ĞINA SAĞLANAN MALİ TEŞVİKLER
XVI. YÜZYILDA DEMİRCİ KAZASINDA KO- KO-NAR- GÖÇERLER 1
2. DEMİRCİ KAZASINDA KONAR- GÖÇERLER
Konar-göçerlik belli bir bölgede hayvancılık yapan, üretmiş olduk-ları ürünlerini de yerleşik topluluklara pazarlayarak ekonomik faaliyetler içinde yer alan hayat tarzı olarak tanımlanır. Konar-göçerler belli bir coğ-rafyaya bağlı olmaksızın hayvanları için otlak ve kışlak arayan göçebeler-den farklı bir yapıya sahip olmuşlardır. (Gündüz, 2002: 161). Başka bir ifadeyle konar-göçerlerin yazı ve kışı geçirdikleri yerler belli olup, sabit kalmaktadır. “Cemaat-i Korkutlar, Yaylakları Üç Depe, Kışlakları Kaya
İli…” gibi tahrir defterlerinde geçen ifadelerden bu durum anlaşılmaktadır (COA. TD. 165: 367). Genellikle Kızılırmak’ın batı taraflarından Marma-ra ve Ege denizlerine kadarki saha ile Rumeli’de yaşayan Türkmen aşi-retlerine “Yörük” adı verilmiştir. Yörükler yaylak-kışlak arasında hareket edip tam bir göçebe hayat yaşamadıklarından kaynaklarda genellikle “ko-nar-göçer” olarak zikredilmiştir (Emecen, 1989: 127, 128).
Konar-göçerler iskân ettikleri yerlerde kom, mezra, ağıl, mandra, di-van gibi dağınık yerleşme tipleri de meydana getirmiştir (Çabuk, 1988:
433). Soğuk ve tipiden korunaklı olması, daha az kar tutması nedeniyle kışlaklarını genellikle dere ve orman kenarları ile vadi yataklarına kurmuş, zamanla da buralarda kendi köylerini oluşturmuşlardır (Koca, 2001: 823).
Yörükleri sadece hayvancılık ile uğraşan topluluk olarak düşünme-mek gerekir. Nitekim arşiv belgelerinde bunlar içerisinde imam, derviş, şeyh-i zaviye, muhassıl, sipahizade, kadı, hatip, müezzin, mütevelli, kay-yum, kethüda gibi muaf zümreler tespit edilmektedir. Bu da Yörüklerin en azından bir kısmının hayvancılığın haricinde kültürel veya sosyal aktivi-telerde yer aldığını gösterir (Karaca, 2008: 418). Konar-göçerlerin kırsal bölgede yer alan zaviyelere de gittiği, bazı derviş ve şeyhlerden dini bilgi-ler öğrendikbilgi-leri de anlaşılmaktadır (Köprülü, 1984: 14).
“Bey, ağa veya şeyh” denilen reisleri ve onlara yardımcı olarak da ket-hüda ile oymakbaşılar, konar-göçerlerin başında bulunmuş, aşiretin sorun-larının çözümü yanında aşiretleri ile devlet arasındaki ilişkilerin yürütül-mesi görevlerini yürütmüştür (Saydam, 2009: 19). Osmanlı askeri sistemi içinde görülen “Ocak” tabirinin Yörük teşkilatı için de kullanıldığı anla-şılmaktadır (Gökbilgin, 1957: 38). Kendi içinde Boy, Aşiret, Cemaat, Oy-mak, Mahalle, Oba (Aile) şeklinde bölümlere ayrılan konar-göçerler hay-vancılıktan elde ettikleri ürünleri, şehir ve kasabalarda kurulan pazarlarda ihtiyaç duydukları yiyecek ve giyecek gibi mallarla değiştirmiş, böylece bölgelerin ekonomik yapısı içinde ayrı bir yer edinmişlerdir (Halaçoğlu, 1996: 112). XVI. yüzyılda biri Demirci nefsinde, diğeri de Borlu nahiyesi nefsinde olmak üzere iki adet pazarın kurulduğu tahrir defterlerinden an-laşılmaktadır (COA. TD.165: 352-410; TK. KKA. TD.115: 310 b). XVII.
Yüzyılda da Demirci nefsindeki pazara ait bilgilere ulaşabilmekteyiz (Çe-lebi, 2011: 55). Konar-göçerlerin ekonomik faaliyetleri arasında, halı ve kilim dokumacılığı, deve, katır, at gibi üretimini de yaptıkları hayvanlarla ülkedeki ulaşım faaliyetlerine katkıları bulunmaktadır (Kazıcı, 2003: 169).
Konar-göçerler Osmanlı ordusunun ihtiyaç duyduğu et, süt peynir ve şe-hirlerde yer alan deri işletmelerinin üretiminde hammadde olan derinin temin edilmesi, avcı kuşlar yetiştirilmesi, orman işleri ve maden işletme-leri, bunların korunması gibi rolleri de üstlenmiştir (Gündüz, 2002: 163).
Hayvancılık konusunda uzmanlıkları onların aynı zamanda kasaplıkta da uzmanlaştıklarına ve ihtiyaç durumunda kasap olarak
görevlendirilmeleri-ne vesile olmuştur (Refik, 1930: 18). Konar-göçerlerin bir kısmının hay-vancılık yanında ziraat ile uğraştıkları da anlaşılır (Kütükoğlu, 2002: 42).
Defterlerde vergiye tabi olan Yörük cemaatlerine ait kayıtlarda mücerred, bennak, nimçift gibi vergi mükelleflerine rastlanması, bunların Demirci kazasında da zirai faaliyetlerle de uğraştıklarının göstergesidir (COA. TD.
165: 380-381). Ayrıca konar-göçerlerden imkânı olanların hac görevini ifa ettikleri de belirlenmektedir (KK. KKA. TD. 115: 256 b).
Konar-göçerler ekonomik faaliyetler haricinde yeni fethedilen yerler-de iskâna tabi tutulma ile buraların şenlendirilmesinyerler-de rol oynamıştır. Me-sela Vize’ye (Kırklareli) Saruhan bölgesinden Yörük grupları getirilerek yerleştirilmiştir (Ceylan, 2011: 65). Osmanlı Devleti bazen Yörük cemaat-lerini iskâna zorlamış, bunlar da direnmişlerdir (Refik, 1930: 108). Bunla-rın iskâna zorlanmasında Osmanlı Devleti’nin konar-göçerlerin vergilerini düzenli toplayabilme düşüncesi etkili olmuştur (Gündüz, 2003: 362). Şe-hirlerde ikamet eden Yörükler, şehir halkından farklı bir vergilendirmeye tabi tutularak defterlerde “şehirli” sayılmamış ancak şehrin geçici değil, daimi nüfusunu oluşturmuştur (Emecen, 1989: 54). Şehir ve köy toplu-mundan farklı statüsü olan konar-göçerler kendileri için düzenlenmiş ka-nunlar çerçevesinde hareket etmiştir (Kazıcı, 2003: 165). Konar-göçerler timar sistemi içinde yaşadıkları yere göre timar, zeamet, has veya vakıf reayası statüsünde olmuş, dolayısıyla mali bakımdan bir vergi dairesine bağlanmış ve raiyyet olarak da sorumluluk altına girerek, vergilerini raiy-yeti olduğu dirlik sahibine ödemiştir. Ayrıca nüfusu kalabalık olan grupla-rın gelirleri de fazla olacağından bu gruplar defterlere has reayası olarak kaydedilmiştir (Şahin, 2006: 187). Tahrir defterlerinde Demirci kazasında-ki Yörük cemaatlerinin bennak, mücerred gibi resimlerin yanında cürm-ü cinayet, arusane gibi arızi vergileri de verdikleri açıkça görülür (COA.
TD. 165: 380-381). Demirci kazasında vakıf reayası olarak ve konar-gö-çerliklerini sürdüren Yörükler de vakıf tahrir defterlerinden takip edile-bilmektedir (COA. TD.398: 152 -155; TK. KKA. TD.544: 89 b - 91 b).
Konar-göçerlerin verdiği vergilerden biri de avarız’dır. Konar-göçerlerin hareket halinde olmalarından dolayı nerede ve kime verileceği konusunda tartışmalara konu olan avarız vergisinin, bunların bağlı oldukları sipahiye verilmesinin istenmiştir (MŞS.21: 170). Yörük cemaatlerinin bazen haric ez defter oldukları da tahrir defterlerinden anlaşılır (COA. TD. 165: 417).
Yörük cemaatleri bir yerleşim yerine tabi olarak defterlere yazılmıştır (COA. TD. 165: 371; 3 TK. KKA. TD.125: 90 b 4 ). Bazen Yörük cema-atlerinin Demirci’ye tabi olmakla birlikte başka kazalarda ikamet ettikleri de vakidir (COA. TD. 165: 365).5 Yörük cemaatlerinin bazılarının yaylak
3 “Cemaat-i Yörükan-ı Kurt Tutan tabi-i Akçaköy”.
4 “Cemaat-i Karaca İbrahimler tabi-i Borlu”.
5 “Cemaat-i Yörükan-ı Satılmış tabi-i Temürci mütemekkin der Kaza-i Mermere”.
ve kışlaklarının isimleri defterlere yazılmıştır. Korkutlar cemaati bunlar-dan biridir (COA. TD.165: 367).6 Konar-göçerlerin idari bakımdan bağlı oldukları yer, kışlak merkezlerinin bulunduğu sancaktır. Bu sancakta ya-şadıkları kaza da hukuki olarak bağlı oldukları kazadır. Ayrıca konar-gö-çerler kendileriyle ilgili her türlü meseleyi İstanbul’daki divan-ı hümayuna götürme hakkına da sahiptir (Şahin, 2006: 186).
Osmanlı Devleti’nde konar-göçerlerin nüfusunun oldukça yüksek sa-yılabilecek düzeye ulaştığı anlaşılır. Mesela 1520’li yıllarda Anadolu Bey-lerbeyliği nüfusunun % 15’ini oluşturan konar-göçerler Ankara, Kütahya, Menteşe, Aydın, Saruhan, Teke ve Hamid Sancaklarında 80 bin haneye rakamını görmüştür (Düzbakar, 2003: 63).
Tahrir defterlerine göre konar-göçer Yörük cemaati sayısının XVI.
Yüzyılda Demirci kazasında oldukça fazla olduğu söylenebilir (COA.
TD.165; TK. KKA. TD. 115; TK. KKA. TD. 125). XVI. Yüzyılda Demirci kazasında bulunan Yörüklerin cemaat isimleri ve bağlı bulunduğu grupları (TK. KKA. TD.115: 258 a) 7 ve bulundukları köyleri defterlerden takip edebilmekteyiz (TK. KKA. TD. 115: 261 b).8
Demirci Kazası ve bu kazanın merkezini oluşturan Demirci şehrinin adının da Yörük cemaatinden alındığı düşünülebilir. Demirci’nin adı konu-sunda çeşitli iddialar ortaya atılmakla birlikte bunların bilimsel dayanağı bulunmaz. Bizim düşüncemize göre Demirci ismini Yörük cemaatinden almıştır. Nitekim Türkler Anadolu’ya geldiklerinde yerleştiklere yerlere Türkçe isimler vermiştir. Bu isimler Türklerin daha önce yaşadıkları yer-lerin adları olabildiği gibi bir dere, dağ, kabile, soy veya şahıs adı olabil-mekteydi (Göktürk, 1974: 10, 11). Türkler Anadolu’da bu şekilde kendile-rine ait isimlerden müteşekkil köyler oluşturmuş (Şeker, 1973: 102), dâhil oldukları boy veya cemaatin adlarını bu köylere vermiştir (Gökçen, 1946:
23). Demirci kazasında da birçok köye bu şekilde Yörük cemaatlerinin adlarının verildiği tespit edilmektedir. Mesela Demirci kazasında bulunan Avşar köyü, Oğuz boylarından birinin adını taşırken, Kılavuzlar, Divane Çobanlar, Eyvanlar köyleri de Yörük cemaat isimlerinden oluşmaktadır (TK. KKA. TD.125: 86 a, 87 b, 93 b). Benzer şekilde “Temürci” adını taşıyan Yörük cemaati de Demirci’de yer almaktadır (COA. TD.165: 368).
Bu cemaat Oğuzların Yıva Boyuna mensuptur (Halaçoğlu, 2011: 2195).
Demirci kazasındaki köylerin adlarında Yörük cemaat isimlerine sıkça rastlanması, Temürci Yörük cemaatinin adının da şehre verildiğini akla getirmektedir.
XVI. yüzyılda Demirci kazasındaki Yörük cemaatleri ve bunlara ait bazı bilgiler aşağıdaki tablolarda verilmiştir. Demirci kazasında
konar-gö-6 “Cemaat-i Korkutlar yaylakları Üç Depe, kışlakları Kaya İli …”.
7 “Cemaat-i Otmanlar an Kurd Tutan an Yörükan-ı Temürci”.
8 “An cemaat-i mezbur der karye-i Bulduklu tabi-i Borlu”.
çerler daha çok kırsal bölgede yer almakla birlikte, şehir merkezinde de varlıklarına rastlanır. Konar-göçer kayıtları içinde mücerredler belirtilmiş, bennak ya da ganem resmi gibi vergi mükellefleri de defterlere yazılmıştır.
Dolayısıyla bunlar çalışmamızda hane olarak değerlendirilmiş ve buradan hareketle tahmini nüfus hesaplama yoluna gidilmiştir. Osmanlı Devleti dö-nemine ait nüfus hesaplamalarında tarihçiler arasında farklı görüşler bu-lunmaktadır (Barkan, 1953: 12; Koç, 2013: 186-187; Elibol, 2007: 141).
Çalışmamızdaki hesaplamalarda hane katsayısı beş alınmış, mücerredler ise ayrıca ilave edilmiştir.
1531 yılında Demirci şehrinde toplam on üç mahallede 67 hane ve 6 mücerredden mürekkep yaklaşık 341 kişilik Yörük nüfus bulunduğu anla-şılmaktadır.
Tablo I: 1531’de Demirci Şehrinde Bulunan Yörüklerin Mahallelere Göre Dağı-lımı 9
Mahalleler Hane Mücerred Tahmini Nüfus
Cami-i Atik 6 - 30
Cami-i Cedid 1 1 6
Ece 1 - 5
Eski Hisar 1 1 6
Hacı Baba 5 2 27
Hacı Tur Beg 6 1 31
Hisar 11 - 55
Kadı 7 - 35
Kasım Fakih 9 - 45
Pazar 7 - 35
Sofular 5 - 25
Şüca’ 3 1 16
Yağmur 5 - 25
Toplam 67 6 341
1575’te ise Demirci şehrinde dört mahalle yanında şehirde perakende olarak dağılmış halde 16 hane ve 8 mücerredden oluşan yaklaşık 88 kişilik Yörük nüfus bulunmaktadır.
Tablo II: 1575 Yılında Demirci Şehrinde Bulunan Yörüklerin Mahallelere Göre Dağılımı10
Mahalle Hane Mücerred Tahmini Nüfus
Kasım Fakih 2 2 12
9 COA. TD.165, s.743-744.
10 TK. KKA. TD.115, s. 263 b.
Cami-i Cedid 3 - 15
Ece 3 1 16
İç Hisar 2 2 12 Perakende 6 3 33 Toplam 16 8 88
Tablo 3’te de görüleceği üzere 1531 yılında Demirci kazasının muhte-lif köylerine dağılmış olan ve toplam sayıları 46 çeşidi bulan Yörük cema-atlerinin Demirci kazasının kırsalındaki hane sayısı 1315, mücerred topla-mı da 540’ı bulmaktadır. Buna göre kaza kırsalında yaklaşık 7115 kişilik Yörük nüfusu olduğu tahmin edilebilir.
Demirci kazası dışında, Kula, Selendi, Adala gibi kazalara dağılmış olan Yörük cemaatlerine de defterde rastlanır. Ayrıca Demirci kazasındaki Yörük cemaatlerinin bu dönemdeki vergi gelirleri 45 bin akçeden oluşur-ken, bu rakam kaza toplam gelirinin %7,57 oranına karşılık gelmektedir.
Tablo 3: TD. 165’e Göre 1531’de Demirci Kazasında Yörük Cemaatleri
Sıra Cemaat Hane Mücerred Bulunduğu
Yer
1 Oraklar 7 3
-2 Saru Çam 4 1
-3 Çarıklu 2 4
-4 Düzenler 99 51
-5 Hassa Yörükleri 4 3 Gümele
6 “ 3 - Kıran
7 “ 4 2 Avşar
8 “ 22 18 Kürdecik
9 “ 10 8 Kızılca
10 “ 5 5 Yolcular
11 “ 18 4 Kurdbükü
12 “ 18 10 Koca Taşlu
13 “ 5 9 Çortak
14 “ 1 1 Yakılar
15 “ 3 1 Palamud
16 “ 9 2 Kaza-i Kula
17 “ 14 8 Yağlılar
18 “ 4 1 İlek
19 “ 7 3 Danişmendlü
20 “ 7 5 Yavaşlar
21 “ 5 4 Depecik
22 “ 1 4 Eynehanlar
23 “ 20 2 Ahmedler
24 “ 9 2 Turudlar
25 “ 19 10 Şekerim
26 Çarıklu
(An Yörükan-ı Hassa) 22 7 Kaza-i
Selendi
27 Kuzucu
(An Yörükan-ı Hassa) 15 7
-28 Kovancık
(An Yörükan-ı Hassa) 6 4
-29 Talaz
(An Yörükan-ı Hassa) 3 2
-30 Hassa Yörükleri 5 5 Boz Köy
31 “ 40 60 İniş
32 Çanakçı
(An Yörükan-ı Hassa) 34 26
-33 “ 9 - Mendehorya
(Adala)
34 “ 5 - Güneylüce
35 “ 6 - İlcik
36 “ 4 - Avşar
37 “ 9 - Çölmekçi
38 “ 7 - Dibek Dağı
(Adala)
39 “ 5 1 Kesri Gevic
Beg (Adala)
40 “ 3 - Bulduklu
41 “ 5 - Hamidler
(Adala)
42 “ 4 - İnce Bahçe
(Aydın)
43 “ 2 - Kara
Bağlandılar (?)
44 “ 3 - Dulkadır
(Adala)
45 “ 2 - Kovacık
(Adala)
46 Öksüzler (An Yörükan-ı Temürci)
10 - Yengi
Nahiyesi 47-48 Korkudlar ve Iklıkcılar 15 - Manisa’da
Kışlarlar
60 Kara Kasablar 27 3 Palamud
(Manisa) 61 Kara Mehmediler nd.
Kara Haylar
-63 Korkutlar 73 2 Yaylakları
Üç Depe, Kışlakları Kaya İli
64 Korucılar
-76 İsifler 1 - İsifler (Kula)
77 “ 3 - Öreyler
-84 Kırk Hacılar
-92 Yörükan-ı Akçaköy 18 7 Kara Göleler
93 “ 9 5 Bulduklu
94 Kara Yusuf (Tabi-i Yörükan-Iı Akçaköy)
5 -
-95 Yörükan-ı Akçaköy 5 1 Ahmedler
96 “ 4 - Kösem
-101 Kadem Hocalar
-104 Ayu Mahmudlar nd.
Hacı Mahmudlar
-Aşağıda Tablo 4’de 1575 yılında Demirci kazası kırsalındaki Yörük cemaatleri ve bu cemaatlere ilişkin defterde yer alan bilgiler görülmekte-dir. Bu tarihte Demirci kazası kırsalında 34 çeşit Yörük cemaatinin muh-telif köylere dağıldığı ve toplamda 911 hane yanında 774 mücerrede sahip olduğu tespit edilmektedir. Buna göre kaza kırsalında yaklaşık olarak 5329 kişilik Yörük nüfusu bulunduğu ifade edilebilir.1575’te deftere kayıtlı De-mirci kazası dışına dağılmış Yörük grubu sayısının da önceki tahrire göre oldukça azaldığı da belirlenmektedir.
Tahrir defterine göre 1575 yılında Yörük cemaatlerine ait niyabet, arus, cürm-ü cinayet, bennak, mücerred, ağnam gibi resimleri toplamının az da olsa artarak 46 bin akçeye yükseldiği anlaşılmaktadır. Bu rakam ka-zanın toplam gelirinde %5,87’lik bir orana karşılık gelmektedir.
Tablo 4: TD. 115’e göre 1575’te Demirci Kazasında Yörük Cemaatleri
Sıra Cemaat Hane Mücerred Bulunduğu
Köy
1 Serçeler 14 15
-2 “ 8 8 Köseler
3 Mahmudlar
(An Yörükan-ı Temürci) 11 11
-4 Temürci Yörükleri 3 4 Köylüce
(Tabi-i Düzenler) 7 11
-21 Yahşiler
(Tabi-i Düzenler)
2 4
-22 “ 4 4 Kızılca
23 Temürci Yörükleri 7 11 Eceler
24 Kılağuzlar
(An Yörükan-ı Temürci) 6 3
-25 Temürci Yörükleri 8 7 Danişmendler
26 “ 3 2 Kavakalanı
27 “ 6 8 Yolcular
28 “ 10 7 Turudlar
29 “ 5 1 Kerpiçlik
38-39 Bahşayişler nd. Dokurlar ve Iklıkcılar
(Tabi-i Kurd Tutan) 12 14
-48 Hoca Ahmedler
(An Kurd Tutan)
26 29
-49 Kasım Oğlanları
(Tabi-i Kurd Tutan) 3 2
-50 Kurd Tutan 29 15 Göleler
51 “ 15 12 Esed Viranı
52 Ahmedler
(Tabi-i Kurd Tutan) 3 4 Kürcü
53 Kurd Tutan 7 13 Kuzıpınar
54 “ 5 7 Tavak
55 “ 6 1 Derziler
56 “ 6 4 Yortan
57 “ 5 10 Karardan
58 Eyne Fakih Obası (Tabi-i Kurd Tutan)
16 19
-59 Ahmed Fakih Obası
(Tabi-i Kurd Tutan) 12 10
-60 Bacılar
(Tabi-i Kurd Tutan)
9 9
-61 Ömer Oğlanları
(Tabi-i Kurd Tutan) 19 15
-62 Derzi Halil
(An Kurd Tutan)
77 15
-63 Eyvanlar
(An Yörükan-i Temürci) 26 29
-64 “ 10 4 Bulduklu
65 Evliyalar
(An Yörükan-i Temürci) 6 -
-66 “ 4 5 Karaca
İbrahimler
67 “ 23 18 Turpcular
68 “ 9 16 Ahmedler
69 “ 4 4 Rumşah
70 “ 25 16 Köseler
71 “ 6 3 Cindik (?)
72 “ 6 2 Saru Haliller
(Adala)
73 Sağırlar
(An Yörükan-ı Temürci) 6 2
-74 “ 5 3 Hun (?)
(Mermere)
75 Satılmışlar 17 5
76 “ 3 4 Çoruk
77 “ 3 5 Sufi Haliller
78 “ 1 2 Şeyh İdrisler
79 “ 1 - İnnişan (?)
80 “ 2 4 Çavlılar
81 “ 2 1 Mermercik
82 “ 1 1 Hoca
83 “ 1 3 Bozcaatlu
84 “ 2 1 Aziz Beglü
85 “ 1 1 Alaağaç
86 “ 1 1 Kara İsalar
87 “ - 1 İncikler
88 “ 2 1 Yayalar
89 “ 2 1 Hüdük
90 “ 1 - Pulluca
91 “ 10 6 Durasan Ece
92 “ 3 2 Çanakçı
93 “ 1 1 Serke
94 “ 2 - Parsamaz
95 “ 1 1 Sevincler
96 “ 1 - Örücüler
97 “ 1 2 Kazancı
98 “ 2 1 Yaylalar
99 “ 2 1 İshaklar
100 “ 3 - Oluk
101 “ 1 3 Ortacalar
102 “ 1 - Eceler
103 “ 1 - Eleki
104 “ 2 2 Kemhallu
105 “ 1 - Ağaçhisar
106 “ 1 - Balçık Hisar
107
“ 3 2 Çömlekçi
108 “ 2 1 Dede
109 “ 1 4 Avşar
Toplam 911 774
-1531 yılında Demirci nefsi ve kırsalındaki tahmini konar-göçer nüfu-sun yaklaşık olarak 7436 kişi civarında olduğu, bu rakamın 1575’te 2039 kişi azalarak yaklaşık 5417 kişiye düştüğü, başka bir ifadeyle %27,34 ora-nında gerilediği anlaşılmaktadır. Bu durum konar-göçerlerin bir kısmının yerleşik hale geldiği ya da başka kazalara gittiklerini akla getirmektedir.
XVI. Yüzyılda Demirci kazasında Konar-göçerlere ait nüfusun kaza genel nüfusu içinde yaklaşık %20 civarında olduğu da belirlenmektedir.
Demirci kazasındaki Yörük cemaatleri hakkında bilgi veren başka bir tahrir defteri de tarihi tam olarak belli olmamakla birlikte Kuyud-ı Kadime
Arşivi’nde bulunan 125 numaralı defterdir. Defterde Yörük cemaatlerinin sadece bulundukları yerler ya da bağlı oldukları Yörük cemaatlerinin isim-leri yazılmış, ardından da mücerred ve diğer vergi yükümlüisim-leri kaydedil-miştir. Defterde Yörük cemaatlerinin Demirci kazasında 5 mahalle ile 51 adet köye dağıldığı ve toplam nefer sayısının da 1856 olduğu tespit edil-mektedir.
3. SONUÇ
Eskiçağlardan günümüze yerleşimlerin bulunduğu ve çeşitli medeni-yetlere ev sahipliği yapmış olan Demirci ve çevresinde 700 yıldan fazla zamandır Türk egemenliği bulunmaktadır. Çalışma dönemimizi kapsayan XVI. yüzyılda, Osmanlı Devleti hâkimiyetinin bulunduğu Demirci, Sa-ruhan Sancağının kazası olarak yoğun bir konar-göçer iskânına sahne ol-muştur. Yüzyılın ilk yarısında Yörük nüfusu ve cemaat sayısının, yüzyılın ikinci yarısına göre daha fazla olduğu anlaşılır. Nitekim 1531’de toplam 46 Yörük cemaati ve bunlara ait yaklaşık 7456 kişilik nüfus bulunurken, 1575 yılında Yörük cemaati sayısı 34’e düşmüş, nüfusu da %27 civarında gerilemiştir.
Demirci ve çevresinde konar-göçerlerin ekonomik yapı içinde önemli rol oynadıkları görülür. Özellikle hayvancılık alanında gerek bölge, gerekse ülke ekonomisine ciddi oranda katkıda bulunduklarını söyleyebiliriz. Hay-van yetiştirme yanında, bir anlamda bunun yan sanayisi olarak değerlendi-rebileceğimiz dericilik, yün, iplik ve dokumacılık alanında ekonomiye ciddi oranda katma değer sağlamışlardır. Ayrıca et ve süt ürünlerinin üretimi ile bölge ekonomisi içinde ayrı bir paya sahip olduklarını da ifade etmek ge-rekir. Bunların haricinde zirai faaliyetler içinde yer aldıklarını, hayvancılık dışında tarımsal üretimde de pay sahibi olduklarını söyleyebiliriz. Ayrıca tabi oldukları dirlik sahibine ödedikleri vergilerle, bölgede timar sisteminin sağlıklı şekilde işlemesine katkı sunduklarını da belirtmek gerekir.
Bölgede şehir ve kırsal alana yayılan konar-göçerler yerleştikleri birçok yere kendi cemaatlerinin isimlerini vermişler, doğal olarak bu yerleşimlerde Türk dili, inancı, geleneği-göreneği, yaşantısını hâkim kılarak, imam, derviş, müezzin gibi rollerle sosyal hayatın içinde yer alarak bir anlamda Demirci ve çevresinin Türkleşme sürecinde de önemli rol oynamışlardır.
KAYNAKÇA