• Sonuç bulunamadı

Mefruşat İdaresine Ait Talimatnameler

B. MEFRUŞAT İDARESİNİN HUKUKİ YAPILANMASI

1. Mefruşat İdaresine Ait Talimatnameler

Bu dönemde Mefruşat İdaresine ait ilk talimatnameler, kronolojileri ve kısaca içerikleriyle şöyledir: Öncelikle Mefruşat-ı Hümayun İdaresi üzerine 5 Aralık 1879 tarihinde ilk defa hazırlanan belge ‘Mefrûşât-ı Hümâyûn İdaresinin Memûrîn-i

Mevcudesiyle Muamelatına Dair Layiha’ adlı bir rapordur248 (bkz. Ek 6). İdarenin o zamana kadar ki uygulamaları, işleyişi konusunda ve bundan sonra nasıl bir tutum takınılması gerektiği konusunda aydınlatıcı bilgiler tespit edilir ve yazıya geçirilir. Aşağıda da ayrıntılı olarak izah ediğinde görüleceği üzere tam olarak talimatname denmese de talimatnameye yakın bir üslupta ele alınmıştır. Ardından üzerinde tarih bulunmayan, muhtemelen 1879/1880 yılına ait bir defterde ise Mefruşat İdaresinin Eski Hazine-i Hassa Paşa Dairesine taşınmasından dolayı İdarede çalışan memurların adları ve görevleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır (bkz. Ek 7). Bu ise talimatname olmayıp idarede çalışanların vazifelerini göstermesi bakımından önem arz ettiğinden burada dile getirilmiştir. 27 Haziran 1880 tarihinde İdarenin hukuki yapısını anlatan talimatnamesi yayınlanır. Bu talimatnamenin tam adı ‘Hazine-i Hümayun

247 HH.d, nr.13601, Eki: 1a, 11 Mart 1879/18 Rebiülevvel 1296/ 27 Şubat 1294. 248 HH.MFŞ, nr.5/40, 5 Aralık 1879/ 21 Z 1296/ 23 Ts 1295.

Kethüdalığı Taht-ı Nezaretinde Olan Mefruşat İdaresi Mu’âmelâtının Suret-i Cereyanını Mübeyyin Talimattır’. Hazine-i Hümayun Kethüdalığına bağlanan Mefruşat İdaresinin muamelatını, çalışanlarını, görevlerini ayrıntılı olarak göstermektedir (bkz. Ek 8)249. 1 Ocak 1885 tarihinde ‘Mefrûşât-ı Hümâyûn ile

Hazine-i Hassa-i Şâhâne Debboy İdaresinin Vezaif ve Muamelâtına Dair Talimattır’250 (bkz. Ek 9) yayımlanmıştır. Ardından 29 Eylül 1886 tarihinde ‘Bi’l-

cümle Saray-ı Hümâyûnlarla Kasr-ı Alilerin Mefruşatı Hakkında Talimat

yayımlanmıştır (Bkz. Ek 10)251.

Yukarıda belirtilmiş olan dört büyük hukuki düzenlemeyle, Mefruşat İdaresindeki işlerin muntazaman yürütülmesi için ciddi bir mesainin harcandığı anlaşılmaktadır.

1879 tarihli Hazine-i Hassa ile alakalı nizamnamenin 17. Maddesinde, Hazine-i Hassaya bağlı idareler için, Heyet-i İdare ve Islahat Komisyonunun talimatnameler yayınlayacağı dile getiriliyordu252. Nitekim bu kanunun üzerinden çok geçmeden ‘Fabrika-i Hümayunlar Anbarında Mevcut Eski ve Yeni Eşyanın,

Mefruşat İdaresi Kayıtlarının ve Muamelatının Tahkik ve Teftişiyle Muhasebesinin Görülmesine Vazifeli Komisyon’ tarafından Mefruşat İdaresinin bundan nasibini aldığını gösteren bir layiha hazırlandığını görüyoruz. Hazine-i Hassada komisyonun toplantısı sırasında, Mefruşat-ı Hümayun İdaresinin işlemlerinin nasıl yürütüleceği ile ilgili görüşleri içeren layiha da padişaha sunulmuştu. Islahat Komisyonunun hazırladığı takrire göre, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının getirdiği yeni düzenden253 Mefruşat İdaresi de adı geçen layiha ile nasibini alacaktı254. Söz konusu layihanın üst yazısında bu konu şu şekilde dile getirilmektedir:

249 TS.MA.d, nr.1138/6-3, 19 Recep 1297/15 Haziran 1296/27 Haziran 1880. 250 HH.d, nr.16868, 14 Ra 1302.

251 Y.PRK.BŞK, nr.12/15, (1304) [1 M 1304/17.VII.1302/29.09.1886]. 252 Y.PRK.HH, nr.8/26.

253 Tanzimat’la birlikte başlayan kanunlaştırma hareketleri üzerine bir değerlendirme için bkz. Hıfzı Veldet, “Kanunlaştırma Hareketleri ve Tanzimat”, Tanzimat I (Yüzüncü Yıldönemi Münasebetiyle), Maarif Matbaası, İstanbul 1940, s.139-209.

254 Çoğu çalışmada II. Abdülhamid dönemi baskı rejiminin uygulanmasından ötürü İstibdat Devri olarak gösterilir. Ancak son çalışmalarla aslında II. Abdülhamid’in de selefleri Abdülmecid ve Abdülaziz gibi yenilik taraftarı olup Tanzimat’ı devam ettirdiği belirtilmektedir (Mehmet Alaaddin Yalçınkaya-İbrahim Yılmazçelik, “Yeniden Yapılanma”, Osmanlı Tarihi El Kitabı, Ed. Tufan

“Saye-i şeref-yâb-vâye-i hazret-i tacidaride her dairenin tensik ve tahkim esası muamelatı zımnında komisyon-ı alilerince ak pak meşhûr dide-i

şükraniyyet olan tanzimat ve ıslahatın cümle-i cemile-i celilesinden

mefrûşât-ı hümayun idaresinin dahi hisseyâb nizam ve intizam olacağı derkâr bulunduğu cihetle bu babda muntazır olan ıslahat-ı aliyyenin her daireden evvel idare-i kemteranemce ihtikâk-ı semerâtı arzusuyla muhtıra-i mahsusa arz ve takdimine müsaraat kılındı” 255.

Rapor şundan bahseder: Tanzimat ve Islahat Fermanlarının getirdiği yeni düzene göre her dairenin işlerinin, Avrupa usulünce düzenlenerek kuvvetlendirileceği ilkesi benimsendi. Bundan Mefruşat-ı Hümayun İdaresinin de nasiplenmesi gerekirdi. Hazine-i Hassada yapılan ıslahat hareketlerinin de öncelikle âcizanelerinin (belki de Kadri Efendi) idaresinde bulunan Mefruşat İdaresinde yapılması arzusuyla, özel bir muhtıra (hatırlatmak veya hatırlamak için yazılan tezkere) hazırlanarak padişaha arz edilmesine teşebbüs edildi.

Layiha, Mefruşat-ı Hümayun İdaresindeki memurlardan ve muamelatın o güne kadar nasıl olduğu, bundan sonra nasıl olması gerektiğinden bahseder. Buna göre Mefruşat İdaresi bir müdür, bir mümeyyiz ve dört muhasipten oluşmaktadır. Her ay sonunda Mefruşat İdaresinin aylık masraflarını gösteren özet bir defter yani icmal hazırlanarak Hazine-i Hassaya gönderilirdi. Hazine-i Hassa, icmallerdeki kayıtları esas alarak Mefruşat İdaresine vereceği paraları taviz256 (karşılık göstererek) suretiyle öderdi. Mefruşat İdaresinde satın alınan eşya tutarı, amele yevmiyesi, eşya nakliyesi gibi işler için yapılan ödemeler ise her zaman aynı türden para ile yapılamamakta; eşyanın cinsine, amelenin sanat ve zanaatına göre altın, gümüş vb. hesabıyla yapılmaktaydı. Saray ve kasırlardan gelen tefriş isteği, genelde Serkurenalık, Darüssaade ve Hazinedar Ağalığı tarafından yazılan takrirle Mefruşat İdaresine bildirilirdi. Bazen doğrudan doğruya padişah, hocalar ve serkurena sözlü olarak da eşya talebinde bulunabiliyordu. Mefruşat İdaresi ise keşif memuru göndererek tefriş talebinin kaç kuruş masrafla yerine getirilebileceğini keşif defteri hazırlayarak belirlerdi. Sonra tefriş talebi üzerine hazırlanan evrak, keşif defteri ile beraber Hazine-i Hassa Heyet-i İdaresine gönderilirdi. Burada bu işin muamelesinin Gündüz, Grafiker Yay., 2. Baskı, s.489). Nitekim biz bu nizamnamede ifade edilen bu cümlede de Tanzimat ve Islahat hareketlerinin II. Abdülhamid döneminde de devam ettiğini görüyoruz.

255 HH.MFŞ, nr.5/40, R. 23 Ts 1295/M.05.12.1879/H.21 Z 1296.

yürütülmesi istenildiğinde, eşya Sepetçiler Köşkündeki fabrikalar ambarındaysa ilmühaberle oradan alınır; orada olmayan yüksek değerdeki eşyalar Heyet-i İdaresi aracılığıyla, az değerdekiler ise Mefruşat İdaresi tarafından satın alınırdı. Mefruşat İdaresinin satın alacağı eşya için, Hazine-i Hassa zimmet kaydederek bir miktar parayı Mefruşat İdaresine vermeliydi. İcmallerdeki meblağın Hazine-i Hassadan geciktirilmeksizin verilerek evrak muamelatının sekteye uğratılmaması da gerekirdi. Münakasa yoluyla toptan eşya satın alındığı gibi İdarede yevmiye ile istihdam edilen zanaatkâr ve sanatkârlara da özel olarak eşya yaptırtılıyordu.

Tefriş edilen daireden alınan kullanıma müsait eski eşyalar, daha düşük rütbelerdekilerin dairelerinde kullanılmak üzere mefruşat ambarına konulurdu. Fabrikalar ambarından alınıp da artan eşya olursa iade edilir, satın alma yoluyla alınan eşyalar ise mefruşat ambarına konulurdu. Kışlık ile yazlık mefruşatın değiştirilirken kullanılmayanları depoya kaldırılırdı. Ancak kışlık mefruşat kaldırılıp depoya konulurken ya da tam tersi durumda depoya kaldırılan eşyaların çoğu Mefruşat İdaresine noksan verilip bunlar yeniden döşenmesi esnasında tamamlanırdı. Ayrıca, bütün eşyanın yenilenmek suretiyle tefrişinde ise eski eşyasının bazen tam olarak alındığı, çoğu zaman noksan alındığı, bazen de hiç alınamadığı da olurdu. Son olarak tefriş işlemi yapıldıktan sonra Mefruşat İdaresi o dairenin baş memuru tarafından eşyanın tam olarak teslim alındığına dair ayrıntılı bir ilmühaber alırdı.

1880 tarihinde yeni bir düzenleme daha yapılmıştır. Yukarıda bahsettiğimiz 27 Haziran 1880 tarihli ‘Hazine-i Hümayun Kethüdalığı Taht-ı Nezaretinde Olan

Mefruşat İdaresi Mu’âmelâtının Suret-i Cereyanını Mübeyyin Talimattır’ başlıklı talimatnamede, Hazine-i Hassa için de bazı düzenlemeler yapıldığı anlaşılmaktadır257. Talimatnamede, hem Mefruşat İdaresinin Hazine-i Hümayun Kethüdalığına bağlandığı hem de çalışanlarının işleri nasıl yürütecekleri ayrıntılı olarak açıklanmaktadır. Bu bağlamda muhasebe kâtibi ile muavininin, anbar kâtibinin, sandık emininin, mubayaa memurunun, masarifat-ı müteferrika memurunun, keşif memurunun, ambarcının, mefruşat ve emanet ambarı bekçiliklerinin görevleri tek tek anlatılmıştır. Buranın değerlendirilmesi Mefruşat

İdaresi personelinin anlatılacağı bölümde yeniden ele alınacağından şimdilik içeriğe fazla girilmeyecektir.

1 Ocak 1885 tarihli ve ‘Mefrûşât-ı Hümâyûn ile Hazine-i Hassa-i Şâhâne

Debboy İdaresinin Vezaif ve Muamelâtına Dair Talimattır’258 başlıklı kanun ile Mefruşat İdaresi yeniden düzenlenmiştir. Bu talimatname ile Mefruşat İdaresi ve Debboy (Depo) İdaresi nin işlevi birbirine yakın olduğu için ikisinin vazifesini ve muamelatını içine alan yedi maddelik bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre iki idarenin hesapları ayrı ayrı tutulur, icmalleri ayrı ayrı hazırlanırdı. Yeni İdarede bir mefruşat, bir de debboy (depo) başkâtibi, keşif memuru, yeteri kadar kâtipleri vardır. Ayrıca müdürün mesuliyetinde bir kalemi, yeteri kadar da hademesi bulunacaktır. Kalemde debboy ile mefruşatın hesapları ayrı olarak tutulacaktır. Her iki tarafın da aylık icmalleri müdür ve başkâtipler tarafından birlikte düzenlenip mühürlenmiş olarak birbirine karıştırılmaksızın nezarete takdim edilecektir. Mefruşat İdaresi yazı ile gelen taleplerle birlikte, Hazine-i Hassa tarafından verilen sözlü emirler üzerine de tefriş işlemini başlatırdı. Eğer tefriş masrafı 1.500 kuruşu geçerse padişahın bu masraftaki bir tefrişe onay vermesi gerekirdi. Masraf 1.500 kuruştan az ise sadece Hazine-i Hassa Nezaretinden izin alınırdı. İdarenin debboydan(depo) aldığı eşyalar için ayrı, satın alma usulü ile piyasadan aldıkları için ayrı defterler tutulurdu. Eşya fiyatları, verilen ücretler, yevmiye makbuzları Heyet-i İdare tarafından görülür ve icmale ayrı kalemlerde kaydedilirdi. Eşya, İdare Heyeti tarafından münakasalı (eksiltmeli, ihale usulü) ya da pazarlık usulüyle, hazinenin durumuna göre alınırdı. Alınan eşya ve levazım debboy(depo) hesabına kaydedilirdi. Cüzi miktarda alınan eşyalar heyetin izniyle alınacak, ancak acil durumlarda 300 kuruşa kadar olan eşyalar İdare tarafından Heyet bilgilendirilerek alınabilecekti. Mefruşat İdaresinin aldığı her şey icmale “masarifat” hesabına kaydedilecek, Nezaretten gelen bütün paralar da icmalde “varidat” hesabına kaydedilecekti. Artık Mefruşat İdaresinin değerli ve değersiz yani kullanılmış eşyası Debboy(depo) İdaresinde saklanacak, icabına göre oradan alınarak sarfedilecekti. Hereke Fabrikasının Hazine-i Hassa için üretilen kumaşları Hazine-i Hassada bir odaya konulacaktı. Hazine-i Hassa Nezareti, Heyet-i İdare ve Mefruşat İdaresinde olmak üzere kumaşların cinsi, miktarı vb. bilgileri

258 HH.d, nr.16868, 14 Ra 1302.

ihtiva eden üç defter hazırlanacaktı. Odanın Muhasebecilikte ve Mefruşatta olmak üzere iki anahtarı olacaktı. Odadan Heyet-i İdarenin izni olmadan hiçbir şey alınamayacak, çıkarılmayacaktı.

1886 tarihli ‘Bi’l-cümle Saray-ı Hümâyûnlarla Kasr-ı Alilerin Mefruşatı

Hakkında Talimat’ başlığıyla yayımlanan 17 maddeden oluşan talimat259, saray ve kasırların tefrişatının Mefruşat İdaresinin görev alanına girdiğini ifade etmektedir. Buna göre saray ve kasırların mefruşatına nezaret eden bir nazır, bir kâtip, bir eşya muhafızı yeteri kadar tapuçar260 (döşemeci; Fransızcadan alınmış bir kelime), marangoz ve makasdar bulunacaktı. Eşyanın muhafazası için bir depo olacak, depoya giren ve çıkan eşya özel deftere kaydedilecek, bu defter eşya muhafızı tarafından korunacaktı. Saraylarda ve kasırlarda bir mahallin mefruşatının tamiri gerekirse oranın bekçibaşısı ve bekçiler müdürü bilgilendirilecek, o da mefruşat nazırına durumu iletecekti. Mefruşat nazırı, maiyetindeki tapuçar ve yorgancılarla, onlar yetmediğinde dışardan getireceği yevmiye usulü çalışanlarla gereken tamirleri yapacaktı. Eğer bir yerin eşyasının tamire ihtiyacı olup da bu yapılmazsa, bu durum nereden kaynaklanırsa, oranın bekçibaşı, bekçiler müdürü ya da mefruşat nazırı sorumlu olacaktı. Tamir edilecek eşya levazımı depoda olduğu hâlde, nazır tarafından senet verilerek oradan tapuçarlara ve yorgancılara verilecekti. Depoda olmadığında nazır tarafından piyasadan satın alınıp, kâtiplerce deftere kaydedilecek, sonra senetle ilgili ameleye verilecekti. Eşyayı çalan, kötü kullanan amele ise işten kovulacaktı. Bir yerin eşyası yenilenecekse nazıra, tamirde olduğu gibi, haber verilirdi; oraya kâtip ve nazır giderek keşif defteri hazırlarlardı. Keşif defterinde; depo mevcudunda bulunan eşya, piyasadan satın alınan eşya ve amele yevmiyesi gösterilirdi. Keşif defterinin padişah tarafından onaylanmasından sonra tefrişe başlanırdı. Ancak uygulamada, bazı acil taleplerde tefrişe başlandıktan sonra padişahın onayı ile yapılan masrafın icmale kaydedildiği de vardı. Gerek tamirat gerekse yenilemede ortaya çıkan eski eşya depoya konularak saklanırdı. Depodaki eşyanın kaybolması, telef olması, çürümesi gibi durumlarında da mefruşat nazırı sorumluydu. Ayrıca gelirler ve giderler hakkında her belgede, daima mefruşat nazırı ve kâtibinin onayı gerekirdi. Mefruşat kâtibi her ay bir masraf defteri, altı ayda bir

259 Y.PRK.BŞK, nr.12/15, (1304) [1 M 1304/17.VII.1302/29.09.1886]. 260 III. Bölüm’de tapuçarlara ayrıntılı olarak değinilecektir.

hülasa defteri, her sene ise bir icmal defteri düzenlerdi ve defterler mefruşat müdürünün onayı ile padişaha sunulurdu. Tamirat ve yenileme sarayda yapılmışsa mefruşat deposunun matbu ilmühaberi, mabeyin müdürü ve bekçiler müdürü tarafından; kasırda yapılmışsa bekçibaşı ve bekçiler müdürü tarafından onaylanırdı. Tamirat ve yenilemenin zamanında ve hesaplanan fiyatla yapıldığı da bir müfettiş görevlendirilerek kontrol edilecekti. Eğer deponun matbu ilmühaberini gerçeğe aykırı olarak imzalayanlar olursa kendileri sorumlu olacaklardı.

Özetle, talimatnamelerden de anlaşıldığı üzere, saray ve kasırlardaki mefruşat önemlidir. Dikkat çeken en önemli husus, çok kısa bir süre Mefruşat İdaresinin nazırlık olarak ifade edilmiş olmasıdır. Bu da, idari yapılanmanın giderek büyüdüğünü göstermektedir. Ancak İdarenin nazırlık olarak adlandırılması sadece talimatnamede yer almış olmalı ki uygulamalarda Mefruşat Nazırına rastlanmamıştır. Yani bu vazifeler nazır yerine müdür olarak adlandırılan kişi tarafından devam ettirilmiştir.

Para işinin olduğu bir yer varsa yolsuzluğa ve suistimale açık bir husus da var demektir. Mefruşat İdaresi, bütünüyle bununla ilgili bir birimdir. Çıkarılan yönetmelikler burada yapılabilecek yolsuzlukların, usulsüzlüklerin engellenmesini hedeflemektedir. Bunun için de talimatnamelerde gerekli tedbirler alınmış ve müfettişler vasıtasıyla denetimler yapılacağı duyurulmuştur. Usule aykırı durumlarda buna neden olan kişinin mesul olduğu ve cezalandırılacağı da dile getirilmiştir. Bir mefruşat eskidiği zaman öncelikle sarayda görevli, kadrolu uzman zanaatkâr temin edilerek tamir edilebilirse tamir ettirilmeli eğer tamir ettirilemezse yenisi satın alınmalı ya da parçaları alınarak yerinde yenisi imal ettirilmelidir. Böylece saray ve kasırların mefruşat sistemininin ve tefrişinin organizasyonunu sağlayan Mefruşat İdaresi, Hazine-i Hassaya bağlı bir birim olmakla beraber bu dönemde yayımlanan layiha ve talimatnamelerle hukuki bir zemine kavuşmuştur.