• Sonuç bulunamadı

ARAŞTIRILMASI: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

3. Literatür Özeti

Covid – 19’un ekonomik açıdan etkilerini değerlendirin çalışmalar sınırlı olmakla birlikte bu bağlamda yapılan pek çok çalışmada Covid – 19’un potansiyel ekonomik etkileri üzerinde durulmuştur. Türkiye ve dün-ya ekonomisi için incelenen çalışmalar aşağıda özetlenmiştir:

Malamud ve Núñez (2020) çalışmalarında Covid – 19’un etkilerini politik, sağlık sistemi ve ekonomik belirsizlik açısından incelemişlerdir.

Yazarlara göre politikacılar kamu hizmetleri özellikle de sağlık hizmetleri konusunda başarısız olmuşlardır. Çalışmada yaklaşan kış ve Latin Ameri-ka’daki ülkelerinin sağlık sisteminin gelişmemiş olması nedeniyle sağlık sisteminin artan yoğunluk karşısında zorlanma ihtimalinin bulunduğu ifa-de edilmiştir. Latin Amerika ülkeleri bunun yanında genç nüfus, virüsün bölgeye geç gelmesi ile kazanılan deneyimden yararlanma olanağı, bazı kararların erken alınması ve kırsal nüfusun fazlalığı nedeniyle izolasyo-nun sağlanabilme kolaylığı gibi avantajlara da sahiptir. Ekonomik etkinin büyüklüğü ise Çin’in normale dönmesinin ne kadar sürdüğüne ve virüsün ABD ve AB’de nasıl geliştiğine bağlı olacaktır.

Baker vd. (2020) çalışmalarında Covid – 19’dan kaynaklanan belirsiz-liğin kısa ve orta vadeli makroekonomik etkilerini ABD için değerlendir-mişlerdir. Covid – 19’un kısa vadeli makroekonomik sonuçlarının ortaya konulmasında ileriye dönük tedbirlerin kullanımının etkilerini göstermek için ampirik bir afet etkileri modeli kullanmışlardır. Bulgular ABD’nin reel GSYH’sinde 2020’nin 4. Çeyreği için yaklaşık yüzde 11’lik bir yıllık da-ralma meydana gelebileceğini ve yüzde 90’lık bir güven aralığında yakla-şık yüzde 20’lik bir daralmaya kadar uzanabileceğini göstermektedir. Ön-görülen daralmanın yaklaşık yarısının nedeni Covid kaynaklı belirsizliktir.

Ataguba (2020) çalışmasında Covid – 19 pandemisinin Afrika’daki ekonomik yükünü mikro ekonomik ve makro ekonomik etkiler ayrımın-da incelemiştir. Yazara göre mikro bazayrımın-da Covid – 19 salgını, Afrika’ayrımın-daki hane halklarının cepten sağlık harcamalarının yükünü artırabilir ve sağlık

için finansal korumayı azaltabilir. Kayıt dışı çalışanların fazlalığı birey-lerin gelirbirey-lerinin önemli ölçüde değişmesine yol açacaktır. Makro açıdan üretkenlikteki veya ithalattaki azalmanın yarattığı emtia kıtlığı, enflasyona neden olabilir. Ayrıca ihracattaki azalma işsizlik artışına yol açabilir. Genel olarak değerlendirilirse fakir ve savunmasız nüfus uzun dönemde salgın-dan daha fazla etkilenecektir.

McKibbin ve Fernando (2020) çalışmalarında önümüzdeki yıl Covid – 19 salgınının nasıl gelişebileceğine dair yedi farklı senaryoyu incelemiş-lerdir. Çalışmada küresel makroekonomik model (G – Cubed) kullanılmış-tır. Çalışmadaki senaryolar gerçekleşen bir salgının dahi küresel ekonomi-yi kısa vadede önemli ölçüde etkileyebileceğini göstermektedir. Bulgular tüm ekonomiler için özellikle de sağlık sisteminin az gelişmiş ve nüfusun fazla olduğu az gelişmiş ülkelerde kamu sağlığı hizmetlerine yapılan yatı-rımın salgının maliyetini azaltacağını göstermektedir. Yazarlara göre mer-kez bankaları aktif rol oynamalı, faizler düşürülmeli, sosyal kısıtlamalar uygulanmalı ve hijyen uygulamaları yapılmalıdır.

Guerrieri vd. (2020) çalışmalarında Covid – 19 salgınının ekonomik etkilerini Keynesyen arz şokları bağlamında incelemişlerdir. Yazarlar kapan-ma, işten çıkarma ve firmaların sektörü terk etmesi gibi etkileri nedeniyle Covid – 19’dan kaynaklanabilecek arz şoklarının toplam talepteki değişi-mi, talep şoklarından daha fazla tetikleyebileceğini ifade etmişlerdir. Bu durumda standart mali uyaran daha az etkili olabilir çünkü bazı sektörlerin kapatılması Keynesyen çarpan geri bildirim etkisini yok eder. Likidite kısıtlı tüketiciler ile sektörler ve eksik piyasalar arasındaki düşük ikame edilebi-lirlik, Keynesyen arz şoklarının olasılığına katkıda bulunmaktadır. Sıfır alt sınırdan etkilenmediği sürece para politikası firma çıkışlarını engelleyerek artan etkilere sahip olabilir. Optimal politikaya dönülmesi, temas yoğun sek-törlerin kapatılması ve etkilenen işçilere tam sigorta ödemeleri yapılması, maliye politikasının düşük gücüne rağmen, en iyi paylaşımı sağlayabilir.

Alvarez, Argente ve Lippi (2020) çalışmalarında sokağa çıkma ya-sağının çıktı maliyetini minimize ederken pandeminin ölüm oranlarının azaltması için en uygun sokağa çıkma yasağı politikası geliştirmeyi amaç-lamışlardır. Çalışmada lineer ekonomi modeli ve SIR epidomoloji modeli kullanılmıştır. Optimal politika, salgından iki hafta sonra başlayan şiddetli bir kilitlenme öngörür, bir ay sonra nüfusun% 60’ını kapsar ve 3 ay son-ra nüfusun% 20’sini kapsayacak şekilde kademeli olason-rak azalır. Tecridin yoğunluğu, enfekte olan sayısının bir fonksiyonu olarak ölüm oranının gradyanına ve yaşamın istatistiksel varsayılan değerine bağlıdır. Testin yapılmaması, tecridin ekonomik maliyetlerini arttırır ve daha çabuk sona eren en uygun tecrit süresini kısaltır. Testin olması durumunda en uygun politika altında refah daha yüksektir, tek seferlik GSYH’nın % 2’sine eş-değerdir.

Atkeson (2020) çalışmasında Covid–19’un ABD’de 12 – 18 aylık ilerleyişini basit bir SIR modeli ile incelemiştir. Covid – 19’un ABD ve benzer şekilde diğer ülkelerde ilerleyişi için bu modelin simülasyonundan elde edilen temel bulgu, ciddi halk sağlığı sonuçlarından kaçınmak için büyük olasılıkla bir yıl boyunca, hatta 18 ay boyunca devam eden (bir aşı geliştirilinceye kadar) ciddi sosyal mesafe önlemlerinin gerekeceğidir.

Sosyal mesafe uygulanmasının veya uygulanmamasının ekonomide karşı-lıklı etkisi bulunmaktadır. Sosyal mesafenin ekonomik boyutu varken has-talık nedeniyle kayıp çalışma zamanının toplamsal yükü bulunmaktadır.

Şu anda İtalya’da yaşanmakta olan bir sağlık felaketinden kaçınmak için, uzun süreli şiddetli sosyal mesafeli tedbirlerin sağlık kapasitesine yapılan büyük yatırımlarla birleştirilmesi gerekeceği açıktır.

Bahar ve İlal (2020) çalışmalarında Covid – 19 pandemisinin turizm sektörü üzerindeki etkisini kavramsal olarak incelemişlerdir. Türkiye için turizm sektörü özellikle ticaret açığının kapatılması açısından oldukça önemlidir. Bunun yanında turizm sektörü ülke koşullarından oldukça etki-lenmektedir. Turizm sektörüne olan talepteki azalma ve ekonomik boyutu pandeminin süresine göre değişecektir. Turizm için talep oldukça esnektir ve üretilen hizmetler depolanamaz. Bu açıdan turizm sektöründe kayıpla-rın yaşanması kaçınılmazdır. Fakat kayıplakayıpla-rın azaltılması için genişlemeci politikalar önerilmektedir. Türkiye’de turizm sektörü için 100 milyar Türk Lirası tutarında bir yardım paketi açıklanmıştır. Türkiye turizm ekonomi-sinin büyüklüğü değerlendirildiğinde bu paketin yetersiz olduğu, ek pakete gereksinim duyulduğu söylenebilir. Ek bir araç olarak ise turizmin çeşit-lendirilmesi tercih edilecek bir politikadır.

Akca (2020) çalışmasında Covid – 19’un havacılık sektörüne etkile-rini incelemiştir. Çalışmada havacılık sektörü ile ilgili alınan tedbirler ve pandeminin ekonomik etkileri değerlendirilmiştir. Covid – 19’un bulaşı-cılık etkisinin fazlalığı etkilerinin de derin olmasına yol açmıştır. Salgın dünyada ve ülkemizde havacılık sektöründe oldukça yüksek sayıda yolcu kaybına yol açmıştır. İkinci ve üçüncü çeyrekte ise bu sayının daha da art-ması öngörülmektedir. Olumlu senaryolara göre dahi toparlanma özellikle dış hatlarda oldukça zaman alacaktır. Hava taşımacılığına yönelik yasaklar kalksa dahi önümüzdeki yıllarda havacılık sektörünün büyüklüğü beklenin altında seyredecektir.

Tosunoğlu ve Kasal (2020) çalışmalarında Covid – 19 pandemisinin ekonomik etkilerini azaltmaya yönelik yapılması gerekenleri değerlendir-mişlerdir. Yazarlara göre merkez bankaları kredi akışını sağlayarak piya-saları desteklemelidir. Döviz müdahaleleri tamamlayıcı unsur olarak kul-lanılabilir. Para politikaları ile birlikte genişleyici maliye politikalarına da gereksinim duyulmaktadır. Salgın ülke bütçelerinin sıkışmasına ve bütçe gelirlerinin düşmesine yol açacaktır. Salgın turizm ve ihracat gelirlerinin

de azalmasına neden olacaktır. Bu gibi problemlerden kaçınmak için para ve maliye politikalarının yanında küresel işbirliğinin de artırılması gerek-mektedir.

2. Veriler ve Yöntem