• Sonuç bulunamadı

Ankara Ticaret Odası’nın Kredi kartları için yürütmüş olduğu çalışmalar iki dönemde ele alınıp incelenebilir. Bunlardan ilki, büyük ödülü aldığı Aralık 2002 ile Mart 2003 tarihlerini içine alan “Kredi Kartları Kampanyası”dır. Bu kampanya neticesinde; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da değişiklik

yapan 4822 sayılı kanun çıkartılmış, 14 Mart 2003 tarihinde de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yaptığı çalışmaların İkinci dönemini ise, 14 Mart 2003 tarihinden itibaren 5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası’nın çıkış tarihi olan 1 Mart 2006 tarihine kadar sürdürdüğü faaliyetler oluşturmaktadır.

Çalışmamız içerisinde, bu her iki dönemi ana hatlarıyla kronolojik olarak sıralamanın konu bütünlüğü açısından daha uygun olacağına inanmaktayız. Bu nedenle, ATO tarafından kredi kartları hakkında gerçekleştirilmiş olan kampanyalar Protokol - Basın ve Halkla İlişkileri Müşaviri Melih Çuhadar’ın aktarımı doğrultusunda kronolojik olarak şöyledir (Çuhadar 2006):

A. KREDİ KARTLARI KAMPANYASI (Aralık 2002 – Mart 2003) Konunun Geçmişi

Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre Bankalar her hangi bir standart yasal

çerçeve olmadan kendi kontratlarını yazıyordu. Tüketicilerin yasal korunmaları yoktu. Buna rağmen de tüketiciler, kredi anlaşmasının bir kopyasını almıyor; faiz ödeme yapısını anlamıyor, oranlardaki değişimlerle ilgili ön bilgi verilmiyor veya onlar talep etmiyordu. Bu esnada da bankalar faizlerini üç seviyede uyguluyorlardı; 1. Standart oran, 2. Gecikmiş ödeme, 3. Temerrüt faiz ödemesi. Bu oranlar %120 ile %375 arasında değişiyordu.

2000 yılında başlayıp 2001 yılında 11 bankanın batmasına sebep olan ekonomik krizden sonra, 2002’de Bankaların kontrolsüz bir şekilde uyguladıkları faizler nedeniyle, Türkiye yeni bir krizle karşı karşıya kalmıştır. Bu durum insanlar ve ülke için olumsuz ekonomik bir ortam yaratmıştır.

Programın Hitap Ettiği Belirli Konu

2001 yılında ATO’nun uyarılarını dikkate almayan hükümet, 2002 yılının Ekim’in de 200 milyon Dolarlık ve giderek de artan ödenemeyen kredi kartı borcuyla karşılaşmıştır. Toplumsal bir yaraya dönüşen bu borçlar neticesinde tüketiciler: hapse giriyordu; intihar ediyordu; boşanmalar artmış, evlilikler azalmıştı; harcamalar kullanılmış ürünlere kaymıştı. Evde yemek yeme ve kendi ekmeklerini yapma oranları artarken; özel okul ücretleri düşmüş buna karşılık öğrenci sayıları azalmıştı

(Bakınız Ek 4). Ülke ekonomik açıdan aşağı doğru giden bir sarmal içerisindeydi ve halk değişim arıyordu. Bu değişim 2002 Kasım’ın da, geldiği gün itibariyle içeride siyasi ve ekonomik bir karışıklık, uluslararası alanda ise, Türkiye’nin ekonomik açıkları ile baş edebilme yeteneği konusunda IMF ve AB’nin baskısı ile karşılaşan yeni Hükümet şeklinde geldi; AB üyeliği Kıbrıs nedeniyle ertelendi. Bütün bu faktörler daha sonra BM/ABD ve olası Irak savaşı nedeniyle şiddetlendi.

ATO, genel mevcut olumsuz koşullar içerisinde kredi kartları konusunda etkili mücadeleler yapabilmek için paralel kampanyalar uyguladı. Bunlar: Siyasi– Kredi kartı kullanıcısına yasal çerçeve ve koruma sağlayan yeni yasalar sunması için Hükümeti etkilemek ile Medya-uygulamalarını gözden geçirmeleri ve değiştirmeleri için Bankalara baskı yapmak gibi kampanyalardır. Bu kampanya siyasi programa odaklanmakla birlikte, coğrafi alan olarak Türkiye’nin tamamını kullanmıştır.

Araştırma

ATO, her zaman periyordik olarak, temel ekonomik göstergeleri belirleyen ana konular çerçevesinde aylık ve üç aylık sürelerle araştırmalar yapmaktadır. Ancak bu konu için diğer araştırmalardan bağımsız olarak “kredi kartı borcunun ülkeye etkisi” ile ilgili yeni bir araştırma yapmıştır. Bu araştırma neticesinde ise şu ekonomik anahtar bulgulara ulaşılmıştır:

—Türk ekonomisi %9,6 oranında daralmıştı. —Hazine Banka iç borçlarını kuramadı. —IMF Borçları dış borcu artırdı.

—Dalgalı döviz kurunun getirilmesi ve TL’nin %28,5 oranında devalüe edilmesi.

—GSMH 2002’de 180,3 milyar dolara çıkmıştı ama halen 2000 yılının %10 altındaydı.

—Dış ticaret açığı 25 milyar dolara çıkmıştı, oysa bu rakam 2001’de 10 milyar dolardı.

—IMF batan Bankaların maliyetini 40 milyar dolar olarak belirlemekteydi. —Dış politika zayıfladı.

Ülkenin içerisinde bulunduğu genel ekonomik yapı ile siyasi yapı hakkında bilgiler veren bu araştırma, ekonominin içerisinde bulunduğu sıkıntılı ortamda “kredi kartı kullanıcıları ve tüketici üzerindeki ana etkileri” ni de ortaya koymak açısından önemli olmuştur. Buna göre:

—315 bin firma kapanmıştır.

—3 milyon insan işini kaybetti toplam işsiz sayısı 9,9 milyona çıktı. Bu rakam gizli işsizliği içermiyor- tahminen artı 1,5 milyon kişi.

—8 milyon kişi gecikmiş Kredi Kartı borcundan etkilendi.

—Bankaların tüketicilere Kredi Kartı satışları aracılığıyla kullandırdıkları krediler 2,4 milyar doları geçti.

—Kredi kartı negatif borç Ekim 2002’de 200 milyon dolara çıktı.

—2000 yılında 137.109 kişi Kredi Kartı borçlarını ödeyemiyordu, bu rakam 2001’de 290.449’a ve 2002’de 1.110.000 kişiye çıkarak % 702 artış göstermiştir.

—2000’deki 837.540 karşılıksız çek 2001’de 1.199.329’a çıktı, 2002’de 748.493’e indi.

Ankara Ticaret Odası, yapmış olduğu bu araştırma ve diğer araştırmaların neticesinde ortaya çıkan verilerle Hükümet, Bankalar, IMF ve AB’nin verilerini karşılaştırdı. Elde edilen bulguların tamamı Türk ekonomisinin inişine etkide bulunan ve Türkiye’nin AB’ye girişi önünde engel olabilecek Kredi kartı faizlerinin düzensizliğinin giderilmesi için Türkiye’de önemli bir değişiklik ve Tüketici Yasası’nın gerekliliğini onaylar nitelikteydi.

Planlama

Planlama program hedeflerini içermektedir. Buna göre:

—Yeni kurulan hükümetin hızla yeni tüketici yasasını çıkarması,

—Parlamentodaki etkili ve güçlü Ekonomi/Banka lobilerinin azaltılması, —Hükümete aşağıdakileri yapacak yeni kuralların çıkması için serbesti vermek;

—Faiz seviyelerini sınırlamak/azaltmak

—Tüketicilere kontrat ve artan faizlerin önceden bildirilmesini sağlamak, —Yeni oranların eski borçlara uygulanmaması.

Strateji

—Hızlı hareketin ve krizin sonuçlandırılmasının Hükümete getireceği siyasi yararların uluslararası ekonomik yararlarlarla ikiye katlanacağının altını çizerek hükümeti konuya taraf etmek hedeflenmiştir.

—Yerleşik AB kanunları ile aradaki çatışma üzerine odaklanmak. —Politikacılara tanıdıkları kaç kişinin etkilendiğini sormak.

—Temerrüt faizi mağdurlarını kullanarak bankalara baskı yapmak-kendi kenidizi değiştirin- için medya programı kullanmak(Bakınız Ek 5), bu şekilde siyasi etkilerini azaltmak.

—Ülkenin Tüketici Yasasının hızlı değişiminde etkili olabilecek güç ve yeteneğe sahip oldukları şeklinde yeni bakan ve parlamenterleri konumlandımak ve desteklemek.

Hedef Kitle

Bakanlar, Parlamenterler, Yetkililer (bürokratlar), Medya, Tüketiciler ve Bankalar bu lobi faaliyetinin hedef kitlelerini oluşturmaktadır.

Arzulanan Yanıt

—Hükümet, politikacılar ve yetkililerin yukarıdaki stratejinin siyasi ve ekonomik yararlarını ve aksiyon almadıkları takdirde oluşacak tehlikeleri anlamaları.

—Halkın çogunluğu tarafından desteklenmek.

—Yeni kanunlar için bankaların kamu önünde desteğini kazanmak.

Mesajların Formülasyonu

Faaliyet çerçevesinde hedef kitleye yöneltilecek mesajlar şu noktalar etrafında oluşturulmuştur;

—Hızlı aksiyon için yeni bir Hükümet,

—Sizi bu insanlar seçti –onlar için bir şey yapın,

—Tüketicilerini korumayan Türkiye AB’ye üye olamaz (Bakınız Ek 6), —Durum gittikçe kötüleşecek.

İletişim Kanallarının Seçimi

Bu kampanya esnasında bireysel ve kitle iletişim olmak üzere toplam altı ana iletişim kanalı kullanılmıştır (Bakınız Ek 7, Ek 8, Ek 9).

—Bakanlar ve Yetkililerle güvenlikli brifingler.

—Parlamenterlerin brife edilmesi ve Parlamento Komisyonlarına sunumlar. —Düzenli halk toplantıları açıkalamaları.

—Seçilmiş TV ropörtajları ve geniş medya platformları. —İnternet.

—Mektuplar.

Araçların Yaratılışı

Bu kampanyada kullanılan araçlar, kampanyanın doğasına uygun olarak ihtiyaca göre o an belirlenmiştir. Ancak yöntemleri önceden belirlenmiştir. Bunlar; özel ve kamu toplantıları, mektuplar, görsel ve basılı medya ile internettir.

Danışma Etkinlikleri

Ankara Ticaret Odası başkanı Sinan Aygün, porgramın geliştirilmesi ve uygulanması için bir yönetim grubu oluşturdu. Bu grupta ATO içerisindeki: Hukuk, Ekonomi, Siyasi, İnsan Kaynakları, Bilgi İşlem ve İletişim Yönetmenleri bulunuyordu. Danışmanlık etkinlikleri ayrıca Hükümetin Hazine ve Ekonomi Bakanlıklarını, Hâkimleri, Bankaları, Ekonomi ve Hukuk Editörlerini de içeriyordu.

Uygulama

Bu aşamaya kadar yapılan planların uygulanmasını içermektedir. Siyasi program olarak, Aralık 2002 – Mart 2003 tarihleri arasında Bakanlar / Politikacılar /

Danışmanlar ve yetkililerle planlanmış toplantılar gerçekleştirilir ve lobicilik adına şu faaliyetler yapılır:

Siyasilere Yönelik Programlar

-(3 Aralık 2002): Ankara Milletvekili, Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek ile konu hakkında görüşülüp konunun gerekliliği yüz yüze anlatılır ve desteği istenir.

-(5 Aralık 2002): Hükümet içerisinde, yeni Tüketici Yasası’nın çıkmasından birinci derece sorumlu olan Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ile görüşülüp durumun boyutları detaylıca anlatılır.

-(20 Aralık 2002): Konu hakkında Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Abdüllatif Şener’le görüşülür.

-(21 Aralık 2002): Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile görüşmeler yapılır. -(23 Aralık 2002): Başbakan Abdullah Gül, ATO’nun Meclis toplantısına davet edilir ve orada bir konuşma yapar; akabinde konu hakkında kendisine detaylı bilgiler verilir.

-(24 Aralık 2002): Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç ile görüşme yapılır ve konuya desteği istenir.

-(27 Aralık 2002): Bu arada Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, temerrüt faizlerine sınırlama getiren yeni kanunun Ocak ayında TBMM’ye geleceğini bildiren bir açıklama yapar.

-(Ocak 2003): Yeni kanun tasarısını hazırlayan Adalet, Sanayi ve Ticaret, Plan ve Bütçe Komisyonları yetkilileri ile görüşüldü.

-(29 Ocak 2003): Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile tekrar görüşüldü.

-(29 Ocak 2003): Muhalefet partisi CHP parlamentoya gelen bu kanunu destekleyeceğini deklare eder.

-(31 Ocak 2003): TBMM Başkanı Bülent Arınç ATO’nun Konsey Toplantısına katılır.

-(7 Şubat 2003): TBMM’nin 550 üyesine konuyla ilgili bilgilerin yer aldığı brifing kağıtları elden dağıtılır.

-(14–21 Şubat 2003): Ankara Ticaret Odası’nın bu iş için kurduğu ekibi 7 gün boyunca Parlamento’da aralıksız çalışır.

-(20–21 Şubat 2003): Plan ve Bütçe Komisyonuna katılındı. -(27 Şubat 2003): Uzlaşma Komisyonu kuruldu

-(3 Mart 2003): Tüketici Yasası ile ilgili kanun tasarısı Genel Kurul’a geldi. -(6 Mart 2003): Kanun TBMM’den oy birliği ile geçti.

-(9 Mart 2003): Cumhurbaşkanı tarafından imzalandı. -(14 Mart 2003): Yeni Tüketici Yasası yürürlüğe girdi.

Bankalara Yönelik Programlar (Kasım 2002 – Ocak 2003)

-ATO Başkanı Sinan Aygün, tüketici ve siyasilerle birlikte 6 büyük ulusal TV kanalının tartışma programına katılmıştır.

-Aralık ve Ocak aylarını içine alan zaman diliminde Bankaların Genel Müdürleri ATO ile görüşmeler yapmıştır.

-(23 Aralık 2002): Bütün bankaların Genel Müdürleri ATO Başkanı ile görüştü ve uyguladıkları oranlarla temerrüt faiz politikalarını belirten mektup yazmayı kabul ettiler.

-(27 Aralık 2002): Vakıfbank basın toplantısı yaparak “temerrüt faizi uygulamayacağını” duyurdu.

-(27 Aralık 2002): Garanti Bankası kampanyayı destekleyen bir basın açıklaması yayınladı.

-(29 Aralık 2002): 12 banka ile görüşülür, bunların 6’sı temerrüt faizi uygulamamayı, 4’ü %50 temerrüt faizi uygulamayı ve 2’si de faizi indimeyi ve değişik oranlarda uygulamayı kabul eder.

-(23 Ocak 2003): Ankara Ticaret Odası Başkanı Halkbank ile kredi protokolü imzalar.

Kamuoyuna Yönelik Programlar (Kasım 2002 – Ocak 2003)

—12 Kasım 2002’de ATO’dan “kredi kartı uyarısı” yapıldı. Yazılı olarak yapılan ve hemen tüm ulusal medyada yer bulan bu uyarıya göre; 2002 yılı sonu

itibarıyla kredi kartı borcunu ödeyemeyen ve kara listeye alınan kişi sayısının 1 milyonu aştığı vurgulandı. Kredi kartı mağduriyetinin sosyal yaraya dönüştüğü de belirtilen açıklamada, Tüketiciye yüzde 118 olarak yansıyan kredi kartı faizlerinin enflasyonun 4 katına, borçlanma faizlerinin ise 2,5 katına yaklaştığı ifade edilmiştir. Her ay asgari ödeme yapan ve 1 milyar lira kredi kartı borcu olan bir vatandaşın bu borcu bu şartlarda ancak 38 ayda bitirebildiğine dikkat çekilmiştir (Bakınız Ek 10).

—ATO bünyesinde 11 görevlinin hizmet verdiği “Kredi Kartları Danışma Hattı” kuruldu. On günlük süre zarfında 8910 kişi telefonla bu hattı ararken, 2 bin 107 kişi mektup ve faksla, 475 kişide şahsen müracat etmiştir.

—ATO Başkanı Sinan Aygün’ün önderliğinde TBMM’de temsil edilen veya edilmeyen tüm siyasi partiler ziyaret edilerek konuya destek vermeleri istendi.

—Hem muhalefet hem de Hükümet milletvekilleri ile yüz yüze görüşmeler yapılarak konu hakkında bilgiler verilirken; kredi kartları ve mağdurlarıyla ilgili istatistikî bilgiler sunulmuştur.

—300’ün üzerinde dernek ve sivil toplum kuruluşu ile görüşülerek konuya destek vermeleri istenmiştir.

—Medya ile yazışmalar yapılarak konuya sahip çıkmalarının ve gündeme taşımalarının gerekliliği anlatılmıştır.

—ATO’nun bu kampanyada savunduğu ve sürekli olarak dile getirdiği temel düşünce; “Kredi kartı borcu vatandaşın değil bankaların bir sorunu idi ve utanılmaması gerektiği” yönündedir.

—Basın aracılığıyla, kredi kartı hikâyeleri tüm Türkiye’den istendi ve mektuplar geldi. Bu mektupların hikâyeleri yine basın aracılığıyla kamuoyu ve parlamenterlerle paylaşıldı (Bakınız Ek 11).

—Kredi kartı hikâyelerinin yer aldığı mektupların fotokopileri, konuya ciddiyet katması ve daha etkili olması için Parlamenter ve Bakanlara postalandı.

—Gelen mektupların orjinallerinin yayınlanması için gazeteler ve tüketici programlarının yönetmenleriyle görüşülüp yayınlatıldı.

—Kredi kartları ile ilgili “Sinan Aygün Mektubu” tüm parlamenterlere gönderildi (Bakınız Ek 12).

—Konuyu toplumsal bir harekete dönüştürmek için tüm sivil toplum kuruluşlarından Kredi kartlarıyla ilgili açıklama yapmaları istendi (Bakınız Ek 13).

—Medya ile kurulan dostluklar nedeniyle Kredi kartı mağdurlarının yanında yer alması sağlandı. Böylecede medya desteği elde edilmiş oldu.

— Pop müzik sanatçısı Harun Kolçak gibi ünlü kredi kartı mağdurları medyaya taşınarak onların hikâyeleri kamuoyuna anlatıldı.

—Konunun gündemde kalması için konuyla ilgili çeşitli olaylar hikâyelendirilerek medya aracılığıyla sürekli gündeme taşınmıştır (Bakınız Ek 14).

—Ayrıca konferans, panel ve açık oturumlara katılınarak konunun enine boyuna tartışılması, kamuoyu oluşturulması ve gündemde kalması sağlanmıştır.

—Bu çalışmalar neticesinde Bankalar, Plan ve Bütçe Komisyonu’na çağrıldı. Bu sayade “bankacılık sistemiyle fazla oynanılması durumunda ekonomik bir kriz yaşanacağı” tezi üzerinden lobicilik faaliyetleri yürüten bankaların, lobi faaliyetleri de boşa çıkartılmış oldu (Bakınız Ek 15).

Uygulama Sırasında Planda Yapılan Düzenlemeler

Bu çalışmanın yoğun olarak yapıldığı dönemlerde ulusal ve uluslararası bir takım olaylar parlamentonun gündemine girerek kredi kartları çalışmasının gecikmesine sebep olmuştur. Bunlar:

—BM – Kıbrıs konusu,

—BM/İngiltere/Amerika – Irak konusu, —Arap Bakanlar Toplantısı – 23 Ocak 2003,

—Ankara Ticaret Odası, Bankalar ve Hükümet arasında Uzlaşma Komisyonu’nun kurulmasıdır.

Karşılaşılan Zorluklar

Yeni Hükümetin dolu bir gündemi vardı bu nedenle ilk 8 haftasında hükümet aşağıdaki konular için Parlamento’nun onayına ihtiyaç duydu;

—23 Bakanın seçimi ve onaylanması —Yeni ulusal bütçenin sunumu ve kabulü —Hükümet programının sunumu

—Dördüncü IMF gözden geçirmesinden önce yeni bir ekonomik program hazırlanması

—Kıbrısla ilgili Kofi Annan planına cevap —Arap Dışişleri Bakanları toplantısı

—BM’de Irak’la ilgili kararlar geçti/reddedildi

—Türkiye’ye savunma sistemleri sağlanması konusunda NATO / AB anlaşmazlığı

—Fransa ve Almanya’dan Irak Savaş karşıtı baskılar

—ABD / İngiltere Hükümetlerinin Irak’a karşı harekete geçmesi

—Bankaların ATO programını halk önünde destekler görünüp gizliden gizliye karşı savaş açmaları.

Değerlendirme

Hedefler;

1. Yeni Hükümetin hızla yeni Tüketici Yasası’nı çıkarmasıydı. Bu bağlamda 6 Mart 2003 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi oybirliğiyle yeni kanunu kabul etti ve 9 Mart 2003 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından onaylandı. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da değişiklik yapan 4822 sayılı kanun 14 Mart 2003 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Çıkartılmış olan bu Tüketici Yasası ile tüketicilere şu yararlar sağlanmıştır; —Temerrüt faizlerinin sınırlandırılması ve önceden bildirilmesi,

—Sözleşme yapılması esnasında tüketicilere sözleşmenin bir kopyasının verilmesi,

—Faizlerde yapılacak artışlar için tüketicilere önceden haber verilecek ve yeni oranlar eski borçlara uygulanmayacaktır.

2. Parlamento’daki güçlü ve etkili bankacılık lobisini azaltmak. Medya kampanyasının etkisi 12 bankanın – pazarın %85’i, kanun geçmeden önce uygulamalarını gözden geçirmeleri ile sonuçlandı. Bankalar tüketicilere 30 gün ve geri ödeme programlarını yeniden yapılandırma sağlamak için 30 günlük moratoryumu uygulamaya koydular. Daha sonra altı banka moratoryumu otuz gün daha uzatmıştır (Bakınız Ek 16, Ek 17).

B. 5464 SAYILI BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARI YASASI’NIN ÇIKIŞINA KADAR GEÇEN SÜRE (14 Mart 2003 – 1 Mart 2006)

Kasım 2002 – Ocak 2003 tarihinden sonrada ATO’nun kredi kartları çalışması bitmemiş; faiz indirimi, ödeme kolaylığı ve kredi kartı verilmesinin sınırlandırılması gibi çeşitli düzenlemelerin yapılması için ara ara devam ederek 2006’da çıkartılan Tüketici Yasasına kadar devam etmiştir (Bakınız Ek 18). O zamana kadar yapılan çalışmaların bazıları ise şunlardır (http://www.atonet.org.tr/turkce/index12.html., Erişim Tarihi: 28.02.2007):

-(18 Mart 2003): Kredi kartı mağdurlarının sorunlarına çözüm bulmak amacıyla kampanya süresinde kurulan Kredi Kartı Danışma Hattı (Bakınız Ek 19), yasanın çıkmasından sonrada kredi kartı mağdurlarına yeni yasadan nasıl faydalanabilecekleri hususunda yol göstermek amacıyla faaliyetlerine devam etti.

-(31 Mart 2003): Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan Kredi Kartı mağdurları İçin tebliğ yayınlandı. 4822 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un Geçici Birinci Maddesi'nin Uygulanmasına Dair yayınlanan Tebliğ; borçların faizlendirilmesi ve 12 aylık eşit taksitlere nasıl bölüneceği ile ilgilidir (Bakınız Ek 20).

-(4 Nisan 2003): Ankara Ticaret Odası, yeni çıkartılan kanundan faydalanmak durumunda olanlara nasıl, ne şekilde ve hangi süreler içerisinde hareket etmeleri gerektiği hususunda bilgilerin yer aldığı “Kredi Kartı Mağdurlarına Rehber” başlığı altında bilgilendirici materyaller yayınlamıştır.

-(18 Agustos 2003): ATO, "Kredi Kartıyla Yaşam" Araştırmasını yayınlandı. Daha önceki dönemlerde çeşitli kereler yapılan benzer araştırmalar gibi toplam borca uygulanan faizin yüksekliği ve tüketicinin bilgilendirilmemesi gibi konular nedeniyle kredi kartı kullanıcılarının mağduriyetleri çeşitli örneklerle ortaya konuldu.

-(10 Eylül 2003): ATO’dan Kredi Kartı Faizleri için mektup atağı başlatıldı. Başbakan, Bakanlar Kurulu ve Milletvekillerinin tamamına gönderilen mektuplarda kredi kartı faizlerinin yüksekliği şikâyet edildi. Mektupta, yıllık yüzde 287,5’lere varan kredi kartı faiz oranlarının bu şekilde sürdürülmesinin imkânsız olduğunu, bu durumun dar gelirli kesimden mali kesime sermaye transferine neden olarak yoksulluğu artırdığına dikkat çekildi. Ayrıca, “Kredi kartlarına ilişkin düzenlemelerin Tüketici Yasası içerisinde yer alması sorunlara yol açmaktadır. Münhasır bir Kredi Kartları yasası çıkarılmalı ve bu yasa ödünsüz uygulanmalıdır. ” denildi. Bunlardan başka Bankalar Birliği ve Bankalara’da mektuplar gönderilerek kredi kartı faizlerinin indirilmesi istendi.

-(5 Agustos 2004): Ankara Ticaret Odası, Ankara’da 3215 denek üzerinde yapmış olduğu “Kredi Kartlarında Tüketici Ne Diyor” anketini yayınlandı. Bu ankete göre; Kredi kartı sahiplerinin %70,6’sı birden fazla kredi kartı kullanıyor; Tüketicinin %61,3’ü Kredi kartlarında kaç tür faiz uygulandığını, %54,5’i ise kullandığı Kredi kartının faizini bilmiyor; Deneklerin %74,6’sı Kredi kartı faizlerini çok yüksek buluyor. Faizleri normal bulanların oranı ise %12,6’dır. Halkın %75,7’si sıklığı değişse de Kredi kartının cazibesine kapılıp, ihtiyacından fazla ya da gereksiz harcama yapabiliyor. Halkın %90’ı Kredi kartlarına ilişkin bir yasanın çıkarılması yönünde fikir belirtiyor. Ancak, “Kredi Kuruluşları Yasa Tasarısı” ile getirilmesi düşünülen düzenlemeler hakkında bilgi sahibi değiller.

-(14 Ağustos 2004): ATO’dan “Plastikleşen Hayatlar Raporu” yayınlandı. Ankara Ticaret Odası’nın “Plastikleşen Hayatlar” adını taşıyan raporu, tüketimde yaşanan patlamanın yanısıra kredi kartları ve kredi kartı faizleri nedeniyle ağır borç yükü altında olan vatandaşların dramlarını konu aldı. Rapora göre kart borcunu ödemek için tüketici ev, araba, arsa satıyor, boşanıyor, göçüyor, yuvasını yıkıyor. Çocukların eğitimi yarıda kesiliyor, akrabalarına veriliyor, ev geçindirmek için çalıştırılıyor. Rapora göre halkın alım gücünde bir değişiklik olmamasına rağmen kredi kartı kullanımında ve sayısında patlama yaşandığına (Bankalararası Kart Merkezi (BKM) verilerine göre Türkiye’de 2003 yılı Haziran ayında 17 milyon olan kredi kartı sayısının, bu yılın aynı ayına göre yüzde 36 artış göstererek 23,2 milyona ulaştığı), halkın yeni bir kredi kartları krizi ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekiliyor.

-(24 Ağustos 2004): Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'i, ATO'nun kredi kartı kanunu ile ilgili önerilerini iletmek amacıyla ziyaret etti. Ziyarette, kredi kartlarının bankalarca verilişinden, halk tarafından kullanılışına kadar geniş bir perspektifte değerlendirilmesi yapıldı.

-(26 Ağustos 2004): Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, tüketicinin ödeme gücünün üzerinde kredilendirilmesini önlemek için, kişinin ödeme kabiliyetini ölçecek ve buna göre kredilendirme yapılmasını sağlayacak bir “kredi reyting sistemi” önerisinde bulundu. Kişisel Kredi Derecelendirme Sistemi -KKDS” adını taşıyan sistem, BDDK bünyesinde ya da özel şirketler eliyle kurularak, tüketicinin kredi kartı, tüketici kredisi, konut kredisi, devlete olan vergi borçlarını