• Sonuç bulunamadı

MEDYA OKURYAZARLIĞI EĞİTİMİNİ GEREKLİ KILAN NEDENLER

Zaman içerisinde medya araçları hem nitelik hem de nicelik bakımından büyük değişim ve gelişim geçirmiştir. Yaşanılan değişim bu araçların içeriğindeki yapılarda farklılıklara neden olmuştur. Kar etme amacı güden medya sektörü, daha fazla tercih edilmek için eğitici yayınlarını bir kenara bırakarak dikkat çekici, sansasyonel yayınlara ağırlık vermeye başlamıştır. Medyanın herkes tarafından bilinen olumlu işlevlerine ek olarak topluma, gençlere özelliklede çocuklara çeşitli şekillerde zarar

41 verdiği bilinmektedir. Bu bölümde bireylerin ve çocukların bilinçlenmesini gerekli hale getiren medya ortamlarından ayrıntılı şekilde bahsedilecektir.

1.7.1. Enformasyon Seli ve Şiddet İçerikli Yayınlar

Teknolojinin gün geçtikçe ucuzlaması, evlerin çoğunda birden fazla televizyonun yer almasıyla sonuçlanmıştır. Ucuzlayan ve sayısı artan kitle iletişim araçları yoluyla gün içerisinde bilgi seline maruz kalınır. Ancak gönderilen iletilerin çoğu zaman farkına bile varılmaz. Bilginin çokluğu ve hızlı dolaşımı, bireyin algı düzeyinde zayıflamaya neden olur ve derin anlamların kavranmasını zorlaştırır (Şahin, 2011: 41-44).

Çağımızda, bilgi patlaması yaşanmış ve geçmişte önemli olan ‘bilgiye ulaşım’ önemini zaman içerisinde yitirirken, yerini ‘bilginin eleştirel bir biçimde ele alınıp özümsenmesine’ ve ‘bireyin bunu kendi yaşam pratiklerine uygulamasına’ bırakmaya başlamıştır. (Özad, 2006: 55). Ancak medyadan edinilen bu bilgilerin sorgulanmadan olduğu gibi benimsenmesi doğru değildir. Bireylerin bu bilgileri eleştirel bir gözle incelemesi, değerlendirip kendi süzgecinden geçirmesi gerekmektedir. Bostancı (1998: 130) “medya sadece toplumda olup biteni yansıtıyor” iddiasını yalanlar ve medyanın gerçekliği kendi dili içinde yeniden kurduğunu, hayattan aldığı malzemelerle medya mutfağında pişirilmiş bir hikaye oluşturduğunu söyler.

Haber içeriğine bakıldığında ise kötü ve olumsuz olayların olumlu gelişmelere göre daha fazla yer aldığı görülür. Hatta dikkat çekmek adına olumlu durumlar bile olumsuz gibi gösterilebilir (Şahin, 2011: 130). Medya yayınlarını “günahkarlık”a sürükleyen nedenleri Bostancı (1998:129) kitabında şöyle açıklamıştır: “Medya parayı reklamdan kazanmakta, reklam verenler seyirci istemekte, seyirci ise şiddet ve cinsellik ile avlanmaktadır. Açıklamadan da anlaşılacağı üzere reklam verenler, hain medya ve onların entrikalarına her zaman kanmaya hazır masum insanlar bu yapının üç ayağını oluşturur.”

42 Çatışma, izleyicinin dikkatini çekerek reytingin artmasına neden olur. Dini inanç ve politika konuları özellikle çatışma için uygun bir zemin oluşturmaktadır. Başörtüsü sorunu, Kürt sorunu, anadilde eğitim sorununu da içine alan pek çok çatışmalı konuya medyada denk gelinmektedir. Bu sorunlar bilimsel bir çerçeve içinde açıklanmak yerine, çatışmanın devam ettirilmesi istenmektedir (Şahin, 2011: 128-129). Medyanın sunduğu bu tarz içeriklere maruz kalan çocuklar şiddete meyilli hale gelmektedir. Medya şiddeti özendiren tek yapı değildir ancak, insan hayatındaki önemi düşünüldüğünde sunduğu şiddet içeriklerinin çocukları ne derece etkilediği anlaşılmaktadır.

1.7.2. Medya Yayınlarının Magazinleşmesi

Magazin ağırlıklı programlar hemen hemen her televizyon kanalında ve birden fazla sayıda bulunur. İçerikleri genelde birbirine benzer ve birbirinin tekrarı niteliğindedir. Magazinleşme; programlarda asparagas (uydurma, yalan haber) ve- veya misenformasyon (eksik bilgilendirme), dezenformasyon (yanıltıcı bilgi, bilgi çarpıtması, kamuoyunun koşullandırılması, doğruların içine yanlışların sıkıştırılması) kullanma ortamı yaratan, kamu yararı gözetilmeyen tecimsel bir düzenlemedir (Taşkıran, 2007: 75-76). Şahin (2011:115) magazinleşme olgusunun halkın önemli olaylar hakkında bilinçlenmesinde ziyade, medyanın reyting artırma amacına hizmet ettiğine dikkat çekmektedir.

Magazinleşme olgusuna 19. Yüzyılın başlarında rastlanır. Haberin magazinleşmesi ise haberde var olan ya da gizli dramatik öğeleri özellikle öne çıkararak, haberin sansasyon yaratıcı tarzda sunumu olarak tanımlanabilir. Magazini magazin yapan özellikler arasında; bayağı ve önemsiz olayların eğlence temelinde hikayeleştirilerek oyunsallaştırılması, özünden saptırılarak çarpıtılması, abartılması yer alır (Taşkıran, 2007: 65). Gerçek yerine olağanüstü, önemli yerine de dikkat çekici konuları sunma veya konuları olağanüstü veya dikkat çekici hale getirme magazinleşmeye neden olur. Olayın sansasyonel yönü öne çıkarılarak insanların merak duygusunu cezbetmek ve bu sayede daha fazla kitleye ulaşmak magazinleşme olgusuna kaymanın temel amacı olarak görülebilir.

43 Ana haber programlarında bile artık eğlence bölümü oluşturulmakta, canlı müzik dinletilmekte veya ‘talk-show’ yapılabilmektedir. Bazı kanallarda ise ekonomik ve politik konularda günün önemli olaylarının aktarıldığı haber programlarında magazin olaylarına da yer verilmekte ve bunlar aynı format içinde kaynaştırılarak sunulmaktadır (Şentürk, 2010: 180). Bu tarz içi boş, zaman oyalayıcı içeriklerin bireye katkısı olmadığı gibi, tecimsellik güdüsü ve ideolojik hedeflerin aracı olduğu da açıkça gözlenmektedir (Taşkıran, 2007: 73).

Magazinleşme olgusunu Ergül (2007:178) şu sözlerle anlatmıştır: “Özel- kamusal yaşam hakkındaki yargılarımız ve mahremiyet hakkına olan inancımız, omuz kameralarıyla “baskına” gittiğimiz evlerde yerle bir oldu…Bir spor haberini izlerken işittiğimiz yüksek tempolu müzik ile savaş haberlerinin fonunda akan müziği ayırt edemez olduk: Haberde müzik unsurunu tartıştığımız yıllardan, müziksiz bir haberi unuttuğumuz günlere geldik. Mahallemizden tanıdığımız bir kadın yetmiş milyon duysun, kocam beni en yakın arkadaşımla aldatıyor! Diye kameralara haykırırken de oradaydık, “halk jürileri” önünde suçlu bulunanlar “flash haber” olurken de… Derken hepsini “ az sonra” gelen haberlerle birlikte unutur olduk.”

Böyle bir medya ortamında birey sorumlu vatandaş olmanın bir gereği olarak medya içeriğini dikkatlice inceleyip bazı içeriklerden kaçınması gerekmektedir. Ancak bireyler genellikle medyayı eğlence ve rahatlama amacıyla kullandıklarından, eleştirel düşünme pratiğini uygulamayı geri plana itip, pasif izleyici konumuna gelebilirler (Çetinkaya, 2008:62).

1.7.3. Reklam: Tüketime Özendirme Aracı ve Medyanın Temel Gelir Kaynağı

Medya kuruluşlarının en önemli gelir kaynağı reklamdır. Reklam gelirlerini artırıp ekonomik anlamda kalkınabilmek için reklam verenlerle ilişkileri iyi tutmak önemlidir. Böyle bir durum iletişim ortamı açısından son derece tehlikelidir. Çünkü böyle bir ortamda eğitime ve kültüre katlı ikinci plana atılıp daha çok tercih edilen

44 eğlenceye yönelik programlara ağırlık verilir (İlköğretim Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretmen El Kitabı, 2007: 33). Taşkıran (2007:78) kitle iletişim araçlarının kimler tarafından, nasıl tecimsel bir ideoloji aracı haline getirildiğinin sorgulanması gerektiğine dikkat çekmiştir. Taşkıran’ın da belirttiği gibi; kitleleri yönlendiren medya endüstrisi ürünleri arasında en yaygın olanı, ekonomi akışını sağlayan reklamlardır.

Ticari amaçlar her türlü kurumsal değeri olduğu gibi medyanın değerlerinde de farklılık oluşturmaktadır (Demir, 2006: 56). Medya demokrasinin gereklerini yerine getirmekten ziyade, bireylerin tüketici yönüne seslenerek onlarda değişime neden olmaktadır (Uysal, 2006: 121). Buna ek olarak ticari kaygılar haberin sansasyonel nitelik kazanmasına neden olur. Bizzat haberin kendisinin reklam olduğu durumlarla da karşılaşılabinilir. Şahin (2011: 123) bu tarz haberleri “haber görünüşlü reklam” olarak nitelendirmiştir.

“Bütün kötülüklerin anası” sözünü medyaya uyarlayan Bostancı, medyanın en önemli amacının daha fazla reklam almak, daha fazla kar sağlamak ve reyting çıtasını en üst seviyeye çıkarmak olduğunu belirtmiştir (Bostancı, 1998). Böyle bir ortamda medya okuryazarlığından bahsetmek yerinde olacaktır. Çetinkaya’ya (2008:51) göre medya okuryazarlığı; medyayı ve medyayla yaşamı değerlendirebilme yeteneğidir. Medyayı sorgulayabilme becerisinin genç yaşta verilmesi, toplumun geleceği açısından önemlidir.

Kimi durumlarda medya sunduğu içerikle halka korku salar ve onların duygularını sömürür. Radford (2004: 63-64) bu durumla ilgili bir örnek vermiştir: 90’lı yılların sonunda sabun imalatçıları ürettikleri anti-bakteriyel sabunlarla ve temizleyicilerle halkın bakteri korkusunu sömürmüştür. Reklam amacına ulaşmıştır ve o dönem yapılan bir araştırmada bütün el ve banyo sabunlarının yarısına yakın bir kısmının anti-bakteriyel birleşik içerdiği görülmüştür. Ancak Tufts Universitiy’den Dr. Stuart Levy’nin yaptığı açıklama bakterilerle ilgili bilinenlerin farklı yönünü ortaya çıkarmıştır. Doktor yaptığı açıklamada bakterilerin insanlar için gerekli olduğunu ve anti-bakteriyel temizleyicilerin hastalar için kullanılması gerektiğini

45 söylemiştir. Doktorun söylediğine göre, bu tür temizleyicilerin aşırı kullanımı, ilaca dirençli yeni bir tüberküloz yaratabilmektedir.

1.7.4. Tekelleşme

Tekellerin oluşmasında siyasal nedenler olduğu kadar, dünya pazarlarındaki sermaye akışı, teknolojik gelişmeler, kar durumuyla olan bağlantısı da dikkate alınmalıdır (Tokgöz, 2003: 31). Siyasi ve ekonomik çıkarların arttığı 20. Yüzyılda hem teknolojik yenilikler, hem yüksek tiraj ve izlenme oranını yakalama, hem de ucuza mal etme uğraşları sermaye sıkıntısını da beraberinde getirmiştir. Bu durum bütçesi kısıtlı olan küçük şirketlerin yok olmasına, bazılarının da bir araya gelerek güçlerinin birleşmesine yol açmıştır. Birleşen şirketlerin oluşturduğu yeni medya kuruluşları, piyasada ve politik yaşamda, dolayısıyla ülke ekonomisine söz sahibi olmuşlardır (Taşkıran, 2007: 35). Böyle kollektif bir yapı demokratik sistemin istenilen doğrultuda işlemesi açısından sorunlara neden olabilmektedir.

Medya kuruluşlarının çoğu devletten bağımsız, ekonomiyle içi içe geçmiş özel şirketlerdir ve özel sektörün kar mantığı doğrultusunda hareket ederler. Ticari bir işletme olarak adlandırabileceğimiz medya kuruluşları, kar elde etmeyi öncelik olarak görürler (İlköğretim Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretmen El Kitabı, 2007: 33). Tekelleşmenin arttığı bir ortamda çok seslilikten bahsetmek doğru olmaz. Böyle bir ortamda kitle iletişim araçları büyük sermaye ve çıkar gruplarına hizmet eder, farklı araçlar aynı içerikleri halka aktarır. Tekelleşme medya okuryazarlığının temelinde yatan çokseslilik ve çok yönlü bakış açısına ters bir durum oluşturur. Bu ortam her türlü yanlış bilgi aktarımına ve manipülasyona açıktır. Bu durum bilinçli, düşünen, sorgulayan, gördüğünü hemen kabul etmeyen bireylere olan ihtiyacı zorunlu kılar.

46 İKİNCİ BÖLÜM

MEDYA OKURYAZARLIĞI

2.1. OKURYAZARLIK VE ENFORMASYON OKURYAZARLIĞI