• Sonuç bulunamadı

Meclis-i Vâlâ

Belgede Divan-ı Muhasebat (1862-1908) (sayfa 34-36)

Tanzimatla birlikte Osmanlı maliyesinde yeni bir dönem başlamıştı. Hatta maliyenin ıslah edilmesi Tanzimat’ın temeli olarak görülmüştü37. Tanzimat dönemi malî reformlarının temelinde maliyede merkezileşme çerçevesinde vergi hukuku, bütçe anlayışında gelişmeler ve vergi konusu gündeme alınmıştı. Bu planın yürürlüğe sokulmasıyla birlikte Osmanlı maliyesi vergi sisteminin çok büyük bir değişime uğrayacağı aşikârdı. Fakat belirli bir alandaki yenilik çalışmalarının sonuçlarını hemen görmek hayalden öte bir şey değildi. Sultan II. Mahmud saltanatının son dönemlerinde malî alanda yapılmış olan çalışmalar yetersizdi. Her ne kadar yeni vergiler için tahrir çalışmaları yapılmışsa da, bunlar Tanzimat sonrası uygulamalar için sadece bir numune niteliğindeydi38. Bu tür çalışmalar, Tanzimat’tan önce yapılmış olsa bile köklü değişimlere nüve teşkil etmekten öteye geçemedi. Ancak sistemli ve istikrar bir planın ürünü olmayan bu tür uygulamalar Tanzimat Fermanı ile son buldu. Çünkü fermanda, Osmanlı maliyesinin sistemli bir hale getirilmesi ile ilgili düzenlemeler kısa ve öz bir

35 Divan-ı Muhasebat’ın teşkili ile Meclis-i Muhâsebe’ye ihtiyaç kalmayacaktı. Bu nedenle meclis çalışanlarından münasip olanlar maaşlarıyla birlikte Divan’a geçerek burada çalışmaya devam edeceklerdi. Ayrıntılı bilgi için bk. BOA, A.MKT.MHM, Nu. 269/10, 9 Temmuz 1863.

36 BOA, A.MKT.MHM, Nu. 260/16, 10 Nisan 1863. 37

Halil İnalcık, “Tanzimat’ın Uygulanması ve Sosyal Tepkileri”, Belleten, C.XXVIII, S.109-112, TTK Yayınları, Ankara 1964, s.627.

15 biçimde belirtilmişti39. Tanzimat’ın ilanıyla birlikte ülke genelinde yeni bir teşkilatlanmanın ve malî sistemin uygulanması amaçlanmıştı. Osmanlı Devleti’nin uzak eyaletlerinde bu sistemin hemen yürürlüğe girmesi mümkün olmadı. Aslında bu bölgeler eski sistemin de etki alanı dışında kalmışlardı. Dolayısıyla Tanzimat’ın getirdiği yeni vergi reformları Anadolu ve Rumeli’nin bazı eyaletlerinde yürürlüğe konuldu40

. Daha önce reayadan tahsil edilen cizye, âşar ve ağnam vergileri dışındakilerin hepsi kaldırılarak, herkesin kazancına ve emlakine göre vergi ödemesi uygulamasına geçildi. Bunun için vergi mükelleflerinin bulunduğu yerleşim yerlerine geniş yetkilerle donatılmış “Muhassıl” denilen memurlar gönderildi41. Daha sonraki yıllarda vergi reformunun kapsadığı alan gittikçe genişledi. Bu durum uygulamaya konulan bir planın parçasıydı. Tanzimat’ın zamanla bütün Osmanlı coğrafyasına etki etmesi hedeflenmişti. Hedeflenen vergi reformu, tam anlamıyla gerçekleşmemiş olsa bile, sürekli bir gelişim göstererek kapsama alanını genişletmişti.

Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra devlet teşkilatında önemli gelişmeler ve değişimler meydana gelmişti. Reform hareketi olarak adlandırabileceğimiz bu oluşum birçok yeni kurum ve düzenlemeyi de beraberinde getirdi. Bu durum geleneksel Osmanlı devlet teşkilatına köklü değişimlerle kendini yenileme fırsatı doğurdu. II. Mahmud döneminde devlet işlerinin görüşüldüğü en üst kuruluş olan Divan-ı Hümayun kaldırıldı. Divan’ın boşluğu Avrupaî tarzda olan Sadaret’e bağlı nezaretler aracılığıyla dolduruldu. Nezaretlerin vücuda getirilmesi ile de merkezî idare biçimi şekillenmeye başladı. Vergi

39

“ ... ve tayini vergi maddesi dahi çünkü bir devlet muhafazai memaliki için elbette asker ve leşkere vesair masarifi muktaziyeye muhtaç olarak bu ise akçe ile idare olunacağına ve akçe dahi tebaanın vergisiyle hasıl olacağına binaen bunun dahi bir hüsni suretine bakılmak ehem olup eğerçi mukaddemlerde vâridât zannolunmuş olan yedi vahit beliyyesinden lehülhamd memaliki mahrusamız ahalisi bundan evvelce kurtulmuş ise de âlâtı tahribiyeden olup hiçbir vakitte semerei nafiası görülmeyen iltizamat usulü muzırrası elyevm cari olarak bu ise bir memleketin mesalihi siyasiye umuru maliyesini bir âdemin yedi ihtiyarına ve belki pençei cebrü kahrına teslim demek olarak oldahi eğer zaten bir iyice âdem değilse hemen kendi çıkarına bakıp cemi harekât ve sekenatı gadir ve zulümden ibaret olmasiyle bâdezin ahalii memalikten her ferdin emlâk ve kudretine göre bir vergii münasip tâyin olunarak kimseden ziyade şey alınmaması...” Tanzimat Fermanı ile ilgili ayrıntılı bilgi için bk. A. Suna Kili, A. Şeref Gözübüyük, Türk Anayasa Metinleri, Senedi İttifaktan Günümüze, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1985, s.11-13.

40 Tanzimat vergi reformları ilk önce; Hüdavendigâr, Konya, Aydın, Sivas, Ankara, Biga, Edirne, Rumeli, Silistre, Vidin ve Selanik eyaletlerinde uygulanmaya başladı. Adı geçen eyaletler o günkü Anadolu ve Rumeli topraklarının büyük bir bölümünü kapsamaktadır. Şener, Osmanlı Vergi Sistemi, s.23-24.

41

Ayrıntılı bilgi için bk. Mehmet Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C.II, MEB Yayınları, İstanbul 1983, s.569-570.

16 reformunun ülkenin genelindeki yayılma eğilimi devam ederken bunu kontrol edecek bir yapının veya kurumun ihtiyacı hissedildi. Dolayısıyla Osmanlı Devleti’nde malî konularla tek elden ilgilenmek üzere II. Mahmud döneminin sonlarında (1838) Maliye Nezareti kuruldu. Maliyenin kurulması ile birlikte bu kurumun bürokratik yapısında da bazı değişiklikler yapıldı. Osmanlı maliyesinin klasik dönemdeki tek sorumlusu baş defterdardı42

. Sultan II. Mahmud döneminde kurumun yapısal değişikliği ile birlikte bazı görev ve unvanları da yeniden düzenlendi. Defterdarlık görevi lağvedilerek vezir rütbesi ve paşa unvanı ile Maliye Nazırlığı kuruldu. Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra 1841 tarihinde nezaret tekrar bir düzene sokuldu. Malî işleri Maliye Nezareti’nin yürütmeye başlamasıyla birlikte Meclis-i Vâlâ’da malî konularda yetkili konuma gelmiştir. Çünkü Tanzimat Fermanı’nda vergilerin belirlenmesi hususunda Meclis-i Vâlâ yetkili kılınmıştı. Meclisin bu alandaki denetleme yetkisi, farklı birimleri içine almış, geniş bir yelpazede faaliyet gösteriyordu. Meclisin teftiş ve tetkik yetkisine örnek olarak; İstanbul için büyük bir öneme sahip Şirket-i Hayriye vapurlarının hesaplarını denetlemek, devletin yıllık bütçelerine son şekil verilinceye kadarki süreçte çalışmalara katılmak gösterilebilir.

Belgede Divan-ı Muhasebat (1862-1908) (sayfa 34-36)