• Sonuç bulunamadı

SONUÇ VE ÖNERİLER

4. Her otomobil için 20–25 m 2 park alanı gereklidir.

4.1.3. Donatı elemanları

4.1.3.7. Havuz ve su elemanları

Dünyanın hemen hemen bütün kentlerinde su kullanımı vazgeçilmez bir unsur olup, tasarımda değişik form ve ölçülerde kullanılır. Bu kullanışın genellikle toplumun, kentin iklim özelliklerine, kentlinin isteklerine, sanat anlayışına uygun olarak planlandığı görülür. Yağışlı iklim bölgelerinde, geniş su yüzeyleri yaratmak daha kolaydır. Kurak iklim bölgelerinde ise, insan yaşantısına kazandıracağı anlam ve olumlu psikolojik etkiler önemli bir tasarım kriteridir. Çünkü su her mekana canlılık kazandırır, doğal yapının önemli ve ayrılmaz bir parçasını meydana getirir. Sakin ve geniş bir su yüzeyi tasarımda sükuneti sağlarken, mekan elemanları arasında kuvvetli bir birlik yaratır. Ayrıca kente üçüncü bir boyut getirerek derinlik verir. Çevresindeki canlı ne cansız elemanların detaylarının ortaya çıkmasını sağlar [Uzun, 1990b].

Kentlerde kullanılan havuz ve değişik su elemanları kente bir hareket kazandırmak için kullanılırlar. Yaz aylarında rahatlatıcı özelliğinden dolayı tercih edilmektedirler. Açık alana inşa edildiklerinden dolayı konumları ve bakımları oldukça önemlidir. Bazen çeşmelerle birlikte de kullanılırlar.

Su yüzeyleri elde etmek için çok farklı yöntem ve malzemeler kullanılabilmektedir. Uygulama tekniğine ve malzemelerdeki farklılıklara rağmen en büyükten en küçüğüne kadar tüm havuzların yapımı hemen hemen aynı aşamaları gerektirir. En önemli amaç su sızdırmalarının engellenmesidir. Yalıtım malzemelerini seçerken; bunların su geçirmezliği, çatlamalara ve hava koşullarına dayanıklılığı, uzun ömürlülüğü, kirlenmeye ve dış etkilere dayanıklılığı ve kolay şekil alabilirliğine dikkat etmek gerekir [Yurtdaş, 1994].

Havuzlarda kirlenme ve yosun tutma sorunlarının çözümü ve buharlaşma sonucu kayıpların telafisi için, suyun devamlı yenilenmesi önlemlerinin alınması gereklidir. Dekoratif su yüzey tasarımlarında, havuz tabanının kaba yonu taşların beton harç içine döşenmesiyle elde edilen su tabanı kaplamaları, bitki yaşamı için oldukça teşvik edicidir. Bu döşeme su tabanına yeşil bir renk sağlayarak ilginç bir güzellik ortaya koyabilir [Uzun, 1990b].

Suya kazandırılan kinetik enerji, ister yapay ister doğal yollarla olsun, depolandığı yer (havuz) içinde düzenlenecek bir akış için genel yapım formülü şu şekilde özetlenebilir. Havuz çapı, daima öngörülen dikey su sütununun yüksekliğinin iki katı olmalıdır.

Şekil 4.69’a göre, dikey hareketli su tasarımında havuz genişliği 2x Su sütunu (gösteri yüksekliği) olarak hesaplanır. 2H havuz genişliği olarak planlandığında havuz derinliği hareketli su kullanışına yetecek şekilde asgari 0.30 m olarak düzenlenmelidir. Ayrıca su gösterisi çevresindeki yaya yolu ve oturma alanları gösteri yüksekliği H den 3 kat uzakta (3H) olmalıdır [Uzun, 1990b].

Şekil 4.69. Dikey hareketli su tasarımı [Uzun, 1990b]

Büyük havuz yapımları da birtakım standartlara oturtularak yapılmalıdır. Havuz zemini için genel olarak asgari 15 cm kalınlıkta sıkıştırılmış blokaj temel kullanılmalı ve bunun üzerine 5 cm kalınlığında bağlayıcı ve tesviye edici 250 DZ grobeton serilmelidir. Küçük havuzlar ise, borulu bir su ikmal sistemi olmaksızın da yapılabilir. Doldurma bir hortumla yapılabilir. Boşaltma ise, portatif pompa veya sifonla sağlanabilir. Üst dolu savak, ıslak toprak bitkilerini (su kıyısı bitkileri) sulayabilir veya buna alternatif olarak üzeri çakıl döşenmiş bir boşaltım kanalı kullanılabilir.

Kentsel planlama çalışmalarında hareketli su elemanı olarak çeşmeler, kaynaklar, su çanakları ve kaskatlar sayılmaktadır. Çeşmeler ve kaynaklar, tasarım çalışmalarını doğallaştıran, onları tabiata yakınlaştıran su elemanları olarak ele alınır. Bunlar, taş ve kayalar arasında doğal olarak bulunabildiği gibi, yapay olarak küçük havuz, tekne veya çanak şeklinde çeşitli doğal malzemelerle yapılarak, çevre fizyonomisi ile uyumlaştırılabilir ve zaman zaman da bitkilerle kompoze edilerek doğallık sağlanmaya çalışılır [Uzun, 1990b].

Çeşmeler genellikle mimari elemanların yakınlarına yerleştirilir. Canlılık ve akustik ses özelliği oluşturmak için genellikle yüksekten akıtılır. Bazen görsel açıdan bir zenginlik katmak için bazen de içme ve kullanma ihtiyacını karşılamak için kullanılırlar.Bazıları hem fonksiyonel hem de heykelsidir. Uzun yıllar boyunca insanların bir araya geldikleri ve çevresinde sosyal ilişki kurdukları elemanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Boyutsal özellikleri çeşmenin yapılış biçimine, konumuna ve kültürel kullanımına göre değişmektedir. Tasarımın bir parçası olan malzeme seçimi hava koşullarına ve çatlamaya dayanıklı olmaktadır. Taş, tuğla fayans gibi malzemeler beton kaplaması olarak kullanılır [Yaylalı, 1998].

Kaynak ve çeşmelerin planlanmasında kullanılış amacının dikkate alınması ve yaban hayatını destekleyici karakterde olması, aranan bir tasarım özelliğidir. Çünkü çeşmeler dekoratif amaçlı olarak düşünüldükleri kadar özelikle kuşlar için gerekli bir çevre elemanıdır. Özellikle büyük parklarda, çocuklar için vazgeçilmez elemanlar olarak planlanmalıdır.

Çeşmelerde düzenli bir su ikmali olmalı ve bulunduğu çevreye konstrüktif yapı göstermelidir. Özellikle Anadolu, çeşme sanatı ve dekorasyonu yönünden zengin elemanlarla doludur. Tarihi çeşme ve şadırvanlar, birer anıt gibi her yerleşim içinde yaygın ve ilginç örnekler olarak günümüze gelmektedir [Uzun, 1990b].

Çeşme planlamalarının, herhangi bir standarda oturtularak yapılması zorunu değildir. Bu konuda yayınlanmış özel bir standart ta yoktur. Ancak kullanım amacından şaşmayan, alanın niteliğine uygun, orada yaşayan kentlinin ihtiyacını giderecek şekilde yapılması gerekmektedir. Kentin genel yapısının da dikkate alındığı, özellikle tarihi kentlerimizde kentin özel niteliklerini gözler önüne sererek yapılan planlamalar, geçmişimizi günümüze taşıması bakımından son derece değerlidir. Özellikle yaz aylarında yoğun kullanıldıkları düşünülürse sağlık açısından sürekli bakım ve kontrolleri yapılmalıdır. Bu yapıların ayrıca kent kimliğini belirginleştirici sanat eseri olma özellikleri nedeniyle korunmaları gerekmektedir.

Kentimizde gerek tarihi gerekse son yıllarda hayrat olarak halkımız tarafından yaptırılmış hemen hemen tüm mahallelerde çeşmeler bulunmaktadır. Sadece Barış ve Özgürlük Parkı’nda 3 adet çeşme tespit edilmiştir [Şekil 4.70]. Bunun dışında kent içindeki camilerde de çeşmeler bulunmaktadır. Camilerde yoğun kullanım ihtiyacı hissedilen çeşmelerden en tarihi olanı, Rüstem Paşa Camii bahçesindeki çeşmedir. Bu çeşmenin yıllar öncesinden kalan savak kısmı şu an korumaya alınmıştır. Tarihi kısım etrafına ikinci bir çeşme planlanmış ve araya konulan camla görünür hale getirilmiştir. Musluklar da görsel açıdan oldukça estetiktir [Şekil 4.71].

Şekil 4.70. Barış ve Özgürlük Parkı içindeki çeşmeler [Özgün]

Turgut Mahallesi içinde de bir adet tarihi çeşme bulunmaktadır. Ancak bakımsızlık nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bir tarihin bu şekilde yok olup gitmesi oldukça üzücüdür. Çeşme yüzeyi üzerine çeşitli yazılar yazılmış ve taşları kırılmıştır. Bu da görsel açıdan kentsel mekanlara hiç de uygun olmayan bir görünüm sergilemektedir [Şekil 4.72].

Ertuğrul Mahallesi Fulya Sokak ile Ortaçeşme sokağın kesiştiği kavşakta yer alan çeşme önceleri yol ortasında yer almasından dolayı yer değiştirilerek aynı sokak içinde yapılan küçük mahalle parkına taşınmıştır. Taşınma kararı Kültür Bakanlığı Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından uzmanlar denetiminde 29.1.1997 gün ve 3684 sayılı kararla park alanında belirlenen yerine taşınmasına dair karar verilmiştir [Yetim, 2001]. Tarihin izlerini üzerinde taşıyan bu çeşmeye şu an bakımsız bir görüntü hakimdir. Parçalara ayrılarak taşınan çeşme, sonradan çimento veya alçı gibi bir maddeyle birleştirilmiş, birleştirilen yerler beyaz hatlar halinde yapay bir görüntü yaratmıştır. Tarihi olmaktan öte farklı bir boyut kazanan çeşme, şu anki bakımsız görüntüsüyle görsel açıdan bir kirlilik örneğidir [Şekil 4.73].

Şekil 4.71. Rüstem Paşa Camii’nde yer alan tarihi çeşme ve muslukları [Özgün]

Şekil 4.72. Olumsuz olmaktan öte üzücü bir çeşme görüntüsü [Özgün]

Görsel açıdan kötü görüntünün yanı sıra tespit edilen birçok çeşmenin muslukları bozuktur. Ayrıca itinalı kullanılmayan birçok çeşmenin çanak kanalları tıkalı olduğundan, musluktan akan su hazneden çeşme dışına taşmaktadır. Özellikle yaz aylarında yoğun kullanıma maruz kalan bu yapılar, hijyenik ortamlar değildirler. Bu manzara, çeşmelerden yararlanmak isteyen halkı hem psikolojik hem de sağlık açısından tehdit etmektedir.

Şekil 4.73. Tarihi Ortaçeşme’nin bakımsız görüntüsü [Özgün]

Kentte yer alan havuzların da bu görüntülerden farkı yoktur. Belirli yerler dışında havuz bulunmayan kentte, bulunan havuzlar da genellikle boştur. Barış ve Özgürlük Parkı’nda yer alan havuzlar işlevsiz olmasının yanı sıra büyüktür. Boş olmadığı dönemlerde ise düzeli temizlenmediği ve devridaim yapılmadığından dolayı yosunlu durgun bir su görünümündedirler. Özellikle yaz aylarında görsel bir zenginlik olması gereken havuzlara kuru ve pis bir görüntü hakimdir [Şekil 4.74 ve Şekil 4.75].

Cumhuriyet Meydanı’nda ve Barış ve Özgürlük Parkında bulunan havuzlar fıskiyelidir. Yine Barış ve Özgürlük Parkı ile Mimar Sinan Caddesi’ni sahile bağlayan merdivenli yolda kaskatlı havuzlar bulunur. Bu havuzların tamamıyla yapay malzemeden yapılması sonucu bazı alanlarda oldukça çirkin görünümler sergilendiği ve monotonluğa neden olduğu görülmektedir. Özellikle su ve kıyısında doğal malzeme kullanımı son derece sınırlıdır. Ayrıca çoğunlukla boş olan, yer yer durgun suyun biriktiği bu havuzlar, görsellikten uzak görüntüsü ile amacına hizmet edememektedir [Şekil 4.76 ve Şekil 4.77].

Şekil 4.77’de Mimar Sinan Caddesi’nden, aşağı sahile doğru inen kaskatlı havuz görülmektedir. Doğallıktan yoksun, terkedilmiş bir halde olmasının yanı sıra, sağlı sollu yürüme yolu olarak planlanmış alan, tenha yapısıyla da amacına hizmet edemeyen, estetikten uzak bir mekandır.

Şekil 4.74. Barış ve Özgürlük Parkı’nda yer alan havuz [Özgün]

Şekil 4.75. Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan havuz [Özgün]