. Bu mekânlarda yabancı öğrenciler ile Türk öğrencilerin birlikte yapacakları aktiviteler kurgulanarak, bu yolla gruplar arasındaki birlikte iş yaparak kaynaşma becerisinin artması sağlanabilir.

143

5.2.3. Araştırmacılara Öneriler

1- Bu araştırma eğitim kurumları ekseninde kurgulanmıştır. Bu sebeple katılımcılar daha çok eğitim camiası içerisinden olmuş, ağırlıklı olarak eğitimle alakalı konular incelenmiştir. Farklı meslek gruplarının yabancılara yönelik algılarının incelenmesi toplumun genelinin konuya bakış açısını ortaya koyması açısından faydalı olacaktır.

2- Okullarda uyuma yönelik yürürlüğe konan uygulamaların verimliliğinin sağlıklı bir biçimde ölçülebilmesi için özellikle deneysel desenle kurgulanmış araştırmalar yapılması faydalı olacaktır. Böylelikle deney grubu ve kontrol grubundan elde edilen veriler karşılaştırılarak uygulanan programların ne denli başarıya ulaştığı ortaya konulabilecektir.

144

EKLER