• Sonuç bulunamadı

Divan-ı Muhasebat’ın Dairelere Taksimi

Belgede Divan-ı Muhasebat (1862-1908) (sayfa 108-111)

B. Divan-ı Muhasebat’ın Yetkileri

1. Divan-ı Muhasebat’ın Dairelere Taksimi

Divan-ı Muhasebat’ın 1865 tarihli nizamnamesinde, kurumun işlevlerini yerine getirmek amacıyla iki daireye taksim edilmesi uygun görülmüştür. Bu çerçevede, maliye ve muhakeme adıyla iki daire kurulmuştur327

. Maliye Dairesi’nin görevi, bütün eyalet ve kazalar ile merkezde bulunan hazineye tabi kurumlarla nezaretlerin, her yılın sonunda bütün gelir ve giderlerini, muhasebe kayıtlarını ve diğer işlemlerini inceleyip denetlemek ve sonuçları hakkında Maliye Nezareti’ne bilgi vermektir.

Divan-ı Muhasebat Nizamnamesi gereğince, Maliye Dairesi’nin çalışması için riyaset ve azalıklarına bazı atamalar gerçekleştirildi328

. Maliye Dairesi azalıklarına yapılan atamalar kurum içinden gerçekleşmiştir. Divan-ı Muhasebat başkatibi ve muhasebe mümeyyizlerinin aza olarak tayin edildikleri görülmektedir329

. Divan nizamnamesine aykırı şekilde yapılan bu atamalar sorunsuz olarak gerçekleştirilerek onaylanmıştır.

Maliye Dairesi, Divan-ı Muhasebat’ın 1879 tarihli kararnamesinin yürürlüğe girmesine kadar görevini ifa etmiştir. İlgili kararnamenin onayı ile birlikte Divan iç tüzüğünde yapılan değişikle Maliye Dairesi ilga edilmiştir330

.

b. Muhakeme Dairesi

İki daireye ayrılan Divan-ı Muhasebat’ın 1865 tarihli nizamnamesinde, ismi geçen diğer daire ise Muhakemat Dairesi’dir. Maliye Nezareti’nde 1866-1867 tarihleri arasında vücuda getirilen bu dairenin ilk reisi de Divan-ı Muhasebat azası Asım Bey’dir331.

Muhakeme Dairesi’nin görevi ise; o dönemde uygulanan yöntem gereğince, tahıl

326

SA, DMZC, 6 Numaralı Defter, Karar Nu. 674, 28 Nisan 1887, s.99. 327 Pakalın, Maliye Teşkilatı, C.III, s.311-312.

328 BOA, İ.DH, Nu. 587/40840, 10 Şubat 1869; BOA, İ.DH, Nu. 614/42778, 1 Temmuz 1870; Rûzname-i Cerîde-i Havâdis, Nu. 4577, 26 Muharrem 1286 (8 Mayıs 1869), s.1; Ahmet Lûtfî Efendi, Lûtfî Tarihi, C.XII, s.10, 62; Ahmet Lûtfî Efendi, Lûtfî Tarihi, C.XIV, s.31, 45, 67.

329

BOA, İ.DH, Nu. 49993, 25 Ocak 1876. 330

BOA, İ.ML, Nu. 1314 M 28, 14 Haziran 1896. 331 Ahmet Lûtfî Efendi, Lûtfî Tarihi, C.XI, s.87.

89 ürünlerinin 1/10 oranındaki hazine hissesinin ve diğer bir takım vergi ve resimlerin tahsilini sağlayan ve bu nedenle devlete karşı malî sorumlulukları bulunanların (Mültezimlerin) ihale koşullarına aykırı faaliyetlerde bulunmaları veya vergi yükümlüsü kişilerle anlaşmazlığa düşmeleri gibi durumlarda uyuşmazlıkları yargılayarak karar bağlamaktır. Muhakeme Dairesi, ihale şartnamesinde belirtilen paranın alınıp alınmamasına, geri verilmesine ve gerekirse sorumluların tutuklanmasına karar verme yetkisi ile donatılmıştır332. Dairenin kararları kesin hüküm niteliğindedir. Burada alınan kararlar Maliye Nezareti’ne bildirilmektedir. Muhakeme Dairesi’nin önemli bir özelliği, bazı devlet memurları ve reaya arasından seçilen kimselerin katılımları ile çekişmeli yargılama yapmasıdır333. Hazinenin alacaklı veya borçlu durumunda olduğu bir konunun yargılanması sırasında; davacı veya davalı sıfatıyla hesap memuru, sarraflar kethüdası ve yiğitbaşı, güvenilir mültezimlerle sarraflardan bir kişinin hazır bulunması gerekmektedir. Muhakeme Dairesi gerek görürse, konu hakkında bilgisi bulunan diğer kişileri yargılama esnasında tanık sıfatıyla dinleyebilmektedir.

Her iki dairede konuların görüşülebilmesi için üye çoğunluğunun sağlanarak toplanması gerekmektedir334

. Dolayısıyla her iki dairede de altı aza, bir başkâtip, bir başkâtip muavini ve bir muhasebe mümeyyizi istihdam edilmiştir. Bu dairelerin başkanlıkları, Divan-ı Muhasebat reisi tarafından yürütülmüştür. Alınacak kararların geçerlilikleri için mevcut aza sayısının yarıdan fazlasının oyları yeterli olacaktır. Eşitlik halinde ise, Divan-ı Muhasebat reisinin veya vekilinin oyu, iki rey makamında kabul görecektir335. Sonuç olarak Divan’ın 1865 tarihli nizamnamesi ile hukukî yapısı, görev ve yetkileri bir düzene konulmuştur. Divan’ın iki daire şeklinde taksim edilmesi, denetleme ve yargılama görevlerinin usul ve esaslarını bir şekle sokmuştur.

Sarraf esnafının iltizamla ilgili davalarına daha önce Hazine-i Hassa’da kurulan bir komisyon bakmakta olup, kurumun 1865 tarihli nizamnamesinden sonra bu görev,

332

BOA, A.MKT.MHM, Nu. 429/28, 15 Haziran 1868, lef 1-3; BOA, A.MKT.MHM, Nu. 430/81, 29 Aralık 1868, lef 1-3.

333 Çekişmeli yargı, taraflar arasında bir çekişmenin (ihtilaf), uyuşmazlığın olması durumunda yapılır. Bu çekişmenin giderilmesi, uyuşmazlığın bir sonuca bağlanması için mahkemeye başvurulur, yani dava açılır. Mahkemeye başvuran tarafa davacı, diğer tarafa ise davalı denir. Dava, yetkili ve görevli mahkemeye davacının vereceği bir dilekçe ile açılır.

334

Cumhuriyetin 50. Yılında Sayıştay, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1973, s.15. 335 BOA, İ.DUİT, Nu. 59/5, 29 Nisan 1865, lef 1.

90 Divan-ı Muhasebat’a tevdi edilmişti336. Fakat alınan karar uyarınca, sarrafların bütün davalarına Ticaret Nezareti’nde kurulacak komisyon marifetiyle bakılacağından dolayı, Divan temyiz görevini icra ederek bir üst mahkeme sıfatına haiz olmuştu. Ayrıca bu karardan sonra Divan’ın yetkili olduğu dönemde baktığı sarraflarla (İltizamla) ilgili eski davaların kayıtları da Ticaret Nezareti’ne devredilmişti337

. Divan’ın 1865 tarihli nizamnamesi hükmüyle Muhakemat Dairesi’nin görevi belirlenmiş fakat alınan son karardan sonra görev tanımı değişmişti. Sarrafların iltizamla ilgili davaları ile ilgili görev ve sorumlulukları kaldırılmamış, aksine bu davalarda oynadığı rol bir üst mahkeme olması hasebiyle daha da artmıştı.

Muhakemat Dairesi, sadece iltizamla ilgili davalara değil, şahısların mal varlıkları ile ilgili ortaya çıkan sorunların çözüme kavuşturulmasına da bakmıştır. Özellikle mirasçı bırakmadan ölen gayrimenkul sahiplerinin taşınmazları ile ilgili problemlerin çözümünde etkili rol oynamıştır338

. Muhakemat Dairesi’ne yapılan bireysel başvurular veya şikâyetler, davanın tahkikat sürecini başlatmaktadır. Daire tarafından görevlendirilen kişilerin yaptığı incelemelerden sonra, durum hakkında bir tezkire hazırlanarak Sadaret’e sunulmaktadır. Son karar mercii padişah olduğundan, Sadaret vakit kaybetmeksizin Muhakemat Dairesi’nden gelen evrakı huzura sunmak zorundadır. Sultan, dairenin davayı inceleme biçimini ve kesin hükmünde olmayan kararını göz önünde bulundurmak suretiyle sonuçlandırmaktadır.

Divan’ın 1879 tarihli “Divan-ı Muhasebat’ın Suret-i Teşkil ve Vezaifine Dair

Kararnamesi”nin beşinci maddesi, Divan’ın iki daireye ayrılması ile alakalıdır339. Bu kararnamede, Divan iki daireye taksim edilmiş olmakla beraber herhangi bir sınıflama yapılmamıştır. Şöyle ki, Divan’ın 1865 tarihli nizamnamesinde Divan maliye ve muhakeme olarak iki daireye ayrılmıştır. Ama 1879 tarihli kararnamede, hem muhasebe kontrolü hem de hesap yargılaması her iki dairenin tekelindedir340

. Birinci ve ikinci isimleriyle adlandırılan dairelerin altışar üyesi vardır. Dairelerde, üyelerden birisi reis-i sani olarak Divan-ı Muhasebat riyaseti tarafından görevlendirilir. Dairelerde yapılan

336 BOA, İ.MMS, Nu. 35/1458, 26 Eylül 1867, 1-7.

337 BOA, A.MKT.MHM, Nu. 418/77, 26 Temmuz 1868, lef 4. 338

BOA, A.MKT.MHM, Nu. 413/31, 12 Temmuz 1868, lef 1-4. 339

“Madde 5- Divan-ı Muhasebat iki daireye münkasemdir.” BOA, İ.DUİT, Nu. 59/3, 10 Aralık 1878, lef 8. 340 SA, DMZC, 5 Numaralı Defter, Karar Nu. 675, 7 Mayıs 1887, s.101.

91 toplantılarda reis-i sanilerden başka dörder aza mevcut olmadıkça karar alınamazdı. Aza çoğunluğunun sağlandığı toplantılarda eşitlik söz konusu olduğundan, Divan-ı Muhasebat reisinin oy vermiş olduğu tarafın kararı kabul edilmiştir. Muhalif bulunan azalar, oylarını Divan zabıt ceridesine kayıt ettirme salâhiyetine sahiptirler.

Divan-ı Muhasebat daireleri, hesapları yargılayan ve sorumlular hakkında hüküm veren organlardır341

. Dairelerin sorumlular hakkında verdikleri kararlar kesindir. Ancak hükümden sonra ele geçirilen belgeye dayanılarak yargılamanın iadesini istemek mümkündür. Kontrolü yapıldıktan sonra yargılanması yönünde karar verilen hesapların, yargılamaları Muhakeme Dairesi’nde gerçekleşmektedir. Burada alınan kararlar neticesinde çıkan ilamların yerine getirilmesi zorunludur. Haklarında tazmin veya zimmet kararı verilen sorumluların kişisel malları, karara bağlanan borcu ödemediklerinde haczedilmektedir. Bu malların sattırılması veya haczin kaldırılması konusunda Divan birinci derecede sorumludur. Bütün bunların yanında Divan-ı Muhasebat’ın yargılama usullerini ihlal etmesi durumunda davalılar, Divan ilamlarını temyize götürme hakkına sahiptirler. Temyiz istemlerinin süresi, ilamın bildirim tarihinden itibaren 3 aydır342. Temyize gönderilen davalar, Sadaret kanalıyla Şurâ-yı Devlet’e gönderilerek karara bağlanmaktadır343

.

Belgede Divan-ı Muhasebat (1862-1908) (sayfa 108-111)