• Sonuç bulunamadı

III. Araştırmanın Amacı ve Yöntemi

1.4. Dinî ve Sosyal Yapılar

1.4.1. Cami ve Mescitler

Cami ve mescitler açısından hayli zengin sayılan Edirne’de Osmanlılar döneminde 300’den fazla cami ve mescit yapıldığı tahmin edilmektedir285. Ahmet Bâdî

Efendi, bunlardan 16’sı selatin camii olmak üzere 61 cami ve 164 mescit tespit ederek her biri hakkında bulabildiği bilgileri de derleyerek eserine dâhil etmiştir286. Yine Rifat

Osman tarafından hazırlanan Edirne Evkâf-ı İslâmiyye Tarihi, Camiler ve Mescitler287

adlı eserde, Edirne’deki cami ve mescitlerin 141 adeti ele alınmıştır. Başta Selimiye Camii olmak üzere Edirne camileri, farklı bilim dalları tarafından da münhasıran çalışmalara konu edilmiştir288. Evliya Çelebi’den başlayarak hemen her seyyah başta

selatin camileri olmak üzere bu eserleri tasvire çalışmıştır.

Biz bu başlıkta, yayımlanmış eserlerdeki bilgileri tekrardan kaçınarak 1785– 1840 tarihleri arasında arşiv belgelerinden tespit edebildiğimiz kadarıyla Edirne’deki cami ve mescitlerinin listesini, mevcut durumunu, gerçekleşen değişiklikleri ve dönemin kayda değer olaylarını belirtmeye çalışacağız. İlk önce dönem itibariyle cami

285 S. Eyice, “Edirne, Mimarî”, TDVİA, s.431.

286 Ahmet Bâdî, a.g.e., C.I/I, s.97-165.

287 Rifat Osman, Edirne Evkâf-ı İslâmiyye Tarihi, Camiler ve Mescitler, Sadeleştiren: Ülkü (Ayan) Özsoy,

T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 1999.

288 Bkz. Cemil Cahit Can, Ender Bilar, Edirne Bibliyografyası, Trakya Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları,

ve mescitlerin bütününü ilgilendiren genel konulara değinilecek ardından başlıklar halinde bazı cami ve mescitlerin tespit edilebilen özelliklerine yer verilecektir.

Araştırmaya esas tutulan tarih aralığında, cami ve mescitlerin genel durumunu etkileyen unsurların başında, 1829 yılında Edirne’yi etkileyen deprem gelmektedir. 12 Nisan 1829 (H.07 Şevval 1244) Cumartesi günü saat 07.30 sıralarında gerçekleşen hafif denilebilecek ilk deprem kısa bir sürede son bulmuştur. Arkasından saat 10.00 civarında vuku bulan deprem ise yaklaşık iki dakika boyunca sürerek 21 adet cami ve mescit minaresinin yıkılmasına sebep olmuştur. Bazı minareler şerefenin üstünden, bazıları ise şerefelerinin altından cami ve mescitlerin üzerine yıkılarak depremin verdiği zararı artırmıştır289.

Aynı belgeden anladığımız kadarıyla, bu depremden selâtin camileri çok fazla etkilenmemiştir. Zarar gören cami ve mescitlerin onarımının ise gerek askerî hareketlilikler gerekse 20 Ağustos 1829–20 Kasım 1829 tarihleri arasındaki Rus işgali nedeniyle geciktiği anlaşılmaktadır. Nitekim 11 Eylül 1829 tarihli buyrulduda; Edirne’de kâin cami ve mescitlerin ekserinin zelzeleden harap olduğundan bahisle, böyle harap kalmasının uygun olmadığı belirtilmişti. Ayrıca Haremeyn-i Şerifeyn’e müteallik cami ve mescitlerin onarımına başlanmışsa da harap vaziyette kalan diğer cami ve mescitlerin tetkik edilerek hangi cami ve mescidin ne kadarlık masrafının olduğu keşf ve muayene edilerek tamiratına bir an evvel başlanması da Edirne Kadılığı’na yazılmıştı290. Bahsedilen küçük vakıflara ait cami ve mescitlerin her birinin

ayrı bir vakıf bütçesi olduğu için bu tamiratların geniş zamana yayılmış olduğunu söylemek güç değildir.

Dönem itibariyle cami ve mescitlerin genelini ilgilendiren ikinci bir durum, cami ve mescitlerdeki cemaatin azlığı nedeniyle bazı cami ve mescitlerin kapanma noktasına gelmesi meselesidir291. 1830 tarihli buyrulduda geçen ifadelere göre; beş vakit namazının cemaat ile kılınmasının sünnet-i seniyye olduğu lâkin bu günlerde şehirde bulunan ekser ahalinin namazlarını sakin oldukları hane ve dükkânlarda kıldığı, bazı

289 BOA. HAT. 1083-44111. H.10 Şevval 1244/M.15 Nisan 1829.

290 Edirne ŞS. 352, s.41b. H.12 Rebiyülevvel 1245/24 Eylül 1829.

291 Özellikle Kaleiçi’ndeki cami ve mescitlerin cemaat azlığı nedeniyle kapanmaması için XVI. yüzyıldan

itibaren çeşitli önlemler alındığı görülür. XIX. yüzyılın başlarında da sürdürülen bu durum gereği, özellikle Kaleiçi’ndeki cami ve mescitlerin kapanmaması için civar hanelerdeki Müslümanların, evlerini gayrimüslimlere satmalarının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Edirne’deki cami ve mescitlerin avlularına tecavüz olunup gasilhane ve memşa ve saire bina eylendiği ve Müslümanların Kaleiçi’ndeki evlerini Rumlara satarak kale haricine çıktıkları ve bu yüzden Kaleiçi’ndeki birçok camii ve mescitler kapalı kaldığına dair bkz. BOA.,C.EV., 107-5336. H.29 Şaban 1211/M.27 Şubat 1797.

kimseler dahi maazallah külliyen terk-i salât ettiklerinden mevcut bilcümle cami ve mescidin beş vakit boş kaldığı, bazı büyük selâtin camilerinde dahi cemaatin beş-on kişiden ibaret olduğundan ezan okunduğu gibi herkesin haneden, dükkândan çıkıp civarındaki cami ve mescitlerde cemaat ile birlikte beş vakit namazlarını kılmalarının imamlar aracılığıyla ahaliye tembih edilmesi gerektiği belirtilmiştir292.

Çirmen Sancağı Mutasarrıfı ve Edirne Muhafızı Hüseyin Paşa’nın bu buyruldudan sonra, üç ay geçmeden tebdil-i kıyafet ederek Edirne mahallelerindeki cami ve mescitleri tekrar kontrol ettiği anlaşılmaktadır. Zira 11 Kasım 1830 tarihli başka bir buyrulduda, halkın genelinin beş vakit namaza devam etmediği, mahalle içlerindeki cami ve mescitlerde sabah, akşam ve yatsı vakitlerinde namaz kılınmadığı, cami ve mescitlerin boş kaldığından ziyade, kapıların dahi kapalı tutulduğuna bizzat şahit olduğunu belirtmiştir293.

Edirne cami ve mescitleriyle ilgili 1787 tarihli diğer bir ferman da kayda değer niteliktedir: Bu fermanda, Edirne’deki tüm cami ve mescitlerde haftada iki gün ulema, eşraf ve belde ahalisinin toplanarak hadis tedrisi ve kıraati için Buharî ve Müslim’in kitaplarının kemâl-i âdâb ve huşû ile okutulması ve devam eden Moskof seferinin muzafferiyeti için tüm cami ve mescitlerde orduya ve devlete dua edilmesi talep edildiği görülmektedir294.

İncelediğimiz dönemde, cami ve mescitlere imam, hatip, müezzin vb. görevlilerin atanması, bina tamiratlar ve bağlı bulundukları vakıfların yazışmaları nedeniyle birçoğunun isimleri geçmektedir. İncelediğimiz dönemde yukarıda sayılan nedenlerle 202 cami ve mescidin ismini tespit etmek mümkün olmuştur. Tablo-10’da alfabetik listesi verilen cami ve mescitler, elbette dönem itibariyle faal cami ve mescitlerin tamamını değil derlenebildiğini kadarını ihtiva etmektedir.

292 Edirne ŞS. 352, s.50a. H.28 Safer 1246/M.18 Ağustos 1830.

293 Edirne ŞS. 352, s.61a. H.25 Cemaziyülevvel 1246/M.11 Kasım 1830.

Bu tarihlerden itibaren cemaatsiz ve metrûk kalmaya başladığı anlaşılan Edirne cami ve mescitlerinin, ilerleyen yıllarda da metrûk ve muattal kalarak bakımsızlığının arttığı, işgaller sırasında yaşanan tahribat, bozulan vakıf sistemi ve akarlarının sınır dışında kalması gibi olumsuzluklara maruz kaldığı bilinmektedir. Bu durum, Edirne’de 1940–1960 tarihleri arasında taşları ve arsaları satışa çıkarılan onlara cami ve mescidin evveliyatını da açıklar mahiyettedir.

Tablo 10. Edirne’deki Cami ve Mescitler (1785–1840)295

S.No. Cami/Mescit Adı S.No. Cami/Mescit Adı

1- Abdurrahman Mescidi 102- Kahtalu Mescidi 2- Ahmed Bey Mescidi 103- Karabulut Mescidi 3- Akmescid-i Sinan Bey 104- Karaca Ahmed Mescidi

4- Akpınar Mescidi 105- Karaca Bevvab Mescidi

5- Alagöz Mehmed Efendi Camii 106- Karaca Hacı Halil Mescidi

6- Alemdar Camii 107- Kasab Abdülaziz Camii

7- Ali Bey Mescidi 108- Kâtib-i Cev Mescidi

8- Ali Kuş Mescidi 109- Kavaklı Mescidi

9- Ali Paşa Camii 110- Kebe Yapıcı Mescidi

10- Ali Paşa Mescidi 111- Kışla-i Hümayun Camii

11- Altunî Mescidi 112- Kıyak Baba Mescidi

12- Arabacılar Mescidi 113- Kızıl Minare Mescidi

13- Arif Ağa Mescidi 114- Kilise Camii

14- Arpacı Hamza Mescidi 115- Kiremitçi Hacı Halîl Mescidi 15- Atik Ali Paşa Camii 116- Koğacılar Camii

16- Attar Hacı Halil Mescidi 117- Köhne Kadı Mescidi 17- Ayşe Hatun Mescidi 118- Kösec Balaban Mescidi 18- Ayşe Kadın Camii 119- Kubuzcu Ali Bey Mescidi 19- Baba Timurtaş Mescidi 120- Kunduk Osman Mescidi 20- Balaban Paşa Camii 121- Kuşçu Doğan Camii 21- Bazargân Bâlî Camii 122- Küçük Eski Câmi

22- Begce Mescidi 123- Külahduz Mescidi

23- Berkuk Ağa Mescidi 124- Kürd Hoca Mescidi

24- Beylerbeyi Camii 125- Laleli Camii

25- Bezirci Hatun Mescidi 126- Mahmud Ağa Mescidi 26- Bülbül Hatun Mescidi 127- Mehmed Ağa Camii

27- Bürüncekci Camii 128- Mehmed Ağa Mescidi

28- Cafer Ağa Camii 129- Mehmed Efendi Camii

29- Cedid Kasım Paşa Mescidi 130- Mehmed Tahir Efendi Camii

30- Çakır Ağa Mescidi 131- Mesudiye Camii

31- Çavuş Bey Camii 132- Mevlana Veliyyüddin Mescidi

295 Tablo-10 oluşturulurken Kaynaklar kısmında listesi verilen Edirne Şer’iyye Sicillerinin bir çoğundan

yararlanılmakla birlikte, özellikle belirtilmesi gereken çeşitli vakıflara ait bilgi ve belgelerin yer aldığı

Edirne ŞS. 251, 252, 259, 295, 315, 317 ve 680 nolu evkaf defterleridir. Yine Rumeli Hurufat Defterleri

No: 1174, 1192 ve 1198 ile birlikte ayrıca bkz. Ahmet Bâdî, a.g.e., C.I/I, s.97-165; Rifat Osman, Edirne

32- Çokalca Camii 133- Mezid Bey Camii 33- Dağdeviren Mescidi 134- Mihalkoç Mescidi

34- Dârü’l-hadîs Camii 135- Mîrahur Ayas Bey Mescidi 35- Dârü’s-siyâde Mescidi 136- Monla Fahreddîn Mescidi 36- Dâye Hatun Camii 137- Muarref Hoca Mescidi 37- Debbağ Hacı Halîl Mescidi 138- Muradiye Camii

38- Defterdar Camii 139- Muytablar Mescidi

39- Denizlizade Camii 140- Mü’min Hoca Mescidi 40- Derviş Abi Mescidi 141- Nişancı Paşa Mescidi 41- Devletşâh Mescidi 142- Nişdoğan Mescidi 42- Divane Sinân Camii 143- Noktacı Camii

43- Emir Mescid 144- Ömer Baba Mescidi

44- Emir Şah Mescidi 145- Ömer Bey Mescidi

45- Esad Paşa Mescidi 146- Papasoğlu Mescidi

46- Eski Camii 147- Rakkas Ali Bey Mescidi

47- Eskici Hamza Mescidi 148- Ramazan Paşa Mescidi 48- Evliya Kasım Paşa Camii 149- Rüstem Paşa Mescidi

49- Fanfan Mescidi 150 Sabunî Mescidi

50- Fatma Sultan Camii 151- Saçlı Ali Mescidi 51- Fazlullah Paşa Mescidi 152- Saray-ı Hümayun Camii 52- Fenerci Hacı Camii 153- Sarı Camii

53- Ferruh Ağa Camii 154- Sarıca Paşa Camii 54- Firuz Ağa Camii 155- Sarraclar Camii 55- Firuz Paşa Camii 156- Sarraf Camii 56- Gazi Hoca Mescidi 157- Sefer Şâh Mescidi 57- Gazi Mihal Bey Camii 158- Selçuk Hatun Camii 58- Gazzaz Salih Mescidi 159- Selçuk Hatun Mescidi 59- Gendümküb Mescidi 160- Seyfullah Mescidi 60- Gülbahar Hatun Mescidi 161- Sıkça Murâd Mescidi 61- Habbaz Muhyiddin Mescidi 162- Siti Hatun Mescidi 62- Hacı Bedreddin Mescidi 163- Sofi İlyas Mescidi 63- Hacı Doğan Mescidi 164- Sultan Bayezid Camii 64- Hacı Emin Ağa Mescidi 165- Süle Çelebi Camii 65- Hacı Hasan Ağa Mescidi 166- Süleymaniye Camii 66- Hâcı Hasan Mescidi 167- Şah Mehmed Mescidi 67- Hacı İslâm Mescidi 168- Şah Melek Paşa Camii 68- Hacı Mercimek Mescidi 169- Şah Melek Paşa Mescidi

69- Hacı Pervane Camii 170- Şehabeddin Paşa Mescidi 70- Hacı Safâ Mescidi 171- Şehabeddin Paşa Mescidi 71- Hacı Yakub Mescidi 172- Şerbetdâr Hamza Bey Mescidi 72- Hadım Balaban Mescidi 173- Şeyh Şücauddin Camii

73- Hadım Firuz Mescidi 174- Şeyhî Çelebi Camii 74- Hadım Timurtaş Mescidi 175- Takkeci Kara Bâlî Camii 75- Hafız Ahmed Mescidi 176- Tanburacılar Camii

76- Halebi Camii 177- Tarakçılar Mescidi

77- Hamid Bey Mescidi 178- Taşçı Kasım Mescidi 78- Hasan Paşa Mescidi 179- Taşlık Camii

79- Hatib Mescidi 180- Tiftin Ağa Mescidi

80- Hayreddin Mescidi 181- Topçu Kışlası Camii 81- Hazinedar Sinan Bey Mescidi 182- Turgut Bazergân Mescidi 82- Helvacı Baba Mescidi 183- Umur Bey Mescidi 83- Hızır Ağa Camii 184- Üç Şerefeli Camii 84- Hoca Bâlî Mescidi 185- Üsküfçü Hızır Mescidi 85- Hoca Bayezid Mescidi 186- Vavlı Mescid

86- Hoca Hayreddin Mescidi 187- Veled-i Veliyyüddin Mescidi 87- Hoca Hoşkadem Mescidi 188- Viran Camii

88- Hoca İlyas Camii 189- Vize Çelebi Mescidi 89- Hoca İshak Mescidi 190- Yahşî Fakîh Mescidi

90- Hoca İvaz Camii 191- Yahya Bey Mescidi

91- Hoca Ömer Efendi Mescidi 192- Yakup Kilârî Mescidi 92- Hoca Siyah Mescidi 193- Yakut Paşa Camii

93- Hocakî Mescidi 194- Yancıkcı Şahin Mescidi

94- İbni Arab Mescidi 195- Yaya Timurtaş Mescidi 95- İbrahim Bey Mescidi 196- Yeşilce Camii

96- İbrahim Paşa Camii 197- Yıldırım Bayezid Camii

97- İsa Fakih Camii 198- Zehrimar Mescidi

98- İsmail Ağa Mescidi 199- Zen-i Firuz Mescidi

99- İsmihan Sultan Camii 200- Zen-i İbrahim Paşa Mescidi 100- Kadı Abdülvahhab Camii 201- Zen-i Sarıca Paşa Mescidi

101- Kadı Camii 202- Zincirlikuyu Mescidi

Tablo-10’da görüldüğü gibi cami ve mescit isimlerinin birçoğu, vakıf kurucularından izler taşımakta olup aynı isimle anılan mahallelerin de çekirdeğini teşkil etmekteydi. Elbette bu camii ve mescitlerin hemen hepsi farklı disiplinler tarafından

ayrı ayrı çalışmalara konu edilebilecek nitelik ve niceliktedir. Ancak biz burada tespit edebildiğimiz 202 cami ve mescit içerisinden sadece 11 camii hakkında rastladığımız dönem bilgilerini aktarmakla yetineceğiz.

Selimiye Camii: Mimar Sinan’ın şaheseri, Türk-İslâm mimarîsin eşsiz

örneklerinden Selimiye Camii, 1568–1574 tarihleri arasında Saray-ı Atik’ten ifraz edilen Baltacılar dairesi arsası üzerine inşa edilmiştir. Caminin güneydoğu ve güneybatısında yer alan iki medresesi, doğu tarafındaki arastası ve sonradan eklenen batı tarafındaki dükkânlar ve sıbyan mektebi ile Selimiye Camii Külliyesi müteşekkildir296.

Selimiye Camii, incelediğimiz dönem belgelerinde daha ziyade Sultan Selim

Camii adı ile geçmektedir. Şer’iyye sicillerinde rastlanan belgeler çoğunlukla caminin

tamiratları ve görevlileri ile ilgilidir.

12 Kasım 1799 tarihli Darüssaade Ağası’nın Edirne’de Haremeyn-i Şerifeyn Müfettişi Vekili’ne yolladığı mektuptan anlaşıldığına göre, bu tarihte Selimiye Camii’nin tamire ihtiyaç duyan birçok mahalli varsa da tüm tamiratın yapılmasına vaktin ve hâlin uygun olmadığı belirtilerek sadece kubbelerdeki kurşun tamiratlarının yapılması müsaade edilmişti297. 20 Kasım 1799 tarihinde vakıf kaymakamı,

mütevelliler, eşraf, vakıf kâtipleri, Mimar-ı Hassa Mehmed Said ve hülefası, Kurşuncubaşı Mehmed Tahir Ağa ve marifet-i şer’î ile keşf ve muayene defteri hazırlanmıştır. Buna göre Selimiye Camii’nin ana kubbesi ile diğer kubbelerin kurşunları, rüzgârın şiddetiyle düşen üç minaredeki kurşunlar, içme suyunun kurşun boruları, cami civarındaki vakfın mektebi, arasta-i kebir ve sağir, kapan hanı kubbeleri ile civar çatılarda 9.241 kuruşluk tamir masrafı tespit edilmiştir298. Lâkin bu tamiratın

gerçekleşip gerçekleşmediğine ya da ne kadarının gerçekleştiğine dair herhangi bir kayda rastlamak mümkün olmamıştır.

1807 yılında ise Ayşe Kadın Hanı’ndan sökülen 33 bin okka (42.339 kg.) kurşunun Selimiye Camii ve Külliyesindeki tamiratta kullanıldığı görülmektedir299.

Avlunun ortasında bulunan şadırvanın üzerine sekiz ahşap sütun üzerine kurşun çatının

296 Selçuk Mülâyim-Ahmet Vefa Çobanoğlu, “Selimiye Camii ve Külliyesi”, TDVİA, C.XXXVI.

İstanbul, 2009, s.430.

297 Edirne ŞS. 317, s.8a. H.13 Cemaziyülahir 1214/M.12 Kasım 1799.

298 Edirne ŞS. 317, s.8a-9b. H.21 Cemaziyülahır 1214/M.20 Kasım 1799.

yapımı da aynı günlere rastlamaktadır300. Hâliyle külliyenin tamire ihtiyaç duyan kubbe

ve çatıları gibi şadırvanın üzerindeki kurşunun da Ayşe Kadın Hanı’ndan gelen kurşunla yapıldığını ifade etmek mümkündür.

Haremeyn-i Şerifeyn Evkaf Nezareti’ne bağlı olan Sultan Selim Camii mütevellisi tarafından vakfiyelere uygun olarak idaresi sağlanan Selimiye Camii’nde, imam-ı evvel olanların ikameti için ayrıca bir menzil de vakf edilmişti. Lâkin El-Hac Ahmed Ağa’nın vakfeylediği Hazinedar Sinan Bey mahallesindeki evin uzun bir müddetten beri harap olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle 1790 yılında ba-berat Selimiye Camii’nin İmam-ı Evveli olan Es-Seyyid Mehmed Efendi ibn Hüseyin Efendi mütevellinin de talebiyle vakfedilen evin arsasının kiraya verilmesi için Şer’î Mahkeme’ye başvurmuştur. Vakıf mütevellisi ve İmam-ı Evvel Es-Seyyid Mehmed Efendi iddia ettikleri vakfiyeyi Kadı Efendi’ye arz ederek menzil arsasının kiraya verilmesi için onay aldıkları görülmektedir301.

Selimiye Camii’nde imamlık yaparken 1787 yılında vefat eden El-Hac Mehmed Efendi ibn Mustafa Efendi’nin terekesinden anladığımız kadarıyla Selimiye Camii’nde o yıllarda imamet vazifesi karşılığında vakıf mütevellisi tarafından aylık 1.050 akçe ödenmektedir. Selimiye evkafına ait Taşodalar’da ikamet eden müteveffa El-Hac Mehmed Efendi’nin 46.850 akçelik terekesinde dikkati çeken diğer bir husus ise terekesinde bulunan kitaplar ile Eski Camii civarında bulunan bir mücellit dükkânında yer alan bol miktarda kırtasiye malzemesidir302.

Cami-i Atik (Eski Cami): H.804 (M.1401/1402) yılında Emir Süleyman

zamanında yapımına başlanan cami, H.816 (M.1413/1414)’da Mehmed Çelebi zamanında tamamlanmıştır. Edirne’de surların dışında inşa edilen ilk selâtin camisidir303. Kitabesine göre mimarı Konyalı El-Hac Alaeddin ve Ömer bin İbrahim’dir304. Yapıldığı dönemden itibaren belde halkının saygınlık ve önem atfettiği,

edilen duaların kabul olduğuna inanılan bir camidir.305 Hacı Bayram Veli’nin bu

camideki itikâf, ibadet ve vaazları nedeniyle de önem atfedilir.

300 Bu çatı ve muslukların üzerine konan kurşun saçaklar sonraki yıllarda yapılan tamiratta kaldırılmıştır.

Bkz. Rifat Osman, Edirne Rehnüması, s.54.

301 Edirne ŞS. 232, 77b. H.05 Safer 1205/M.14 Ekim1790.

302 Edirne ŞS. 225, s.18b-19a. H.05 Şevval 1201/M. 21 Temmuz 1787.

303 Ahmed Bâdî, a.g.e., C.I/I, s.97-98; M.T. Gökbilgin, Edirne ve Paşa Livası, s.196.

304 Oral Onur, Edirne Türk Tarihi Vesikalarından Kitabeler, Tamamı. İstanbul, 1972, s.81.

Cami, ilk yıllarında Mehmed Çelebi’nin emriyle Süleymaniye olarak isimlendirilmiş, daha sonra Ulu Cami denilmiş, Üç Şerefeli Camii’nin Cami-i Cedîd olarak adlandırılmasından sonra Cami-i Atîk (Eski Cami) adıyla şöhret bulmuştur306.

Duvarlarındaki meşhur hattatların yazıları nedeniyle halk arasında Yazılı Camii olarak da bilinir. Ayrıca mihrabın sağ tarafında bulunan Kâbe’nin Yemen’e bakan tarafından getirilen ve Rükniyemani adı verilen taşıyla da meşhurdur307.

Evliya Çelebi, Eski Cami’yi çevresindeki çiçek bahçeleri, kuş sesleri, caminin içine vazolarda saf saf dizilen çiçeklerle birlikte, içi-dışı misk kokulu, cemaate hayat veren bir cennet bahçesi olarak tasvir etmektedir308. Kış günlerinde cemaatin sıcak su ile abdest almasını sağlayan özel bir tesisata da sahip olan cami, 1748 yangını ve 1752 depreminden bir hayli zarar görmüş, I. Mahmut zamanında kapsamlı bir onarımdan geçirilmiştir309.

İncelediğimiz dönemdeki kayıtlarda, “Sultan Mehmed’in bina eylediği Sultan

Bayezid evkafından” olarak geçen Eski Camii, 1793 yılına gelindiğinde yine tamire

muhtaç bir vaziyetteydi. Haremeynü’ş-Şerifeyn Evkafı Nazırı Halid Ağa’nın Cami-i Atik’in harabiyetini Sultan III. Selim’e bildirilmesinin ardından çıkan hatt-ı hümayunda, bir an evvel caminin keşf ve muayene edilerek tamirine mübaşeret edilmesi buyurulmuştu310. Marifet-i şer’î, vakıf kaymakamı, vakıf mütevellisi, hassa mimarı ve

ehl-i vukûf ile birlikte dört gün içinde tamamlanarak kaleme alınan keşf defterine göre, Cami’nin dokuz adet kubbesinin kurşunları ve kubbe etrafındaki tuğlalar ile kurşun su borularının değişmesi gerektiği gibi hususlar tespit edilerek toplam 909.430 akçelik tamir masrafı hesaplanmıştır311. Haremeynü’ş-Şerifeyn Evkafı’ndan Darüssaade Ağası’nın 14 Temmuz 1794 günü vasıl olarak Edirne Şer’iyye Siciline kaydolunan mektubuna göre tamiratın yapılması için mevsim şartlarının uygun olması beklenmiştir. Dergâh-ı Ali Kapıcıbaşlarından Ahmed Ağa’ya ihale edilen tamirat için 7.568 buçuk kuruş ve 10 akçe masraf edildiği görülmektedir312.

306 Rifat Osman, Camiler ve Mescitler, s.59.

307 Hikayet-i Beşir Çelebi, Tarih-i Edirne, Yayınlayan: İsmail Hikmet Ertaylan, İstanbul Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1960, s.7.

308 Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, C.III. s.242.

309 O.N. Peremeci, a.g.e., s. 55;M.T. Gökbilgin, “Edirne”. İA. s.121.

310 Edirne ŞS. 252, s.63a. H.08 Cemaziyülevvel 1208/M.12 Aralık 1793. (Vasıl olma tarihi, H.15

Cemaziyülevvel 1208/M.19 Aralık 1793.)

311 Edirne ŞS. 252, s.65a-b. H.19 Cemaziyülevvel 1208/M.23 Aralık 1793.

1817 yılında ise caminin kubbelerindeki ahşap ızgaralar yıprandığından Sultan Bayezid-i Veli Camii’nin tamirinden artan kurşunlar kullanılarak Dağdevirenzade Mehmed Ağa ve mütevellinin mübaşeretiyle Eski Camii’nin kubbelerindeki ahşap ızgaralar yerine kurşun ızgara yaptırılmıştır313.

1789 yılında Cami-i Atik’in imamı olan Şeyh Mehmed Salim’in ikamet ettiği evin, Cami’nin bağlı olduğu Sultan Bayezid Evkafı tarafından tamir edildiği de görülmektedir314.

Üç Şerefeli Cami: 1437- 1447 yılları arasında Sultan II. Murad tarafından inşa

ettirilen cami, saatli medrese, mektep, sebil, çeşme ve hazîreden meydana gelen küçük bir külliyedir. Cami’yi, Mimar Muslihuddin ve Şehâbeddin Usta’nın yaptığı kabul edilmektedir315.

Revaklı haremi, sanat eseri kapıları ve farklı minareleri ile meşhurdur. Uzun süre

Cami-i Cedîd, Cami-i Kebîr ve Yeni Muradiye olarak anıldı. Halk arasında Burmalı Camii diye de bilinirdi316. Mimarî özelliklerinin yanı sıra imparatorluk çağının ilk büyük eseri olmasıyla da ehemmiyet arz eder317. Kubbesinin büyüklüğü ve Selimiye

Camii yapılıncaya kadar en uzun minareye sahip olması birçok söylenceye de konu olmuştur.

Tamir kitabesinden III. Mustafa zamanında, H.1177 (M.1763–1764) yılında esaslı bir tamirat gördüğü anlaşılmaktadır318. 1799 yılında yapılan keşf ve muayeneye

göre kubbelerinin kurşunları tahrip olmuş, çubuk minare olarak isimlendirilen minarenin külahı rüzgârdan düşmüş ve şadırvanın terazisi kullanılmaz hâldeydi319.

Darülhadis Camii: II. Murad tarafından 1435 yılında, tek kubbeli, bir minareli,

iki yanında birer tabhane ve önünde cemaat yeri olarak inşa edildi. Yanında medresesi ve şehzade kabirleri bulunmaktaydı. Cami yerinin, II. Murad’ın rüyasında Hz. Muhammed tarafından gösterildiğine inanılır. Buna binaen önem atfedilen, edilen duaların kabul olduğuna inanılan camilerdendir320.

313 BOA., HAT., 1539-47. H.1232/M.1817.

314 BOA., AE.SABH.I., 99-6757. H.07 Şevval 1203/M.01 Temmuz 1789.

315 N. Çiçek Akçıl, “Üç Şerefeli Cami ve Külliyesi” TDVİA., C. XLII, İstanbul, 2012, s.277.

316 Rifat Osman, Edirne, Camiler ve Mescitler, s.305.

317 Halil İnalcık, “Murad II”, TDVİA, C.XXXI, İstanbul, 2006, s.171.

318 O. Onur, Edirne Kitabeler, s.116-177.

319 Edirne ŞS. 317, s.8a-9b. H.13 Cemaziyülahır 1214/M.12 Kasım 1799.

Sultan Murad Han Evkafından olan camii, 1807 yılında yapılan keşf defterine göre uzun süreden beri tamir edilmemişti321. Cami’nin kurşun çatısından, ahşap

minberine, tabhanesinden, avlu duvarlarına kadar birçok yer, “külliyen münhedim” hâldeydi. Aynı keşf defterinden anladığımıza göre cami avlusu derununda kâin 20 adet medrese odası, bir adet dershane, su yolları ve şehzade türbelerinin de tamire ihtiyacı vardı322.

Bayezid Camii323: Sultan II. Bayezid tarafından 1444–1448 tarihleri arasında