• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM

2.2. VERGİLEMEYE MÜKELLEF TEPKİLERİ: İŞLEM MALİYETLERİ

2.2.2. MÜKELLEFİN VERGİYE KARŞI AKTİF TEPKİSİ

Aktif tepki vergileme ve özellikle aşırı vergileme karşısında mükelleflerin tepkileri daha da güçlenerek nefret aşamasına gelir. Bu aşamada otoriteye itaatsizlik

anlamına gelen kanuna muhalefet tepkileri söz konusudur. Başlangıçta bireysel ve gizli olan aktif tepkiler zaman içerisinde toplumsal ve aleni hale gelebilecektir (Akbulut, 2003a).

Bireyin vergiden uzaklaşmak için çeşitli arayışlar içinde gireceği ve bu yolda gerekirse illegal davranışlara sapacağı ortadadır. Vergi yönetiminin bireyi bu yollara itmemesi ve bireyin vergi ahlakını zedelememesi gerekir (Koç, 2010: 85).

2.2.2.1. Vergi Grevi

Vergi grevi; vergi ödememe konusunda kolektif (toplu) bir direnişi ifade etmektedir (Pürsünerli, 2013: 1295). Diğer bir tanımla, toplumsal tepki ve kolektif bir özelliğe sahip olan bir davranış biçimi olduğu, bireylerin vergi karşısındaki ortak (toplu) davranışlarını ifade eder (Şenyüz, 1995: 110).

Vergi grevinin en tipik örneğini 1953 yılında Pierre Poujade adlı kişinin önderliğinde başlatılan olay oluşturmaktadır. Bu olay mali literatüre Poujade olayı olarak geçmiştir. Poujade’ın vergi ödemeye bireysel olarak başlattığı bu tepki, kısa sürede diğer kişilerin katılmalarıyla yaygınlaşmış ve sonraları sosyal niteliğini yitirerek, siyasal bir örgütlenme biçimine dönüşmüştür (Pürsünerli, 2013: 1295).

2.2.2.2. Vergi Kaçakçılığı

Vergilemeye karşı en önemli tepkilerden biri de vergi kaçakçılığı davranışıdır. Vergi kaçakçılığını tanımlamak gerekirse, vergi yasalarına aykırı hareket edilerek, vergi miktarının düşürülmesi ya da hiç ödenmemesidir (User, t.y.: 1).

Vergi kaçakçılığı, vergi ödememek ya da daha az ödemek amacıyla vergi kanunlarına aykırı hareket etmektir. Vergi kaçakçılığı, bir suç oluşunun yanı sıra, vergi önünde eşitlik ilkesine aykırı düştüğü ve verginin verimini azalttığı için üzerinde önemle durulması gereken sosyal ve ekonomik bir olaydır (Şaan, 2008: 4).

Vergi kaçakçılığı, hem bir suç hem de eşitlik ilkesini zedeleyen ve vergi ödeyenler karşısında haksız bir avantaj elde ettikleri gibi azalan hasılat yüzünden

yeni vergiler getirilmesine ve dürüst yükümlülerin bir kez daha cezalandırılmasına yol açarlar (User, t.y.: 1).

Vergi kaybı VUK’unun 341. Md. göre, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder (VUK Md. 341).

Vergi kaçakçılığında vergi tahakkuk etmiş ödenmeme söz konusu iken vergi kaybında ise hukuken yasal olan gerekçelerle devlet hazinesine ulaşmamasıdır şeklinde ifade edilebilir.

2.2.2.3. Vergi Kaçakçılığının Sonuçları

Vergi kaçakçılığı sonucu elbette birçok etkisi olacaktır. Bu etkiler genel olumsuz olarak bilinir ama olumlu etkileri de vardır. Teoride daha çok vergi kaçakçılığın olumsuz etkileri üzerinde durulur. Vergi kaçakçılığın olumlu etkileri anlattıktan sonra olumsuz etkilerinin sonuçlarına değinecektir.

Vergi kaçakçılığın olumlu etkilerin daha çok kısa dönemler için olumlu etki bıraktığından önem taşır. Ekonominin durgun olduğu durumda piyasada canlılık etkisi yaratabilir. Daha az gelişmiş bölgelerde istihdam artırır ve bunun etkisi ile toplumsal sorunlar ertelenebilir. Refah artırıcı etkisi ise devletin harcama ve vergi politikası yetersiz kaldığı durumlar için olumlu etkisinden söz edilebilir.

Vergi kaçakçılığın olumsuz etkileri ise kaçırılan verginin boyutu artıkça etkisi de artacaktır. Bu etkilerin daha çok üç başlık altında sıralanır. Bu başlıklar: mali sonuçlar, iktisadi sonuçlar ve sosyal ve politik sonuçlar olmak üzere üç başlık altında incelenebilir.

2.2.2.3.1. Mali Sonuçlar

Vergi kaçakçılığın mali sonucu olarak bütçenin açık vermesine neden olur. Çünkü devletin bütçesi vergilerden gelen gelirden oluşur. Yapılan kamu harcamaları vergi gelirlerini aştığı anda bütçe açık verecektir. Devlet bütçe açığını kapatmak için

de basit anlamda ya yeni ek vergi ya da vergi oranlarını artırma yoluna gidecektir. Tüm bunlar tekrardan mükelleflerden tahsil etmeye çalışılır. Bu uygulama vergisini ödeyen için ceza, ödemeyen için de ödül olacaktır. Aslında bu mükellefin zamanla vergiye karşı uyumsuzluğunda artma yaratacaktır.

Devlet vergi oranında artışa gitmesi vergi kaçakçılığı daha cazip hale getirebilmektedir. Çünkü sosyo-ekonomik yönden vergiyi ödeme güçlüğü çekenler için vergi kaçaklığına yönelme olacaktır. Öte yandan ödemesi yapılacak olan vergi miktarının artması, vergi kaçakçılığı yapanın faydasını artıracaktır.

Vergi kaçakçılığını azaltmak için denetimler artırmalı, ayrıca vergi cezalarını da ağırlaştırılmalıdır. Vergi kaçakçılığını azaltmak için belki de en önemlisi mükellefi bilgilendirmektir. Çünkü ilerde karşılaşacağı cezaları bilmesi kaçakçılığı düşmesinde etkisi olacaktır.

2.2.2.3.2. İktisadi Sonuçlar

Yetersiz kalan devlet gelirleri emisyon yolu veya borçlanma ile telafi edilmeye çalışılır. Emisyon talep yaratmak olup arz ile karşılanamadığında enflasyona neden olur. Enflasyon ise nakdi değerleri vergilendiren gizli bir vergileme olup, birçok yönden sakıncaları vardır. Bütçe açığının borçlanma ile karşılanması gelecekte elde edilecek vergilerin şimdiden kullanılması, gelecek nesillerin vergilendirilmesidir (Koç, 2010: 87).

Vergi kaçakçılığı, işletmeler arasında haksız rekabet yaratır ve firmalar maliyet avantajını kaybedebilir. Vergi kaçıran firmanın rekabet gücü artar, kaçırdığı vergi kadar daha fazla kar eder. Bu durum sonucunda dürüst çalışan firma ya vergi kaçakçılığı yapar piyasada kalmak için ya da bir süre sonra piyasadan çekilmek zorunda kalır ( Karabacak, 1997: 42).

2.2.2.3.3. Sosyal ve Politik Sonuçlar

Vergi kaçakçılığı, yükümlüğü kanunlara ve kamu düzenine saygı duymamaya alıştırır. Böylece yükümlü, kanunları ve kamu otoritesini hafife alma alışkanlığı kazanır. Böylesi bir olayın yayılmacı bir yönü de vardır. Vergi kaçaklığı, sık sık

kamu sektörünün rolünü hor gören zihniyetin oluşmasıyla devlete karşı geniş halk kitlelerinin davranışını olumsuz yönde etkiler (Karabacak, 1997: 43).

Vergi kaçakçılığı yaparak gelir elde edenler, diğer yükümlülerin ağır vergi yükü altında kalmalarına neden olmaktadır. Dolayısıyla yükümlülerin ödedikleri vergilerin gerçekte vergisini ödemeyen yükümlülere ait olduğunu düşünmeleri ödemiş oldukları vergilere tepki duymalarına yol açmaktadır. Bu durum vergilemede eşitlik ilkesine ters düşmekte ve sosyal dengenin bozulmasına sebep olmaktadır. Sosyal dengenin bozulması sonucunda da dürüst yükümlülerin kamu otoritesine olan güvenleri azalır (Kaynar, 2010: 40).

3. BÖLÜM

VERGİ UYUMUNU BELİRLEYEN FAKTÖRLER

Vergi uyum maliyetlerini belirleyen faktörler; ekonomik, mali, kültürel, siyasal, demografik, sosyolojik, vb. şeklinde sıralanabilir. Literatürde bu faktörler vergi uyumunu etkileyen unsurlar olarak kabul edilir.

Mükellefin vergiye uyum davranışı ekonomik, mali, psikolojik, sosyolojik, demografik, etik, yönetsel, kültürel, siyasal vb. çok çeşitli faktörlerin etkisi altındadır. Bundan dolayı da vergi uyumunu etkileyen değişkenler, bilimsel literatürde çeşitlilik göstermektedir.

Amerikan İç Gelir İdaresi (IRS)'ne göre altmıştan fazla faktör vergi uyumunu etkileyebilmektedir (Koç, 2010: 42). Aşağıda bu faktörlerin neler olduğu ve her birinin mükelleflerin vergiye gönüllü uyumu üzerindeki etkisinin ne yönde olduğu ile ilgili değerlendirmelere yer verilecektir.

3.1. SOSYAL VE DEMOGRAFİK FAKTÖRLER

Mükelleflerin beyanları üzerinde çeşitli sosyal ve demografik faktörlerin de etkisi vardır. Nitekim “yaş”, “cinsiyet“, “medeni hal“, “mesleki çevre“ ve “eğitim“ gibi faktörlerin mükelleflerin gönüllü uyumu üzerinde etkileri konusunda çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Örneğin ABD’de yapılan ampirik bir araştırma, erkeklerin kadınlara oranla, evli çiftlerin ise bekârlara oranla daha fazla vergi kaçırma eğilimi gösterdiklerini ortaya koymaktadır (Çelikkaya, 2002).