• Sonuç bulunamadı

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel başvurunun Niteliği ve İşlevi

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, niteliği itibariyle Anayasa Mahkemesi’nin, temel hak ve özgürlük ihlallerini ortadan kaldırmaya yönelik gerçekleştirdiği bir “denetimdir”. Yani anaysa yargısı penceresinden bakıldığında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, temel hak ve özgürlükleri korumak için yapılan bir anayasaya uygunluk denetimidir.

Alman hukukunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun temel hak ve özgürlük ihlallerini ortadan kaldırmaya yarayan bir “hukuki çare” olduğu belirtilmektedir. Hukuki çare kavramı, Türk hukukuna yabancıdır. Bu kavram Alman hukukunda, geniş ve dar anlamda olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır. “Geniş anlamda hukuki çare, bir hakkın gerçekleşmesi için başvurulan her türlü usuli araçtır. Dar anlamda hukuki çare ise yargısal kararların iptalini sağlayan her türlü olanağı

86

Ibid. 87

Hürriyet karinesi (presumption of liberty), insanının özgür olduğunu kabul eden bir varsayımdır. Liberal hukuk sistemlerinde benimsenen bu karineye göre aslolan bir insanın özgür olması arızi olan ise özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Bu karineye karşılık otoriter hukuk sistemlerinde ise“yetki karinesi” (presumption of power) esastır. Buna göre bir özgürlüğe sahip olduğunun kabul edilebilmesi için o özgürlüğün devlet tarafından ayrıca ve açıkça tanınması gerekir. Gözler, Kemal, Anayasa Hukukunun Genel Teorisi, C. II, Ekin, Bursa, 2011, s. 505.

içeren bir üst kavramdır”88. Almanya hukukunda tüm kamu gücü işlemlerine karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru (Almanya’daki adıyla anayasa şikâyeti) kabul edildiği için orada anayasa şikâyeti, geniş anlamda hukuki çaredir. Ancak Türkiye hukukunda Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, sadece yargı kararlarına karşı kabul edildiği için Almanya hukukundaki dar anlamda hukuki çareye denk gelmektedir.

Tüm kamu gücü işlemleri içerisinde, yargı kararlarına Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruların niteliğine, usul hukuku çerçevesinden bakılacak olursa, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun, şekli anlamda olağanüstü bir kanun yolu olduğu söylenebilir. Bilindiği üzere kanun yolu, aleyhine başvuru yapılacak mahkeme kararının kesinleşmiş olup olmadığına göre olağan ve olağanüstü olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Olağan kanun yolu, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararlara karşı başvurulan ve ilk derece mahkemesinin verdiği kararın kesinleşmesini engelleyen istinaf ve temyiz gibi başvurularıdır. Olağanüstü kanun yolu ise olağan kanun yollarının tüketilmesi veya süresi içinde olağan kanun yoluna başvurulmamasından dolayı kesinleşen yargı kararlarına karşı yapılan, yargılamanın yenilenmesi gibi başvurulardır. Olağanüstü kanun yoluna başvurabilmek için kural olarak yeni bir delilin ortaya çıkması ya da karara dayanak teşkil eden delilin sahte olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru da olağan kanun yolları tüketildikten sonra kesinleşen yargı kararlarına karşı yapıldığı için şekli anlamda olağanüstü nitelikte bir kanun yoludur. Ancak Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun şartları ve başvuru üzerine yapılan incelemenin içeriği ile ceza yargısı, medeni yargı ya da idari yargıda olağanüstü kanun yolunda yapılan başvuruların şartları ve incelemenin içeriği göz önüne alındığında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun maddi anlamda olağanüstü kanun yolu kavramı ile örtüşmediği rahatlıkla söylenebilir.

Çalışmada kurumun niteliği ile ilgili tespitler göz önüne alınarak yer yer “hukuki çare” yer yer olağanüstü kanun yolu tabiri kullanılmıştır.

88

Zysk Lothar, Rechtlextica, München, 1971, s. 149; aktaran, Arslan, Ramazan, Medeni Usul Hukukunda Yargılamanın Yenilenmesi, Ankara, Turhan Kitabevi, 1977, s. 39 (7. dipnottan).

1.3.2. İşlevi

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun biri sübjektif diğeri de objektif olmak üzere iki temel işlevi vardır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun sübjektif işlevi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve hayata geçirilmesidir89. Kurumun objektif işlevi ise Anayasa ile kurulan hukuk düzeninin korunmasıdır90. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun, sübjektif ve objektif işlevinden kaynaklanan bazı sonuçları da vardır.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun temel işlevi birer sübjektif hak olarak temel hak ve özgürlüklerin korunması ve hayata geçirilmesidir91. Gerçekten de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun öncelikli hedefi kamu gücü tarafından bir temel hak veya özgürlüğü ihlal edilenlerin mağduriyetini gidermek için hakkı ihlal eden kamu gücü işlemini iptal ederek, ihlalden kaynaklanan mağduriyeti gidermektir.

AMBB’nin daha çok objektif niteliğinden kaynaklanan önemli bir sonuç, AMBB sayesinde temel hak ve özgürlüklerin tüm ülkede aynı şekilde anlaşılıp uygulanmasıdır. Bir diğer sonuç ise AMBB’nin, temel hak ve özgürlükler konusunda eğitici bir etkiye sebep olmasıdır92. Gerçekten de AMBB sayesinde başta yargı olmak üzere, kamu gücünü kullanan bütün devlet organları Anayasada güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerin kapsamı konusunda Anayasa Mahkemesi tarafından adeta bir eğitime tabi tutulmaktadırlar. Hatta bu eğitim sadece kamu gücünün kullanan organlarla sınırlı kalmamakta, yurttaşlara da sirayet ederek onarda, demokrasi ve hak arama bilincini geliştirmektedir. Böylelikle Anayasada tanınan hakların söz de kalmadığını bunun somut bir şekilde ve en üst düzeyde korunduğunu gören bireyin yargıya olan güveni artmakta, yargı da bu sayede saygınlık kazanmaktadır93.

89

Mellinghof, op. cit., s. 33; Hıllgruber, Cristian-Goos, Cristoph, Verfassunsprozessrecht, Heidelberg, 2006, s. 34; aktaran, Kılınç, op. cit., s. 27

90

Mellinghof, op. cit., s. 33. 91

Ibid. 92

Ibid. 93

Sağlam, “Anayasa Şikayeti Anlamı, Kapsamı ve Türkiye Uygulamasında Olası Sorunlar”op. cit., s. 457.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ile Anayasanın üstünlüğü ilkesi de bariz bir şekilde somutlaştırılmaktadır. Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, objektif olarak Anayasayı korumakta ve Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesini somut olarak hayata geçirmektedir. AMBB bunu yaparken aynı zamanda Anayasanın yorumlanmasını sağlamaktadır. Böylece Anayasa yargısı içtihatları zenginleşmektedir94.

Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru, Avrupa Konseyi’ne (AK)üye ülkeler için de önemli bir işleve sahiptir. O da AK üyesi ülkeler aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvuruları ciddi oranda azaltmasıdır95.

Son olarak belirtmek gerekir ki Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurunun yukarıda belirtilen işlevleri gerçekleştirmesinin yegâne koşulu şüphesiz ki bağımsız ve nitelikli yargıçlardan oluşan bir Anayasa Mahkemesi’nin varlığı96 ve bu Mahkeme’nin yargılamalarında AİHM içtihatlarını esas almasıdır.

1.4. Anayasa Yargısı ve Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru