• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4. BULGULAR VE YORUMLAR

4.2. Nitel Bulgular

4.2.2. Araştırmanın Amacına Yönelik Bulgular

4.2.2.2. Önyargılarla İlgili Bulgular

4.2.2.2.1. Damgalama ve Etiketler

Görüşme yapılan katılımcıların özellikle Suriyelilere karşı önyargılı birçok ifade kullandıkları ve onları damgaladıkları görülmüştür. Damgalama, insanların bir özelliğinden dolayı toplum içinde itibarlarını sarsma, onları düşük konuma yerleştirme durumu olarak tanımlanabilir (Özmen ve Erdem, 2018). Görüşme yapılan katılımcıların Suriyelilere yönelik özellikle pisler, kokuyorlar, hırsızlık yapıyorlar, kabalar, dar

görüşlüler, ilkeller, medeniyetsizler ve kadına değer vermiyorlar gibi etiketleri

oldukça sık dile getirdikleri görülmüştür.

“Haberlerde seyrediyoruz şimdi yani, hatta artık izlememeyi düşünüyorum, hep işte Suriyelilerin yaptığı, sadece Suriyelilerin de değil bahsetmiyorum vardır elbet bütün ülkelerden gelen hırsızı var, katili var her türlü var yani o anlamda.” (YV 1)

“Tamam, eğitimli insanlar gelsin çalışsın, şey ama herkes bir geldi böyle hırsızlık var her şey var. Aynen öyle, ama ben sokağa çıkmıyorum, hırsızlık yapmıyorum, insanlara kötü bir şey etmiyorum (Sesi titriyor, bu sorudan huzursuz olduğu belli oluyor). Yani herkes öyle olsun, olsun yani. Bir tane adam, üç tane kadın yani ben bunu anlamıyorum yani çok şey geliyor. Ondan bilmiyor yani ben de yabancıyım onlar da yabancı, ben de geldim onlar da geldiler.” (YV 2)

“Benim gördüğüm kişiler böyle işsiz, saygısız, kaba tipli olanlardı. Yani çoğu böyleyse olur tabii ki sadece benim çocuğum için değil tüm Türkler için de tehlike olur.” (YV 9) “İlk başta işte Türkçe bilmediğim için mesela sürekli dışarda bana “sen Suriyeli misin? Çok kötü Suriye.” diyorlardı ama ben hayır, değilim deyince ha tamam o zaman diyorlardı. Abim üniversiteye gidiyor mesela. Onu da Suriyeli zannedip bazen kötü davranıyorlarmış. Mısırlı olduğunu öğrenince iyi davranmaya başlıyorlarmış. Bazıları Mısırlı olduğunu öğrenince de kötü davranmaya devam ediyorlarmış gerçi.” (YÖ 11) “Arapların hani genel bir algı var ya daha bedevi bir hayat tarzı var diye, ondan herhalde, daha ilkeller, biraz daha dar görüşlüler. Ama Avrupalıların hani tabi onları da genellemek olmaz tabi ama daha anlayışlı olduğunu düşünüyorum.” (TÖ 2)

“Gitsinler demem. Yani kalsınlar ama tüketici olarak kalmasınlar. Yani bizim ülkemize de bir yararı olsunlar. Ama şey demiyorum hani üreticiler kalsın, tüketiciler gitsin de demiyorum ama o eşitliği sağlayabilmeliler bence.” (TÖ 3)

98

“Yani şöyle açıklayabilirim, şu an toplumumuzda Arap kökenlilere bir yargı var. Yaşam tarzları olabilir belki ya, mesela en basitinden çok duyduğum şey, şey olacak biraz ama mesela pis oluyorlar yani toplum olarak biraz pis bir toplummuş yani duyduğum kadarıyla öyle yani babaannem filan hani gidip gördükleri kadarıyla. Hani hacca filan da gittiklerinde sonuçta.” (TÖ 5)

“Bir keresinde bu metro turnikelerinden Suriyeli biri geçememişti ve bağırıyordu. Hani nasıl diyim size burda onun kabahati varken bir anda etraftakilere sataşmaya başlamıştı. Yani çoğu da böyle olduğu için açıkçası yabancıyla evlenebilirim ama Araplarla pek olmaz yani.” (TÖ 7)

“Ortadoğu’da biraz insanlar yani geride kalıyorlar. Mesela teknolojiden geri kalıyorlar biraz daha geri kafalı olabiliyorlar, Araplar özellikle Arapları mesela hiç sevemiyorum ben, ısınamıyorum böyle. Genel olarak eleştirmem gerekirse Araplar pis geliyor yani bana.” (TÖ 7)

“Yani bilmiyorum gördüğüm kadarıyla bana biraz pis, paspal geliyorlar. Bu benim görüşüm tabii ki.” (TÖ 8)

“Ben şöyle, ben şey yapmam hani kişiye tamam kişiye bakarım hani atıyorum biri Arap asıllı biri Fransız ya da İngiliz diyelim örneğin. Arap olana daha bir şey bakarım hani tanımaya bile çok çabalayacağımı sanmıyorum. Önyargı, çok bir sebebi yok aslında ama çok şey yaşadıklarını düşünüyorum hani çok geri kafalı, çok eskiden geliyorlarmış gibi geliyor bana ki değil aslında bakıldığında. Genellikle Türkiye’ye gelen ve o bombalamayı yapanlar Arap asıllı oluyor ve terörist diyoruz. Yok, ben pek öyle bakmıyorum ama önyargılarım vardır mesela. Hani Arap asıllı gördüğüm zaman altımda şort varken yanından geçmek bile hoşuma gitmez. Garip bakıyorlar en basitinden (gülüyor). Türk baktığında ne bakıyorsun diyorum ama onlara demeye korkuyorum yani bana zarar verebilir diye düşünüyorum. Türkler de bakıyor ama burada en azından giyen var orda kimse yok herkes kapalı. Benim bildiğim kadarıyla öyle en azından benim bir önyargım var zaten yoksa gidip gördüğümden değil tabi.” (TÖ 9)

“Örnek olarak sokaklarda dilenen çocuklar var şimdi ama eskiden de vardı dilendirilen çocuklar. Hani baktığınız zaman ten rengi de aynı. Bir zamanlar hani onlar paraları zaten kendileri almıyorlar diyorlardı ama şimdi de onlar zaten Suriyeli neden ona yardım edeyim diyorlar şimdi de. Hani nerden anladın o dilencinin Suriyeli olduğunu.” (TÖ 10)

99

“Ne sümüğünü silmeyi bilir, ne temizliği bilir. Kendi aralarında bizim çocuklarımız kavga ediyor biz veliler anlaşıyoruz. Yarın bunlarla kavga etse nasıl anlaşırız. Görüyoruz adamlar ev, dükkân basıyor.” (TV 10)

“Bir de sayıları sürekli artıyor yani çok şeye girecek belki ama adamlarda doğum kontrolü diye bir şey yok. Ee biz de isteriz ikinci üçüncü çocuk ama biz bu konuda temkinli davranırken onların böyle senede bir çocuk doğurup bu ileride çok büyük bir rakam oluşturduğunda benim çocuğum için ya da Türkler için tehdit oluşturacaksa.” (TV 3)

Görüşme yapılan katılımcıların ağırlıklı olarak Suriyeliler üzerinden etiketler oluşturdukları görülmüş olmasına rağmen farklı yabancı gruplar için de etiketler kullandıkları görülmektedir. Özellikle dağılan Sovyetler Birliği ülkelerinden gelen kadınların halkta kendilerine yönelik “Nataşa” etiketinin oldukça sık kullanıldığı katılımcılar tarafından dile getirilmiştir ve kendilerinin Türkiye’ye sadece fuhuş yapmak için geldikleri algısının kendilerini oldukça rahatsız ettiğini belirtmişlerdir.

“Bir de şey çok oluyordu mesela şimdi ben inşaatlarda çalışıyorum. Bir yere çalışmaya gidince beni önce Suriyeli zannedip iş vermek istemiyorlardı. Sonra yanımdakiler benim Afgan olduğumu konuştuğum dilin de Arapça değil Peştu dili olduğunu söylediklerinde (gülüyor) ikna olup beni işe alıyorlardı".” (YV 8)

“Yani Türklerin tutumu nasıl desem açıkçası ben genellikle Avrupa yakasında iş yapıyordum. İlk zamanlar hani “nereli Ukraynalı, ooo tamam Nataşa” diye bakan çok insanla karşılaştım. O zaman bu rahatsız ediyordu beni zamanla alıştık ama belki de o tavırdan kurtulmak için biraz da Türkiye’de evlenmiş olabilirim (gülüyor).” (YV 9) “...o var evet o var ne yazık. Ben düşünüyor insanlar Rusya’dan bu iş için geldi diye ama Rusya’dan çok çok geldi insan ve çok farklı iş için gelen var. Ama o düşünüyor galiba ki hepsi aynı. İlk geldiğim zaman özellikle halkta bunlar ahlaksızlığa geldi, bunlar Nataşa var o da var yani. Benim de yaş çok ama ne zaman şimdi çok değil ama önceden problem var.” (YV 5)

100