• Sonuç bulunamadı

E. Müzakere Masasında Türkiye

IV. Tarım Müzakere Sürecine Bir Örnek: Polonya

2. Müzakere Masasında Polonya

Bu durum, 1990’larla birlikte Polonya’yı net gıda dışalımcısı bir konuma sürüklemiş ve gıda üretimindeki azalmaya koşut biçimde, AB’den yapılan tarımsal dışalım hızla yükselmiştir.

2000 yılı itibariyle Polonya’nın toplam dışalımı 54 milyar euro, toplam dışsatımı ise 35 milyar euro’dur. Başka bir deyişle, 19 milyar euro dış ticaret açığı söz konusudur.

Toplam dışsatımın % 8’ini ve toplam dışalımın % 6.7’sini tarımsal ürünler oluşturmaktadır. 2000 yılında tarımsal dış ticareti 770 milyon euro açık veren Polonya’nın dışalım ve dışsatımında AB’nin payı % 50’ye yakındır.

olmaksızın tam bir serbest ticaret aşamasına geçilmiş; gümrük vergileri ve dışsatım sübvansiyonları karşılıklı olarak sınırlanmıştır. İkinci listeye hassas ürünler (domuz eti, beyaz et, tereyağı vb) dahil edilmiş ve korumalı ticaret anlayışı içinde, gümrük vergileri ve dışsatım destekleri belirli kotalar içinde indirgenmiştir. Üçüncü liste ise AB tarafından MDAÜ ürünlerinin tek taraflı olarak tercih edilmesine yönelik bir ticaret avantajı sağlamıştır.

Avrupa Birliği, Dünya Ticaret Örgütü Uruguay Turu Tarım Anlaşması’nın çizdiği sınırlar içinde, bütçe olanaklarının da katkısıyla, tüm dünyada dışsatım sübvansiyonlarını en çok kullanan ülkelerin başında gelmektedir. Dışsatım sübvansiyonları AB’nin tarımsal ürünlerinin, gümrük vergileri ile korunan pazarlara girebilmesi açısından oldukça elverişli bir araç niteliğindedir.

Diğer yandan “çevre ülkeler”, bütçe kısıtları nedeniyle tarımlarına yeterince iç destek ve dışsatım sübvansiyonu sağlayamadıkları için, iç pazarlarını gümrük vergileri ile koruyabilmektedirler.

Dışsatım sübvansiyonları ile gümrük vergilerinin karşılıklı sıfırlanmasının, tarım ticareti dengesinde, rekabet gücü yüksek tarım sektörüne sahip ülkeler lehine, buna sahip olamayan ülkeler aleyhine sonuçlar doğuracağı açıktır. Üstelik aday ülke statüsünde olan ülkeler, tam üye konumuna geldiklerinde yararlanabilecekleri AB Ortak Tarım Politikası araçlarından yararlanamıyor durumda iken 58 böyle bir anlaşmanın yürürlüğe girmesi, sözü edilen ülkeler açısından daha da zorlayıcı bir dönem ortaya çıkarmaktadır.

Bu koşullarda üyelik öncesindeki yıllarda tarımsal üretim ve verimde gözlenen geriye gidişler, müzakereler sırasında bu yılların verim ve üretim değerlerinin de referans verim (DGD ödemelerini belirlemektedir) ve üretim miktarları ortalaması (kota miktarını belirlemektedir) hesabına katılması durumunda, aday ülkenin müzakerelerdeki elini zayıflatmakta ve tarım sektörü açısından müzakerelerde elde edilebileceklerden de geriye düşülmesi sonucunu yaratmaktadır.

Aşağıda, 1998 – 2000 yılları arasında Polonya – AB tarım dış ticaretindeki gelişme verilmektedir.

58 AB’nin yeni üye ülkelere, özellikle doğrudan gelir ödemeleri konusunda getirdiği sınırlamalar, aday ülkelerin üyeliklerinin başında almaları gereken toplam AB OTP kaynaklarını kullanamamaları sonucunu da

Tablo 10 : Polonya ile AB arasında karşılıklı tarım ticaret hacmi (mil.€)

1998 1999 2000 Ort. 1998/2000

AB İthalatı 1.047 1.081 1.234 1.121

AB İhracatı 1.769 1.615 1.897 1.760

Ticaret farkı 722 534 663 640

Kaynak:Erostat – COMEXT3- Statistical Regime:4

Görüldüğü gibi, 1998 – 2000 yılları ortalamasına göre tarım dış ticareti dengesinde, AB lehine – Polonya aleyhine 640 milyon euro fark bulunmaktadır.

Çift Taraflı Sıfırlama Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden sonra, 2001 Aralık ayında yapılan AB Konseyi toplantısında, katılım için hazır olan aday ülkelerle 2002 yılı sonuna kadar müzakerelerin tamamlanması ve böylece 2004 yılında yapılacak AB parlamento seçimlerine katılabilmelerinin sağlanması yönünde bir belirlemede bulunulmuştur.

AB konseyi aynı zamanda, Kasım 2001 tarihli Komisyon raporunda (Kasım 2001 Strateji Belgesinde) belirtilen ”aday ülkelere ilişkin reform ve müzakere hızının bu şekilde gitmesi halinde, Polonya diğer 9 aday ülke ile birlikte tam üyelik için hazır olacaktır”

görüşüne katıldığını da belirtmiştir.

Bu bağlamda, Polonya için hazırlanan Katılım Ortaklığı Belgesi’nin “Ortak Tarım Politikası” bölümünde şu ifadelere yer verilmektedir;

• OTP fonlarının yönetimi için özellikle ödeme kurumları, IACS (Integrated Administration and Control System = Entegre İdare ve Kontrol Sistemleri) ve süt kota idare sistemini oluşturmak üzere, uygulamaya yönelik tarımsal idari kapasiteyi geliştirmek ve yönetim mekanizmasını kuvvetlendirmek,

• Kırsal kalkınma programlarına yönelik AB fonlarını dizayn etmek, uygulamak, yönetmek, denetlemek, kontrol etmek ve değerlendirmek üzere gerekli olan yönetim yapılarını hazırlamak,

• Hayvan kimlik kayıt sistemini tamamlamak.

Aday ülke konumunda bulunan Polonya’ya yönelik olarak AB, diğer aday ülkelerle birlikte Sapard (Special Accession Programme for Agriculture and Rural development, Tarım ve Kırsal Kalkınma İçin Özel Katılım Programı) programını yürürlüğe sokmuştur.

Polonya Sapard Programı’nın başlıca amaçları şöyledir;

• Polonya tarımının sürdürülebilirliğini geliştirmek ve yerel ve uluslararası pazardaki yeni fırsatları değerlendirebilmek

• Tarımsal gıda ürünleri sektöründe hijyen, kalite ve hayvan sağlığı itibariyle AB standartlarına ulaşmak,

• Çok işlevli kırsal kalkınmayı teşvik etmek

Komisyon'un 2000-2006 yılları için öngördüğü SAPARD desteği, yılda 520 milyon euro olarak belirlenmiştir. Polonya, 168,683 milyon euro ile bu kapsamdaki en büyük destekten yararlanmaktadır. 59

Bu zemin üzerinde, Polonya ile AB arasındaki müzakereler başlamıştır. Müzakerelerde doğru pozisyon alabilmek için Polonya çeşitli çalışma grupları oluşturmuştur. Hububat, yağlı bitkiler ve proteinli ürünler; Sığır eti; Domuz, yumurta ve kanatlılar; Süt; Meyve, sebze ve muz; Kırsal kalkınma; tarımsal finansman; Gıda güvenliği alanlarında uzman olan bu çalışma grupları hem ilgili AB mevzuatını yorumlama, hem de piyasaları izleyip üretici ve diğer sosyal gruplarla görüşmeler yapma alanında çalışmalar yapmış, hükümetin taslak pozisyonunun oluşturulmasına katkı sağlamışlardır.

Tarım müzakerelerinde Polonya tarafının istemlerini oluşturan ilkeler şöyle özetlenebilir;

• Polonya için Avrupa Birliği’nin destekleme düzeyi,

• Polonya için Avrupa Birliği’nin tarım ticareti koruma düzeyi,

• Avrupa Birliği’ne katılımdan sonra Polonya gıda işleme sanayi için daha uzun geçiş dönemi,

• Gerekli olduğu durumlarda, Avrupa Birliği’ne katılımdan sonra, Polonya iç pazarı için daha fazla koruma.

Polonya tarım müzakere masasında pozisyonunu belirlerken, tarım piyasalarındaki gelişmeler, kırsal alanının özellikleri ve gıda güvenliği konusundaki düzeyini dikkate almıştır.

Bu bağlamda; belirlenecek referans dönemin saptanması, referans dönemdeki ekim alanı, tarımsal verim ve üretim rakamlarının hesaplanması, yine referans dönemdeki hayvan

59 http://www.europa.eu/comm/dg06/agrista/index_frhtm4

varlığı ve kesilen hayvan sayısı, aynı dönemdeki süt-şeker-patates ve kuru yem üretim düzeyleri, Polonya’nın tarım piyasaları bağlamında duyarlı konularını oluşturmuştur.

OTP’nin ikinci sütunu olan kırsal alan bağlantılı konularda ise, tarım alanı varlığı, tarımsal istihdam, kişi başına milli gelir ve ekilebilir alanlarının yapısını dikkate almıştır.

Gıda güvenliği, bitki ve hayvan sağlığı alanında Polonya’nın temel sektörleri et ve süttür. Kesimhane ve gıda işleme tesislerinin standartları, zirai mücadele ilaçlarının uygulamalarının kontrolü ve katı sınırlar içinde alabileceği geçiş süreleri müzakerelerin en zorlu konuları arasında olmuştur.

Bu çerçeve içinde, Polonya, müzakere istemlerini hazırlayarak Avrupa Komisyonu’na sunmuştur. Ancak Komisyon’un karşı önerisi, hayal kırıklığı yaratacak düzeyde gerçekleşmiştir. Aşağıdaki tablo, her iki tartışma pozisyonunu karşılaştırmalı olarak vermektedir;

Tablo 11: AB Müzakerelerinde Polonya Teklifi, AB Önerisi Polonya Teklifi Brüksel Önerisi

(30.01.2002

Referans verim 3.61 ton / ha 2.96 ton / ha

Patates kotası 260 000 ton 90 546 ton

Toplam şeker kotası 1 866 000 ton 1 665 017 ton

Şeker A Kotası 1 650 000 ton 1 590 533 ton

Şeker B Kotası 216 000 ton 74 484 ton

Toplam izoglukoz kotası 20 000 ton 2 493 ton

İzoglukoz A Kotası 15 000 ton 2 493 ton

İzoglukoz B Kotası 5 000 ton -

Tütün kotası 70 000 ton 37 933 ton

Süt – 2003 yılı 11 217 000 ton 8 875 000 ton

Süt – 2008 yılı 13 740 000 ton

Sığır kesimlik primi 2 021 000 baş 2 034 309 baş

Calves Kesimlik prim 1 017 000 baş 1 200 625 baş

Özel sığır primi 2 200 000 baş 857 700 baş

Gebe inek primi 1 500 000 baş 453 314 baş

Koyun 720 000 baş 364 000 baş

Kaynak: Karol Bujoczek, “Aday Ülkelerin Müzakere Deneyimleri:Polonya Örneği”, AB Genişleme Sürecinde Türkiye – Tarımsal ve Kırsal Politikalar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 8-9 Ocak 2003, s. 366

Tablodan da izleneceği üzere, müzakereler sırasında Polonya’nın Teklifi’ne karşılık AB önerisi, ciddi farklılıklar barındırmaktadır.

Doğrudan gelir desteğinin hesaplanmasında;

DGD miktarı = Referans verim * 63 (euro/ton)

formülü kullanılmaktadır. Bu nedenle aday ülke ile Avrupa Birliği’nin tarım alanındaki müzakerelerinde, referans verim miktarının saptanması, sürekli bir tartışma konusu oluşturmaktadır. AB, aday ülke için temsil edici olduğuna inandığı geçmişteki bir dönemi belirleyerek, dönem ortalamasını referans verim olarak saptamaktadır. Bu kapsamda genellikle katılımdan önceki son beş yılın tarımsal değerleri, en iyi ve en kötü yıllar çıkarıldıktan sonra kullanılmaktadır.

15 üyeli Avrupa Birliği’nin ortalama referans verimi 4.77 ton/ hektardır. Polonya, 1990 yılının verimi olan 3.61 ton / hektar’ın üzerinde bir referans verim talep etmiştir. Buna karşılık AB, 30 Ocak 2002 tarihinde, 2.96 ton/hektarlık bir referans verim önerisi getirmiştir. Bunun yanında Avrupa Birliği, diğer aday ülkelere olduğu gibi Polonya’ya da, AB ülkelerinin aldığı DGD desteğinin % 25’inden fazlasını ödemeyeceğini ifade etmiştir.

Aynı şekilde; Polonya’nın istemi ile AB’nin önerisi arasında, patates kotası için 3 kat, isoglukoz için 8 kat, tütün için iki kat fark vardır. En duyarlı konulardan birisi de süt kotasıdır. Polonya’nın 11 milyon 217 bin tonluk istemine karşılık, AB’nin önerisi ancak 8milyon 875 bin ton’da kalmaktadır. Yalnızca sığır kesim priminde AB’nin önerileri Polonya’nın istemlerinin üzerindedir.

30 Ocak 2002 tarihinde AB’nin önerileri vermesinden başlayarak, 13 Aralık 2002 Kopenhag Zirvesi’ne kadar, Polonya ve AB Komisyonu arasında “yüksek gerilim” yaşandı.

AB Komisyonu “yeni üyeler için daha fazla para yok, verebileceğimizin tümünü verdik” derken, Polonya’lı siyaset adamları yanında üretici örgütleri de lobi faaliyetleri sürdürdüler. Visegrad Dörtlüsü adı verilen ve Polonya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Slovakya’nın üretici örgütlerinin oluşturduğu birlik, Polonya içinde ve dışında çeşitli gösteriler düzenledi. Daha önemlisi, Avrupa’nın üretici örgütleri ile dayanışma arayışına girdi. Argüman netti: “Avrupa’lı üretici DGD ödemelerinin tamamını alırken, Polonya’lı çiftçiye ancak % 25’inin verilmesi adil değildir”. Ancak Avrupa Birliği’nin şemsiye üretici örgütü COPA/COGECA, yakınmalara pek te beklenmeyen bir reaksiyon gösterdi: “Eğer DGD’nin tümü ödenirse, Polonya’lı çiftçi pazar sinyallerine duyarsızlaşır. Bu bağlamda ödemelerin % 25 oranında başlatılması ve zaman içinde yükseltilmesi adildir!”...

Sonunda AB Polonya için önerilerini çok ta önemli olmayan bir şekilde değiştirdi. Buna göre; Doğrudan Gelir Desteği alanında referans verim 3 ton / hektar olacaktır (Polonya 3.61

ton / hektar isterken AB 2.96 ton/hektar önermişti). 9 milyon 454 bin hektar olarak belirlenen temel alan için DGD ödemeleri yapılacaktır. Ürünler iki temel kategoriye ayrılmıştır. Birinci kategoride DGD ödemeleri % 25 ile başlayacak 2004 yılında % 25, 2005’te % 30 ve 2006’da % 35 oranında olacaktır. Aşamalı olarak artırılarak doğrudan ödemeler 2013 yılında % 100’e ulaşacaktır. İkinci kategoride ise DGD ödemeleri % 36 ile başlayacak ve her yıl % 3’lük dilimler halinde yükselecektir. Her iki kategori için AB Polonya’ya 2.868 milyar euro ödeyecektir. Ayrıca Polonya, ulusal bütçesinden olmak üzere, ilk üç yıl için sırasıyla 2004’te AB düzeyinin % 55’ine, 2005’te % 60’ına ve 2006’da % 65’ine kadar DGD ödemesi eksikliğini kapatabilecektir.

Aşağıda, AB – 15 ülkelerinin aldığı DGD miktarı Euro / hektar cinsinden gösterilmektedir.

Grafik 1: Polonya DGD’sinin AB-15 ile Karşılaştırılması

0 50 100 150 200 250 300 350 400 450

Hollan da

Belçika İrland

a Fransa

İngiltere Almanya

Avustrurya Danim

arka ksemburg

İsv İtalya

Yunanistan İspany

a Portekiz

Finlandiya Polonya

euro/ha Polonya %100

AB önerisi %25

Kaynak: Karol Bujoczek, “Aday Ülkelerin Müzakere Deneyimleri:Polonya Örneği”, AB Genişleme Sürecinde Türkiye – Tarımsal ve Kırsal Politikalar, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası, 8-9 Ocak

2003, s. 365

Buna göre, 15 üyeli AB’nin euro / hektar cinsinden en yüksek düzeyini Hollanda almaktadır (420 euro/ha). AB – 15 ortalaması olan 300 euro/hektarın üzerinde DGD desteğinden Hollanda, Belçika, İrlanda, Fransa, İngiltere, Avusturya ve Danimarka yararlanmaktadır. Diğer ülkeler ise bu ortalamanın altında kalmaktadırlar.

Kararlaştırılan temel alan ve referans miktar açısından değerlendirildiğinde, Polonya’nın DGD ödemelerinin tümünden yararlanması durumunda, alacağı DGD oranı İspanya, Portekiz ve Finlandiya’dan yüksek olacaktı. Ancak % 25 olarak yapılan ve değiştirilmeyen belirleme, Polonya için hiç te istenmeyen düşük bir oranın ortaya çıkmasına neden olmuştur.

Bununla birlikte Polonya, olası üretici tepkisini önlemek açısından, AB fonlarının çoğunluğunu doğrudan ödemelere ayırmaktadır. Buna karşılık örneğin Macaristan, kırsal kalkınmaya daha fazla kaynak aktarım yolunda tercih kullanmaktadır.

Kotalar, AB ile yürütülen tarım müzakerelerinin en duyarlı alanlarından birisidir. Çünkü AB üyesi olunduğunda, belirlenen şeker ve süt kotasının üzerinde üretim yapmak mümkün olamamaktadır. Buna karşılık tütün, hububat ve patateste, doğrudan desteklemeye tabi olan miktarın üzerinde üretim, destek alamamak koşuluyla mümkündür.

Süt kotaları ve gıda güvenliği konusu, Polonya’nın AB ile yürüttüğü müzakerelerin en duyarlı alanlarından birisidir. Yukarıda da ifade edildiği üzere Polonya’nın 11 milyon 217 bin ton kota istemine karşılık AB, 30 Ocak 2002 tarihinde 8 milyon 875 bin ton kota teklifi getirmişti. Yıl sonunda Kopenhag’da, 9 milyon 380 bin ton kota üzerinde anlaşmaya varıldı. Bunun 8 milyon 500 bin tonu işlenmiş süt olarak, 464 bin tonu doğrudan satış, 416 bin tonu da rezerv olarak ayrılmıştır.

Aşağıdaki grafik, Polonya’nın aldığı süt kotasını, AB-15’lerle karşılaştırmalı olarak vermektedir.

Grafik 2: AB -15, Polonya Süt Kotaları Karşılaştırılması

0 5 10 15 20 25 30

Almany a

Fransa İngiltere

Hollanda İtalya

İspany a

İrlanda Danimarka

Beika İsveç

Avusturya Finland

iya Portek

iz

Yuna nistan

Polonya

Kaynak : Jerzy Plewa, “Accession Negotiations in Agriculture – What’s Worth Knowing”, İstanbul, 2006

Müzakereler sırasında Polonya, konu ile ilgili olarak geçiş süreleri de almıştır. Buna göre;

İlgili AB mevzuatı60 uyarınca, AB ülkelerinde “yağsız“ nitelemesi ile üretilen sütteki yağ oranı en çok % 0.5, “yarı yağlı sütte” % 1.5 – 1.8 ve “yağlı sütte” % 3.5 düzeyinde olmalıdır. Polonya, üretilen sütün çoğunda yağ oranının yüksek olduğu, halkın düşük yağ oranlı süte alıştırılması ve üretimin çeşitlendirilmesi için zamana gereksinimi olduğu gerekçesiyle, 2008 yılı başına kadar geçiş süresi talep etmiştir.

Katılım Anlaşması kapsamında alınan geçiş süresi uyarınca Polonya, katılımdan itibaren 5 yıl içinde, AB müktesebatında istenilen yağ içeriği ile uyuşmamasına rağmen içme amaçlı üretilen sütünü yalnızca kendi iç pazarında pazarlayabilecektir. Ayrıca Polonya 1 yıllık geçiş süresi içinde, süt kotalarını üreticilere tahsis edecek ve bunlar fark giderici vergilerden muaf tutulacaktır.

Polonya’nın süt alanında aldığı diğer geçiş süresi daha da ilginçtir.

Buna göre; ilgili AB mevzuatı61 uyarınca, bir mililitre sütteki bakteri miktarı en çok 100 bin, somatik hücre miktarı ise en çok 400 bin olmalıdır. Polonya, bu standartlara

60 2597/97 EC sayılı süt ve içimlik süt ürünleri ortak piyasa düzenine ilişkin Tüzük

61 92/46 EEC sayılı ham süt, ışıl işlem görmüş süt ve süt ürünlerinin üfretim ve muhafazasına dair sağlık kurallarına ilişkin Direktif.

ulaşabilmek için gerekli yatırımları yapmaya yönelik 3 yıllık geçiş süresine gereksinimi bulunduğu, bu süre boyunca 1 ml. sütteki bakteri ve somatik hücre sayısının sırasıyla 400 bin ve 500 bin olmasına izin verilmesini talep etmİştir.

Bu bağlamda, Polonya tarafından listesi verilen 113 süt işletmesinin ve 56 süt ürünleri işleme tesisinin 31 Aralık 2006’ya kadar ilgili Direktif’ten muaf tutulmaları, özel olarak işaretlemesi ve hiçbir AB ülkesine pazarlanmaması koşuluyla, AB normlarıyla uyumlu bazı süt işletmelerinde üretilen ancak AB normlarıyla uyumlu olmayan ham sütün ülke içinde dağıtımının yapılabilmesi kararı alınmıştır. Bu işletmelerin durumları her 6 ayda bir düzenlenecek raporlarla izlenecek / denetlenecek ve 2006 yılı sonunda koşulları yerine getiremeyen işletmeler kapatılacaktır. Sözkonusu işletmelerin ünvan ve adresleri, sahipleri, üretimleri, ilgili direktifi ihlal biçimleri ve koşulları karşılayamadıkları takdirde kapanma tarihleri, Polonya Katılım Anlaşması’nın ekinde yer almaktadır.

Polonya ile ham süt kalitesi için geçici düzenlemeler yapılması konusunda da anlaşmaya varılmıştır.

Ayrıca Polonya’ya, 5 yıl süreyle, kamu sağlığı alanında et, süt, balık, yumurta konusunda faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlarla geçici düzenlemeler yapma ve bu doğrultuda geçiş süresi boyunca bunların ürettiği ürünleri özel olarak işaretleyerek, AB üyesi ülkelere hiçbir şekilde pazarlamayarak üretimlerini sürdürme hakkı tanınmıştır.

Polonya’ya 2009 yılına kadar, tavuk kafesi boyutlarının AB standartlarına getirilmesi için geçiş süresi tanınmıştır. İlgili AB mevzuatı 62 uyarınca, hayvan refahı (animal welfare) ilkesine uygun olarak, kümes alanının en az % 65’lik bölümünde yükseklik en az 36 cm. ve geri kalan alanda en az 33 cm. olmalı, zemin eğimi % 16’yı aşmamalıdır. Polonya’nın istemi uyarınca, belirtilen koşulları karşılamayan 44 tesise, 2009 yılı sonuna kadar geçiş süresi tanınmıştır.

Polonya ile alkollü içeceklerin isimleri konusunda da anlaşmaya varılmıştır. Buna göre Polonya, bazı koşullar altında Polonya şarabı ve Polonya meyve şarabı unvanını kullanabilecektir. Şarap üretim alanı olarak tanınması ve şarap türlerinin sınıflandırılması katılım sonrasına ertelenmiştir.

62 1999/74 EC sayılı kuluçkaya yatan kümes hayvanlarının korunmasında asgari standartlara ilişkin Direktif.

Polonya’ya 3 yıl süreyle, diğer damızlık cinslerine de suckler primi alma hakkı tanınmıştır.

Polonya’ya, 2006 yılı sonuna kadar bazı bitki koruma ürünlerinin pazarlanabilmesi için süre verilmiştir. 2008 yılı sonuna kadar ise, Polonya, insan ve hayvan sağlığı için kullanılan ilaçları pazarlama yetkisi mevzuatının, AB müktesebatı ile uyumlaştırılması için düzenlemeleri yapmak için geçiş süresi kullanacaktır.

Polonya 2007 sonuna kadar, restoran hizmetlerinde düşük KDV oranı uygulamasına devam edebilecek, sigara tüketim vergisini AB müktesebatına uygun hale getirecektir.

Bununla birlikte Geçiş dönemi boyunca AB 15 ülkeleri, yeni üye ülkelerden yolcu yanında getirilen sigara adedine sınır koyabilecektir.

Polonya, 2012 sonuna kadar, zararlı atıkların toprağa gömülmesi yöntemine son verilmesi ve AB standartlarına uygun bir atık yok etme sistemine başlaması için geçiş süresi almıştır.

Polonya, diğer yeni üye ülkelerle birlikte, belirli kurallar altında, katılım öncesi fonları olan PHARE, ISPA ve SAPARD’ı, üyelik sonrasında da kullanabilecektir.

Müzakereler kapsamında Polonya, diğer tüm ülkelerde olduğu gibi, Katılım Anlaşmasında bulunan önlem hükmü uyarınca tarım sektöründe ciddi sorunlarla karşılaşıldığı hallerde bunlara başvurabilme hakkını elde etmiştir.

AB – Polonya arasındaki müzakerelerde, kişilerin serbest dolaşımı ile ilgili olarak AB tarafının korunma hükmünü kabul ettirdiği, buna karşılık tarım ve orman alanlarının yabancılara satılması konusunda Polonya’nın geçiş süresi aldığı görülmektedir. Buna göre;

AB – 15 ülkeleri, Malta ve Güney Kıbrıs dışında, içlerinde Polonya’nın da bulunduğu diğer sekiz ülkeye, 2 yıl süreyle, kişilerin serbest dolaşımı konusundaki AB mevzuatını değil, kendi ulusal mevzuatlarını uygulayabileceklerdir. İki yıl sonunda AB Komisyonu konu ile ilgili bir rapor hazırlayacak ancak müktesebatı benimsemek üye ülkelerin tercihine bağlı olacaktır. Geçiş süreci ilkece 5 yılın sonunda bitecektir. Ancak üye ülkeler, istihdam piyasalarında kriz yaşanması gibi olası durumları dikkate alarak, gerekli görmeleri halinde, bu süreyi 2 yıl daha uzatarak 7 yıla kadar çıkarabilirler.

AB ülkeleri işe alımda, 3 üncü ülkelerin işçilerinin yerine yeni üye ülkelerin işçilerine öncelik verecektir.Gerekli gördüğü hallerde Avusturya ve Almanya’nın önlem amaçlı olarak ulusal mevzuatını uygulama hakları saklı tutulmaktadır.

Diğer yandan tarım alanlarının ve ormanların satılmasında kendi ulusal kanunlarını uygulayabilme hakkı konusunda Macaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Letonya ve Estonya 7 yıl geçiş süresi almış ve gerekli görülen hallerde bu süreyi 3 yıl daha uzatma hakkı elde etmişken; Polonya bu geçiş hakkını doğrudan 12 yıl süreyle almıştır.

Bununla birlikte, AB üyesi ülkelerin Polonya’da ikamet eden ve çiftçilikle uğraşan vatandaşları geçiş düzenlemelerinin dışında tutulacaktır.

Müzakereler, verilen ödünler ve AB’ye tanınan özel korunma hükümleri yanında, Polonya’nın aldığı bazı haklar ve geçiş süreleri ile sona ermiştir.

3. Tam Üyelik Sonrası Polonya Tarımı’nın Sosyo-ekonomik yapısındaki değişimler