• Sonuç bulunamadı

III. Araştırmanın Amacı ve Yöntemi

1.2. Yönetim Örgütlerinin Bulunduğu Yerler

1.3.2. Mahallelerin Fizikî Durumu

Bu başlıkta, genel itibariyle Edirne mahallelerinin umumî vaziyeti ve genel görünüşü belirleyen unsurlar ile bunlardaki değişim ele alınacaktır.

Edirne mahallelerin genel fizikî görünümünü ve sınırlarını belirleyen ana unsur olarak en başta Tunca ve Meriç nehirleri ile Edirne Kalesi’nin surlarını zikretmek gerekmektedir. Nehirlerin çizdiği tabiî sınır, doğal olarak nehir kenarında bulunan civar mahallelerin de sınırlarını belirlemiş, taşkın dönemlerinde doğrudan mahallelerin fizikî yapısına zarar verir hale gelmiştir. Aynı şekilde Edirne Kalesi de hisarlarıyla Kaleiçi’ndeki mahallelerin şekillenmesi doğrudan, kale dışındaki mahalleri dolaylı olarak etkilemiştir.

Evliya Çelebi, 4’ü Müslim, 10’u gayrimüslim toplam 14 mahallesinin olduğunu belirttiği Kaleiçi’nin genel görünümü aktarırken bölgeyi, Rumlar ve Bekrî meyhaneleri ile süslenmiş, avlusuz, bağ ve bahçesi olmayan, birkaç katlı, kasvetli ve sıkıcı evler olarak tasvir etmektedir. Yolları baştanbaşa büyük taşlarla dönenmiş, satranç nakşı gibi birbirini kesen; kaldırımları ise eski tarz kaldırım döşeli olarak tarif etmektedir259.

Sur dışına çıkıldığında, başta Selimiye Camii olmak üzere, camiler, minareler, hanlar, hamamlar ile birlikte şehrin Türk-İslâm yapısı öne çıkmaya başlar. Bahçeli, avlulu geniş evler, çoğu Osmanlı mahallesinde olduğu gibi bir cami veya mescidin etrafına kümelenerek sınırları bazen muğlâk da olsa bir mahalleyi teşkil eder vaziyettedir. Cami ve mescitlerin yanı sıra, ismini çoğunlukla bânîlerinden alan medrese, han, hamam gibi vakıf mülkleri etrafında adeta bir halka oluşturan hanelerden müteşekkil mahalle yapısı, Edirne şehirleşmesinin karakteristiğini oluşturur.

Evlerin neredeyse tamamı ahşaptan ve çatıları kırmızı kiremitlidir. Hemen her mahalle çeşmelerle donatılmış hâldedir. XVII. yüzyılda 160 civarında260 olan çeşme

sayısını, Rifat Osman 230 olarak tespit etmiştir261. Peremeci ise eski ve yeni tüm umumî

çeşmeleri sayarak 296 adet çeşmenin varlığından bahsetmektedir262.

Edirne mahallerinin mevcut fizikî yapısını doğrudan değiştiren etkenlerin başında yangınlar ve doğal afetler gelmektedir. 1700 yılındaki yangın, Kaleiçi’ni bir hayli etkilemiş, 1746 yangını ise otuz mahalleyi harabe hâline çevirmiştir. Ardından gelen 1747 taşkını ve 1752 depremi ise Edirne mahallerindeki tahribatı çok fazla

259 Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, C.III, s.239.

260 Abdurrahman Hibrî, a.g.e.,s.47-49.

261 Rifat Osman, Edirne Rehhümâsı, s.54.

artırmıştı263. Bir kısım vakıf yapıları ilerleyen yıllarda onarıldıysa da tahrip olan pek çok

yapı tamamen ortadan kaldırıldı. Bazıları ise tamir görmeden uzun süre metrûk hâlde kaldı.

İncelediğimiz dönemde büyük yangınlar görülmese de 1 Temmuz 1796 Cuma gecesi saat dört civarında çıkan yangın, merkezi mahallelere ve dükkânlara bir hayli zarar vermiştir. Ağaçpazarı’nda bulunan bıçkıcı dükkânından zuhur eden yangın, Kalekapısı civarında bulunan kasap dükkânları, fıçıcılar, ketenciler, Üç Şerefeli Cami Çarşısı, Taşhan, Sarrafhan, Kutnucular, Mücellitler çarşıları, Ali Paşa Hanı, Yeni Han ve Kapan-ı Dakik civarındaki terzi ve hallaç dükkânları ile Basmacı Han ve Bedesteni civarına bir hayli zarar vermiş Kuyumcular Çarşısı’nı ise tamamen harap etmiştir264.

Yaklaşık olarak aynı bölgede, 23 Temmuz 1827 gecesi çıkan yangın da özellikle dükkânlara büyük zarar vermiştir. Gece saat bir sıralarında Abacılarbaşı’nda bulunan bir çıkrıkçı dükkânından çıkarak yayılan yangında Abacılar, Kapan-ı Dakik, Mücellidler, Gazazhane, Kuyumcular, Tahmis, Batpazarı, Direk Çarşısı ve civarlarında 1.300 kadar dükkân, 20 kadar hane, 2 hamam ve çarşı aralarındaki cami ve mescitlerden 10 adeti yanmıştır265.

Mahallelerin genel görünüm ve yapısının anlaşılmasında evlerin fizikî durumlarının bilinmesi oldukça önem taşır266. Edirne gibi irili-ufaklı ev/bina tiplerinin

fazla olduğu ve saray, köşk, kasır, çiftlik, konak, nehir kenarı sahilhanesi gibi pek çok yapı türünün bir arada bulunduğu şehirlerde ortak bir profil çıkarmanın zorluğu da ortadadır. Burada daha ziyade incelediğimiz dönemde görülen anlamlı örnekler değerlendirilerek, ortalama ev tiplerinin genel bir manzarası ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Edirne Şer’iyye Sicillerinde bulunan ev satışlarındaki sathî tanımlamalara göre ortalama olarak hemen her evin en az bir tarafı doğrudan sokağa bakar vaziyettedir. Müştemilatlı ve pahalı evler ise genelde köşe başlarında veya tarîk-i hâss denilen ana yollar üzerinde, geniş bir bahçenin ortasında veya sokağa uzak bir köşesindedir.

Genelde bir ya da iki katlı bu evlerin hemen hepsi ahşap yapılardır. Etrafı duvarla çevrili hâldedir, dışarıdan sadece bahçedeki ağaçlar görünür. Pencere camları

263 Örfî Efendi’den naklen O.N. Peremeci, a.g.e., s.26-27.

264 BOA., HAT., 116-4707. H.25 Zilhicce 1210/M.01 Temmuz 1796.

265 Edirne ŞS. 343, s.5b-6a. H.Gurre-i Muharrem 1243/M.25 Temmuz 1827; BOA. HAT., 729-34678.

H.01 Muharrem 1243/M.25 Temmuz 1827.

renkli, dış cepheleri süsten uzak ve sade, çatıları kırmızı kiremitlidir267. Kaleiçi

evlerinin bir kısmı hariç olmak üzere sokak üzerinde, yani kapısı doğrudan sokağa açılan evlerin sayısı azdır. Klasik Türk evlerindeki avlu formunu, tek odalı evlerde dahi görmek mümkündür268.

Yan yana dizilen evlerin pencereleri, kendi avlusuna ve arka taraftaki bahçesine bakar hâldedir. Avlu veya bahçede yapılacak müştemilatlarda da aynı şekilde diğer evlerin ve avlularının görülmemesine dikkat edilirdi. Daha ziyade Müslüman hane sahiplerinin ihtimam gösterdiği makarr-ı nisvan mahallinin269 görülmemesi hususuna El-Hac Bedrettin Mahallesi’ndeki Hristiyan ve Yahudilerin de riayet ve talep ettiği görülmektedir270.

Satış fiyatlarına271 göre orta gelir grubuna ait bir ev, tahtanî ya da fevkanî odalar,

sofa, mutfak, kuyu ve bir miktar avludan ibarettir. Örneğin, 1791 yılında Edirne Kadısı olan Nafizefendizade Mehmed Efendi’nin oğlu müderrisin-i kirâmdan Ahmed Molla’nın Hoca Siyah Mahallesinde 300 kuruşa satın aldığı ev, etrafında Kalaycı Ali Beşe, Fatma Hatun, Nalçacı Hüseyin menzilleri ve sokak ile mahdut olup 2 fevkanî oda, 1 sofa, 2 bab tahtanî oda, 1 mutfak, 1 kuyu ve bir miktar avludan ibaretti272. Alt gelir grubundaki evler ise genelde tek katlı ve birkaç odalıdır.

Üst gelir grubundaki evler, geniş bir bahçe içinde birçok bölümden meydana gelmekteydi. Meselâ, 1795 yılında Edirne âyânı olan Eyüp Ağa’nın Vidin Kalesi Muhafızı Mehmed Paşa’ya sattığı Hızır Ağa Mahallesindeki 5.750 kuruşluk konak her

267 Lady Montagu, Türkiye Mektupları 1717-1718, Çev:Aysel Kurutluoğlu, Tercüman 1001 Temel Eser,

İstanbul, ty., s.68-69.

268 Rifat Osman, Edirne Evleri, s.10.

269 Makarr-ı Nisvan: Kelime olarak kadınlar yeri, kadınlara ait mahaller anlamına gelir. Mecelle’ye göre

kadınlara ait yerler (makarr-ı nisvan) olarak kabul edilen mutfak, kuyubaşı ve avluların bir başka evden görülmesi “zarar-ı fahiş” sayılmaktadır.

270 Husûs-ı ati’l-beyânın mahalinde istimâ’ ve tahrîri içün savb-ı şer’îden Mevlana Süleyman Efendi

ta’yin ve irsâl olunub, El-Hac Bedreddin Mahallesine varub, zeyl-i vesikâda muharrerü’l-esâmî kimesneler ile meclis eyledikde, mahalle mütemekkinelerinden Uskoli bint-i Sehak nâm nasraniyye, mahalle mütemekkinlerinden Yahudî Musa veled-i Menteş muvacehesinde, rüzgâr şiddetiyle tamamen münhedim olan havalesi yüzünden makarr-ı nisvân mahallim rüyet olunmağla mezbûr Yahudî’nin havale-i mezkuresini yaptırması matlûbumdur dedikte, mezbur Yahudî’nin menzilinin fevkanî odalarının pencerelerinden müdde-i mezbûrun makarr-ı nisvân olan mahalli rüyet olunduğu muayene ve müşahede olunduğundan merkûm Yahudî’ye havale-i mezkuresinin kadîmi üzere yapması tenbih edildiği. Edirne

ŞS. 226, s.72b. H.03 Cemaziyelahir 1202/M.11 Mart 1788.

271 İncelediğimiz dönemdeki ev fiyatları ve özellikleri için Dördüncü Bölüm’de yer alan “Gayrımenkul

Fiyatları” başlığı altında detaylı bilgi verilmiştir.

yönden ortalamanın çok üzerinde olmakla birlikte birçok yapıyı bir arada gösteren bir örnek olması dolayısıyla önem arz etmektedir273.

Gelir gruplarındaki ve ev tiplerindeki farklılıklara rağmen Edirne mahallelerinde, sınıf ve statü farklılıklarından doğan fizikî bölünmelere rastlanmaz. Ondan fazla odaya sahip, müştemilatlı, bahçeli bir bey veya paşa konağıyla, orta hâlli bir esnafın iki katlı birkaç odalı hanesi ya da düşük gelirli bir görevlinin bir oda bir sofalık evi aynı sokakta yan yana bulunabilmekteydi. Edirne Şeriyye Sicillerinde yer alan ev satışlarına ait yüzlerce belgede bu durumu bariz olarak görmek mümkündür. Örnek teşkil etmesi açısından Edirne Âyânı Eyyüb Ağa’nın, Vidin Kalesi Muhafızı Mehmed Paşa’ya sattığı konağı ele almak mümkündür: Bu konağın bir tarafında Berber Molla Ahmed, diğer tarafında Yeniçeri Mehmed Beşe’ye ait orta hâlli haneler bulunmaktaydı.