• Sonuç bulunamadı

Kuşatma ve sınırlama elemanları

SONUÇ VE ÖNERİLER

4. Her otomobil için 20–25 m 2 park alanı gereklidir.

4.1.3. Donatı elemanları

4.1.3.5. Kuşatma ve sınırlama elemanları

Kuşatma elemanları; bir alanda korumak, sınırlandırmak istenilen alanları birbirinden ayırmak amacıyla çok farklı materyallerden tasarlanıp yapılan elemanlardır.

Sınırlama elemanları kentsel mekanlarda trafiğe kapalı bölgeleri trafikten ayırmak amacıyla kullanılırlar [Yaylalı, 1998].

Dış mekan içinde insan trafiğinden çok, oto trafiğinin görsel engel oluşturmadan kontrol altında tutulmasını sağlayan düzenleme elemanlarıdır. Yaya trafiğinin yoğun olduğu bölgeler, örneğin alışveriş merkezlerinde taşıt trafiğini engellemek amacıyla kullanımları söz konusudur. Kullanıldıkları mekanı göz seviyesi altında çevrelemeleri ve görsel bir kuşatma oluşturmaları gerekir [Şişman ve Yetim, 2003].

Sınırlama elemanlarının, kullanım yerlerine ve işlevlerine göre değişik türleri vardır. Ritim duygusu yaratarak ilgi çekerler. Aralarına zincir konarak aralıkları arttırırlar. Metal, betonarme ve sert plastik gibi malzemelerden yapılabilirler. Ancak montajlarının sağlam olmasına özen gösterilmelidir.

Sınırlayıcılar, ticaretin yoğun olduğu mekanlarda, özellikle trafiğe kapalı bölgelerde belirli saatlerde, mal indirme- bindirme saatlerinde uzaktan kumanda ile hareket ettirilebilir ve belli bir süre sonra eski düzenine dönmektedir. Bazı tipleri trafik geçişini engeller ve yarı hareketlidir [Yaylalı, 1998].

Belli kesimler taşıt trafiği dışında bırakılmak istenildiğinde, sınırlama bazı engeller ile esnek bir olgu çerçevesinde çizilir. Kazıklar, küçük parmaklıklar yardımı ile belli kesimler, akan veya duran taşıt trafiğine karşı sınırlandırılır.

Sınırlama elemanlarının bazen esas görevleri dışında oturma ve oyun faaliyetlerine yararlı olacak şekilde boyutlandırılmaları da gerekebilir. Bu nedenle demir parmaklıklar yerine doğal ve yapay blok taşlara, sıra halinde dikilmiş ağaçlara ve kalın tomruklara öncelik tanınmalıdır. Şekil 4.59’da farklı materyallerin alanlarda kullanım ilişkileri ve ölçüleri verilmiştir.

Şekil 4.59. Yaya yolu-taşıt yolu bölücü elemanlar [Bakan ve Konuk, 1987]

Taşıt ve yaya trafiğinin karışık olduğu sokakların ayrımında kullanılan engellerin yükseklikleri hiçbir zaman 30 cm yi geçmemelidir. Böylece bir alanda görüş açısı sınırlanmamakta, diğer tarafta ise taşıt sürücülerine taşıt ve yaya yollarının birbirinden ayrı iki kesim oldukları kanısı verilmemektedir [Boynukalın, 1980].

TSE sınırlama ve kuşatma elemanlarıyla ilgili trafiğe açık yollarda ve yaya yollarında ayrı ayrı olmak üzere bir takım standartlar belirlemiştir. TS 12716 olarak adlandırılan standard, şehir içi yollarda yaya kaldırımındaki koruyucu engellerin tasarım esaslarını içerir. Bu koruyucu engeller, yayaların hareket ettiği yaya kaldırımı üzerine araçların tamamı veya bir bölümünün park etmesine engel olmak için bordür taşı tarafına yapılan elemanlardır. Bu elemanların, yaya kaldırımı üstündeki kısmının yüksekliği en az 70 cm, en çok 90 cm olmalıdır.

Yaya kaldırımı üzerindeki trafik işareti levhası, aydınlatma ve elektrik direkleri ile ağaçlar dikkate alınarak koruyucu engeller arasındaki mesafe en fazla 100 cm olmalıdır [Şekil 4.60] [Anonim, 2006d].

Şekil 4.60. Koruyucu engellerin ara mesafesi [Anonim, 2006d]

Yaya kaldırımından binaların açık veya kapalı garaj girişlerine rastlayan yerlerinde, yaya kaldırımının genişliğine göre, yaya kaldırımının en kesiti üzerine araçların kaldırıma garaj girişinden çıkmalarını önlemek üzere bir veya iki koruyucu engel yapılmalıdır.

Girişleri ön cephesinde olan kamu binalarının önlerindeki yaya kaldırımlarına yansıtıcılı veya ışıklı sınırlama elemanları yapılmalıdır. Bu engeller yönlendirici olarak da kullanılabilir.

Sınırlama elemanları; metal, doğal/suni taş, demirli betondan silindirik, konik, piramit, kare veya dikdörtgen vb. şekilde olmalıdır [Şekil 4.61]. Ayrıca;

• Yaya kaldırımı metal sınırlama elemanları, korozyona karşı antipas ve iki kat beyaz boya ile boyanmalıdır.

• Beton, doğal/suni taş sınırlama elemanları da iklim şartlarına dayanıklı beyaz boya ile boyanmalıdır. Bunlar sağlam olarak yerlerine tespit edilmeli, küçük darbelerle kırılıp, yıkılmamalıdır.

• Metal sınırlama elemanlarında, yaralayıcı, elbise kesici kenar veya takılabilen sivri uç ve çıkıntılar olmamalı, keskin kenar ve fazlalıkları taşlanmalıdır. Köşe ve uçları yuvarlatılmalıdır [Anonim, 2006d].

Şekil 4.61. Sınırlama elemanlarının geometrik şekilleri [Anonim, 2006d]

Yine TSE tarafından yayınlanan TS 9827 no’lu standart, şehir içi yollarda, yaya kaldırımındaki yol kenarı metal sınırlama elemanlarının yapılacağı yerlerin seçimine ve tasarım kurallarına dairdir. Bu elemanlar emniyetli ve sağlam olmalı, yaya akımının 500 kişi/saat ve fazlası olduğu saatlerde yaya kaldırımında yaya sıkışması halinde, veya diğer hallerde yayaya takılacak çıkıntıları içermemeli, yaya ve aracın birbirini görmesine engel olmamalıdır. Yayaların yolu karşıdan karşıya geçmesi istenmeyen yerlerde, kavşak kollarında en az 15 m sağ ve sol tarafa yapılmalıdır [Anonim, 2006f].

Tekirdağ kentinde özellikle taşıt trafiğinin engellenmek istendiği noktalarda yer yer sınırlama elemanlarına rastlanmıştır. Bu elemanların genel olarak tekdüze hemen hemen her yerde sıkça rastlanan elemanlardan olması nedeniyle tekdüze bir görünüm hakimdir. Genellikle mantar şeklinde taştan yapılmış sınırlama elamanları sıkça kullanılmıştır. Ancak yaklaşık 30 cm’lik boylarıyla bazı yerlerde kolay parçalanarak amacına hizmet etmemektedirler. Metalden yapılmış olanları da genellikle taşıt trafiğini engellemek amaçlı seçilmiş elemanlardandır. Bu sınırlama elemanları, kent kimliğine yakışmayan boyasız ve paslı görüntüleriyle görsel anlamda hiçte estetik değildirler [Şekil 4.62 ve Şekil 4.63].

Şekil 4.62. Taşıt trafiğini engelleyici metal bir sınırlama elemanı [Özgün]

Şekil 4.63. Taşıtı trafiğinin yoğun olduğu Hüseyin Pehlivan Meydanı’nda yer alan taş sınırlama elemanları [Özgün]

Kent merkezinin dar sokaklarında yaya ve taşıt trafiğini birbirinden ayıran belirgin bir sınırlama elemanına rastlanmamakla birlikte, Hükümet Caddesi’nde gidiş-geliş yönündeki trafiği birbirinden ayırmak amacıyla metalden yapılmış bir sınırlama elemanı yapılmıştır. Yayalara geçiş hakkının verildiği yaya geçitlerinde ve belli aralıklarda bu sınırlama elemanları bölünerek geçişe imkan verilmiştir [Şekil 4.64]. Kent kimliğini yansıtmayan, sadece amaca yönelik olarak seçilmiş bu elemanlar genel anlamda standartlar gözetilerek yapılmışlardır. Ancak belki de bu ortamda eksikliği hissedilen, Tekirdağ kentinin tarihi kimliğini yansıtan kente özgün tasarım ve planlamalardır.

Özgün tasarımların ve yapılanmaların görsel anlamda bir zenginlik yaratacağı da aşikardır.

Şekil 4.64. Hükümet Caddesi’ndeki sınırlama elemanları [Özgün]

Kuşatma elemanlarına da genellikle mahalle parklarında rastlanmıştır. Daha çok metalden yapılmış bu elemanlar, mekanı etrafından ayırmak amacıyla planlanmıştır. Parkın genel görüntüsüne uygun olarak planlanmaya çalışılan, Yüzüncü Yıl Mahallesi Recai Şencan Sokak’taki Barış Manço Parkı’nda yer alan sınırlama elemanı bakımlı haliyle örnek bir görüntü sergilemektedir [Şekil 4.65]. Şekil 4.66’da ise, Barış ve Özgürlük Parkı’nı kuşatan elemanlar görülmektedir. Ancak tekdüze görüntüsüyle kent kimliğine olumlu bir katkısı bulunmamaktadır.

Şekil 4.66. Barış ve Özgürlük Parkı’ndaki tekdüze bir kuşatma elemanı [Özgün] 4.1.3.6. Döşeme elemanları

Döşeme elemanları, peyzaj çalışmalarının temel öğesi olup, üç boyutlu mekanın zeminini oluştururlar. Bu elemanlar doku, renk, çizgi, form özellikleri dikkate alınarak planlamalarda kullanılırlar. Zemini oluşturan döşeme elemanları pek çok işlevi yerine getirmenin yanı sıra estetik açıdan da alanı tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Döşeme malzemesinin seçimini etkileyen unsurların başında, döşenecek alanın işlevi, trafik, maliyet, iklim, güvenlik, dayanıklılık ve yerel koşullar gelmektedir [Başal vd, 1997].

Döşeme elemanları kentsel mekanlarda alanı kullanan kişilerin kirlenmesini önlemek ve yumuşak alanlarda rahat hareket etme olanağı sağlamak için kullanılırlar. Yol, yaya yolu, meydan ve avluların kaplamaları, araç ve yaya kullanımını ve benzeri işlevsel özelliklere bağlı olarak belirlenmektedir.

Yerine göre döşemelerde yapılan herhangi bir değişiklik; amaç, işlev, kullanım ve yüzey kot farklarını etkilemektedir. Bordür taşları ve suyun akması için gerekli olan eğimi sağlayan derzli taşlar da döşeme elemanlarından sayılmaktadır. Döşeme elemanlarının ölçeği, modeli, dokusu, form gibi karakteristik özellikleri kullanılan mekanı belirginleştirir. Örneğin meydanların döşemesi, olağan kaplamalardan farklı olmalı, her durumda bakımlı ve önemli bir etki yaratmalıdır. Küçük meydanlar için taş kaplama uygun olabilirken, büyük meydanların baştanbaşa taş kaplanması monoton bir

etki yaratmaktadır. Bu nedenle çok büyük meydanlarda döşemenin bazı yerleri çim ya da su yüzeyi olabilir.

Döşeme elemanları seçilirken dayanıklılık ve bakım kolaylığı çok önemlidir. Ayrıca yağmur sularına karşı dayanıklı malzemelerin seçilmesi önemli detaylardandır. Kentin genel yapısına uygun materyallerin seçilmesi kent kimliğinin belirlenmesi ve görsel açıdan belirgin, örnek bir kent yaratması açısından son derece önemlidir. Ülkemiz döşeme elemanlarında boyut, renk, materyal bakımından oldukça zengin bir ürün yelpazesine sahiptir. Ancak asıl önemli olan, uygun materyalin uygun yerde kullanılmasıdır.

Tekirdağ kentinde 1927 yılından önce şehrin cadde ve sokaklarda arnavut kaldırımları kullanılmıştır [Satkın, 1996].

Son yıllarda kent merkezinde araç trafiğine kapatılarak yaya yoluna dönüştürülen alanlarda döşeme çalışmaları yapılmıştır. Genellikle kilit parke kullanılarak döşeme yoluna gidilmiştir. Aynı zamanda sahilin de doldurularak genişletilmesiyle sert zemin miktarı arttırılmış ve farklı malzemelerle bu mekanlar döşenmiştir. Ancak sahil şeridindeki yaya mekanının genişliği ve mevcut döşeme elemanları dikkate alınmadan yapılan yeni döşeme çalışmaları sonucunda ortaya olumsuz bir tablo çıkmıştır [Şekil 4.67].

Şekil 4.67. Üç farklı döşeme elemanının yan yana kullanılmasıyla oluşan görsel kirlilik [Özgün]

Kent merkezindeki yollarda geçmiş yıllarda yapılan döşeme çalışmalarında, gerek yapım aşamasındaki hatalar gerekse yapım sonrası bakım ve onarım yetersizliği nedeniyle niteliksiz zeminler ortaya çıkmıştır. Bu da görsel bütünlüğe uymayan bir görüntü kirliliğine neden olmaktadır [Şekil 4.68].

Şekil 4.68. Çiftlikönü Mahallesi’nden bakımsız bir döşeme örneği [Özgün]

Kent kimliğini yansıtmak açısından belki de yeni yapılan yollarda, döşeme elamanlarının arnavut kaldırımı olması, kent kimliğinin yaşatılması ve kentin görsel zenginliği açısından uygun olabilir.