• Sonuç bulunamadı

2000’li yılların baĢından itibaren 2012 yılına gelinceye kadar, Kasım 2000, ġubat 2001 ve son olarak 2008 küresel krizi olmak üzere 3 kez ekonomik kriz yaĢanmıĢtır.

6.1. Kasım 2000, ġubat 2001 Krizleri

24 Ocak 1980 tarihinde uygulamaya konan istikrar tedbirleri ile Türkiye Ekonomisi için yeni bir dönem baĢlamıĢ, bu sayede ekonomideki istikrasızlıklar ve yapısal bozukluklar giderilmek istenmiĢ ayrıca enflasyon ve ödemeler dengesi kontrol altına alınmaya çalıĢılmıĢtır. Bu amaçla dıĢa kapalı ekonomi anlayıĢı terk edilerek dıĢa açık ihracata dayalı büyüme stratejileri esas alınmıĢtır.

80’li yılların sonu itibariyle iç ücret hadlerinde yükselme ve TL deki aĢırı değerlenme gibi sebeplerden dolayı ekonomi 1994 senesinde kriz yaĢamıĢ, yapılan büyük çaplı devalüasyon ile bir miktar toparlanan ekonomi, Marmara depremi ve harici Ģoklar ile (11 eylül saldırısı gibi) küresel finans piyasalarda yaĢanan çalkantılar sebebiyle 4 aylık periyotta 2 farklı krizle sarsılmıĢtır.

Kasım 2000 ve ġubat 2001 gerçekleĢen bu krizler çok kısa bir süreçte gerçekleĢtikleri ve birbirleriyle bağlantılı oldukları için tek bir kriz gibi değerlendirilmektedir. Yoğun yabancı fon çıkıĢı ile baĢlayan kriz öncelikle finans piyasalarını etkilemiĢ devamında reel sektörü de etkileyerek tüm ülkeyi sarmıĢtır.37

37

Murat Koyuncu, Fikret ġenses, “ Kısa Dönem Krizlerin Sosyoekonomik Etkileri: Türkiye,

Endonezya ve Arjantin Deneyimleri”, Ankara 2004,s:21-22.

86

Krizin etkilerinin görüldüğü yıl olan 2001 yılı sonunda GSYĠH’nin yüzde 9,5 oranında azaldığı görülmektedir. Sektör olarak bakıldığında tarım sektörü yüzde 6, sanayi sektörü yüzde 7.4, hizmetler sektörü ise yüzde 11.3 oranında küçülmüĢtür. Tarım sektörünün diğer sektörlere göre krizden daha az etkilenmesinin temel sebebi sektörün gıda sektörü ile bağlantısı ve gıdanın zorunlu tüketim olması sebebiyle talebin çok miktarda kısılmamasından kaynaklanmaktadır.

Kriz sonrası 5 yıllık dönem değerlendirildiğinde tarım dıĢındaki sektörlerin geliĢimi ile GSMH arasında paralellik olduğu görülmesine rağmen tarımın diğer sektörlerden ayrıĢarak aynı oranda büyümediği görülmektedir. Bu ayrıĢmanın sebepleri arasında iklim koĢullarının sektör üzerindeki etkisi yanı sıra temel olarak ĠMF ile imzalanan anlaĢmalar çerçevesinde sektörün küçülmesi gösterilebilir.38

Ekonomik istikrar tedbirleri ve IMF ile yapılan anlaĢma ile esas olarak, tarım sektöründe serbest piyasa ekonomisine geçiĢ, sadece rekabet gücü olan ürünlerin desteklenmesi, yapılan desteklemelerin hazineye olan yükünün azaltılması gibi amaçlar hedeflenmiĢtir. Bu amaçlara ulaĢmak için verimsiz ve etkisiz olduğu kabul edilen destekleme alımlarının sonlandırılması, bu suretle görev zararlarının sonlandırılması ve görev zararlarına yol açan KĠT’lerin özelleĢtirilmesi, ayrıca girdi desteklemelerine de son verilmesi Ģeklinde uygulamalar yürürlüğe konulmuĢtur. Girdi desteği ve destekleme alımları yerine doğrudan üreticinin gelirlerini yükseltecek DGD uygulamasına geçilmiĢtir. Bu destekleme Ģekliyle devlet doğrudan üretici ile muhatap olmakta aracı sebebiyle olası para kayıpları ortadan kaldırılmakta, ayrıca sadece üretim yapan gerçek üreticinin desteklenmesi amaçlanmaktadır.

Öte yandan uygulamaya konulan yeni destekleme sistemi ile tarım sektörünün kayıt altına alınabilmesi adına Çiftçi kayıt sistemi oluĢturulması, destekleme alımları uygulamasının bir sonucu olarak ortaya çıkan bazı tarım

38Ahmet Ay, Zeynep Karaçor, “2001 Sonrası Dönemde Türkiye Ekonomisinde Krizden Büyümeye Geçiş Üzerine Bir Tartışma”, Konya 2006.s:74.

87

ürünlerinde oluĢan arz fazlalarının (fındık, çay, tütün vb) ortadan kaldırılması için bu arz fazlası ürünlerde üretim yapılan bölgelere alternatif ürün desteği verilmesi, üretici birliklerinin yeniden yapılandırılarak finansal bağımsızlıklarının kazandırılması gibi yeni uygulamalar hayata geçirilmiĢtir.39

Ancak üretim miktarının değil sadece üretici olmanın esas alındığı bu destekleme sisteminde ödemeler düzenli olarak yapılamamıĢtır. GeliĢmiĢ ülkeler ile karĢılaĢtırdığımızda ürettiği ürününü zorlu piyasa koĢullarında pazarlamak zorunda kalan Türk çiftçisi, destekleme ve gelir olarak AB çiftçisinin çok gerilerinde kalmaktadır.

Gerek 1994 gerekse 2000-2001 krizlerinin tarım sektörü ve üreticiler üzerindeki en olumsuz etkilerinden birisi de krizin ortaya çıkıĢ sebeplerinden olan aĢırı değerli TL’nin tarım ürünleri ithalatında artıĢına sebep olarak üreticinin ürününü değerlendirme aĢamasında ortaya çıkardığı pazarlama zorluklarıdır. Uluslar arası piyasalarda özellikle hasat dönemlerinde arz fazlası sebebiyle ürün fiyatlarının yabancı para cinsinden düĢtüğü dönemlerde güçlü TL sayesinde ithalat çok daha cazip hale gelmekte ve bu durum iç piyasa fiyatları üzerinde baskı ve üretici gelirleri üzerinde olumsuz etki oluĢturmaktadır.

6.2. 2007-2008 Küresel Krizi

2007–2008 global ekonomik krizi ABD kaynaklı bir kriz olarak tarihteki yerini almıĢtır. 1994 ve 2001 krizleri mali sektörü etkilemesine rağmen 2008 krizi doğrudan reel sektörü etkileyen bir kriz olmuĢtur.

Krizin baĢlangıç noktası bankaların portföylerinde önemli bir yer tutan ipotekli konut kredilerinin içerisindeki payı 2003’te yüzde 8,5 olan düĢük gelir

39 Cengiz Sayın, Ayhan Tufan, “Tarım Politikalarında reform arayışları ve olası etkileri”,

http://www1.akdeniz.edu.tr/ziraat/bolumler/ekonomi/CengizSAYIN,AyhanTUFAN/REFORMyüzde2 0yüzde20(ERZURUM).pdf ,(21.02.2010).

88

grubuna ait “subprime” olarak adlandırılan kredilerin payının, 2006’da yüzde 20,1’e çıkması krizin baĢlangıç noktası olmuĢtur. Kredi geri ödemelerinde yaĢanan sıkıntı nedeniyle kredi geri çağırmaları ve konutların yok pahasına satılmaya baĢlanması ile emlak piyasasında büyük çöküĢ yaĢanmıĢ, teminat olarak gayrimenkulleri aktiflerinde tutan bankaların sermayeleri erime sürecine girmiĢtir.

ABD de baĢlayıp küresel hale dönüĢen bu krizin Türkiye’ye etkisi 2001 krizinden sonra uygulanan ekonomik tedbirler neticesinde diğer ülkelere göre daha azdır. Tarım sektörü maliyetleri açısından 2008 yılı, emtia piyasalarında özellikle petrolde yaĢanan spekülatif yükseliĢ nedeniyle gerek gübre gerekse mazot fiyatlarında yaĢanan 2-3 kat yükseliĢ ile kayıp bir yıl olarak tarihe geçmiĢtir.

Grafik 11: Tarımsal desteklerin azalmasının ekonomi üzerine etkisi

Desteklemenin Azalması Üretici Gelirlerinin Azalması Talep Daralması Ekonomi k Da ra lm a Girdi Kullanımı ve

Yatırımda Azalma Verimin DüĢmesi Üretimin Azalması

Tüketici Fiyatlarındaki ArtıĢ

Kaynak:http://kisi.deu.edu.tr//sedef.akgungor/Agyüzde20Econ/Abay-Turkekul.pdf,(21.09.2011)

Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere krizin etkilerinden tarım sektörünün kurtulabilmesi için tarımsal desteklemelerin azaltılmaması, artan girdi fiyatlarının ucuza temin edilebilmesi için gerekli tedbirlerin alınarak özellikle gıda sektöründeki fiyat artıĢlarının önüne geçilmesi, ülke ihracatında önemli yer tutan iĢlenmiĢ tarım ürünleri ihracatının desteklenmesi gerekmektedir.

89

Öte yandan tarım sektöründe üretici olan bireylerin aynı zamanda tüketici olduğu düĢünüldüğünde tarımsal geliri koruyucu ve artıcı tedbirlerin iç talebin korunmasına dolayısıyla ülke ekonomisinin canlanmasına fayda sağlayacağı unutulmamalıdır.

90

7.BÖLÜM