• Sonuç bulunamadı

Konya’y kim yönetiyor sorusuna verilen cevaplarda görü mecilerimiz bu konuda bir karma an n oldu u görü ünde hemfikirdirler. Yerel yönetimlere yetki verilmesi veya var olan yetkilerin art lmas senelerdir Türkiye’nin gündemini

me gul ederken yerel güç kullan bak ndan baz s nt lar n oldu uda görülmektedir.

Veysel Candan bu konuda bir karma a oldu u görü ünü savunanlardand r: “Bana göre bir karma a var. Kanunlara bakarsan i te mahalli idarelerde, belediyelerde temsilen Vali yönetiyor gibi ama bana göre onlar n ipleride yukar da oldu u için kimin yönetti i belli de il…Mahalli yönetimler yasas düzenlerken çok güçlendirmek, ancak o güçlülük esnas nda yetkiyi de verirken sorumlulu u da art rmak laz m…Bunu yaparken Türkiye'nin genel co rafyas dü ünüldü ü zaman buna dahi izin vermiyor. Neden? Siz Güneydo u’da belediyelere a yetki verin, meydana ne ç kaca belli olur. Onun için birli imizi bozacak bir tehlike oldu u için maalesef o bizimde içinde bulundu umuz alanlarda önümüze geldi ama askerlerin gerekçesi, M T’in hakl gerekçeleri vard .”

Bir sivil toplum örgütü lideri Konya’da güç dengelerinin önemine de inirken grupla an bir yap dan söz etmektedir. Bu yap n kendi içerisinde yöneticileri dahi belirlediklerini ve ancak, gücünü payla an insanlar belediye ba kan yapt klar ifade etmektedir: “Konya’da Valilik, özel idare ve belediyelerden olu an yerel idare birde merkezi iktidardan olan diyelim ki yakla k bir bin ki i var…Bunlar çok etkili Sanayi Odas , Ticaret Odas bunlar toplam bin ki iler. Toplam bin ki i diyelim ki karar al yorlar Belediye Ba kanlar unu, milletvekilleri unu belirledik prensip olarak uygun görülür dedikleri zaman bu bin ki inin içindeki be yüz ki i ertesi gün bu karardan ç p her biri yirmi otuz ki iyle ayr ayr bir mahallede toplant yapt zaman binlerce insana ula yor, zaten toplumun yüzde onudur siyasete duyarl olan. Kamuoyunda yüzde onudur be idir üçüdür küçük bir grup, di er bir grup bu gruplar n estirdi i rüzgara göre hareket eder. Bunlar Konya’da böyle bir hava estirdiler yav herkes ondan bahsediyor der o adam ç kar geçer gider.”

Ahmet Öksüz, Konya’y kimin yönetti i konusunda net bir durum ifade edememekle birlikte merkezi otoritenin gücünün yerel yönetimlerde etkisinden bahsetmektedir: “O kadar geni veya birbirine kilit bir soru ki konuya girme diyor. u anda Konya'y kimin yönetti i de belli de il. Bakarsan en büyük mülkiye amiri vali il baz nda bir numara vali. ki numara belediye ba kan . Burda vali her istedi ini yapabiliyor mu? Hay r, bende çe itli valilerle çal m. Kendi de er ölçüme göre çok de erli valiler vard . Hizmet veriyordu. Ama eyyamc valilerde vard . imdi bir

belediye ba kan her konuda yetkili de il. Neticede valiye ba ama vali de siyasi yönden belediye ba kan seçildi mi o da onunla beraber hareket etmek zorunda demek ki beraber yönetiyorlar. Ve onun üstünde milletvekilleri var. Sadece s fat milletvekili ba ka hiç bir özelli i yok. Ama milletvekili kanun olarak ona yetki

verilmi imdi adam geldi i zaman valinin tepesinde. Ama ne diyorum, ama ne

diyorum adam n ad milletvekili hiçbir s fat yok. O zaman kim yönetiyor. Milletvekilinin her istedi i oluyorsa e er vali taraf ndan yap yorsa ki en büyük mülkiye amiri de vali ise imdi o zaman ne diyecez Konya'y kim yönetiyor? Konya'y kimse yönetmiyor. Türkiye'yi kim yönetiyor? Merkezi hükümet. O zaman Konya'y da o yönetiyor.”

Ahmet Sorgun seçilmi insanlar n yönetimde yeterince güç sahibi olmad

ifade ederken halk n gücünü temsil etme bak ndan Türkiye’de var olan yap n

Konya’da da hakim oldu u görü ündedir: “…Bugün bir yerde seçilmi ler protokolde üçüncü s rada. Konya'da da böyle, ilçesinde de üçüncü s radad r. Birincisi bürokrat, ikincisi askeri bürokrat, üçüncü seçilmi tir. Ama unu ifade edebiliriz güç derken

ben una inan yorum, Allah' n gücünden sonraki en büyük ve kal güç halk n

gücüdür. Bu manada bakt zda her zaman Konya'da özellikle son 25-30 senede

asl nda halk nezdinde ki birinci güç belediye veya belediye ba kan olmu tur. Bazen r ihtilal dönemleri olmu tur onlar say lmaz. Bugün pek çok merkezi idarenin yapaca i yerel yönetimden isteniyor, bekleniyor.”

4.7. Konya’da Etkin ve Kararl Gruplar

Konya siyasetinde etkin ve kararl gruplar var m r, varsa kimlerdir nas l çal rlar sorular etraf nda yap lan görü melerde bu kesimler tespit edilmeye çal lm r. Muhafazakar ve dindar kimli i ile siyasette farkl bir imaj ta yan Konya’n n içerisinde etkin ve kararl gruplar bar nd rmas siyasetin do al bir durumudur denilebilir.

Bu konuda bir sivil toplum örgütü liderinin görü leri ilginçtir. Siyasiler ile dost oldu unu ama mesafeli oldu unu ifade eden görü mecimiz Konya siyasetinde hakl

olan m güçlüdür yoksa güçlü olan m hakl r sorumuza öyle cevap veriyor:

“Güçlülerin borusu öter bunun istisnas yok. Di er yandan, her partinin genel

Tayyip Erdo an’ n Konya'daki pilot adam bilmiyorum. Ama Erbakan hocan n pilot adam Ali Güneri’dir. Özal’ n Keçeciler’di. Haydar Koyuncu Anap dönemindeydi ama Mehmet Keçeciler biraz daha ön plandayd . Demirel’in adamlar birkaç taneydi. Demirel zaman nda birkaç tane vard mesela Faruk Sukan vard çi leri Bakanl yapm ondan sonra Ilg n’l Vefa Tan r vard . Mesela Vefa Tan r bana göre Demirel’e çok yak nd , varl k sebebi Demirel’di. Demirel bunlara yat der yatar, kalk der kalkarlard . O olmasa bunlar n bir esamesi okunmazd . Muhittin Güzelk ç vard filan. Türke ’inde Konya’daki pilot adam bir tane de il birkaç

taneydi... Mesela Devlet Bahçeli’nin Faruk Bal’d r…Ha bunlar de ebilir mi?

Zaman zaman de ebilir bu partnerler de ebilir ama mesela Ali Güneri Erbakan’ n otuz y l hiç de meyen Konya’da ki pilot adam yd , dolay ile Konya’da hiç kimse Ali Güneri’yi a amazd …Senin ehrinde pilot adam yoksa sen ansl n yani genel ba kan n vazgeçemeyece i bir pilot adam yoksa ansl n o zaman. Ahmet, Mehmet mücadele edip üst düzeye gelebilirsin ama pilot adam varsa onu a amazs n.”

Bir sanayici görü mecimiz ise Konya’da etkin güç sorumuza u ekilde cevap

vermektedir: “Konya’da u an Tahir Akyürek en etkin isimdir. Ama yar n ne

olaca kimse bilemez. Öncesinde bir ba ka isim ön planda idi…Örne in ben

Ahmet Davuto lu’na güveniyorum. Ba bakan’ n en önemli isimleri aras nda kendisi. Konya’yla da ilgilendi ini biliyorum.”

Selçuk Öztürk Konya’da etkin olan bin veya iki bin ki iden söz edilebilece ini ama bu ki ilerin zamanla de ti ini ifade ediyor: “Konya’da siyaseti etkileyen gruplar var ama bu gruplar de ken. nsanlar var de ken, kurumlar var de ken. imdi bir küçük Anadolu ehrini ele alal m yani 50–100 bin nüfuslu yada bir kazay ele alsak orda aileler vard r, ah slar vard r onlar ölünceye kadar o bölgenin siyasetini etkilerler. stanbul, Ankara gibi büyük ehirlerde direk etkisi olacak bir kurumdan

bahsetmek mümkün de il. Konya ikisinin aras nda de kendir…Bunun içinde

medya var, sivil toplum örgütü var, geçmi te siyaset yapm ve hala etkisini sürdürenler var. Bunlar içerisinde odalar var u andaki siyasilerin üst yönetimleri var,

bunlar n etkisinin oldu unu dü ünüyorum. Müsaid’ta bu yap etkileyen

kurumlardan bir tanesidir.”

Nurettin K ç, siyasette belli baz ki ilerin güç sahibi olduklar ve bunlar n asla önünde kendisinden güçlü ve üretken insan istemedi i görü ündedir: “Kanaat

önderleri vard r siyasette. Onlar genelde partilerin genel merkezlerinde kendilerine paye bulurlar. Etraf na birkaç ki i daha bulurlar ve çok ilginç bir ey söyleyim bunlar hiçbir zaman kendilerinden güçlü olacak, üretken olacak yani oturdu u koltu a katk da bulunacak fikir üretecek insanlar n geli mesini ve gelmesini istemezler.”

Mustafa Arslan, Konya’da arka planda duran ama etkin olan ki i ve gruplar n

varl ndan hareketle isimde vererek örnekler sunmaktad r: “…Bu sivil toplum

örgütlerinin bir k sm da cemaatlerin çe itli faaliyet alanlar yla ilgili sivil toplum örgütleri olarak kar za ç yor. Cemaatler yönetime kat m anlam nda etkilidirler, kararlarda etkilidirler. Bas n, kararlar n verilmesinden önce görece etkiye sahip olmakla birlikte özellikle mahalli idareler aç ndan verilen kararlar n uygulanmas sürecinde önemli bir etkiye sahiptir. Birde bunun d nda tan mlanmayan söyledi im

anlamda e raf insanlar vard r. Yani formel bir yap ya oturtamad z ancak

informel olarak karar süreçlerine etki eden kulak verilen do rudan yada dolayl temaslarla adayl k belirleme süreçlerine gerek belediye ba kan , gerek milletvekili, gerek parti yöneticili i, gerek bürokrat atamalar na etki eden gerekse uygulama ras nda an lan insanlar vard r. Bunlar kanaat önderleridir. E raft r bunlar bulunduklar alanda liderdirler. Mesela Milli Görü camias için Ali Güneri önemli bir kanaat önderidir. AK Partisinin Konya'da en önemli sorunu bir Ali Güneri modeli

ortaya koyamam olmas r. Ombudsman, herkesin sözünü dinleyebilece i karar

verebilecek bir ki iyi üretememesi asl nda kadrolar içerisindeki örne in milletvekillerinin üçe dörde parçalanmas belediye ba kanlar n ayr ks hareket etmesi, siyasi parti te kilatlar ile belediye ba kanlar aras nda kavgalar n olmas ,

siyasi partinin kendi içerisinde dinamikleri aras nda çat malar olmas n

nedenlerinden bir tanesi budur. Mehmet ncili abi…Seyit Mehmet Bu a…daha az etkili ama kültürel ve bununla ba lant siyasi hayat etkileyen Ayd nlar oca ve Yazarlar Birli inin süre giden toplant lar da bir enstrüman olarak kar za

yor…Etkisini yitirmi olmakla beraber Abdullah Büyük hoca efendiyi de bir yere koymak laz m…Tahir Büyükkörükçü Hoca efendiyi…Abdurrahman Büyükkörükçüyü’de etkililik de il ama sayg nl k anlam nda bir yere oturtmak gerekiyor. Ve…Fethullah Gülen hareketini de de erlendirmeye almam z laz m. Fethullah Gülen hareketi…odalarda etkili olmak gibi yeni bir evreye giriyor ve ilk

defa bu evreyi Konya'dan ba lat yor. imdi Konya Sanayi Odas nda bir liste kartm oluyor. Selçuk Üniversitesi rektörlük belirlemesinde etkili olma çabas görüyoruz.”

Mustafa Kabakc , ki iler ve gruplar aras nda çelme takma veya birbirlerini

engelleme durumlar n oldu u görü ündedir: “Siyaseti etkileyebilen kesimler

vard r. Bunlar cemaatler, sivil toplum kurulu lar , ticaret, sanayi adamlar olarak adland rabiliriz. Bunlar n olmas da son derece tabidir…Zaman zaman etkin olmak isteyen gruplar aras nda tart malara tan k oluyoruz, bunlar hiçbir zaman tasvip etmiyorum.”

Ahmet Sorgun etkin ve kararl gruplar ile halk n seçim tercihini etkileyen ki i ve gruplara i aret etmi tir. Ona göre bu gruplar baz kanaat gruplar r ki bunlar kendilerine ba olan ki ilere kimi seçeceklerine dair yönlendirmelerde bulunurlar: “Kanaat gruplar vard r etkili olan. Di er gönüllü hizmet gruplar n da bir etkisi vard r ama onlar n etkisinin çok fazla oldu unu dü ünmüyorum…Bu hizmet gruplar her zaman tepe noktada baz kontaklar kurmu lard r. Bu belki do alda say labilir ama usul gere i içerisinde kal rsa bu do al olabilir…Bunun kararlar Konya’da

verilmez. Benim bildi im kadar yla Konya daima uygulay r yani bu kanaat

gruplar hizmet gruplar , gönüllü gruplar kararlar diyelim ki Ankara'da verilir veya stanbul'da verilir ki ço u zaman stanbul'da verilir. Veya ba ka bir yerde verilir diyelim ki Ad yaman'da verilebilir. Ama Konya uygulay r.”

Lütfi Yalman’da siyasette cemaat ve tarikatlar n etkin oldu u görü ünde olup al nan toplu kararlar n tam olarak uygulanmad ifade ediyor: “ imdi muhafazakâr kesimin içinde dini cemaatler var, tarikatlar var elbette ki bunlar n ciddi manada etkileri var…Yukar daki insanlar n söyledi i tabana yans lm yor, yanl geliyor. Biz görü üyoruz bize söylenen farkl bir ey tabana yans lan farkl bir ey, bunu da halk tam bilmiyor. Burada farkl bir propaganda yap yor maalesef.”

Abdullah Büyük seksen öncesi dönemi ve u anda devlet yöneticileri ve ehrin yöneticileri ile ili kilerini anlatmaktad r: “O dönemler [1977 ve 79 y llar kastediyor], Konya Kapu Camii, Sultan Selim Camii Türkiye’nin gündemine oturmu tu. Ankara’da çi leri Bakanl Konya valisine, “Konya’y Abdullah Büyük’ mü idare ediyor yoksa siz mi yönetiyorsunuz” diyordu. Biz o dönemleri ya ad k.

alt ndan seni buluyoruz” dedi. Bende kendilerine “bunda bir ey yok ben sadece gençlerle, Konya halk yla birebir dini atmosfer içerisinde ya yoruz. Ba ka bir ey yok” dedim.”

Bir di er görü mecimiz olan Ali Güneri’nin bizzat kendisinin siyasette etkin ve kararl bir ki i olarak güç sahibi oldu unu aç klamalar ndan anlayabiliyoruz: “[Soru: Halil Ürün ve Mustafa Özkafa'n n ba kanl döneminde olaylara ne ekilde müdahil oluyordunuz?] “Biz Halil beye yerel yönetimlerde insan yüzü çok çabuk eskir, ne kadar ba ar olursan ol bir noktada halkla içi içe oldu u için eskir biz ona çekil dedik o an kabullenmek istemedi bize bir ey diyemedi de k ld bir grup aday götürdü Erbakan’a i te Ali bey yanl yap yor bütün Konya Halil'i istiyor falan diye. Hocada biz Konya'n n i ine kar may z orada Ali bey ne diyorsa o olur dedi ve kabul etmeyip Mustafa Özkafa de ikli ini yapt ve çokta isabet etti. Halil bey kötü de ildi de Mustafa bey tabi yeni bir kand , daha da büyük hizmetler yapt elhamdülillah. Yani herkes gelmesini bildi i gibi gitmesini de bilecek, kimseye buralar kal de ildir. Yüz eskidi mi bilhassa mahalli idarelerde yüz çabuk eskir, dönü ümün olmas laz m.”

Konya Sanayi Odas ve TSE Ba kan Tahir Büyükhelvac gil kendi konumunu ifade ederken Ba bakan veya Cumhurba kan ile direk görü ebildi ini belirterek hizmet etmek gerekti inde oförlük bile yapar m diyebilmektedir: “Say n Ba bakan z ile belli durumlarda görü üyoruz, buda ayr bir onurdur. Türkiye’de kaç ki iye telefon aç p da, ba kan göreviniz hay rl olsun dedi i kaç ki i vard r bilmiyorum. Buda bizim için büyük bir onurdur, yetmi milyonun emanetini bize

vermi tir [TSE Ba kanl kastediyor] bizde do ru bir ekilde yapmaya

çal zd r. Bu nedenle Say n Cumhurba kan ile de istedi imiz zaman görü me

ans z vard r. Ankara’da Sanayi Bakan ile istedi imiz zaman görü me

yapabiliyoruz…Bu konuda asla her zaman bir ba olmak de il gerekti inde sekreter, oför olmaya ama her zaman ülkemizin, ehrimizin ortak menfaatinde bulu maya gayret ediyoruz.”

Seyit Mehmet Bu a, belediye ba kanlar ve milletvekilleri ile diyalog içerisinde oldu unu ifade eden bir ba ka önemli isim: “Ba kan ve milletvekilleri buraya gelirler görü ürüz. Fikir teatisinde bulunuruz. Ben Konya’da ya yorum. Ve beni yönetenlere

sayg duyuyorum. Ben beni yönetenlere nas l sayg duyarsam benim idarem alt ndakilerde bana o kadar sayg duyarlar.”

Veysel Candan siyasetten etkin ve kararl gruplar oldu u fikrine kat lmayanlardan. Ona göre siyasette ya ananlar basit bir sivil toplum örgütünde dahi olagelen durumlard r: “Siyasette etkin ve kararl gruplar n bulundu u her zaman söylenirde bana göre böyle etkili yol veya ah slardan bahsetmek mümkün de ildir. Siyasetteki olaylar odalar içinde sivil toplum kurulu lar içinde aynen geçerlidir, herkes için geçerlidir. Herkes kendine göre bir durum olu turuyor. Bir odan n ba na oturuyor. Orada imparatorlu unu ilan ediyor.”

Ahmet Köseo lu, yerli Konyal n önemli bir art unsur oldu unu ifade

ederken do ru zamanda do ru yerde durman n da öneminden bahsetmektedir: “Konya’n n her siyasal olu umla birlikte siyasal olu umun ba lang nda riski alarak in ba nda bulunanlar n do rular çok, yanl lar az ise siyasette belirleyici unsur olmaya devam ediyorlar. Birinci faktör bana göre bu. kinci faktörse…insanlarda belli kesimdeki Konya’n n yerlisi olan ve devam nda elbette ki nitelikli bir geçmi i

olan iyi bir aileye ba da söz konusu olan ve Konya’n n sanayisinde

ekonomisinde söz sahibi olabilmi bu son zamanlarda birazda sanayi ile ilgili sivil toplum kurulu lar yada oda ve derneklerle alakal dar çerçevede

alakaland labilir…Bu do ru yerde do ru zamanda bulunma deyimi vard r bu

kazananlar için böyledir.”

4.8. Parti çi Demokrasi

Konya’da parti içerisinde demokrasinin varl hakk nda, görü mecilerimiz farkl yönlerden yapt klar de erlendirmelerle çokta olumlu bir tablo çizmemi lerdir. Mustafa Kabakc parti içi yap lanmada demokrasinin varl na çok inanmayanlardan, O’na göre seçkinler asil davranam yorlar. Parti içi yap lanma hakk nda u görü leri savunuyor: “Çok demokratik de ildir…Seçkin olanlar seçkin olmay kendilerine çok özel statüler kazanmak içinde tarif etmiyorlar. Aksine ç kard klar kurallara ilk önce kendileri onlara uymada bir asalet göstermiyorlar. Asalette, inand eyi ya amas söyledi i eyi yapmas esast r.”

Halil Ürün parti içi demokrasi konusunda görü lerini tecrübeleri ve ya ad klar

“Tam anlam ile demokrasi i lemiyor. Türkiye’de partiler daha çok lider eksenli

çal yorlar…Ben buna ahit oldum…Ba taki ki i payla maz, niye payla maz,

güvenmez, kendi gücünün zay flayaca dü ünür k skan r payla maz. Kendi elinde kals n ister, kimseyi istemez. Maalesef duygularla o makam payla maz, bölü mez kimseyle.”

Ali Güneri, demokrasi kavram isti are ile aç klamakta ve bunun önemini islami çerçevede sunmaktad r: “… sti are slamiyet’te çok önemlidir, sünnettir. Allah n emri ve sonra farzd r. sti areyi yapacaks n ama ondan sonra arkana dönüp bakmayacaks n, benim için hay rl bu deyip yoluna devam edeceksin.”

Ahmet Sorgun parti içi demokrasi kavram isti are kültürü ile geli tirilece i görü ündedir: “…Ben una aç kça taraftar m, insanlar görü lerini çok aç kça ifade etmeli, dü üncelerini sayg ve isti are çerçevesinde ve bu görü lerinden dolay da asla töhmet alt nda kalmamal . Bunu göremedi imiz zaman isti arede olmaz, demokraside olmaz o zaman insanlar çok yapmac k olur ve bunun büyük ço unlu u da bugün böyledir.”

Parti il te kilatlar n kurulma a amas nda demokrasinin i letilmedi ini ifade eden Ahmet Öksüz, parti genel merkezlerinin bu konuda etkin oldu u görü ünde: “Demokrasi uygulanm yor. Mümkün de il, hiç bir partide uygulanm yor…Yani bir oylama yapal m bir ön seçim yapal m te kilat ona göre yerle sin denmiyor. Örne in siz listeyi haz rl yorsunuz genel merkez sizi tutuyorsa götürüyorsunuz listenizi orda tasdik ediyorlar orda ki isimlerde yönetici oluyor.”

Veysel Candan siyasette demokrasinin olmad ifade ederken siyasetin paral hale geldi i görü ündedir: “Ne Türkiye'de nede siyasi partilerde demokrasi vard r. Hatta geriye say m var desek daha do ru olur. Yok, Türkiye’de siyaset art k çok paral hale geldi…Dolay yla da siyaset yapmak çok zorla .”

Mustafa Güçlü, seçilmi ler halk taraf ndan seçildi inde gerçek demokrasiden söz edilebilece ini ifade etmektedir: “Hay r, demokrasi hiçbir zaman olmam r. Yani büyük devletler küçük devletleri sömürebilmek için birkaç adam ikna edip kafakola almak, siyaseten etki alan na çekmek yetiyor. Siyasi partiler yasas n demokratik hale getirmemek, hak hukuka dayand rmamak niyetleri bu yüzden. Bir tek genel ba kan, bir tek ba bakan, bir tek d leri bakan kafakola ald klar zaman, Genelkurmay ba kan ikna ettikleri zaman emperyalist güçler d güçler

bunu bazen demokratik yaparlar bazen hukuki yaparlar bazen tehditle yaparlar bazen antajla yaparlar bazen parayla unla bunla, herkesin ekli farkl farkl r, istedi ini yapt rma ekli…E er parti demokratik olarak gelse siyasi partiler yasas demokratik kurallar üzerine otursa bir genel ba kan partinin tüm mensuplar kontrol edemez yani yanl ta kontrol edemez, itiraz ederler. Milletvekili bölgesinden bile inin hakk yla seçilmi gelse genel ba kan na yanl ta itiraz eder, her dedi ine itaat etmek zorunda hissetmez kendini, sorumlu bulundu u tabana göre ba kana, ba bakana itiraz eder, çünkü onu seçen kendi taban r. Ama bizde milletvekillerini belirleyen genel merkezdir yani genel ba kand r.”

Mustafa Arslan, demokrasinin baz durumlarda uyguland baz durumlarda