• Sonuç bulunamadı

Konusu Suç Oluflturan Eylemlerle ‹lgili Yemin Teklifi ve Eda Edilmesi Hukuki Sonuç Do¤urmaz

ÖZET: Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine iliş-kindir. Dosya kapsamından, davacının şikayeti üzerine davalılar aley-hinde mala zarar verme suçundan soruşturma yapıldığı ve delil yeter-sizliği nedeniyle takipsizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Konusu suç oluşturan eylemlerle ilgili yemin teklifi ve eda edilmesi hukuki so-nuç doğurmaz. İspat edilemeyen maddi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken yemin teklifine icabet etmeyen davalıların maddi tazminatla sorumlu tutulmaları usul ve yasaya aykırıdır.

➣ 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m. 352.

➣ 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 226.

D

avacı Mehmet vd. vekili Avukat Ş.K. tarafından, davalı Fatma vdl. aley-hine 19/03/2010 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair veri-len 24/03/2011 günlü kararın Yargıtay’ca inceveri-lenmesi davalılar Fatma, İlyas, Mevlüt, Semra tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin

ka-●

bulüne karar verildikten sonra, tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat istemi-ne ilişkindir. Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüistemi-ne karar verilmiş; ka-rar, davalılar Fatma, İlyas, Semra, Mevlüt tarafından temyiz olunmuştur.

Davacılar vekili; davacı Mehmet ve davalı Fatma’nın evli olup şiddetli geçimsizlik sonucu ayrılıkları sebebi ile Fatma’nın şahsi eşyalarını almak için daha önce ortak konut olarak kullandıkları davacı Abide’ye ait daireye diğer davalılar ile birlikte geldiğini, davalıların, davacı Mehmet’e ait şahsi ev eşyalarına ve davacı Abide’ye ait eve zarar verdiklerini, ayrıca davacı Meh-met’in davalıların sözleri ve fiilleri nedeniyle 3 gün iş ve gücünden kaldığı-nı, belirterek maddi ve manevi tazminat istemli eldeki bu davayı açmıştır.

Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davacıların isteği üzerine davalılara yemin teklif edilmiş, davalılardan Mevlüt ile İlyas dışındaki diğer davalılar yemin davetiyesine icabet edip, ye-min edasında bulunmuşlardır.

Mahkemece, gerek Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturma dosyası gerek-se tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde ev eşyaları ile meskene veri-len zararın davalılar tarafından yapılıp yapılmadığının kanıtlanamadığı, fakat yemin delilinin kesin delil olduğu gerekçesi ile yemin davetiyesine icabet et-meyen davalılar Mevlüt ve İlyas’tan bilirkişi raporu ile belirlenen maddi taz-minatın tahsiline, davalılardan Fatma ile Semra’nın davacı Mehmet’e etkili eylemde bulunduğunun doktor raporu, savcılık soruşturması ve tanık beyan-ları ile sabit olduğu belirtilerek davalılar Fatma ve Semra’nın manevi tazmi-natla sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.

Davacı Mehmet’in şikayeti üzerine, Cumhuriyet Savcılığı’nca davalılar hakkında mala zarar verme suçundan soruşturma yapılmış, davacının iddiası dışında delil elde edilemediğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Konusu suç oluşturan eylemlerle ilgili olarak yemin teklif edile-mez (HUMK. md. 352). Somut olayda bu konuda yemin teklif edilmesi ve yeminin eda edilmesi hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle ispatlanamayan maddi tazminat davasının tümden reddedilmesi gerekirken yemin teklifine icabet etmeyen davalılar Mevlüt ve İlyas’ın maddi tazminatla sorumlu tutul-maları doğru değildir.

Öte yandan dosya içerisinde bulunan 25/06/2009 tarihli davacı Mehmet’e ait doktor raporunda anksiyete bozukluğu nedeniyle 3 gün istirahat verildiği,

darp ve cebir izine rastlandığına dair bir ibarenin bulunmadığı görülmüştür.

Gerek işbu mahkeme dosyasında gerekse soruşturma dosyasında davalıların davacı Mehmet’e karşı darpta bulunduğuna dair herhangi bir tanık beyanının olmadığı, kaldı ki davacının dahi darp edildiğine dair bir iddiası bulunmadığı, yine davacı tarafça diğer davacı Abide yararına manevi tazminatı gerektirecek bir eylemden bahsedilmediği dikkate alındığında davalılardan Fatma ile Sem-ra’nın davacı Mehmet’e etkili eylemde bulunduğu gerekçesi ile davacılar ya-rarına manevi tazminata hükmedilmesi doğru değildir. Bu kapsamda davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BO-ZULMASINA, ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 10.10.2012 Esas: 2012/15659 Karar: 2012/19152

Kamulaflt›rmas›z El Atma – Kamulaflt›rma ‹fllemi Tafl›nmaz Malikine Tebli¤ Edilmedikçe Kesinleflmifl Bir Kamulaflt›rmadan Söz Edilemez

ÖZET: Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşın-mazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili talebine ilişkindir. Kamulaş-tırma işlemi, taşınmaz malikine tebliğ edilmedikçe kesinleşmiş bir kamulaştırmadan söz edilemez. Somut olayda da kamulaştırma işle-mi tebliğ edilmeişle-miştir. Bu durumda, davalı idarenin taşınmaza el at-tığı kabul edilerek mahallinde keşif yapılarak alınacak sonuca göre karar verilmelidir.

➣ 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu m. 11.

T

araflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen hükmün Yargıtay’ca

ince-●

lenmesi, davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra, gereği görüşülüp düşü-nüldü:

Karar

Dava, kamulaştırmasız el atılarak enerji nakil hattı geçirilen taşınmazın, irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

Davaya konu taşınmazın kamulaştırıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyadaki bilgi ve belgelerden, kamulaştırma işleminin taşınmaz malikine tebliğ edilmediği anlaşıldığından, kesinleşmiş bir kamu-laştırma işleminden söz edilemez.

Bu durumda, davalı idarenin taşınmaza el attığı gözetilerek, mahallinde keşif yapılıp alınacak rapor sonucuna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle reddine dair hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıkla-nan nedenlerle H.U.M.K.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazine’ye irad kaydedilmesine, 10.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 25.09.2012 Esas: 2012/8532 Karar: 2012/12164

Kira Alaca¤›na Dayal› Yap›lan Takipte Borçlu Kirac›ya Ödeme Emri Tebli¤ Edilmedi¤i Halde Yapt›¤› ‹tiraz›n Hukuki De¤eri Olmay›p ‹tiraz›n Kald›r›lmas› ‹stenemez

ÖZET: Dava, itirazın kaldırılması talebine ilişkindir. Ödeme emri tebliğ edilmeden itiraz ve ödeme süreleri işlemeye başlamaz. Bu nedenle ödeme emri tebliğ edilmediği halde yapılan itirazın hukuki değeri

yoktur. Somut olayda, borçlu kiracıya ödeme emri tebliğ edileme-miştir. Bu durumda borçlunun itirazının hukuki değeri bulunmadı-ğından itirazın kaldırılması talebinin reddi gerekir.

➣ 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 269.

İ

cra mahkemesince verilmiş bulunan karar; davalı Serpil tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, icra takibine yapılan itirazın kaldırılmasına ilişkindir. Mahkemece davalılardan kefil Keskin yönünden davanın reddine, davalı Serpil’in itirazı-nın kadırılmasına karar verilmiş, karar davalılardan Serpil vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davaya ve takibe dayanak yazılı kira sözleşmesi 01/04/2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, davalılardan kiracı Serpil ile davacı arasında dü-zenlenmiştir. Davacı, 06/04/2011 gününde başlatmış olduğu icra takibi ile ödenmediğini iddia ettiği aylar kiralarının tahsilini talep etmiş, icra müdürlü-ğünce bu taleple ilgili takip talebi düzenlenmiş ve davalı borçluya 30 gün ödeme ve 7 gün itiraz süreli 13 örnek ödeme emri gönderilmiştir.

Ancak, icra dosyasının incelenmesinde düzenlenen bu ödeme emrinin, davalı borçlu kiracı Serpil’e tebliğ edilemediği, ödeme emri ekli tebligatın ic-ra dosyasına bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Borçlulardan Serpil’e öde-me emri tebliğ edilöde-mediğinden itiraz ve ödeöde-me süreleri işleöde-meye başlamaz.

Borçlunun takibi haricen öğrenip icra dairesine itiraz etmesi yasanın emredi-ci hükümleri karşısında duruma etkili değildir. Bu durumda davalının vaki itirazının hukuki bir değeri bulunmadığından alacaklı davalı Serpil yönünden itirazın kaldırılması isteğinde bulunamaz. Mahkemece, davanın reddine ka-rar verilmesi gerekirken, davalı borçlu kiracının itirazının süresinde yapıldı-ğından bahisle davacının itirazın kaldırılması talebinin incelenmesi doğru de-ğildir.

Karar bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, is-tek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25/09/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 16.05.2012 Esas: 2012/4602 Karar: 2012/7371

‹tiraz›n Kald›r›lmas› Davas›nda 6 Ayl›k Süre ‹tiraz Tarihinden De¤il ‹tiraz›n Alacakl›ya Tebli¤i Tarihinden ‹tibaren

Hesaplanmal›d›r

ÖZET: Dava, itirazın kaldırılması ve tahliye talebine ilişkindir. Alacaklı, icra takibine yönelik itirazın kendisine tebliğinden itibaren 6 aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını icra mahkemesinden isteyebilir. Başka bir anlatımla, dava açma süresi itiraz tarihinden değil, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten başlar. Bu nedenle itirazın alacaklıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.

➣ 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 269.

İ

cra mahkemesince verilmiş bulunan karar; davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kâğıtlar okunup, gereği görüşü-lüp düşünüldü.

Dava, kira alacağının tahsili istemi ile yapılan takibe vaki itirazın kaldı-rılması, kiralananın tahliyesi ve icra inkar tazminatının tahsiline ilişkindir.

Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.

İİK’nun 269/3. maddesi gereğince alacaklı icra takibine yapılan itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içerisinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir.

Somut olayda, davacı kira alacağının tahsili istemi ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatmış, ödeme emrinin tebliği üzerine 04.01.2011 tarihinde da-valı borca itiraz etmiştir. Davacı alacaklı tarafından 15.08.2011 tarihinde itira-zın kaldırılması talep edilmesi üzerine, mahkemece davanın itirazdan itibaren altı ay içerisinde açılmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. Yukarıda be-lirtildiği üzere, davacı alacaklı, itirazın kaldırılmasını itirazın kendisine tebliğ edilmesinden itibaren altı ay içerisinde icra mahkemesinden isteyebileceğin-den, mahkemece itirazın alacaklıya tebliğ edilip edilmediği araştırılarak sonu-cuna göre işin esasının incelenmesi itiraz tarihinden itibaren altı ay içerisinde dava açılmadığından bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.

Karar bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK’nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16/05/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ

Tarih: 16.02.2012 Esas: 2011/14303 Karar: 2012/2216

Outline

Benzer Belgeler