• Sonuç bulunamadı

Çağımız bilgi ve enformasyon çağı olarak nitelendirilmektedir. Bu çağda, duran varlıklar yerine soyut olarak bilgi temel kaynak olarak sayılmaktadır. Artık bilgi üretim ve iletiĢimin arttığı, değiĢimin hızlandığı, rekabetin oldukça fazla Ģiddetlendiği bir dönemi ifade etmektedir. Dolayısı ile iĢletmeler bu yeni dünya düzenine (Akın;2003) uyum sağlayabilmek için hem bilgiye hem de teknolojik yapıya yönelik yatırımlar yapmak zorunda kalmaktadırlar.

Söz konusu bu yatırımlar aynı zamanda teknolojik geliĢmelerin hızlanmasına neden olmaktadırlar. ĠĢte tüm bu geliĢmeler organizasyon yapılarında önemli ölçüde değiĢimlere neden olmaktadır. Organizasyonlarda kullanılan bilgi sistemleri hem organizasyon içi hem de organizasyonun çevresi ile olan iletiĢim ve etkileĢimini kökten değiĢtirmiĢlerdir. Yöneticiler bu yeni dönemde ellerinde daha çok enformasyonla, kendi haklarında daha fazla bilgiye sahip rakip yöneticilerle ani ve önceden öngörülemeyen piyasalarda rekabet etmek zorunda kalmaktadırlar.

14 Rekabetin yapısındaki bu değiĢim ve maliyet ve kalite kadar hız unsurunu da kritik bir kavram olarak ortaya çıkarmaktadır. Tüketicilerin arzularını rakiplerinden önce yerine getirebilen iĢletmeler bu rekabet ortamında yaĢamlarını sürdürebilirler. Bunu yapabilmenin yolu da doğal olarak hızlı, etkili ve isabetli lojistikten geçmektedir (Kıngır ve Deniz; 2006:274 )

Pazarlamanın amacı, kaynakları elemanlarına dağıtarak firmanın uzun dönem karını maksimize etmektir. Lojistiğin amacı ise, pazarlama tarafından belirlenmiĢ müĢteri hizmet seviyesi hedefine bağlı kalmak Ģartıyla toplam lojistik maliyetlerini minimize etmektir. Bu noktada, sistem yaklaĢımı devreye girmektedir. Lojistik pazarlama departmanının aynı zamanda bir alt sistemidir ve alt sistemin baĢarısı tüm sistem baĢarısına etki edecektir. Bu yüzden organizasyonlar, bu yaklaĢımı kullanarak uzun dönem karlılığa veya varlıkların etkin kullanımına ulaĢabileceklerini bilmelidirler. Bunu baĢarabilmedeki kilit noktalardan birisi de, alternatifler arasında maliyet yönünden birtakım ödünler vererek sistemin toplam maliyetini azaltmaktır.

Bowersox ve Closs (1996:51)‟ a göre lojistik; ağ tasarımı, bilgi akıĢı, taĢımacılık, stok ve depo yönetimi gibi birçok faaliyetin koordinasyonundan oluĢmaktadır. Bu sebeple de lojistik toplumların yaĢam standartlarını etkileyen önemli olarak karĢımıza çıkmaktadır. Çünkü insanlarla ve insanların faaliyetleri ile ilgili her alan direkt olarak lojistikten etkilenmektedir. Lojistikte meydana gelen verimlilik artıĢı hem dağıtım maliyetlerini hem de enerji maliyetlerini aĢağıya doğru çekmekte ve bu sayede ekonomiye katkıda bulunmaktadır.

Lojistik yönetimi”, doğru ürünü, doğru zamanda, doğru yere hasarsız bir Ģekilde ulaĢtırmayı hedeflemekte, bu bağlamda ürün ya da hizmetler için önemli bir “değer oluĢturucu faaliyet” olarak değerlendirilmektedir. Ürün ve hizmetler için hem “yer” hem de “zaman” faydası meydana getiren lojistik, “müĢteri hizmet düzeyi” ile doğrudan ilgili bir kavramdır. Teknik ve fonksiyonel özellikleri itibariyle birbirine benzer markaların sayısının artması “müĢteri elde etme ve tutma da” lojistik fonksiyonlarının önemini bir kez daha ortaya koymaktadır (Tuna;2001:208) .

15 1.3.1. Lojistik Faaliyetlerin Ekonomideki Yeri Ve Önemi

Lojistik sektörü dünyada ve Türkiye‟de oldukça hızlı geliĢmekte olan sektörlerin baĢında gelmektedir. Genel olarak lojistikle ilgili harcamaların Gayri Safi Milli Hasıla içindeki (GSMH) payı %1,5 ve %2 civarında iken. Lojistik sektöründe dıĢ kaynak kullanımı ise, ülkelerin geliĢmiĢlik düzeylerine bağlı olarak, yüzde 10 ile 30 arasında değiĢmektedir. Lojistik pazarı Avrupa'da yıllık yüzde 7-10, Kuzey Amerika'da yüzde 15, Asya'da ve Türkiye'de ise yüzde 20'lik bir büyüme hızına sahiptir. ABD'de lojistik sektörünün GSMH içindeki payı yüzde 12'dir. Halen Türkiye'de lojistik hizmetlerin yaklaĢık yüzde 30'u lojistik hizmet sağlayıcı Ģirketler tarafından, yüzde 70'i ise Ģirketlerin kendi yapıları içindeki bölümler tarafından yapılmaktadır. (Orhan;2003:93-94, Ersoy;2006, Gürdal;2006:27-29).

Dünya lojistik pazarının büyüklüğünün 5 trilyon $‟ın üzerinde olduğu tahmin edilmektedir ve yeryüzünde üretilen her 1$‟lık değerin en az %25‟i lojistik etkinliklere ayrılmaktadır. Avrupa Birliği (AB), pazarının büyüklüğü ise 627 milyar Euro civarında ve 2015 yılında Türkiye‟de Milli gelirin 1Trilyon$‟a ve lojistik Sektörünün de 120 milyar$‟a ulaĢması beklenmektedir ve lojistik sektöründe faaliyet gösteren iĢletmelerin yıllık ciroları her yıl yaklaĢık %30 civarında artmaktadır (Gözütok:2007).

Dünya genelinde ulaĢım ve lojistik faaliyetleri önemli bir ekonomik boyuta ulaĢmıĢtır. Nitekim, ortalama olarak bir ülkenin GSMH‟sının %10 kadarı bu faaliyetlerden kaynaklanmaktadır. 2006 yılında taĢımacılık hizmetleri dünya ihracatının %25.6‟sına tekabül etmiĢtir.

16 ġekil 1.6. Küresel Ticari Hizmetlerin Ġhracatı (%)

Kaynak: Wto; 2007; s:5

Yukarıda Ģekil 1.6‟da Dünya Ticaret Örgütü‟nden elde edilen verilere göre küresel ticari hizmetlerin ihracatındaki artıĢ görülürken, Tablo 1.2‟de Dünya TaĢımacılık Ġhracatının GeliĢimi görülmektedir.

Tablo1.2.Dünya TaĢımacılık Ġhracatının GeliĢimi 1990-2006 (Yıllık % DeğiĢim)

Dünya Kuzey Amerika Güney ve Merkezi Amerika Avrupa Rusya Fed.

Afrika Ortadoğu Asya

1990-95 6 4 7 - - 5 - 11 1995-00 3 3 2 3 - 0 - 3 2000-06 10 6 10 11 21 12 13 13 2004 25 19 21 25 16 21 17 28 2005 13 13 21 12 16 17 17 13 2006 10 11 8 7 18 12 11 23 Kaynak: Wto, 2007, s.117. TaĢımacılık Gezi Diğ.Ticari Hizmetler

17 Tablo 1.3. Dünya TaĢımacılık Hizmetleri, 2006 (Milyar ABD Doları ve %)

Kaynak: WTO, 2007, s.118

Tablo 1.3‟e göre artan enerji fiyatları bağlamında küresel taĢımacılık hizmetleri ihracatı 2006 yılında %10artarak toplamda 630 milyar ABD dolarına yükselmiĢtir. 280 milyar ABD dolarını aĢan ihracatı ile bu pazarda Avrupa Birliği (AB) lider konumdadır. ABD, 70 milyar ABD doları ile ikinci, Japonya ise 38 milyar ABD doları ile üçüncü sırada yer almaktadır. Bu üç ekonomi dünya taĢımacılık hizmetlerinin %60‟ını gerçekleĢtirmektedir. ABD‟de taĢımacılık sektöründe hava taĢımacılığının 30 milyar ABD doları ile en büyük paya sahip olduğu görülmektedir. 2006 yılında hava taĢımacılığı ülkenin taĢımacılık hizmetlerinin %43‟üne ulaĢmıĢtır (DTÖ, 2007).

1.3.2. Lojistik Faaliyetlerin Firmalardaki Yeri Ve Önemi

Son yıllarda küreselleĢmeye paralel olarak Ģirketler arasında artan yatay ve dikey bütünleĢmeler lojistik yönetimini öne çıkarmaktadır. Ġçinde bulunduğumuz

18 koĢullar, ürünlerin üreticileri ile satın alımları arasında kalan, Ģirketlerin karlılıklarını doğrudan etkileyen lojistik süreçler üzerine odaklanılmasına neden olmuĢtur. Ürünün üretilmesi ve satın alınması arasında geçen geliĢen sürecin bilincinde olunmamasından kaynaklanan nedenlerle Ģirketler pazarlama, finans ve üretim odaklı stratejiler geliĢtirmekteydiler. Ancak günümüzde; aynı Ģirketler üretim aĢamasında maliyetleri düĢürmek yerine doğru lojistik süreçleri uygulayarak nakit akıĢlarını ve karlılıklarını arttırmayı hedeflemektedirler (Babacan;2003.9-10).

Yönetim faaliyetleri, lojistik faaliyetler ve lojistik yönetimin unsurları ġekil 1.7‟de yer almaktadır.

ġekil: 1. 7. Lojistik Faaliyetler ve ĠĢletme Ġçerisindeki yeri

Kaynak: Stock ve Lambert, 2001:3

ĠĢletmeler açısından lojistiğin önemini vurgulamadan önce, lojistik tabanlı değiĢimlere kısaca göz atmak gerekirse (Erdal ve Saygılı2007:3-4); uluslararası ticaretin hacmi gün geçtikçe büyümektedir, iĢletmelerin bütün stratejileri küreselleĢmenin etkisi altında kalmaktadır ve ürün hareketleri artmaktadır. Yeni üretim merkezleri rekabet üstünlüğü elde etmek için oluĢturulmaktadır. Yatırımların önündeki engeller kalmıĢ, küresel sermaye ülkeler tarafından çekilmeye

19 çalıĢılmaktadır. Tedarikçilerle ve dağıtım kanalları ile iliĢkiler yeni boyut kazanmıĢtır, yalın üretim anlayıĢı ve sıfır stok ilkesi ile programdan hiç sapmadan üretim yapabilme envanter yönetim konusunu derinden etkilemiĢtir. Lojistik operasyonlarda dıĢ kaynaklardan faydalanma oranı artmıĢtır. ĠĢletmelerin bakıĢ açıları; lojistik stratejisinden stratejik lojistik anlayıĢına doğru evrilmiĢtir.

Tek bir iĢletme bünyesinde bütünleĢik yapıyı hedefleyen lojistik anlayıĢın, 1990‟lı yıllardan itibaren, hem tedarik kaynaklarına hem de müĢterilere doğru bütünleĢmeye baĢladığı görülmektedir. “Tedarik zinciri (supply chain)” olarak ta adlandırılan bu yaklaĢım; sadece tek bir iĢletme çerçevesinde değil, dağıtım kanalı süreci içerinde yer alan tüm tedarikçiler, üreticiler, toptancılar, perakendeciler ve hatta müĢteriler boyutunda bütünleĢik anlayıĢın uygulanmasını hedeflemektedir ( Chopra ve Meindl 2006).

Tüm paydaĢları tek bir çerçeve etrafında toplayarak, etkili lojistik yönetimi de sağlanmıĢ olur ki bu sayede yer ve zaman faydalarını en iyi biçimde oluĢturabilmenin önü de açılmıĢ olacaktır. Tüm bu süreçler yaĢanılırken lojistik, tıpkı iĢletmenin kendisi gibi çevrede meydana gelen değiĢimlerden ve çevresel faktörlerden etkilenmektedir. Lojistik faaliyetler ve lojistik faaliyetleri, etkileyen çevresel faktörler (Mentzer vd,2004: 610) Ģekil 1.8‟de gösterilmiĢtir.

20 ġekil 1.8 BütünleĢtirilmiĢ Lojistik Teorisi

Kaynak: (Mentzer vd,2004: 610‟dan uyarlanmıĢtır.)