• Sonuç bulunamadı

ÖRGÜTSEL VATANDAŞLIK DAVRANIŞI-

KURAMSAL ÇERÇEVE Algılanan Örgütsel Politika

AÖP yazını incelendiğinde, bu konuya 90lı yıllar itibari ile odaklanılmaya başlandığı görülecektir. Ulusal yazında ise yeterli ilgiyi gördüğü ve yeterli çalışma yapıldığını söylemek oldukça zordur (İşcan, 2005). ÖP yazının 20 yıllık bir geçmişi olduğu göz önüne alındığında tam manasıyla olgunlaşmamış ve yazında bu konuya dair fikir birliğinin tam oluşmamış olması beklenmektedir ki Drory ve Romm (1989) tanım konusunda bir fikir birliği oluşmadığını savunmaktadır (Vigoda-Gadot, 2010). Buchanan'ın (2008) örgütsel politikanın yaygın olarak olumsuz bir terim olarak görülmesine karşın örgütün çıkarlarını koruma ve geliştirme gibi olumlu sonuçları olabileceği savına karşın ÖP' ya dair yapılan tanımlamalarda ÖP'nın olumsuz yönüne vurgu yapılmıştır. Yapılan tanımlamaların ortak yönü her tanımlamanın şahsi çıkarları koruma ve geliştirmeye faaliyetlerine vurgu yapması ve sosyal etkileme taktiklerine işaret edilmesidir (Cropanzano ve ark., 1995). Mayes ve Allen (1977) tanımlamanın hem mikro hem de makro düzeyde bir analiz içeren, politikanın kullanım alanının karar verme üzerinde şekillendiği ve tanımlamanın politik olan ve olmayan davranışları ayırt edici bir mahiyette olması gerektiğini savunmaktadır. Bu bağlamdan hareketle, Kacmar ve Ferris (1991) ÖP'yı karar verme sürecini güç kullanarak belli kişi ya da grupların çıkarları doğrultusunda yönlendirmek olarak tanımlarken Drory (1993) gayri resmi temelli ve çelişkili yönetim tarzlarıyla ortaya çıkan şahsi çıkar koruma ve geliştirme çabaları şeklinde tanımlamıştır. En çok kabul gören tanımlamalardan bir tanesi olarak kabul edebileceğimiz Vigoda'nın (2000)

tanımlaması da aynı noktalara vurgu yapmış ve o da ÖP'yı işgörenlerin şahsi çıkarlarını korumak ve geliştirmek için sergiledikleri davranışlar olarak tanımlamıştır.

AÖP yazının bir diğer dikkat çeken özelliği ise AÖP ile ilgili çalışmaların çoğunluğunun Kuzey Amerika bağlamında yapılmış olması ve bu çalışmalarda ağırlıklı olarak özel sektörden örneklem kullanılmasıdır (örn.Hochwarter vd., 1997). Çok az çalışma kamu sektöründen örnekleme (Parker vd., 1995) ve kamu-özel karma örnekleme (Drory,1993; Ferris ve Kacmar, 1992). Doğu bağlamında yapılan çalışmalar ise belirttiğimiz gibi oldukça azdır (Vigoda, 2000; İşcan, 2005; Ram ve Prabhakar, 2010).

Örgütsel Adalet

Araştırmamızın bir diğer değişkenini temsil eden örgütsel adalet (ÖA) konusu ise elli yılı aşkın bir süredir hem kuramsal açıdan hem de davranışsal açıdan incelen bir konudur. Adaletin kavramsallaşma süreci Homans'la (1961) başlamış, Adams'ın eşitlik teorisi ile (1965) üzerindeki ilgi artmış ve Greenberg'in (1987) geliştirdiği sınıflandırma ile birlikte kavramsallaştırma çalışmaları devam etmiştir. Greenberg'in (1987) sınıflandırmasından yola çıkacak olursak ÖA, bireylerin hem ödül ve kaynakların dağıtımına yönelik hem de bu dağıtım sürecine yönelik öznel görüşler olarak tanımlanmaktadır. Coquitt ve ark. (2011) bu tanımlamayı daha net ifade edecek şekilde ÖA'i alt boyutları ışığında tanımlayarak örgütsel adaletin, kaynak ve ödüllerin dağıtımı, bu dağıtımı sürecine ve bu süreçteki kişiler arası etkileşime dair oluşan algı olarak tanımlamıştır. Yazında örgütsel adalete dair pek çok model ve boyutlama olmasına rağmen en yaygın kabul gören boyutlandırma Niehoff ve Moorman'ın çalışması etrafında şekillenmiştir. Niehoff ve veMoorman (1993), ÖA'i iki alt boyut altında incelemiş ve bu boyutları dağıtım adaleti ve prosedür (süreç) adaleti olarak ikiye ayırmıştır. Ancak bazı araştırmacılar prosedür adaletini de ikiye ayırarak prosedür ve etkileşim adaleti olarak adlandırmışlardır (Luo, 2007). Dağıtım adaleti, örgütlerde fayda ve zararın dağılımına dair algılamalar üzerine inşa edilirken sadece ödüllerin dağılımına değil aynı zamanda iş yükünün de dağılımına dair algılamalara işaret edilmektedir (Colquitt, 2001). Dağıtım adaletinin oluşmasında eşitlik, eşit paylaşım ve ihtiyaç kuralları ön plana çıkmaktadır (Luo, 2007). Grenberg'in (1987) süreç kontrolü gibi hem yapısal elementlere hem de iş ilişkilerindeki adalet algısının belirleyicisi olma özelliğine vurgu yaptığı prosedür adaleti ise karar mekanizmasının uygulama ve faydaları belirleme sürecinde adil oluşunu temsil etmektedir (Luo, 2007). Prosedür adaletinin en işlevsel özelliklerinden bir tanesi, çalışanlarda oluşan yüksek prosedür adaleti algısının grup üyelerine değer verildiği algısının oluşmasına netice veresidir (Niehoff ve Moorman, 1993). Son olarak bazı araştırmacılar tarafından prosedür adaletinin bir parçası (Niehoff ve Moorman, 1993) olarak bazı araştırmacılar için ise tıpkı prosedür adaleti gibi örgütsel adaletin ayrı bir boyutu olarak değerlendirilen (Colquitt vd., 2011)

etkileşim adaleti ise süreçlerin sosyal yönünü teşkil eder ve süreçlerdeki etkileşimin kalitesi olarak değerlendirilebilir (Luo, 2007).

Örgütsel Vatandaşlık Davranışı

Araştırmamızın bağımlı değişkenini temsil eden örgütsel vatandaşlık davranışı (ÖVD), ilk olarak Organ tarafından ortaya atılmış bir kavramdır. Farklı tanımlamalar olmakla, ÖVD örgüt performansının yer aldığı sosyal ve psikolojik çevreyi destekleyen davranışlar olarak tanımlanmaktadır (Organ, 1988). Bu noktada en önemli hususlardan bir tanesi ÖVD'nin gönüllü olarak sergilenen davranışlar olmasıdır (Gürbüz, 2007). Yazında ÖVD ile ilgili pek çok boyutlandırma olmakla birlikte, bu boyutlandırmalar arasında en yaygın kabul göreni ve diğer boyutlandırmalarda temel alınanı Organ'ın diğergamlık, nezaket, vicdanlılık, sivil erdem ve centilmenlik boyutlarından oluşan boyutlandırmasıdır (Gürbüz, 2007). Bu boyutlandırmayı temel alan bizimde çalışmamızda bağımsız değişken olarak kullandığımız boyutlardan bir tanesini teşkil eden ÖVD-örgüt ve ÖVD-birey boyutlandırması Williams ve Anderson'ın (1991) boyutlandırmasıdır. Söz konusu boyutlandırmaya göre ÖVD hedeflenen kitle ya da guruba göre adlandırılmakta, bireye yönelik davranışlar ÖVD-bireyi, örgüte yönelik sergilenen davranışlar ise ÖVD-örgütü oluşturmaktadır (Wiliams ve Anderson, 1991). Bu boyutlandırmanın Organ'ın boyutlandırmasıyla benzer yönü ise ÖVD-birey diğerkamlık ve nezaket boyutlarından, ÖVD-örgüt ise vicdanlılık, sivil erdem ve centilmenlik boyutundan beslenmesidir.

Araştırmanın Hipotezleri ve Modeli

Kuramsal bakış açısıyla yazın incelendiğinde AÖP'nın bir temele oturtulması Sosyal Mübadele kuramından hareketle mümkün görünmektedir. Sosyal mübadele kuramına göre bireyler örgütlerine yaptıkları girdiler karşılığında örgütlerinden elde ettikleri çıktılarda mütekabiliyetin olmasını isterler. Bazı örgüt üyelerinin girdileri karşısında daha çok çıktı elde etmesi diğer örgüt üyelerini rahatsız ettiği gibi, girdisiyle orantılı çıktı alamayan birey de bulunduğu örgütte mütekabiliyetin olmadığını ve adaletsizliğin algısının oluşmasına sebep olması olası bir durumdur (Blau, 1964). Chan ve ark. (2009) örgüt içi ilişkilerin, gücün ve nesnel olmayan faktörlerin örgütsel politika algısının yüksek olduğu örgütlerde ödül dağılımında anahtar öğeler olduğunu savunmaktadır. Girdileri ile çıktıları arasında adaletli ve mütekabiliyet esaslı bir ilişki olmadığı algısına sahip işgörenlerin moral düzeyleri düşmekte, ödül dağılımını keyfi ve adaletsiz algılamakta ve bunun neticesinde örgütsel adalet algı düzeyleri düşmektedir (Rosen vd., 2006). AÖP'nın bazı iş tutum ve davranışları üzerinde yukarıda bahsettiğimiz mütekabiliyet çerçevesinde olumsuz etkileri olacağı yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur (örn. Cropanzano vd., 1997; Vigoda, 2000, Miller vd., 2008; İşcan, 2005;Bodla ve Danish, 2009).

AÖP'nın olumsuz etkilediği iş tutum ve davranışlarının başında tutum olarak bağlılık, işten ayrılma niyeti vb. gelirken davranış olarak ise ilk olarak ÖVD anılabilir. Hisiung

ve ark. (2012), AÖP-ÖVD ilişkisi örgütler için önem arz eden ve aralarında bir ilişki olması beklenen değişkenler olmasına rağmen yeterince araştırılmadığını savunmaktadır. Aradaki ilişkinin doğası gereği olarak işgörenlerin örgütlerine dair düşük AÖP'ye sahip olmaları onların performanslarını artırarak ÖVD sergilemesine sebep olması beklenmektedir (Randall vd., 1999). Cropanzano vd. (1997) yapmış oldukları çalışmada AÖP ile ÖVD arasında bir ilişki tespit etmemiş olmasına rağmen Randall vd. (1999) ÖVD'nın iki boyutu ile de (ÖVD-birey, ÖVD-örgüt) güçlü bir olumsuz ilişki tespit etmiştir. Buradan hareketle;

H1= Algılanan örgütsel politika ile örgütsel vatandaşlık davranış arasında olumsuz ve anlamlı bir ilişki vardır

AÖP-ÖA ilişkisi yazında incelenmiş ve yapılan çalışmalarda aradaki olumsuz ilişki ortaya konulmuştur (Andrews ve Kacmar, 2001; Harris vd., 2007; Byrne, 2005). Cropanzano ve ark. (1997) yüksek AÖP düzeyinin işgörenlerin örgütsel adalet ve eşitlik düzeylerine dair algılamalarının düşmesine sebep olacağını savunmaktadır. Bir diğer önemli husus ise yukarıda bahsettiğimiz sosyal mübadele ilişkisinde AÖP- ÖA ilişkisinin belirleyici bir rolünün olabileceği, AÖP örgüt içindeki sosyal mübadele ilişkisini zayıflatırken ÖA bu ilişkiyi güçlendirmesi hususudur (Harris vd., 2007). Andrew ve Kacmar (2001) AÖP'nın, ÖA boyutlarında prosedür adaleti ile göreceli olarak daha yüksek ilişki içerisinde olduğunu savunmaktadır. Onlara göre örgüt içi terfilerin belirlenmesinde kurallar yerine örgüt içi siyasete değer verilmesi, çalışanların iş çevrelerini ve süreçleri adaletsiz algılamalarına neden olmaktadır. Yani prosedür adaletinin AÖP-ÖVD ilişkisini etkilemesi beklenen bir durumdur. Byrne (2005) örgütsel politikanın örgütsel adalete olan etkisini Tyler ve Lind(in (1992) ilişkisel modeli ile açıklamaktadır. Söz konusu modele göre işgörenler adaleti, mertebelerini yükseltmek, görüşlerinin önemsenmesi ve karar verme sürecinde tarafsızlığı sağladığı için önemsemektedirler. Bu sayede işgörenler, yöneticiler ve örgütle olumlu bir ilişki kurmuş olurlar ki bu da ilişkinin kalitesiyle alakalı olması sebebiyle etkileşim adaletinin önemine işaret etmektedir (Byrne, 2005). Etkileşim adaletinin bir diğer önemli yanı ise onun AÖP'nın olumsuz çıktılarını izale eden bir özelliğe sahip olmasıdır (Byrne, 2005). Bir diğer ifadeyle AÖP'nın işgören tutum ve davranışlarına etkisi, işgörenlerin etkileşim adaleti algılarına göre değişmektedir. Bununla birlikte etkileşim adaletinin ÖVD üzerindeki etkisi birçok çalışma ile ortaya koyulmuştur. Yazında ÖVD’nın örgütsel adaletden nasıl etkilendiği birçok çalışmayla ortaya konulmuştur (örn. Fahr, Podsokoff ve Organ, 1990; Niehoff ve Moorman, 1991). Moorman ve Niehoff (1991) özellikle prosedür adaletinin ve etkileşim adaletinin ÖVD üzerindeki etkisine işaret etmiştir. AÖP-ÖA arasındaki ters yönlü ilişki dikkate alındığında AÖP’nın prosedür ve etkileşim adaletini olumsuz yönde etkileyeceği, prosedür ve etkileşim adaletinin de ÖVDnı etki edip, daha önce ÖVD üzerindeki aracılık özelliği vurgulanan ÖA’in (Niehoff ve Moorman, 1993), AÖP- ÖVD ilişkisi üzerinde de aracılık yapacağı beklenmektedir. Yazında adaletin aracılık

rolü üzerine birçok çalışma olmasına rağmen düzenleyicilik rolü için aynı durum söz konusu değildir. İşgörenler çalıştıkları ortamı adil gördüklerinde örgüt içindeki politikayı (yüksek dahi olsa) göz ardı etmesi beklenmektedir (Ayhan, 2013). AÖP- ÖVD ilişkisi işgörenlerin iş çevrelerini adil olarak algılayıp algılamama durumlarına göre de farklılaşması beklenmektedir. Buradan hareketle;

H2 = Algılanan örgütsel politika ile prosedür adaleti arasında olumsuz ve anlamlı bir ilişki vardır.

H3= Prosedür adaleti ile örgütsel vatandaşlık davranışı arasında olumlu ve anlamlı bir ilişki vardır.

H4= Prosedür adaletinin algılanan örgütsel politika-örgütsel vatandaşlık davranışı ilişkisinde düzenleyici rolü vardır.

H5= Prosedür adaletinin algılanan örgütsel politika-örgütsel vatandaşlık davranışı ilişkisinde aracılık rolü vardır.

H6= Algılanan örgütsel politika ile etkileşim adaleti arasında olumsuz ve anlamlı bir ilişki vardır.

Şekil 1. Araştırmanın Modeli

H7=Etkileşim adaleti ile örgütsel vatandaşlık davranışı arasında olumlu ve anlamlı bir ilişki vardır.

H8= Etkileşim adaletinin algılana örgütsel politika- örgütsel vatandaşlık davranışı ilişkisinde düzenleyicilik rolü vardır.

H9= Etkileşim adaletinin algılana örgütsel politika- örgütsel vatandaşlık davranışı ilişkisinde aracılık rolü vardır.

ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ

Araştırma evrenini, İstanbul ve Ankara’da kamu kurumlarında çalışan işgörenler oluşturmaktadır. Araştırmanda kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Bu

Algılanan Örgütsel Politika Etkileşim Adaleti Prosedür Adaleti Örgütsel Vatandaşlık Davranışı H5 H3 H9 H8 H6 H7 H1 H4 H2

kapsamda İstanbul ve Ankara da bulunan kamu kurumlarına 200 adet anket gönderilmiştir. Gönderilen anketlerin 172 âdeti toplanmış ve toplanan anketlerden 157 adet kullanılabilir veri elde edilmiştir. Çalışanların örgütsel politika algılarını ölçmek amacıyla Kacmar ve Ferris (1991) tarafından geliştirilen 24 maddeden oluşan ölçek; örgütsel adalet için Niehoff ve Moorman'ın (1993) 6 soruluk prosedür, 11 soruluk etkileşim adaleti ölçekleri ve örgütsel vatandaşlık davranışı için Orgon ve Konovsky'nin (1989) nezaket ve diğerkamlık boyutlarından oluşan 6 soruluk ölçek kullanılmıştır.

Araştırmada veri toplama aracı olarak anket tekniği kullanılmıştır. Anket iki bölümden teşkil olmaktadır. Birinci bölümde demografik değişkenlere yönelik sorular yer alırken ikinci bölümde araştırmamıza konu olan değişkenlere yönelik sorular yer almaktadır.

Outline

Benzer Belgeler