• Sonuç bulunamadı

MEDYA OKURYAZARLIĞI DERSİNİN KAZANDIRDIĞI BECERİLER

Eleştirel medya okuryazarlığı sayesinde bireyde bir takım becerilerin gelişmesi beklenir. O beceriler; kurguyu gerçekten ayırma, medya mesajlarının belirli sonları olan yapılar olduğunu, medyanın bölgesel topluluklardaki ekonomik, politik, sosyal ve kültürel rolünü, insanın kendisinin ve diğerlerinin demokratik haklarını anlama, uzlaşma veya direniş, kültürel kimlik şeklinde sıralanabilir (İlköğretim Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretmen El Kitabı, 2007: 38). Uysal (2006:126) yukarıda sayılan becerilere; medyanın anlamları nasıl kurguladığı, izleyiciyi nasıl etkilediği, kod ve geleneklerin nasıl analiz edileceği, medya tarafından sunulan anlamların nasıl yorumlanacağının farkına varılmasına ilişkin becerileri eklemiştir.

Bireyin medya okuryazarı olabilmesi, her şeyden önce medyanın teknik olduğu kadar ideolojik, mülkiyet, kültürel bakış gibi yapısal özelliklerinden haberdar olmayı da gerektirmektedir (İnal, 2009: 50). Birey haberi, olayı tek bir medyadan seyretmemeli-okumamalı aynı haberi diğer medya araçlarından ve diğer yayın kuruluşlarından da takip edip aralarında kıyaslama yapma yeteneğine sahip olmalıdır.

93 Haberin-olayın içeriğinde farklılık sezerse hangisinin gerçek, hangisinin kurgu olduğunu kendine sorup, üzerinde düşünmesi gerekmektedir. Farklılıkları analiz etmek kolay bir süreç olmasa da, medya okuryazarlığı dersinin bireyde olmasını istediği beceriler arasında yer alır. Böylelikle ideolojik, kültürel farklılıklar ve bunun medya içeriğine nasıl yansıtıldığı daha net anlaşılacaktır.

Potter (2004: 125) medya okuryazarı olan kişide, bilgi sürecinde ve mesajla karşılaştığında bulunması gereken yedi beceriden bahsetmiştir. Bu yetenekler: “Analiz, değerlendirme, özel durumda olan önermeleri genel durumda da tanıtma, çıkarım yapma, sentezleme (fikirleri birleştirip bir bütün oluşturma), özetleme ”dir. Bir problemle karşılaşıldığı zaman çoğunlukla bu yetenekler çeşitli birleşimlerle ve farklı sıralarla bir arada kullanılır.

Medya okuryazarlığı, öğrenciyi merkeze alan yapılandırmacı yaklaşım çerçevesinde, işbirlikçi öğrenme, proje tekniği, grup çalışması, grup tartışmaları gibi bireyi etkin kılacak teknikleri devreye sokan bir anlayışı uygulama sürecinin merkezine yerleştirmekte ve öğrenciye soru sorma becerisini kazandırmaktadır (Kıncal ve Kartal, 2009: 329). Çakmak’ın (2013:221) deyişiyle medya okuryazarlığı eğitimi ile Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen temel yaşam, sağlık ve barınma gibi haklar dışında gerçekleştirilmesi daha zor olan katılım haklarının gerçekleşmesine imkan sağlanabilir.

İnceoğlu’nun (2006:6) da ifade ettiği gibi; medya okuryazarlığı, yaş, toplumsal cinsiyet, dil, kültür, din, sosyoekonomik durumları ne olursa olsun, toplumdaki bireylerin her birinin kendilerini özgürce ifade edebilmelerine olanak sağlamaktadır.

Williams’a göre medya okuryazarlığı eğitimi üç farklı yaklaşımı vurgulamaktadır. İlk yaklaşım, öğrencilerin medyanın yapılarını anlamalarını kolaylaştırmaktadır. Örneğin gazete, televizyon, internet gibi çeşitli medya formalarını okuma ve yorumlama becerilerini içerir. Öğrenciler medya metinlerinin özel bir yapıya sahip olduklarının farkına varırlar. İkinci yaklaşım, kültürel çalışmalar üzerine medya okuryazarlığını geliştirmeyi amaçlar. Öğrenciler popüler

94 kültür ortamında eleştirel düşünme becerileri kazanarak, tüketici kimliğine eleştirel boyut geliştirirler. Üçüncü yaklaşım ise öğrencilere medya formları üzerinde analitik becerileri kullanarak pratik yapmalarına yardımcı olmak ve bu becerileri kendi yaşamlarına aktarmalarını sağlamaktır (Aktaran: Kınca ve Kartal, 2009: 323).

Medyanın etkilerini kontrol altına alabilmek için medya okuryazarlığı kavramına işaret eden Kurtoğlu, çocukların bu kavram doğrultusunda bilgilendirilmeleri gerektiğine dikkat çekmektedir. Bu doğrultuda Medya okuryazarlığını geliştiren çocuklar medyayı doğru algılamayı öğrenecekler, daha eleştirel bir bakış açısı geliştirecekler, medya mesajlarını daha doğru değerlendirip medyanın zararlı etkilerinden daha az etkilenmiş olacaklardır (2006: 63). Bu dersin temel misyonlarından birisi, özellikle çocukların içinde yaşadıkları anlatıları fark etmelerinde ve medya metinlerine kendi anlatıları içinden bakabilmelerinde aracı bir rol üstlenmektir. Paker (2007:140) bunun yapılabilmesi için öğretmenin ve öğrencinin kazanılması zor bir beceri olan üst-biliş yeteneğini geliştirmesi gerektiğini söyler.

Medya okuryazarı olma, medya dünyası ve ilişkilerine dair en azından aktif bir katılım için çeşitli olanaklar sağlar. Birey bunu eğitim yoluyla öğrenir, kişisel ya da toplumsal düzlemlerde çeşitli etkinliklerle medya konusunda okuryazar biri olarak inisiyatif alabilmektedir. Medya konusunda artan bilinç, duyarlılık ve farkındalığın yanı sıra bireysel ve toplumsal olarak bilinçli hareketlerin ortaya çıkmasına neden olur (İnal, 2009: 141). Medya üretimine aktif katılımın yanı sıra uygun olmayan bir yayın gördüğünde birey, farklı şekillerde bunu protesto edip sesini duyurmaya çalışmalıdır. Böyle bir geribildirim mektupla, mail veya telefon yoluyla yapılabilir.

Medya okuryazarlığı ilkeleri temelinde medya okuryazarı olan kişi şu becerilere sahip olmalıdır (ECML, 2006):

 Bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarını ve ilgilerini karşılayacak içeriğe ulaşmak, saklamak, yeniden elde etmek ve paylaşmak için medya teknolojilerini etkili bir şekilde kullanabilir,

95  Geniş bir çeşitlilikte medya biçimlerine ve farklı kültürel ve geleneksel

kaynaklardan içeriğe ulaşarak bilinçli seçimler yapabilir,  Medya içeriğinin nasıl ve niçin üretildiğini kavrayabilir,

 Medyanın kullandığı teknikleri, dilleri ve kuralları ve medyanın ilettiği mesajları eleştirel olarak analiz eder,

 Fikirleri, bilgileri ve görüşleri açıklamak ve nakletmek için medyayı yaratıcı bir şekilde kullanır,

 İstenmeyen, saldırganca ve zararlı olabilecek medya içeriği ve hizmetlerini saptar, bunlardan kaçınır ve karşı çıkar,

 Demokratik haklarını ve vatandaşlık sorumluluklarını yerine getirirken medyayı etkili bir şekilde kullanır.

Binark ve Bek (2010:10) medya okuryazarlığı bilincinin, bireyi ana akım medyada veya popüler kültür metinlerinde yer alan hırsa, merhametsizliğe, hoşgörüsüzlüğe, ötekinin acısına karşı duyarsızlık ve kayıtsızlığa, ırkçılığa, pasifizme, cinsiyetçiliğe ve homofobiye karşı bir duyarlılık oluşmasını sağlamanın yanı sıra, etken şekilde müdahil olmaya karşı, mücadeleye de yönlendireceğini belirtmişlerdir.