• Sonuç bulunamadı

Lobicilik, ana amaç olarak her hangi bir ülkenin veya belirli bir grubun çıkarını korumak (Eroğul 1997: 119) için yapılırken, bunun yanında tali başka sonuçların elde edilmesi gibi nedenlerle de yapılabilmektedir. Bunlar, istenilen sonucun gerçekleştirilme arzusu, seçilmişlerin bilgi noksanlığı ve gündeme girme/gündemi belirleme isteği gibi nedenler olabilmektedir.

A.İSTENİLEN SONUCUN GERÇEKLEŞTİRİLME ARZUSU

Demokratik sistemler, politikacılar, seçmenler ve örgütlü gruplar arasındaki dengeli ilişkiler manzumesine dayanmaktadır. Bunlar arasından özellikle baskı ve çıkar grupları uyguladıkları lobicilik faaliyetleri ile politikacıları ve bürokratları etkiledikleri gibi, hükümet kararlarını da kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirebilme (Tekir 1999: 212) becerisini gösterebilmektedirler. Lobiciliğin yapılış sebebinin en önemli gerekçesini oluşturan bu beklenti, lobiler için olumlu bir kararın çıkartılması ya da aynen muhafaza edilmesi olabildiği gibi olumsuz olan bir kararın engellenmesi (Tosun 2003: 350) şeklinde de olabilmektedir. Lobiler açısından önemli olan, lobicilik faaliyetine konu olan isteğin gerçekleşmiş olmasıdır.

Ancak son yıllarda lobiciliğin aşırı kullanımından dolayı hedef kitle üzerinde bir takım sıkıntılar oluşturduğuda bilinmektedir. Charles Miller bu konuda şöyle demektedir (1996: 102): Milletvekilleri iki nedenden dolayı lobicilikten giderek daha fazla rahatsızlık duyar hale gelmektedir: Birincisi, Meclisin geneline yöneltilecek birçok temas girişimi doğrudan vekili hedef almaktadır. İkincisi; birçok lobicinin kullandığı yeni iletişim teknikleri kitlesel üretilmiş ve dağıtılmış ve belkide çoğu söz konusu vekil için büyük öneme sahip olmayan bir mektup yığını oluşturmaktadır. Burada vekil, karar alma sürecinin entrikalarından habersiz olan sıradan seçmenin kendisini muhatap almasını hoş karşılayabilir, ama ticari kuruluşların yani lobicilerin sistemden habersiz görünmeleri affedilemez.

B. SEÇİLMİŞLERİN BİLGİ NOKSANLIĞI

Lobiler, toplumun çıkarından ziyade belirli grupların çıkarı için çalışan ve bu sayede de parlamenterleri eğiten oluşumlar olarak kabul edilmektedir. Karar almak konusunda yetkin olan insanların, maruz kaldıkları bir takım baskılar, onların aklıselim karar vermesine mani olduğundan yardıma ihtiyaç duyarlar. İşte tam bu noktada lobiler, kanun koyucuların çevresinde olurlar ve nasıl karar alması gerektiği hususunda onlara yön verirler; karar alıcılarda lobicilerin yapmış oldukları telkinleri alacakları kararlarda göz önünde bulundururlar (Powell ve Cowert 2003: 238). Hatta Kışlalı’ya (1987: 257) göre, lobilerin kamu yönetimine sunmak üzere hazırladığı ayrıntılı hazırlıkların olmaması, yönetimin, alacağı kararlarda hata payının artmasına neden olabilmektedir.

Karar alma merciinde bulunan seçilmişlerin uzmanlık gerektiren pek çok durumda yeterli bilgi donanımına sahip olmamaları, dışarıdan gelen bilgiye açık olmaları ve etkisinde kalmaları sonucunu doğururken, lobicilerin işin kolaylaştırmaktadır (Peltekoğlu 2004: 384). Bu bağlamda lobiciler, hem siyasal, hem bürokratik kadrolar için önemli bir bilgi ve haber alma kaynağı olurken (Turan 1977: 140); seçilmişlerde ortaya çıkan bilgi noksanlıklarının giderilmesi de, lobicilerin araştırıp hazırladığı kısa bilgiler, notlar, yasal analizler, istatistikî bilgiler ve tasarılarla (Özsoy 1999: 187) karşılanmaktadır. Hatta muhalefet tarafından, konu hakkında kendisinden daha çok bilgiye sahip hükümet çevrelerinin karşı görüşlerine cevap verebilmek için lobicilerin kullanıldığı da olmaktadır (Howe ve Trott 1978: 20). Bu bilgilendirmeler sayesinde lobiciler de, karar alma sürecinde yasa koyucuları etkilemek için doğrudan isteklerini belirtmek yerine dolaylı bir etkileme yöntemi seçmiş olurlar ki, bununla hem kamuoyunun tepkilerinden kurtulmayı, hem de hazırlanan raporların tarafsız olduğu izlenimini vererek (Çaha 1997: 425) iki yönlü menfaat temin etmiş olurlar.

Buradan da anlaşılmaktadır ki, seçilmiş insanların (hedef kitlenin) bilgi noksanlığı lobicilik yapılmasının bir başka nedenini oluşturmaktadır. Ancak bu ana neden olmayıp, hedefe yürürken ortaya çıkan tali bir neden olmaktadır.

C. GÜNDEME GİRME VEYA GÜNDEMİ BELİRLEME İSTEĞİ

İletişimi oluşturan iki birimden birisi olan hedef kitle, mesajın gönderildiği (alıcı) birim (Cüceloğlu 1992: 68) olarak tanımlandığında etkilenmek istenen kesim ifade edilmeye çalışılmaktadır. Lobicilikte de etkilenmeye çalışılan kesim genel olarak parlamento, hükümet, bürokrasi ve yerel yönetimlerden (Dursun 2002: 290) oluşmaktadır. Ancak bunların etkilenmesi işi sanıldığı kadar kolay olmamakta tam tersine karmaşık ve zahmetli çalışmalar gerektirmektedir. Çünkü bunlarda karar verme yetkisi genel olarak tek kişide olmayıp daha çok meclisler aracılığıyla yapılmaktadır ki bu durum, onların etkilenmesini ve istenilen yönde harekete geçirilmesini zorlaştıran önemli bir etken olmaktadır.

Lobicilik faaliyetini organize eden güçler istedikleri sonucu elde edebilmek için örgütlü eylemler çerçevesinde konuya uygun organizasyonlar yaparlar, bunlardan birisi de kamuoyunda ve medyada gündeme girme/gündemi belirlemedir

(Bıçakçı 2002: 115). Gündeme girmede ve gündem oluşturmada etkin olan en önemli araç ise medya olmaktadır.

Jarol B. Manheim’e (1994: 129) göre, özellikle uluslararası lobicilikte medya gündemi, halkın veya politikacıların kararlarından daha fazla bir biçimde bilgi akışı sağladığından ve temel siyasal rolü halk ile politikacılar arasındaki iletişimi sağlamak olduğundan medya kararları daha büyük önem taşımaktadır. Ayrıca dış politikayı etkileyebilecek olanların göz önünde bulundurdukları bir gündemdir. Yapılan araştırmalar bu medyalara önemli kaynaklar ayrıldığını ortaya koymaktadır.

Şekil 1: Halkla İlişkiler ve Gündem Kurma (Manheim 1994: 129)

Hedef kitleyi etkilemenin en önemli aletlerinden birisini oluşturan medya, ulusal düzeydeki lobicilikte de etkin bir şekilde kullanılabilmektedir (Kaymaz 2005: 110). Halkın gündemini büyük ölçüde belirleyen medya, tekrar seçilme kaygısı taşıyan ve bu sebeple de seçmenlerinin isteklerini yerine getirmeye büyük özen gösteren siyasiler aracılığıyla siyasi gündemi etkilemektedir (Theaker 2006: 170). Medyada gündeme giren veya gündemi belirleyen bir konu ister istemez dikkate alınmayı, bilgi sahibi olunmayı zorlarken, en azından konu hakkında aşinalık sağlama işlevini yerine getirmektedir. Kamuoyu baskısı olarak da nitelendirilebilecek bu yaptırım spesifik konular için uygun olmayıp kamu yararının, ulusal ve bölgesel

Dış Etkiler Siyaset Gündemi Medya Gündemi Halk Gündemi

menfaatin ön planda olduğu durumlarda geçerli olabilmektedir. Bu yönüyle de lobiciliği gerekli kılan bir etken olmaktadır.

Lobiciliği gerekli kılan bu belli başlı nedenlerden başka; karar alınmasını isteyen bu nedenle de beklenti içerisinde olan grupların (lobilerin), yasaların komisyonlardaki durumu, kabul olanağı, siyasal grupların bu yasalar karşısındaki eğilimleri gibi konularda bilgi edinme gereksinimleri (Asna 1993: 145) lobiciliğin gerekliliğini zorlayan nedenler olmaktadır.