• Sonuç bulunamadı

KOOPERATİFİN KURUMLAR VERGİSİ MUAFİYETİ- MUAFİYETİ-NİN ŞARTLARI

Kooperatifler belirli şartların gerçekleşmesi halinde kurumlar ver-gisinden muaf tutulmuşlardır. Kooperatiflerin kurumlar vergisi mu-afiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde;

• Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmamasına,

• Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay veril-memesine,

• Yedek akçelerinin ortaklara dağıtılmamasına,

• Sadece ortaklarla iş görülmesine

dair hükümlerin bulunması ve bu kayıt ve şartlara da fiilen uyulma-sı gerekmektedir.

Bu şartlara ana sözleşmelerinde yer vermeyen ya da yer vermekle beraber bu şartlara fiiliyatta uymayan kooperatifler, muafiyet hü-kümlerinden yararlanamayacaktır.

Yapı kooperatiflerinin muafiyetten yararlanabilmesi için yukarda sayılan şartlara ek olarak bazı şartlarda aranmaktadır. Söz konusu şartlar ilerde ayrı bir başlık altında ele alınacağı için bu bölümde üzerinde durmayacağız.

1- Sermaye Üzerinden Kazanç Dağıtılmaması

Sermaye üzerinden kazanç dağıtılması sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin elde ettikleri kazancı ortaklarına sermaye paylarına göre dağıtması amacı bulunmamaktadır. Kooperatiflerin elde ettikleri karı sermayeleri oranında ortaklarına dağıtmaları

duru-munda, sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ilk şart ana sözleşmesinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmama-sına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması ge-rekmektedir.

Kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmayaca-ğına ilişkin bir hükmün yer alması ve fiilen bu kurala uyulması ge-rekmektedir.

Kooperatiflerin ortak dışı işlemlerden doğan kazançların ana söz-leşmede aksine bir hüküm yoksa dağıtılması yasaktır. Ortak içi iş-lemlerden doğan kazanç ise, en az%10’unun yedek akçe olarak ay-rılması zorunludur.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun “Gelir gider farkları, bö-lünmesi ve paylara faiz verilmesine” ilişkin konuları düzenleyen 38. madde hükmü aşağıya alınmıştır.

“Madde 38 – Anasözleşmede aksine hüküm bulunmadığı tak-dirde ortaklarla yapılan muamelelerden bir yıllık faaliyet so-nunda elde edilen hasılanın tamamı gelir gider farkı olarak ko-operatifin yedek akçelerine eklenir.

Gelir gider farkının ortaklar arasında bölüşülmesi öngörülmüş ise bu bölünme ortakların muameleleri oranında yapılır.

Gelir-gider farkının en az % 50’si ortaklara dağıtıldıktan son-ra, ortakların sermaye paylarına genel kurul kararı ile Devlet Tahvillerine verilen en yüksek faiz haddini geçmemek üzere fa-iz ödenebileceği anasözleşme ile hükme bağlanabilir.

Ortak dışı işlemlerden elde edilen hasılanın ortaklara sermaye payları oranında

Dağıtılabileceği anasözleşmede hükme bağlanabilir. Dağıtılma-dığı takdirde, bunlar kooperatifin gelişmesine yarayacak işler-de kullanılmak üzere özel bir fonda toplanır.

Bir yıllık faaliyet neticeleri menfi olduğu takdirde açık, yedek akçelerden ve bunların kafi gelmemesi halinde ek ödemelerle veya ortak sermaye paylariyle karşılanır.

Menfi neticeler ortadan kaldırılmadıkça gelir gider farkı ve fa-iz dağıtımı yapılamaz.”

Ana sözleşmede gelir gider farkının ortaklar arasında bölüşülmesi öngörülmüş ise bu bölünme ortakların işlemleri oranında yapılır.

Risturn denilen bu yönteme göre yalnız ortaklarla ortaklık statüsü kapsamında yapılan işlerden doğan kazançlarla ilgilidir. Bundan dolayı ortaklardan yapılan işlerden doğan kazançlarla, ortaklardan başka kimselerle yapılan işlerden doğan kazançların ayrılması ge-rekmektedir. Ayırma işleminde, ortaklarla yapılan iş hacminin genel iş hacmine oranı esas alınır. Bu şekilde hesaplanan risturnların or-taklara dağıtılması halinde, dağıtılan bu karlar ortaklar açısından kar dağıtımı olarak değerlendirilmeyecektir.

Risturnun hesaplama yöntemi Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5.

maddenin 1. fıkrasının (i) bendinde açıklanmıştır.

Kooperatifler,ortaklarına kar dağıtımı yaptıkları takdirde muafiyet şartlarını ihlal etmiş olacaklarında, kurumlar vergisi muafiyetini de kaybetmiş olacaklardır. Dolayısıyla kurumlar vergisi mükellefi sa-yılacaklardır.

2- Yönetim Kurulu Başkan Ve Üyelerine Kazanç Üzerinden Hisse Verilmemesi

Kooperatif muafiyetinin diğer bir şartı, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesidir. Bu şart sermaye şirketlerine ait bir özelliktir. Kooperatiflerin, elde ettikleri kazancı yönetim kurulu başkan ve üyelerine dağıtması durumunda, koope-ratiflerin sermaye şirketlerinden farkı kalmayacaktır. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Kooperatifler Kanunu’nun 56. maddesinin son paragrafı hükmü uyarınca,”Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiç bir ad al-tında başkaca ödeme yapılamaz.”

3- Yedek Akçelerin Dağıtılmaması

Kooperatiflerce ayrılan yedek akçelerin ortakların sermayeye işti-rak oranlarına veya kooperatif ile yaptıkları işlem miktarlarına ya da başka bir esasa göre dağıtılmasına izin verilmemiştir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde ayrılan yedek akçelerin ortaklara dağıtılma-masına ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

Yedek akçe, özvarlığın itibari sermaye ile dönem karı toplamını aşan kısmıdır. İşte bu şekilde tanımlanan yedek akçelerin ortaklara dağı-tılması halinde muafiyet şartı ihlal edilmiş olacaktır. Yedek akçele-rin kooperatifleakçele-rin tasfiyeye girmesi halinde ortaklara dağıtılacağı doğaldır.Bu durum da şartların ihlali olarak sayılmayacaktır.

4- Sadece Ortaklarla İş Görülmesi

Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaç-ladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olma-sı gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi mu-afiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortak-larla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hük-me uyulması gerekhük-mektedir.

Ortak içi işlem tabiri; kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraş konusuna dahil olan ve kooperatif ortaklarıyla yapmış olduğu faaliyetleri ifade etmektedir.

Ortak dışı işlem ise, üyelerin kooperatifin menfaatlerini göz önü-ne alınarak üye olmayan kişilerle yapmış oldukları faaliyetlerdir.

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri de-ğil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.

D- ORTAK İÇİ VE ORTAK DIŞI İŞLEMLER