C. AsayiĢ
1. Kolluk Görevlileri
SubaĢı485
, Osmanlıların ilk dönemlerinde Ģehrin güvenliğinden sorumlu bir memurdu. Bir bölgenin fethi gerçekleĢtikten sonra, fethin tescili olarak bölgeye kadı ve dizdar tayin edilirken Ģehrin muhafazasında subaĢı da görevlendirilirdi486. Ancak zaman içinde subaĢının yetkileri geniĢletilmiĢ ve subaĢı sadece Ģehrin güvenliğinden sorumlu bir memur olmaktan çıkarak malî konularda da bazı yükümlülükleri yerine getirmeye baĢlamıĢtır. Bu bağlamda subaĢı hem bâd-ı hevâ adı altında tahsil edilen vergileri toplayan hem de Ģehirde asayiĢi sağlayan bir görevliydi487.
SubaĢı, Osmanlı Devleti‟nde baĢlangıçta merkezden tayin edilirken 16. asır sonlarından itibaren beylerbeyi ve sancak beyleri tarafından tayin edilmeye baĢlanmıĢtı488. Ġstanbul subaĢısı ise, sadrazam tarafından tayin edilirdi489. SubaĢıların
atanması konusunda Akdağ, Ġstanbul‟un dört kaza bölgesine tek bir subaĢı tayin
482
Ġlber Ortaylı, Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti‟nde Kadı, Kronik Yay., Ġstanbul 2017, s. 83.
483 Yücel Özkaya, 18. Yüzyılda Osmanlı Toplumu, YKY, Ġstanbul 2010, s. 231. 484
HRŞS, nr. 147, s. 84, 15 Rebiülâhir 1137.
485 Türk Devletlerinde eski bir askeri unvan olup “sü” ve “baĢ” kelimelerinin birleĢmesiyle meydana
gelmiĢtir. Sü ve baĢ “ordu kumandanı”, “asker baĢı” demekti. XVI. asrın baĢlarından itibaren “subaĢı” Ģeklinde kullanım yaygınlaĢmıĢtır. J. H. Kramers, “Sü-BaĢı”, MEB, İA, C. 11, Ġstanbul 1979, s. 98-99; Mücteba Ġlgürel, “SubaĢı”, DİA, C. 37, Ġstanbul 2009, s. 447.
486
Ġlgürel, “SubaĢı”, s. 447.
487 Ergenç, XVI. Yüzyılda Ankara ve Konya, s. 69-70.
488 Ġlber Ortaylı, Türkiye İdare Tarihi, Türkiye Ortadoğu Amme Ġdaresi Enstitüsü, Ankara 1979, s.
198.
489
edildiğini ve bu uygulamanın XVI. yüzyılın baĢlarından itibaren kaldırıldığını belirtir. Yine Akdağ‟ın verdiği bilgiye göre, XVI. yüzyılın ikinci yarısında Ģehir ve kasabalara subaĢı atama yetkisi sancakbeylerine devredilmiĢ ve aynı yüzyıl içerisinde Ġstanbul‟un sancakbeyi olan kaptan paĢa Ġstanbul‟daki dört kadılığa subaĢı atama yetkisini elinde bulundurmuĢtu490. Konu hakkında sicillerde yer alan kayıtlardan
tespit edebildiğimiz kadarıyla subaĢının atanması, görevlendirildiği bölgedeki vergi gelirlerinin hangi birimin tasarrufu altında olduğuyla yakından iliĢkilidir. ġöyle ki, Ġstanbul Gümrüğünden491
Edirnekapı haricinde olan Küçük Haslar subaĢılığı, Ġstanbul Gümrük emini Hüseyin Ağa tarafından “ber vech-i emanet” usulüyle 1090 senesi Zilkadesi‟nin on beĢinci gününden itibaren Hüseyin ÇavuĢ‟a492
ve yine aynı yıl ġaban‟ın yirmi birinci gününde Süleyman Ağa‟ya bırakılmıĢtı493
. 1706 senesinde Ġstanbul Gümrüğünden Haslar subaĢılık mukataasını bir seneliğine aydan aya 42 kuruĢ vermek koĢuluyla Osman Ağa iltizama almıĢtı494. Söz konusu gümrüğe bağlı
subaĢılık mukataası, Gümrük Emini Mustafa tarafından 1707 senesi Safer ayından bir sene tamamına değin Mehmed ve Lütfullah Ağa‟ya495
ve 1708 senesi Muharrem ayının gurresinden bir sene tamamına değin Haseki Mehmed Ağa‟ya 450 kuruĢa iltizama verilmiĢti496
. Bu ifadelerden de anlaĢıldığı üzere gümrük emini, sur dıĢında gümrük mukataası dâhilindeki vergileri (yava ve kaçkun, beytü‟l-mâl ve sair rüsumat) iltizamen subaĢı vasıtasıyla toplamakta ve subaĢıyı görevlendirme yetkisini de elinde bulundurmaktaydı. Öte taraftan sur dıĢında Ġstanbul gümrük vergisi gelirlerini toplama iĢini ve aynı zamanda subaĢılık görevini 1700 senesinde Receb Ağa497
, 1704 senesinde Seyyid Mahmud Ağa498 ile 1706 senesinde Mahmud oğlu
490 Mustafa Akdağ, Türkiye‟nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, YKY, Ġstanbul 2010, s. 428,-433.
491 Ġstanbul gümrüğü, merkez maliyesine bağlı bir mukataadır. Bu gümrüğe bağlı vergi kalemleri
baĢka kiĢilerce emaneten, iltizamen ya da nezareten yönetilmekteydi. Kocakaplan, İstanbul
Gümrüğü, s. 55, 60.
492 Eyüb (Havâss-ı Refîa) Mahkemesi 90 Numaralı Sicil, s. 568. 493 Eyüb (Havâss-ı Refîa) Mahkemesi 90 Numaralı Sicil, s. 551. 494
HRŞS, nr. 124, s. 97, 15 ġevval 1118.
495 HRŞS, nr. 125, s. 121, gurre-i Safer 1119. Gümrüğe bağlı Haslar subaĢılığı mukataası, 1707 senesi
Safer gurresinden zabt eylemek üzere Mehmed Ağa adlı kiĢiye deruhte edilmiĢti; ancak bu kiĢinin, reaya ile arasında Ģiddetli geçimsizlik olup, Ģikâyet edilmesi üzerine azledilmiĢ ve subaĢılık mukataası bahsi geçen Haseki Mehmed Ağa‟ya 400 kuruĢa iltizama verilmiĢti. HRŞS, nr. 125, s. 120, gurre-i Safer 1119.
496 HRŞS, nr. 125, s. 93, gurre-i Muharrem 1120.
497 “Haslar‟da bi‟l-fi„il subaşı ve beytü‟l-mâl kabzına me‟mûr olan Receb Ağa”, “bi‟l-fi„il Haslar
subaşısı Receb Ağa”, “Haslar‟da subaşı ve beytü‟l-mâl emini olan Receb Ağa b. Abdullah” HRŞS,
Ahmed Bey, Ahmed Çelebi oğlu Seyyid Mahmud Çelebi, Mehmed oğlu Mustafa Bey499, yukarıda adı geçen Osman Ağa ifa etmiĢtir. 1710 senesinde ise Süleyman Ağa, Haslar subaĢısı olarak görev yapmıĢtı500
.
Vakıf sınırları dâhilinde yer alan subaĢılığa ait gelir kalemleri ise, vakıf mütevellileri tarafından iltizam usulü ile Ģahıslara deruhte edilmekteydi. Nitekim Eyüp‟te Eyüp el-Ensârî vakfına bağlı arazilerdeki vergilerlerin mukataa usulüyle tahsil edildiği görülmektedir. Bu vergiler, sicil kayıtlarında yer alan mukavelelerde Ģu Ģekilde sıralanmaktadır:
“Eyyûb ihtisâbı, resm-i kantâriyyesi, bâc-ı pazar, ihtisâb ve subaşılığa müteallik cüz„î ve külli mahsȗlâtı ve yine medine-i mezbȗrenin subaşılığı ve bâd-ı hevâsı ve subaşılığa müteallik rüsȗmât bi-esrihim vakf-ı şerîfe mahsûl kaydolunmak…”
Bu bağlamda Eyüp subaĢılığı, 1705‟te Ömer BeĢe‟ye 52.000 akçeye501
; 1712‟de Ömer BeĢe‟ye502
ve 1713‟te Ġsmail BeĢe‟ye 46.000 akçeye bir sene tamamına değin iltizama verilmiĢti503. Görüldüğü üzere, vakfın gelir kaynakları
iltizam usulüyle toplanmakla beraber subaĢılığa bağlı vergilerin iltizama verilmesiyle mültezim, vergi topladığı alanda asayiĢin sağlanması sorumluluğunu da üzerine
498 “Mahmiye-i İstanbul gümrüğü mülhakâtından Edirnekapısı hâricinde Haslar subaşısı ve zâbit ve
avâbık olan işbu sâhibü‟l-kitâb es-Seyyid Mahmud Ağa…” HRŞS, nr. 122, s. 41, 8 Zilkade 1116.
499
“Mahmiye-i İstanbul gümrüğü mülhakâtından Edirnekapısı hâricinde Haslar‟da bi‟l-fi„il subaşı ve
yave ve âbık zabtına mem„ûr olan işbu sâhibü‟l-kitâb es-Seyyid Ahmed Bey b. Mahmud”, “Mahmiye-i İstanbul gümrüğü mülhakâtından Edirnekapısı hâricinde Haslar subaşı ve zâbit ve avâbık olan Mustafa Bey b. Mehmed…” HRŞS, nr. 124, s. 41, 44, 49 (2 Rebiülâhir 1118, 8
Cemaziyelevvel 1118, 19 Cemaziyelâhir 1118, 25 Cemaziyelâhir 1118).
500 HRŞS, nr. 129, s. 16, 6 Cemaziyelâhir 1122.
501 “Hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -aleyhi rahmetü‟l-Bârî- hazretlerinin evkâf-ı şerîfeleri akârâtından
olup medîne-i mezbûrenin ihtisâbı ve resm-i kantâriyyesi ve bâc-ı pazarı ve ihtisâba müte„allik cüz‟î ve küllî mahsûlâtı Eyyûb‟un subaşılığı ve bâd-ı hevâsı ve subaşılığa müteallik rüsûmâtı bi- esrihim ve vakf-ı şerîf mahsûl kayd olunmak işbu bin yüz on altı senesi martı ibtidâsından bir sene- i kâmile tamâmına değin işbu ba„isü‟t-temessük Ömer Beşe nâm kimesneye elli iki bin akçeye der- uhde ve tefvîz mezbûr dahi minvâl-i meşrûh üzre kabul etmeğin meblağ-ı merkûm beher şehr dörder bin üç yüz otuz akçeye taksit olunup mezbûr Ömer Beşe mah-be-mah taraf-ı vakfa edâ ve teslîm etmeğin…” HRŞS, nr. 122, s. 65, 10 Zilkade 1116. 1704 senesi martı baĢlangıcından itibaren
söz konusu vakıf gelirlerini toplama iĢini uhdesine alan Hasan Bey, her ay ödemesi gereken hâsılatı teslim edemediğinden, H. 1116/ M. 1705 senesine mahsuben Receb gurresi-Mart evveline kadar aydan aya 4.083 akçe ödemek Ģartıyla vergilerin tahsili Ömer BeĢe‟ye ihale edilmiĢti. (HRŞS, nr. 122, 73, 15 Receb 1116). Görünen o ki, mukavele süresi tamamlandıktan sonra Ömer BeĢe, vakfa ait vergilerin toplanma iĢini tekrar uhdesine almıĢtı.
502 HRŞS, nr. 130, s. 12, evvel-i Mart 1124. 503
almaktaydı. 1712 tarihli bir baĢka kayıtta, Sultan Bâyezid Camii evkafından olan Haslar ve çevresinde cürm-i cinayet, bad-ı heva, müjdegane, arusane, kaçgun-ı kul, cariye, beytü‟l-mâl-ı amme ve hassa ve mal-ı gaib ve mal-ı mevkuf gibi vakfa ait gelirler Ahmed Ağa ve Mehmed Ağa‟ya tefviz edilmiĢti504
. 1713‟te söz konusu vakfın gelirleri Ahmed Ağa‟ya 600 kuruĢa505, 1714‟te Hacı Abdurrahman Ağa‟ya
700 kuruĢa506
ve 1715‟te Hacı Abdulkadir Ağa‟ya 700 kuruĢa507 deruhte edilmiĢti. Yukarıda vurguladığımız malî yükümlülüklerini bir tarafa bırakırsak subaĢı, yetkili kılındığı bölgede kamu düzeni ve güvenliğini sağlamakla sorumlu aslî görevlilerden biridir. SubaĢı, Ģikâyet üzerine veya kolluk görevi esnasında usulsüz davranıĢ sergileyen kiĢileri yakalayarak mahkemeye intikal ettirir ve gerektiğinde teftiĢ yapardı. 1 Kasım 1704 tarihinde, Eyüp‟te subaĢı olan Ömer BeĢe, AĢçıbaĢı Mahallesi ahalisinin Ģikâyeti üzerine Mevlana Mehmed Efendi ve mahalle ileri gelenleriyle birlikte Hatice Hatun‟un menzilinde teftiĢ yapmıĢtı508. 2 Ağustos 1710
tarihli kayıtta ise, Edirne Kapısı haricinde Haslar subaĢı olan Süleyman Ağa, zabiti olduğu Haslar‟da Süleyman SubaĢı Mahallesi‟nde uygunsuz hal içerisinde oldukları haber verilen kiĢilerin mahkeme yetkililerince yerinde teftiĢ edilip sorgulanmaları için talepte bulunmuĢtu509
.
SubaĢı, yave ve kaçkın zabtına da memur edilirdi. Örneğin 1701‟de Eyüp subaĢısı Halil oğlu Hasan Bey‟in510, 1706‟da Haslar subaĢısı Seyyid Abdullah
Çelebi‟nin yave ve kaçkın zabtına memur oldukları anlaĢılmaktadır511. BaĢıboĢ
bulunan hayvan veya kaçak köle subaĢıya teslim edilirdi. SubaĢı, muhafaza altına aldığı köle veya hayvan için mahkemeden nafaka talebinde bulunurdu512. SubaĢı
yetkisi dâhilindeki bu görevi yürütürken vekil tayin edebilirdi. Ġstanbul gümrüğüne
504 HRŞS, nr. 130, s. 11, 3 Safer 1124. 505 HRŞS, nr. 130, s. 71, 15 Safer 1125. 506 HRŞS, nr. 132, s. 50, 25 Safer 1126. 507 HRŞS, nr. 135, s. 36, Mart 1127. 508 HRŞS, nr. 122, s. 25, 3 Receb 1116. 509 HRŞS, nr. 129, s. 16, 6 Cemaziyelâhir 1122.
510 “…medine-i hazret-i Ebâ Eyyûb el-Ensârî radıya anhu Rabbühü‟l-Bâri‟de bi‟l-fi„il subaşı ve yava
ve âbık zabtına me‟mûr Hasan Bey b. Halil…” HRŞS, nr. 121, s. 9, 17 Cemaziyelevvel 1113.
511 “Mahmiye-i İstanbul gümrüğü mülhakâtından Haslar‟da subaşı ve yave ve âbık zabtına mem„ûr
olan işbu ba„is‟ü‟l-kitâb es-Seyyid Abdullah Çelebi b. Ahmed…”, HRŞS, nr. 124, s. 21, 2
Rebiülâhir 1118.
512
bağlı Edirnekapı haricinde Haslar SubaĢısı ve zâbıt-ı âvâbık olan Seyyid Mahmud Ağa, Yusuf Bey‟i vekil tayin etmiĢ ve Silivrikapı haricinde yakalanan bir kölenin hukukî iĢlemleri Yusuf Bey tarafından yürütülmüĢtü513
. Diğer taraftan 27 Nisan 1700 tarihinde, Haslar subaĢısı olan Receb Ağa tarafından vekil tayin edilen Hüseyin oğlu Ahmed Çelebi, Emir Buhârî Mahallesi‟nde hayvan alım satımıyla ilgili bir meselenin soruĢturulması için görev almıĢtı514
.
b. AsesbaĢı, Çorbacı ve Haseki
SubaĢı, görevlerini ifa ederken emri altındaki asesbaĢı adı verilen yardımcısıyla birlikte kolluk görevini yürütüyordu515
. Asesler kentin gece bekçileriydi; gece boyunca kentin güvenliğini sağlamak asesbaĢının esas görevlerinden biriydi516. Kadı sicillerinde, toplumsal düzeni bozucu davranıĢlar
sergileyen kiĢilerin kovuĢturulması ve zanlıların mahkeme huzuruna çıkarılması gibi durumlarda asesbaĢının genelde subaĢı ile birlikte görev aldığı görülür517. Ayrıca adlî
bir olayın etraflıca soruĢturulması ve hâdisenin meydana geldiği yerde inceleme yapılması için asesbaĢı görevlendirilirdi518. Bu görevleri ifa ederken asesbaĢı, yargı
makamlarının kararları doğrultusunda suçluları tutuklayıp cezalandırma yetkisine sahipti. Mantran‟ın belirttiğine göre, tutuklanan suçlular Baba Cafer Zindanı‟na gönderilmekte; eğer ağır bir suç oluĢturan fiil varsa, emir üzerine suçlu asesbaĢı tarafından infaz edilebilmekteydi519
.
SubaĢı ve asesbaĢı dıĢında Ģehrin asayiĢinin muhafazasında görev alan kolluk kuvvetlerinden biri de çorbacılardır. Çorbacı, Yeniçeri ve Acemi ocaklarının bölük veya orta kumandanlarına verilen bir unvandı520. Çorbacılar, kumandanları altındaki bölüğün her türlü iĢinden sorumlu tutulmakla birlikte dıĢ hizmetlerde asayiĢi
513 HRŞS, nr. 122, s. 41, 10 Zilkade 1116; nr. 128, s. 44. 514 HRŞS, nr. 116, s. 8, Zilkade 1111.
515 Akdağ, Türkiye‟nin İktisadi ve İçtimai Tarihi, s. 430-431. 516 Mantran, 17. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul, C. 1, s. 146. 517
Eyüb (Havâss-ı Refîa) Mahkemesi 82 Numaralı Sicil, s. 189; Eyüb Mahkemesi (Havâss-ı Refîa) 90
Numaralı Sicil, s. 599; HRŞS, nr. 129, s. 75, 29 Zilkade 1122.
518 Bâb Mahkemesi 46 Numaralı Sicil, s. 211.
519 Mantran, 17. Yüzyılın İkinci Yarısında İstanbul, C. 1, s. 146. 520
sağlamak için de görevlendirilirdi521. Evliya Çelebi‟nin verdiği bilgiye göre,
çorbacılar her gece sabaha dek kol gezip suçluları yakalar, bağlar ve kapılarına gönderip onların haklarından gelirdi522
.
Çorbacı, Eyüp‟te kolluk gücünün önemli bir parçasını oluĢturuyordu. Belgelerde “Eyyûb kolluğu çorbacısı” tanımlaması yapılır ki, bu durum Eyüp Ģehrinin güvenliğinden sorumlu özel bir güvenlik biriminin olduğunu gösterir. Eyüp çorbacısı, genellikle zanlıların mahkemeye celp ettirilmesinde vazife alırdı. Örneğin 2 Eylül 1706 tarihli belgede darp ve yaralama iddiasıyla davalının Eyüp çorbacısı tarafından mahkemeye intikal ettirildiği bilgisi yer almaktadır523. Adlî vakalarda,
çorbacıların kamu düzenini sağlamak adına subaĢı ile birlikte vazife aldığına sıklıkla karĢılaĢılmaktadır. 14 Mart 1693 tarihli diğer bir sicil kaydında, Eyüp Ģehri subaĢısı Ahmed oğlu Ali Bey ile Eyüp kolluğu çorbacısı Osman oğlu Ömer Ağa tarafından Eyüp Ġskelesi yakınındaki odalarda uygunsuz davranıĢları olan kiĢiler mahkemeye getirtilmiĢ ve ifadeleri alınmıĢtı524. Daha erken tarihli bir kayıtta ise Eyüp çorbacısı
Ġbrahim Ağa ile subaĢısı Ali Bey, kazaen ölen Haçuk ve Nordik adlı zimmîlerin cesetlerinin keĢfinde görev almıĢtı525
.
Eyüp‟te güvenlik ve asayiĢi sağlamakla görevli personel için tahsis edilmiĢ bir mekânın olduğundan söz etmek mümkündür. ġöyle ki, Ġstanbul‟un belirli noktalarında Yeniçeri ağasına bağlı kolluk binalarının olduğu bilinmektedir. Yeniçeri ağasının gözetiminde olan yeniçeriler barıĢ zamanlarında Ġstanbul‟da güvenlik iĢlerini yürütmekle görevliydi ve bu hizmete “kulluk/kolluk” denilmekteydi. Ġstanbul‟daki kolluklar Büyükkaraman, Küçükkaraman gibi bulundukları bölgenin yahut bağlı olduğu askerî birliğin adını almaktaydı526. Aynı Ģekilde Eyüp‟te de Ģehrin
ismiyle adlandırılan bir kolluk binasının olduğu527
ve bu binanın Eyüp Ġskelesi
521 Özcan, “Çorbacı”, s. 370.
522 Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, 1. Kitap, s. 48. 523 HRŞS, nr. 124, s. 35, 23 Cemaziyelevvel 1118. 524 HRŞS, nr. 117, s. 16, 7 Receb 1104.
525
Eyüb (Havâss-ı Refîa) Mahkemesi 49 Numaralı Sicil, s. 196.
526 Abdülkadir Özcan, “Osmanlı Ġstanbul‟unda Kolluk Hizmetleri ve Modern Anlamda Ġlk Karakol
TeĢkilatının Kurulması”, XIII. Türk Tarih Kongresi, 4-8 Ekim 1999 Kongreye Sunulan Bildiriler, C. 3/3, Ankara 2002, s. 1753-1755.
527
civarında528, Mısır Beylerbeyi Abdurrahman PaĢa‟nın türbesinin yanında yer aldığı
anlaĢılmaktadır529.
Eyüp‟te karĢımıza çıkan inzibat memurlarından bir diğeri de bostancı hasekileridir. Bu unvan, sarayın Bîrun kısmında hizmet veren Bostancı Ocağı‟nın ileri gelen bir sınıfına mensup olanlar ve Osmanlı askerî teĢkilatında çeĢitli hizmetlerde görev alanlar için kullanılırdı530. Kadı sicillerine yansıdığı kadarıyla
bostancı hasekileri diğer kolluk güçleri gibi Ģehrin güvenliğinden ve Ģüphelilerin mahkeme huzuruna çıkarılmasından sorumluydu. Nitekim 20 Kasım 1704 tarihinde, öldürme suçundan yakalanan kiĢiler Hüseyin Haseki tarafından mahkemeye getirilmiĢti531. 1713 senesinde, Yenikapı haricindeki Emânî Çelebi, Merkez Efendi,
Ġlyaszâde ve Hacı Mahmud mahalleleri ahalisi, Yorgi adlı zimmînin uygunsuz davranıĢlarından Ģikâyetçi olmuĢ ve bu Ģahıs, haseki tarafından mahkemeye celp ettirilmiĢti532
.
Bostancılar, Ġstanbul‟da kamusal düzeni bozanlara gerekli uyarıları yapar; eğer aynı menfi davranıĢlarını devam ettirirlerse onları yakalayarak hapsederdi533
. Dolayısıyla kovuĢturması yapılan Ģahıslar, yargılama süresince “bostancıbaĢı ağa habsinde” tutuklu bulunabilirdi. Örneğin Cami-i Kebir Mahallesi‟nden Hüseyin oğlu Mehmed adlı Ģahıs Karlık denilen mevzide yaralı bir halde bulunmuĢ ve evine götürülmüĢtü. Mehmed‟in evine gidilerek keĢif yapılmıĢ ve burada ifadesi alınmıĢtı. Mehmed ifadesinde, kendisini KalemtıraĢçı oğlu olarak bilinen Hüseyin‟in darp ve cerh ettiğini beyan etmiĢti. Sonrasında mağdur yarasından ötürü vefat etmiĢ ve davanın görüldüğü zaman diliminde Hüseyin, bostancıbaĢı ağa hapsinde tutulmuĢtu534
.
528
“…vech-i meşrûh üzre fermân ile yeniçeri ağası hazretlerine sipâriş olunup lakin iskele başında
olan kolluklara tenbih olunduğunda zabtı mümkün olmayıp…” HRŞS, nr. 122, s. 72, 13 Receb
1116; “…Eyyûb‟da vâki iskelesinde olan kolluk tarafından…” HRŞS, nr. 124, s. 94.
529 Eyüb (Havâss-ı Refîa) Mahkemesi 74 numaralı sicil, s. 146. 530 Abdülkadir Özcan, “Haseki”, DİA, C. 16, Ġstanbul 1997, s. 369. 531
HRŞS, nr. 122, s. 33, 22 Receb 1116.
532 BOA, MHM.d, nr. 121, s. 124, sıra 703, 20 Ramazan 1125.
533 Murat Yıldız, Bahçıvanlıktan Saray Muhafızlığına Bostancı Ocağı, Yitik Hazine Yay., Ġstanbul
2011, s. 123.
534