• Sonuç bulunamadı

Mirza Bala Mehmetzade, Millî Azerbaycan Hareketi, Ankara: Azerbaycan Kültür Dernegi Yayınları,

Nikpur Cabbarlı *

9 Mirza Bala Mehmetzade, Millî Azerbaycan Hareketi, Ankara: Azerbaycan Kültür Dernegi Yayınları,

1991, s. 160.

10 Elçin, “Azerbaycan Muhacireti Hakkında”, Odlar Yurdu gazetesi, nr. 21, Kasım, 1991. 11 a.g.m.

12 Haleddin İbrahimli, Azerbaycan Muhacireti Tarihi, Bakû: Élm və Tahsil, 2012, s. 9-10. 13 Nikpur Cabbarlı, Mühaciret ve Klassik Edəbi İrs, s. 9-10.

hacereti hakkındaki makalesi, muhaceret edebiyatı araştırmalarımızın yeni gelişim aşamasına katkıda bulunduğunu gösterir. Bu alanın karşısındaki önemli meseleleri belirginleştirmiştir.

Elçin, 1991 yılında yayınladığı “Edebi Süreç: Ölüm, ya Ölüm?” serisinin üçüncü makalesinde muhaceretimizin edebî-ilmî mirası hususunda önemli bilgiler veriyor. Azerbaycan edebiyat tarihinin yeni konseptinin hazırlanmasında muhaceret edebiyatı araştırmalarından da faydalanmanın gerekliliğini vurgulayan âlim, aynı zamanda, şu rahatsızlığını da ifade ediyor: “Burada da taraf tutmak yok, ilmî objektiflik esas alınmalıdır. Yani dün olduğu gibi okunmadan tenkit edilen yazarlar, eserler, bugün okunmadan anlatılmamalıdır. Çünkü bu da madalyonun iki yüzü olur ve yine bizim edebiyat araştırmaları ilmimizi, nazari fikrimizi çıkmazda bırakır.”14

Ahmet Caferoğlu’nun Azerbaycan Dil ve Edebiyatının Dönüm Noktaları, Abdül- vahab Yurtsever’in Azerbaycan Edebiyatında Vidadi ve Vakıf’ın Yaratıcılığı, Mehmet Emin Resulzade’nin Azerbaycan Şairi Nizami adlı eserlerini, ayrıca muhaceret edebiyatı araştırmalarının diğer örneklerini hem metodolojik prensipler hem de ilmî-nazarî seviye bakımından dikkate değer, güncel araştırmalar olarak değerlendiren Elçin doğal olarak şu kanaate varır: “Söz konusu araştırmalar ‘sosyalist realizm edebi metodunun’ idari çerçevelerinden bağımsız ilmî nazarî düşünce ürünüyle ilgilidir ve bu anlamda onların mukayeseli bir şekilde araştırılması bu yeni konseptin [Azerbaycan edebiyatı tarihinin yeni konsepti dikkate alınıyor - N.C.] işlenilmesi bakımından etkili ilmî sonuçlara yol açabilir. Aynı zamanda edebî süreci de canlandırır, ona yeni bir nefes, hava getirir.”15

Elçin, muhaceret edebiyatı araştırmalarıyla Sovyet devri Azerbaycan edebiyatı araştırmalarının karşılaştırmalı bir şekilde araştırılmasına dair tezini adı geçen makale- sinde A. Yurtsever’in Azerbaycan Edebiyatında Vidadi ve Vakıf’ın Yaratıcılığı eserini, Hamid Araslı’nın ve Araz Dadaşzade’nin uygun temel araştırmaları ile karşılaştırma konusunda birleştirir. Ve öyle bir ilginç sonuca varır: “Muhacir edebiyat araştırma- larının bu küçük defteri bizim için düne kadar ulaşılmaz ideolojik uzaklıkta bulunan basit gerçekleri açıklaması bakımından değerlidir.”16 Makale yazarı bu kanaatini A. Yurtsever’in söz konusu araştırmasındaki fikrin kısa açıklamasını esas alarak doğrulu- yor. “A. Yurtsever [aslında A. V. Yurdsever, yazar Abdül adını Türk transkripsiyonunda vermiş - N.C.], ‘Vakıf realizminin başlıca özelliği onun koşmalarına ve hemen hemen bütün muhammes gazellerine hakim olan derin ve coşkulu iyimserliktir.’ dediğinde burada bizim için yeni bir şey yoktur, lakin biz bunu okuduğumuzda ‘Vakıf İslam dinine karşı derin ve samimi inançla bağlıdır.’ (s. 35) ve bu fikrin esaslandırıldığını gördüğümüzde sanki herhangi bir adilikle karşılaşırız. Halbuki sohbet işte bu ‘sade

14 Elçin, Seçilmiş Eserleri, C. 6, s. 544. 15 a.g.e., s. 544-545.

gerçeklerden’ gidiyor. Yetmiş yılın beslediği çirkin klişe hayret ediyor: Nasılsa Vakıf bir taraftan realisttir, diğer taraftan ise ‘derin ve samimi duygularla’ İslam’a bağlıdır. Çünkü bizim edebiyatşinaslığımızda, bazen en iyi örneklerde bile realizm ile din birbiriyle karşı karşıya getirilmiştir!”17

Azerbaycan muhaceret edebiyatının araştırılmasını ve edebî sürece dahil edilmesini edebiyat araştırmaları ilmimizin ve edebi tenkidimizin önemli görevlerinden biri olarak ileri süren Elçin, aynı zamanda, geçiş devrini yaşayan toplumlar için karakteristik olan söylemleri ve hisleri, onların daha çok olumsuz sonuçlarını göz önüne alarak yazıyordu: “Duygulara yenilmeden muhacerette ne yazılmışsa hepsi mükemmeldir! Bazı ilkelerle değil, objektif ilmî-nazarî kriterlerle yapılan araştırmalar sonucunda halkımızın uzun süre ayrı kaldığı manevi serveti, tabii ki özüne döndürülmelidir!”18

Elçin bu fikirlerini kaleme aldığı zaman 1991 yılının Ağustos ayı idi. Daha Azer- baycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlığı hakkında anayasa tutanağı kabul edilmemiş, bağımsızlığımız dünyaca tanınmamış, ülkemizde basın özgürlüğü egemen olmamıştı. Lakin bütün kaygılara rağmen bu büyük aydının rahatsız olduğu şeylerin temelsiz olmadığı tasdik edildi.

Tam yirmi yıl sonra 2011 yılının Ağustos ayında Yaşar ile “Edebiyat Sohbeti”nde Elçin yeniden muhaceret edebiyatının tetkiki problemlerinden aynı heyecan ve aynı endişelerle söz eder: “Sovyetler Birliği çöktü, bağımsızlığımızı yeniden kazandık, muhaceret edebiyatını aracısız okumak, öğrenmek imkânımız oluştu ve buna bağlı olarak da muhaceret edebiyatına taraflı tutum, ezbere hikâyeler anlatmak modası açıkça kendini göstermeye başladı. Şimdi Elmas Yıldırım’ı ele alalım. O, vatanında bin bir zorlukla çaresiz kalmış ve vatanından ayrı muhacir hayatı yaşamaya mecbur olmuş yetenekli bir Azerbaycan şairidir. Ancak bazen öyle makalelere, düşüncelere denk gelirsin ki ölçü kaybedilir ve Elmas Yıldırım 20. asrın neredeyse en büyük şairi olarak takdim edilir. Yahut A. Caferoğlu, ya da M. B. Memmedzade bizim en büyük alimlerimiz olarak değerlendirilir. Artık bu hisse kapılmak, ölçüyü yitirmek değil duruma göre davranmaktır.”

Bizim için oldukça hoş ve rahatlatıcıdır ki bu eleştirel görüşlerden sonra Elçin daha genç (27-29) yaşlarımızda (1995-1997) kaleme aldığımız ancak ekonomik neden- lerden dolayı 2003 yılında yayınlayabildiğimiz Muhaceret ve Edebî İrs monografimiz hakkında takdir edici fikirler söylemiş, eseri kıymetlendirmiştir.

Genellikle, Yaşarla “Edebiyat Sohbeti”nde Elçin’in muhaceret edebiyatımızın araştırılması problemleri ile ilgili söylediği fikirler onun bu alanı daima dikkate aldı- ğını konu ile ilgili yazılanları düzenli olarak takip ettiğini ve yeri geldikçe bu konuda

17 a.g.e., s. 545. 18 a.g.e., s. 546.

nüfuz sahibi olan âlim-eleştirmen fikirlerini topluma ulaştırmak ihtiyacı duyduğunu gösteriyor. İşte bu bilimsel ilgi ve manevi ihtiyaç Elçin’i 1980’lerin sonlarından itiba- ren muhaceret edebiyatı araştırmalarımızın problemleriyle profesyonelce uğraşmaya sevk etmiş ve yukarıda yazılanlardan da anlaşıldığı gibi, görkemli yazar, eleştirmen ve edebiyat alimi, bu sahanın da gelişiminde önemli rol oynamıştır.

KAYNAKLAR

Borev, Yuri, Эмигрантология, “Русское зарубежье: приглашение к диалогу” (сборник научных трудов), Калининград: Изд. КГУ, 2004, стр. 6-7.

Cabbarlı, Nikpur, Mühaciret ve Klassik Edebî İrs, Bakû: Élm, 2003, 172 s.

Elçin, İlyas Efendiyev, “Azerbaycan Muhacirəti Hakkında”, Odlar Yurdu gazetesi, nr. 21, Kasım 1991.

, “Muhacir Nesiller”, Tarih gazetesi (Élm gazetesinin ilavesi), nr. 14, 6 Nisan 1991. , “Şahsiyyəti ve Sanatı Hakkında Bir Neçə Söz”, İlyas Efendiyev-Seçilmiş Eserleri, 7

cilttə, 1. Cilt, Bakû: Çinar-Çap, 2002, s. 32-33.

, Seçilmiş Eserleri, 10 ciltte, 6. Cilt, Bakû: Çinar-Çap, 2005, 582 s. , Seçilmiş Eserleri, 10 ciltte, 7. Cilt, Bakû: Çinar-Çap, 2005, 570 s. , Seçilmiş Eserleri, 10 ciltte, 8. Cilt, Bakû: Çinar-Çap, 2005, 554 s.

Elçin’le Edebiyyat Sohbeti (Yaşarın halk yazıçısı Elçin’lə müsahibəsi). Bakû: Təhsil, 2012.

İbrahimli, Haləddin, Azerbaycan Muhacireti Tarihi, Bakû: Élm ve Tahsil, 2012, 372 s. Mehmetzade, Mirza Bala, Milli Azerbaycan Hareketi, 2. bs., Ankara: Azerbaycan Kültür Derneği

Yayınları, 1991, 240 s. (İkinci nəşr).

Suchanek, Lucjan, Литературоведение и культурология, Sborník prací filozofické fakulty Brněnské Univerzity studia minora facultatis philosophicae universitatis Brunensis, 2005, nr. 8, s. 127-132.

Yeni Türk Edebiyatı Dergisi, Sayı 10, Ekim 2014, s. 125-132.