• Sonuç bulunamadı

1.4. Kurumlar Vergisi Kanunu’na Göre Tasfiye

1.4.12. Tasfiye Memurlarının Sorumluluğu

1.4.12.1. Kurumlar Vergisi Kanunu’nda Tasfiye Memurlarının

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17’nci maddesi ile konulmuş olan özel sorumluluk hükmüne göre, tasfiye memurları, kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergiler ve diğer itirazlı tarhiyatlar için, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 207’nci maddesine uygun bir karşılık ayırmadan aynı Kanunun 206’ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamları ile vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar280.

Tasfiye memurları;

a) Kurumun tasfiye öncesi dönemlere ilişkin olarak tahakkuk etmiş vergileri,

b) Verilen tasfiye beyannameleri üzerinden hesaplanan vergileri ödemeden veya,

c) Yukarıda belirtilen vergiler ile itirazlı tarhiyatlar için karşılık ayırmadan,

İcra ve İflas Kanunu’nun 206’ncı maddesinin dördüncü sırasında yazılı alacaklılara

277 İsmail Hakkı Güneş, a.g.t., s. 25., Veysi Seviğ, “Anonim Şirketlerde Tasfiye”, Dünya Gazetesi, 07.08.2001. 278 Yüksel Koç Yalkın, Şirketler Muhasebesi İlkeler ve Uygulama (Ankara Turhan Kitabevi, 1992), s. 306. 279 Ahmet Kavak, a.g.e., s. 132.

ödeme ve ortaklara paylaştırma yaptıkları takdirde vergi asılları ile zamlarından ve vergi cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar281.

Kurumlar iflastan başka bir nedenle infisah etmişlerse tasfiye, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine; iflas nedeniyle infisah etmiş olurlarsa, İcra İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır, tamamlanır. İflas sonucunda infisah eden kurumun bütün alacakları ve malları bir masa teşkil eder ve borçların ödenmesine tahsis olunur. İflas dairesi üç kişiden oluşur ve her biri tasfiye memuru sıfatı ile kanuni temsilci konumundadır282. İ.İ.K’nın 206’ncı maddesi uyarınca alacaklılar öncelik sırasına göre dört sıra halinde iflas masasına iştirak ederler. Masa hasılatından, önce tasfiye için yapılan masraflar, sonra rehinle sağlanmış olan borçlar ödenir. Daha sonra da teminatsız alacaklılar, aynı maddedeki sıraya göre alacaklarını alırlar283.

Bu durumda, Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca tasfiye memurlarının sorumluluğu, İ.İ.K’nın 206’ncı maddesinin dördüncü sırasındaki alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapılmışsa söz konusudur. Buna göre, tasfiye memurları, kurumlar vergisini ödemeden veya karşılık ayırmadan, dördüncü sıradaki alacaklılara ödeme yapmamak ve ortaklara dağıtımda bulunmamak zorundadır. Söz konusu karşılığın hesabında, İ.İ.K.’nın “her sıranın alacaklıları arasında müsavi hakka maliktir” diyen 207’nci maddesi de dikkate alınmalıdır284.

Tasfiye memurları bu zorunluluğa uymadıkları takdirde, söz konusu vergilerin asıl ve zamlarından ve cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar285.

281 Ahmet Kavak, a.g.e., s. 133.

282D.Erkan Ateşli, “İflas Yolu ile Tasfiye Edilen Anonim/Limited Şirketlere İlişkin Vergi İncelemelerinde Kanuni Temsilcilerin Ödev ve Sorumlulukları” (Vergi Sorunları, Maliye Gelirler Kontrolörleri Derneği Yayını, Temmuz 1998), Sayı:118, s. 58.

283 Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2006, s. 713. 284 Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2006, s. 713. 285 Kurumlar Vergisi Kanunu, Md. 17/7.

Verginin aslı ve zamları, kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan da alınabilir ve ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye memurlarına müracaat olunmaz ancak bu gibi hallerde vergi cezaları tasfiye memurlarından alınır286.

Tasfiye memurları ödedikleri vergilerin asıllarından dolayı, tasfiyeden hisse alan ortaklara, paylaştırma yapılmışsa veya ortakların tasfiye payları vergileri karşılamaya yetmezse alacaklarını tamamen veya kısmen tahsil eden alacaklılara rücu edebilirler.

Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 17/7’nci maddesinin sonucu tasfiye memurlarının vergi cezaları, gecikme zam ve faizleri için rücu haklarının bulunmamasıdır287.

Ancak, tasfiyeye girmeden önce dağıtım kararı alınmış ise birikmiş karların, tasfiye döneminde ortaklara dağıtılması onlara paylaştırma anlamına gelmez. Söz konusu karlar dönem başı servet değerine dahil değildirler.

Tasfiye süresinde, tasfiye öncesi dönemlere ait olarak yapılan vergi incelemelerine dayanarak tarh edilen vergiler, gecikme faizleri ve vergi ziyaı cezaları ile kesilen usulsüzlük cezalarının ödenmesi bakımından tasfiye memurları yukarıdaki esaslar dahilinde, ancak kurumun tasfiyeye başladığı tarihteki malvarlığı ile sınırlı olarak sorumludurlar288.

Son olarak tasfiye memurları, nihai tasfiye sonucunda verilen beyan üzerine idarece yapılan incelemeye dayanılarak tarh edilen vergilerin ödenmesi bakımından da sorumludurlar289.

Tasfiye memurlarının yukarıda belirtilen sorumlulukları görevlerinden istifa etmiş

286 Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2006, s. 713. 287 Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2006, s. 713.

288 Ali Uysal ve Nurettin Eroğlu, a.g.e., s. 613., Şükrü Kızılot, a.g.e., s. 1571., Yılmaz Özbalcı, a.g.e., s. 668. 289 Yılmaz Özbalcı, a.g.e., s. 667., Selahattin Paklar, a.g.e., s. 564., Şükrü Kızılot, a.g.e., s. 1567.

olsalar dahi devam eder290. Tasfiye memurlarının ölmesi ve yerine yeni tasfiye memuru tayin edilmemesi durumunda, tasfiye işleri yönetim kurulu tarafından yürütülür ve durum ticaret siciline tescil ve ilan olunur. Bu durumda tasfiye memurlarına ait sorumluluk yönetim kurulu tarafından üstlenilmiş olur291.

Türk Ticaret Kanunu’nun 442’nci maddesi hükmüne istinaden anonim şirket ana sözleşmesi veya genel kurul kararıyla tayin edilmiş olan tasfiye memurları ya da bu görevi ifa eden yönetim kurulu üyeleri, genel kurul tarafından her zaman azledilebilirler. Azledilen tasfiye memuru veya yönetim kurulu üyeleri yerine yenileri tayin edilir. Genel kurulun bu yetkisi emredici kural olup, şirket ana sözleşmesine konulacak aksine hüküm ile elinden alınamaz. Tasfiye memurları mahkeme tarafından tayin edilmiş ise genel kurulun azil yetkisi yoktur. Pay sahiplerinden birinin talebiyle haklı sebeplerin varlığı halinde mahkeme tasfiye memurlarını azlederek yenilerini tayin edebilir. Bu durumda da tescil ve ilan edilmesi gerekir292.

Tasfiye memurlarının değiştirilmesi halinde V.U.K.’nun 10 ve 333’üncü maddeleri ile K.V.K.’nun 17’nci maddesi yönünden, her tasfiye memuru kendi döneminin sorumluluğunu taşır.

Tasfiye memuru, önceki tasfiye memurunun ölümü nedeniyle değiştirilmiş olabilir. Tasfiye muameleleriyle ilgili olarak yapılan vergi incelemesi sonucunda, ölen tasfiye memurunun sorumlu olduğu döneme ilişkin bir tarhiyatta, kesilecek cezadan yeni tasfiye memuru sorumlu olmayacaktır293.

Gelir idaresi, tasfiye memurları tarafından kendilerine açık veya örtülü yoldan paylaştırma yapılan ortaklardan, tahakkuk eden verginin aslı ile zamlarını talep edebilir.

290 Selahattin Paklar, a.g.e., s. 564. 291 Selahattin Paklar, a.g.e., s. 564.

292 Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2006, s.715. 293 Beyanname Düzenleme Kılavuzu 2006, s.715.

Ancak vergi cezaları için idarenin böyle bir talep hakkı yoktur. Ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları nedeniyle tasfiye memurlarına ayrıca müracaat edilmez294.

Gelir idaresinin bu yönde bir işlem yapması yani vergi aslı ve zammını, paylaştırma yapılan ortaklardan talep etmesi bir zorunluluk olmayıp idarenin takdirine bırakılmıştır295. Bu yetkisi kullanılmadan tasfiye memurundan talep edilmesi yasaya uygun olup, tasfiye memurunun bu yönde bir itirazı haklı görülemez296.

Özelliği itibariyle limited şirket ortakları, amme alacaklarının kısmen veya tamamen şirket tüzel kişiliğinden alınamaması durumunda, tahsil imkanı olmayan amme alacaklarından sermaye payları oranında hiçbir şart aranmaksızın doğrudan doğruya sorumludurlar297. Limited şirket ortaklarının şirketin vergi borçlarından dolayı sınırsız ancak, şirketteki sermaye payları oranında sınırlı bir sorumlulukları vardır298.