• Sonuç bulunamadı

1.5. Karşılaştırmalı Hukukta Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru

1.5.6. Macaristan

Karşılaştırmalı hukuk başlığı altında incelediğimiz Almanya, İspanya, Avusturya, , Güney Kore ve Meksika örneklerinin hepsinde, kamu gücü işlemiyle bir temel hak ya da özgürlüğü ihlal edilen kişinin doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne başvurmasını öngören, gerçek anayasa şikâyetinin değişik uygulamalarından bahsedildi. Macaristan örneğinde 1 Ocak 2012 tarihine kadar bunların aksine sadece gerçek olmayan anayasa şikâyetine220 yer verilmekteydi. Ancak Macaristan’da 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren hukuki menfaat şartı söz konusu olmaksızın bir normun Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile herkese tanınan Anayasa Mahkamesi’ne başvurma hakkına yani actio popularis uygulamasına son verilmiş221; bunun yerine iki tür gerçek anayasa şikâyeti uygulamaya sokulmuştur222. İşte Macaristan, gerçek ve gerçek olmayan anayasa şikâyeti uygulamasına bir arada yer vermesi bakımından ilginç bir örnektir.

218

Pimentel, op. cit., s. 172-173. 219

Rodriguez, Jorge ve Manuel Valdez, “Frequently Asked Question on Lawsuits and Amparo Procedures in México Part-II” op. cit.

220

1.1. nolu başlık altında izah edildiği üzere, gerçek olmayan anayasa şikâyeti temel bir hak ve özgürlüğü ihlal ettiği iddia edilen yasal düzenlemeye karşı bütün kanun yolları tüketildikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurudur. Bu başvuru türünün gerçek anayasa şikâyetinden farkı, temel hak ve özgürlüğün ihlaline yol açan yargı kararına veya idari işleme karşı değil; bu karar veya işleme dayanak teşkil eden norma karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılmasıdır. Bakınız s. 9.

221

Macaristan’da, 1 Ocak 2012 tarihi itibariyle, actio popularis uygulamasına son verilmesinin ardından, o güne kadar açılmış actio popularis davalarının akıbetinin ne olacağı Anayasa Mahkemesi Kanunun 71. Maddesinde belirtilmiştir. Buna göre kural olarak Anayasa Mahkemesi görmekte olduğu olan actio popularis davaları hakkında artık karar vermeyecektir. Ancak bu davaları açan kişi ya da gruplar davalarının Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen yeni anayasa şikâyeti şekline uyması koşulu ile 31 Mart 2012 tarihine kadar Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilirler.

222

1990 yılına kadar anayasa yargısının223 mevcut olmadığı Macaristan’da, artık soyut ve somut norm denetimin (Macaristan Temel Kanunu224, m. 24/2/a,b; Macaristan Anayasa Mahkemesi Kanunu225, m. 23, 24, 25.) yanı sıra temel hak ve özgürlüklerinden birisi anayasaya aykırı bir kanuni düzenleme ya da yargı kararı ile ihlal edilen kişilerin bütün kanun yollarını tükettikten sonra, Anayasa Mahkemesi’ne226 bireysel başvuruda bulunma hakları vardır.

Macaristan’da daha önceden var olan gerçek olmayan anayasa şikâyetinin yanına, Alman Modeli örnek alınarak iki tür gerçek anayasa şikâyeti modeli eklenmiştir. Macaristan’da somut bir olayda uygulanan ve bir temel hak ve özgürlüğü ihlal ettiği iddia edilen norma karşı bütün kanun yolları tüketildikten sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvurulabiliyordu zaten. Bu duruma, Temel Kanun’da (Anayasa’da) ve Anayasa Mahkemesi Kanunu’nda tekrardan şu şekilde yer verilmiştir: Macaristan Temel Kanunu’na (Anayasası’na) göre Anayasa Mahkemesi, somut bir davada uygulanan kanui düzenlemenin, Temel Kanun’un (Anayasa’nın) bir hükmüne aykırı olup olmadığını denetler (m. 24/2/c). Bu hüküm doğrultusunda düzenlenen Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun 26. maddesine göre, somut bir davada kendisine uygulanan kanuni düzenlemenin Temel Kanuna aykırı olduğunu iddia eden kişi, bunu anayasa şikâyeti yolu ile Anayasa Mahkemesi’nin önüne götürebilir. Bunun için kişinin Temel Kanun’la güvence altına alınmış bir hakkının ihlal edilmiş olması ve bu ihlalin giderilmesi için anayasa şikâyetinde bulunmadan evvel tüm kanun yollarını tüketmesi gerekir (Macaristan Anayasa Mahkemesi Kanunu, m. 26/1/a). Eğer kişinin kendi hakkını koruyacağı konusunda endişe varsa ya da ihlal, çok sayıda kişiden oluşan bir insan grubunu etkiler nitelikte ise somut olayda uygulanan normun Anayasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi için Başsavcı da bir savcının katılımıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunabilir (m. 26/3). Dikkat edilirse burada anayasa şikâyeti, temel bir hak ve özgürlüğü ihlal eden bir

223

Macaristan’da Anayasa Mahkemesi, 1989 yılında kurulmuş, 1990 yılında faaliyetlerine başlamıştır. Yılmaz, Mustafa, “Sosyalizm Sonrası Macaristan Cumhuriyetinin Siyasal, Anayasal ve İdari Yapısı Üzerine Bir İnceleme”, s. 193, http://hukuk.erzincan.edu.tr/dergi/makale/1997-11.pdf (22.01.2013). 224

The Fundamental Law of Hungary, http://www.mkab.hu/download.php?d=65 (21.01.2013). 225

Act CLI of 2011 on the Constitutional Court, http://www.codices.coe.int/NXT/gateway.dll/ CODICES/laws/eng/eur/hun?fn=documentframe.htm$f=templates$3.0 (21.01.2013).

226

Macaristan Anayasa Mahkemesi, parlamento tarafından yirmi yıl süre için seçilen onbeş yargıçtan oluşmaktadır. (The Fundamental Law of Hungary, m. 24/4.)

idari işlem veya eyleme ya da bir yargı kararına karşı değil; bu kararlara dayanak teşkil eden ve Anayasaya aykırı olduğu iddia edilen kanuni düzenlemeye karşı yapılmaktadır.

Yukarıda bahsedilen gerçek olmayan anayasa şikayetinin yanı sıra 1 Ocak 2012 tarihi itibari ile Macaristan’da iki tür gerçek anayasa şikâyeti yürürlüğe girdi. Bunlardan biri yargı kararlarına karşı anayasa şikâyetidir. Buna göre, Anayasa Mahkemesi, bir anayasa şikâyetini incelerken, bir mahkemenin davanın esasına ilişkin olarak verdiği kararı ya da davayı sona erdiren kararını da Temel Kanun’a uygunluğu açısından denetleme yetkisi vardır (Macaristan Temel Kanunu, m. 24/2/d). Ancak bunun için mahkeme kararının, Temel Kanun’da güvence altına alınan bir hakkı ihlal etmesi ve ihlali gidermek için tüm kanun yollarının tüketilmiş olması gerekmektedir (Macaristan Anayasa Mahkemesi Kanunu, m. 27). Bu düzenlemeler doğrultusunda Macaristan’da yargı kararlarına karşı anayasa şikâyetinde bulunmanın yolu açılmıştır. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi, bir yargı kararının Temel Kanun’da yer alan bir hakkı ihlal edip etmediğini denetlerken, o yargı kararına dayanak teşkil eden kanuni düzenlemenin de Anayasaya uygun olup olmadığını denetleyebilmektedir (m. 28/1).

1 Ocak 2012 tarihinden itibaren yürürlüğe sokulan bir diğer anayasa şikâyeti şekli ise kanui düzenlemelere karşı anayasa şikâyetidir. Buna göre, eğer, bir kanun hükmü herhangi bir mahkeme kararı ya da yürütmenin herhangi bir düzenleyici işlemine veya eylemine gerek kalmadan, sırf yürürlüğe girmekle doğrudan bir temel hak ve özgürlüğü ihlal ediyor ise bu kanuni düzenlemeye karşı, anayasa şikâyetinde bulunulabilir. Ancak şekilde bir anaysa şikâyetinde bulunmak için ihlali gidermek için ya bir kanun yolu öngörülmemiş olacak ya da öngörülen kanun yolları tüketilmiş olacaktır (m. 26/2).

Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun 26. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen anayasa şikâyeti için Anayasa Mahkemesi’ne başvurma süresi kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren 180 gün diğer; hallerde yapılacak anayasa şikâyeti için 60 gündür (m. 30).

Anayasa Mahkemesi bir yargı kararına dayanak teşkil eden bir kanuni düzenlemenin anayasa şikâyeti yoluyla, Anayasaya uygun olup olmadığını denetlerken; kanuni düzenlemenin uygulandığı mahkeme kararının da Anayasaya uygunluğunu denetleyebilmektedir (m. 28/2). Bu düzenleme somut norm denetimini harekete geçiren kişinin sadece Anayasa aykırı bir normu iptal ettirmekle kalmayıp, kendisine uygulanan ve Anayasaya aykırı olan kanuni düzenlemenin olumsuz etkilerinden bu iptal kararı vasıtasıyla kurtulması açısından oldukça önemlidir. Aksi halde Türk hukukunda olduğu gibi Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümediği için kişi, sadece Anayasaya aykırı kanuni düzenlemeyi iptal ettirmekle kalacak, bu kanuni düzenlemenin kendisine uygulanmasından kaynaklanan olumsuz etkilerinden kurtulamamış olacaktır.

Temel Kanun’la çelişen kanuni düzenleme şikâyete konu yargı kararının verilmesinde önemli bir etkiye sahip ise ya da şikâyetin incelenmesi temel bir anayasal sorunu çözecek ise Anayasa Mahkemesi kendisine yapılan şikâyetleri kabul eder (m. 29). Anayasa Mahkemesi inceleme sonucunda Temel kanunun aykırılık tespit ederse anılan kanun hükmünü iptal eder. Böylece iptal kararı karar erga omnes bir etki doğurur.