• Sonuç bulunamadı

Eyüp‟te Suç, Suçlu ve Yargılama Süreci

C. AsayiĢ

2. Eyüp‟te Suç, Suçlu ve Yargılama Süreci

Eyüp kazası Ģer„iyye sicillerinde darp, yaralama ve kasten adam öldürme gibi kiĢinin hayat hakkına yapılmıĢ müdahaleleri içeren suçlarla ilgili pek çok dava kaydı bulunmaktadır. Bu tür davalarda genelde mağdurun kendisi veya yakınlarının mahkemeye müracaatı üzerine dava sürecinin baĢladığı anlaĢılmaktadır. Davacı tarafından Ģikâyetin mahkemeye iletilmesinin akabinde Ģehrin asayiĢ ve güvenliğinden sorumlu kolluk kuvvetleri tarafından sanık mahkemeye getirtilir ve tarafların ifadesi alınırdı. Örneğin Yenikapı haricinde Çırpıcı (?) Çayırı yakınlarındaki mevzide maktul bulunan ġahin oğlu Bostânî Ali‟nin öldürülmesi hâdisesiyle ilgili olarak AyĢe ve Ümmühani adlı hatunlar, Hüseyin Haseki aracılığıyla mahkemeye getirtilmiĢti. Davacı, maktulün akrabası Bostânî Mustafa olup mahkemede, bahsi geçen hatunların Çırpıcı Çayırı civarında birkaç eĢkiya tarafından tacize maruz kaldığını ve bu sırada Bostânî Ali‟nin rast gelip onları kurtarmak isterken darp edilmek suretiyle öldürüldüğünü beyan etmiĢti. Hâdise, AyĢe ve Ümmühani hatunlara sorulduğunda onlar da Bostânî Mustafa‟nın verdiği ifadeyi teyit etmiĢler ve olay kayıt altına alınmıĢtı535

.

Adam öldürme, darp ve yaralama fiillerinde mağdur veya mağdurun yakınları olay yerinde muayene ve müĢahede yapılması yönünde mahkemeye talepte bulunabilirdi. Bu doğrultuda naib, subaĢı, çukadar, muhzır gibi görevliler ile ahaliden bazı kiĢilerin katılımıyla oluĢturulan heyet olay yerine giderek inceleme yapardı. KeĢif yapılmak suretiyle hâdisenin nasıl vuku bulduğu, mağdurun hangi uzuvlarından yaralandığı, yarasının durumu ve olayda kullanılan suç aleti kayıt altına alınırdı. Örneğin Eyüp‟te bakkal olan Nikola oğlu Rizo adlı zimmî, kardeĢinin oğlu Yorgi oğlu Yani‟nin dükkânında yatarken, sabaha karĢı kimliği tespit edilemeyen bir Ģahıs tarafından darp edilip bıçak ile yaralandığını beyan etmiĢ, muayene ve müĢahede yapılması yönünde mahkemeye talepte bulunmuĢtu. Mahkeme, olay yeri incelemesi için Mevlana Mehmed Efendi‟yi görevlendirmiĢtir. Mehmed Efendi belgede isimleri yer alan Müslümanlarla birlikte keĢif için olay yerine gitmiĢti. Heyet, yaralıyı muayene etmiĢti. Yaralının sol tarafında karnında ve sol tarafında

535

arkasında bıçak yarası olduğunu tespit edip olayın meydana geliĢiyle ilgili mağdurun ifadesini almıĢtı. Mevlana Mehmed Efendi hâdiseyi yerinde yazıp, Çukadar Mustafa BeĢe ve Muhzır Halil‟le beraber mahkemeye gelerek mesele hakkında bilgi vermiĢ ve olay sicile kaydedilmiĢti536

.

ġahsa karĢı iĢlenen suçlarla ilgili faillerin ne tür bir ceza ile cezalandırıldığına dair malumatın mahkeme kayıtlarında çoğunlukla belirtilmediği görülmektedir. Ancak mağdur veya mağdurun mirasçıları failden diyet talebinde bulunabilir ve aralarındaki anlaĢmazlığı araya aracıların girmesiyle sulh yoluyla çözebilirdi. Örneğin TakyecibaĢı Mahallesi‟nden bıçak ile sol boĢ böğründen yaralanan ve aldığı yaradan dolayı vefat eden Mehmed BeĢe‟nin mirasçıları, olayda suçladıkları Hasan adlı Ģahıstan dem ve diyet talep etmiĢlerdi. Ancak Hasan‟ın suçu inkâr etmesi üzerine taraflar arasında anlaĢmazlık vuku bulmuĢ ve araya aracıların girmesiyle 60 kuruĢ karĢılığında anlaĢmaya varılmıĢtır537

. Benzer davalarda herhangi bir bedel ödemeden de taraflar aralarında sulh anlaĢması yapabilirdi538

.

Mahkeme kayıtlarında, kazaen meydana gelen yaralama ve ölüm hâdiseleriyle de karĢılaĢılmaktadır539. Bunlar içerisinde dikkat çeken 7 ġubat 1718

tarihinde Mısırlı Mustafa adlı kiĢinin kazaen kendisini yaralama hâdisesidir. Mısırlı Mustafa, cebeci yoldaĢlarından Hüseyin adlı gençten davacı olmuĢ ve mahkemede hâdiseyi ayrıntılı bir Ģekilde tasvir etmiĢtir:

“İşbu târih-i kitâb günü mezbûr Hüseyin benimle ava gitmek murâd edip ve bir tüfenk getirip ma„an Ayvansaray İskelesi‟nden kayığa binip Yavedûd İskelesi karşısına vardığımızda tüfenki ben doldurup mezbûr Hüseyin‟e tüfenki verip at deyü iki defa teklîf eylediğimde ol dahi ben atmam havf ederim sen at demekle ben dahi elinden alıp ba„dehu havaya attığımda bi-emrillâhi te„âlâ tüfenk parelenub kendi sun„umla (?) sol elimin başparmağına düşürüp ve sol kaşımın üstüne dahi isâbet eylemiştir.” 536 HRŞS, nr. 122, s. 14, 28 Cemaziyelâhir 1116. 537 HRŞS, nr. 133, s. 71, 10 ġevval 1126. 538 HRŞS, nr. 139, s. 16, selh-i Safer 1130. 539 HRŞS, nr. 122, s. 53; nr. 123, s. 44; nr. 124, s. 25 (15 Zilhicce 1116/ 13 Cemaziyelevvel 1117/ 17 Rebiülâhir 1118).

Bu hâdisede kasıt olmadığı için Mısırlı Mustafa tartıĢmadan men edilmiĢ ve gerekçesi de Ģu Ģekilde açıklanmıĢtı: “Mecrûh Mısırlı Mustafa‟nın kendi tasvîr-i meşrûhu üzre da„vâsı meşrû„a olmayıp Cebeci Hüseyin‟e sual dahi tevcîh etmemeğin…540

Adam öldürme, darp ve yaralama olaylarında çoğunlukla bıçak541; ayrıca

taĢ542

, sopa543, asâ544, odun545, kürek546, tüfek547, kazık tokmağı548, satır549 gibi aletler kullanılmıĢtır. Bu fiilleri iĢleyen faillerin suç profillerine (cinsiyet, yaĢ, etnik kimlik) bakıldığında gençlerde ve çocuklarda suç eğilimine örnek gösterebilecek davaların olduğu tespit edilmektedir. Fethi Çelebi Mahallesi‟nden Çubukçu Seyyid Hacı Ömer, Otakçılar Sokağı‟nda GöztaĢçı demekle maruf Osman‟ın genç yaĢtaki oğlu (Ģâbb-ı emred) Salih tarafından darp edilmiĢ ve ara bulucular vasıtasıyla davasından feragat ettiği kaydedilmiĢtir550. BaĢka bir davada Ġbrahim Çelebi‟nin oğlu Ġsmail, Ali

Ağa‟nın kölesi Arap Ali ve Ali Çelebi‟nin oğlu Hüseyin adlı çocuk (mürâhik), NiĢancı PaĢa Camii yakınında Fındık Mehmed adlı Ģahsı darp ve cerh etmiĢler ve taraflar 18 kuruĢ karĢılığında sulh yapmıĢlardı551. Diğer bir kayıt da gençler arasında vuku bulan yaralama olayıdır. Koca Kasım PaĢa Mahallesi‟nden genç yaĢtaki (Ģâbb-ı emred) Mehmed, Çömlekçiler ÇarĢısı‟nda Kalaycı Ali‟nin küçük (sagir) oğlu Mehmed tarafından bıçak ile darp ve cerh edilmiĢtir. Mehmed davacı olmuĢ ve uzlaĢtırıcıların araya girmesiyle 50 para karĢılığında sulha varmıĢlardı552

. Benzer bir hâdiseye 7 Ekim 1709 tarihli sicil kaydında da rastlanılmaktadır. Hasan oğlu Ali‟nin

540 HRŞS, nr. 139, s. 17, 6 Rebiülevvel 1130. 541

HRŞS, nr. 122, s. 9, 14; nr. 123, s. 19; nr. 124, s. 35; nr. 125, s. 85 (17, 28 Cemaziyelevvel 1116/ 15 Rebiülâhir 1117/ 23 Cemaziyelevvel 1118/ 10 Cemaziyelevvel 1117).

542 HRŞS, nr. 126, s. 90, 2 ġaban 1121. 543 HRŞS, nr. 133, s. 101, 21 Muharrem 1127. 544 HRŞS, nr. 141, s. 61, 5 Receb 1132. 545 HRŞS, nr. 140, s. 84, gurre-i ġaban 1131. 546 HRŞS, nr. 129, s. 79, 12 Zilhicce 1122. 547 HRŞS, nr. 128, s. 60, 16 Rebiülevvel 1124. 548 HRŞS, nr. 124, s. 26, 28 Rebiülâhir 1118. 549 HRŞS, nr. 130, s. 64, 29 Muharrem 1125. 550 HRŞS, nr. 147, s. 6, 27 Cemaziyelevvel 1138. 551 HRŞS, nr. 126, s. 44, 25 Rebiülâhir 1121. 552 HRŞS, nr. 126, s. 59, 20 Cemaziyelâhir 1121.

küçük oğlu Mehmed, AyĢe adlı kadının küçük oğlu Ali‟yi taĢ ile baĢından darp edip yaralamıĢtı. Bu davada da taraflar 3 kuruĢ üzerine sulh etmiĢlerdi553

.

Gayrimüslimler arasında darp ve yaralama hâdiseleriyle ilgili davaların da mahkemeye yansıdığı görülmektedir. TakyecibaĢı Mahallesi‟nden Ġstrato ile Kostantin arasında çıkan kavgada Kostantin bıçak ile Ġstrato‟yu darp ve cerh etmiĢti. Ġstrato Ģikâyetçi olmuĢ; ancak davalının inkâr etmesiyle aralarında çıkan anlaĢmazlık araya aracıların girmesiyle meccânen sonuca bağlanmıĢtır554. BaĢka bir kayıtta, Safer adlı Ermeni, Eyüp‟te Tokmaktepe denilen yerde Artin adlı Ģahıs tarafından taĢ ile sol gözünden yaralanmıĢtı. Taraflar, uzlaĢtırıcı kiĢilerin vasıtasıyla 15 kuruĢ üzerine sulh yapmıĢlardı555. Diğer taraftan gayrimüslimler ile Müslümanlar arasında darp ve

yaralamadan doğan hâdiseler de mahkeme kayıtlarına yansımıĢtır556. Ġfadelerden

anlaĢılacağı üzere, darp ve yaralama olaylarında taraflar, belli bir bedel karĢılığında aralarındaki anlaĢmazlığı sulh yoluyla çözmüĢler ya da davacı, karĢı tarafın suçlamayı reddetmesi ve araya aracıların girmesi üzerine meccânen yani her hangi bir bedel talep etmeden davasından feragat etmiĢtir.

Cinsiyet açısından adlî vakalar değerlendirildiğinde, kadınların darp ve yaralama gibi fiillerde fail olduğu göze çarpmaktadır. 8 Ocak 1715 tarihinde, Mustafa adlı Ģahıs, ġerife AyĢe adlı kadın tarafından değnek ile darp ve cerh edilmiĢti. Ancak ġerife AyĢe hâdiseyi inkâr ve yemin teklif edildiğinde ise yeminden kaçınmıĢtı. Bunun üzerine Eyüp kadısı, ġerife AyĢe aleyhine tazir kararı vermiĢti. Kararın uygulanması için ġerife AyĢe‟nin evine birkaç kez gidilmiĢ; ancak kendisi dıĢarı çıkmamıĢ ve emre itaat etmediği gerekçesiyle evinin mühürlenmesine karar verilmiĢti557. Bir baĢka kayıtta ise Ģiddete maruz kalan bir kadındır. Halil adlı Ģahıs,

sopa ile Hatice Hatun‟u darp edip yaralamıĢtı. Hatice Hatun Ģikâyetçi olmuĢ; ancak davalı inkâr etmiĢti. UzlaĢtırıcıların araya girmesiyle taraflar 630 akçe üzerine anlaĢmıĢlardı558

. 23 Nisan 1715 tarihli sicil kaydında ise, bir kadının hakaret suçuyla itham edildiği görülür. Evlice Baba Mahallesi‟nde oturan Ġsmail Çelebi, zikredilen

553 HRŞS, nr. 126, s. 90, 2 ġaban 1121. 554

HRŞS, nr. 130, s. 1, 5 Receb 1124.

555 HRŞS, nr. 136, s. 58, 5 ġevval 1127.

556 HRŞS, nr. 140, s. 84; nr. 147, s. 11 (gurre-i ġaban 1131/ 23 Cemaziyelâhir 1138). 557 HRŞS, nr. 133, s. 106, 2 Muharrem 1127.

558

tarihten bir gün önce Ebubekir kızı ġerife Fatma‟nın kendisine küfrettiğini iddia etmiĢ559; ancak ġerife Fatma, kendisine istinat ettirilen suçu reddetmiĢti. Bunun

üzerine davacıdan iddiasını ispat etmesi istenmiĢti560

. Bu davada Ġsmail Çelebi, iddiasını iki Ģahit aracılığıyla ispatlamıĢ ve hâdise sicile kaydedilmiĢti561

.

Tetkik edilen dönemde, had suçları kapsamında değerlendirilen hırsızlık, gasp, zina, sarhoĢ olmak gibi adlî vakaların Eyüp Ģehrinde yaĢandığı sicil kayıtlarından tespit edilmektedir. Örneğin 17 Kasım 1718 tarihinde, Evlice Baba Mahallesi‟nde oturan Ġsmail ve Ġbrahim, belirtilen tarihten 10 gün önce Ġdris KöĢkü yakınında Mustafa, Mehmed ve Hasan adlı kiĢiler tarafından bıçak ile darp ve mecruh edilip sarık, fes, kavuk gibi eĢyaları gasp edilmiĢti. Ġsmail ve Ġbrahim‟in Ģikâyeti üzerine Eyüp mahkemesine intikal eden bu davada, davacılar mahkemede bulunmayıp Süleyman Çelebi tarafından temsil edilmiĢti. Mahkemede hazır bulunan Mustafa, Mehmed ve Hasan suçlamayı reddetmiĢ; arabulucuların araya girmesiyle davacılar, kendilerini darp ve eĢyalarını gasp eden Mehmed, Hasan, Mustafa adlı kiĢiler ile 28 kuruĢ karĢılığında sulh yapmıĢlardı562

. 9 Mayıs 1718 tarihli sicil kaydında ise, Kiremitçi Süleyman Mahallesi‟nde mumcu dükkânında sakin olan Ġstamo ve Nikola adlı zimmîler, dükkânda mevcut olan sermaye ve eĢyanın çalınıp dükkânda sakin olan hizmetçi Dimitri‟nin öldürüldüğünü ve olayın kim tarafından yapıldığını bilmediklerinden gerek mahalle ahalisinden ve gerekse dükkânın bulunduğu debbağlar mevkiindeki debbağ esnafından dava ve talepleri olmadıklarını beyan etmiĢlerdi563. Failin kim olduğu bilinmediğinden mahalle ahalisi ve debbağ

esnafının hâdiseden sorumlu tutulmadığı anlaĢılmaktadır.

BaĢka bir sicil kaydında dikkat çeken bir husus da bir gasp olayında asayiĢten sorumlu olan bir subaĢının olayın faili olmasıdır. Hâdisenin vuku bulduğu esnada Haslar subaĢısı olan Hacı Ebubekir yanında bir Kıpti ile birlikte, akĢamüzeri Edirnekapı‟ya gelen ve kapı kapalı olduğu için sur içine geçemeyen attar Ömer

559 “…târih-i kitâbdan bir gün mukaddem bana şütûm-ı galiza ile şetm edip bana âr lâhık olmağla…”

HRŞS, nr. 133, s. 26, 18 Rebiülâhir 1126.

560 Osmanlı muhakeme usulünde ispat vasıtaları Ģahitlik, yemin ve yeminden kaçınmadır. Ayrıntılı

bilgi için bkz. Abdülaziz Bayındır, İslam Muhakeme Hukuku: Osmanlı Devri Uygulaması, Ġslami Bilimler AraĢtırma Vakfı, Ġstanbul 1986, s. 141-223.

561 HRŞS, nr. 133, s. 26.

562 HRŞS, nr. 139, s. 69, 23 Zilhicce 1130. 563

Çelebi‟yi odalarına götürüp, sonra Emir Buhârî yakınında çayırda sopa ile darp ederek üzerindeki değerli eĢyaları gasp etmiĢlerdi. Ömer Çelebi Ģikâyetçi olmuĢ; bu esnada Kıpti firar etmiĢ, yakalanan Hacı Ebubekir ise suçlamayı inkâr etmiĢti. Bunun üzerine Ömer Çelebi ile Hacı Ebubekir arasında anlaĢmazlık vuku bulmuĢ, sonrasında taraflar 70 kuruĢ karĢılığında anlaĢmıĢlardı564

. Mahkemeye intikal eden hırsızlık ve gasp davalarında genellikle olayın tespiti yapılmakta ve bu tür suçlar için hangi cezaî yaptırımların uygulandığı konusunda bilgi verilmemektedir. Ancak söz konusu davada, Hacı Ebubekir‟in mesleği “Kiremitçi Subaşı Mahallesi‟nden olup bundan akdem Haslar subaşısı olan” Ģeklinde belirtilmiĢti. Görünen o ki, suça karıĢan Hacı Ebubekir‟in görevine son verilmiĢti.

Eyüp Ģehrinde, ortak yaĢam alanı olan mahalle birimlerinde gayriahlâkî hâdiselerin yaĢandığı tespit edilmektedir. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti‟nde güvenliğin sağlanmasında ve kamusal düzenin muhafaza edilmesinde sadece kolluk kuvvetleri değil, aynı zamanda mahalle yönetiminden sorumlu olan imamlar ve mahalle ahalisi de görev alırdı. Buradan hareketle elimizdeki mahkeme kayıtlarında, mahalle ahalisinin “kendi halinde olmayan” ve “fısk üzere olan” Ģahısları mahkemeye ihbar etmek suretiyle çevrelerinde vuku bulan gayriahlâkî olaylara sessiz kalmadıkları açık bir Ģekilde görülmektedir. Nitekim 6 Kasım 1704 tarihinde, AĢçı Mahallesi imamı Mustafa Efendi ve müezzini Ahmed Efendi ile cemaatten sekiz kiĢi mahkemeye müracaat edip, mahallede sakine olan Saraylı Hatice isimli hatunun “kendi halinde olmayıp menziline nâ-mahrem kimesneler ve avretler getirip fısk u fücûrdan hâlî olmamağla” diyerek Ģikâyetçi olmuĢlardı. Saraylı Hatice daha önceleri mahkeme tarafından birçok kez uyarılmıĢ; ancak aynı hal üzere olmaya devam etmiĢ ve bu yüzden ahali tarafından Saraylı Hatice Hatun‟un mahalleden ihracı istenmiĢtir. Mahkeme, Saraylı Hatice‟ye evini baĢka bir mahalleye nakletmesi hususunda tembihte bulunmuĢtu565. 1706 tarihli diğer bir sicil kaydında da Fethi Çelebi Mahallesi‟nin ileri gelenleri, mahallede oturan AyĢe adlı mühtediyenin kendi halinde olmayıp namahrem kiĢilerle görüĢtüğünü, nice defa uyarılmasına rağmen uygunsuz fiillerine devam ettiğini beyan etmiĢlerdi. Hatta Pedros adlı bir Ermeni elinde bıçak

564 HRŞS, nr. 124, s. 80, 9 Zilkade 1118. 565

ve koynunda taĢ ile AyĢe‟nin evine giderken mahalle ahalisi tarafından yakalanmıĢtı. Bundan mütevellit ahali, AyĢe‟nin baĢka bir mahalleye naklolunmasını talep etmiĢti. Mahkeme, AyĢe‟nin mahalleden ihraç edilmesine karar kılmıĢtı566. Bu iki örnekte, ihraç kararı alınmadan önce zanlıların davranıĢlarını düzeltmeleri yönünde tembih edildikleri, Ģayet toplumun ahlâk yapısına aykırı fiil ve davranıĢlarda ısrarcı olmaları üzerine mahalleden ihraçlarına karar verildiği anlaĢılmaktadır.

Ġncelediğimiz dönemde Eyüp Ģehrinde, iki erkeğin de zina suçuyla ilgili olarak hakkında Ģikâyet olmuĢtu. Bunlardan biri CebecibaĢı Mahallesi‟nde oturan Hüseyin oğlu Mehmed BeĢe‟dir. Mahalle ahalisi mahkemede, Mehmed BeĢe‟nin daima sarhoĢ (lâ-ya‟kıl) dolaĢtığını, gece gündüz bozgunculuk çıkaranlar ile gezip fısk halinde olduğunu, nice defa kendi halinde olması için tembih eylediklerini; ancak uslanmadığını beyan etmiĢlerdi567. Hakkında Ģikâyet olan diğer kiĢi Zeynep

Hatun Mahallesi‟nde oturan Ahmed adlı Ģahıstır. Bu davada da mahallenin ileri gelenleri, Ahmed ve zevcesi Hanife‟nin kendi hallerinde olmadıklarını, daima evlerinde erazil kimseleri ve namahrem kadınları getirip “fısk ve fücûr” içinde olduklarını ifade etmiĢlerdi568. Her iki davada mahalleli, uygunsuz davranıĢlarından

ötürü bu kiĢilerin baĢka mahalleye naklolunmasını talep etmiĢlerdi. Mehmed BeĢe ve Ahmed, mahkemede baĢka bir mahalleye naklolmak hususunda söz vermiĢlerdi. Verilen örneklerde toplumun ahlâk yapısına aykırı davranıĢlara karĢı uygulanacak cezai müeyyideler konusunda mahalle ahalisinin talebinin mahkemece dikkate alındığı görülmektedir. Denilebilir ki, mahalle ahalisi bu tür olaylarda yaptırım gücüne sahipti.

Eyüp‟te suç mahallerine bakıldığında darp, yaralama ve cinayet hadisleri yol569, çarĢı570, iskele571, dükkân önü572, dükkân içi573, iĢletme574, oda575 gibi yerlerin 566 HRŞS, nr. 124, s. 32, 9 Cemaziyelevvel 1118. 567 HRŞS, nr. 129, s. 48, 16 ġaban 1122. 568 HRŞS, nr. 130, s. 62, 23 Muharrem 1125. 569 HRŞS, nr. 141, s. 41, 11 Rebiülâhir 1132. 570 HRŞS, nr. 132, s. 22, 5 Rebiülâhir 1125. 571

HRŞS, nr. 122, s. 9; nr. 140, s. 84, (17 Cemaziyelevvel 1116/gurre-i ġaban 1131).

572 HRŞS, nr. 124, s. 81, 18 Zilkade 1118.

573 HRŞS, nr. 122, s. 14, 28 Cemaziyelevvel 1116. 574 HRŞS, nr. 133, s. 101, 21 Muharrem 1127. 575

yanı sıra bayır576

, tarla577, çayır578 gibi açık alanlarda vuku bulmuĢtu. FuhuĢ hâdiseleri ise, yukarıda yer verilen örneklerde görüldüğü üzere, genellikle evlerde gerçekleĢmekteydi. Diğer taraftan sur dıĢında nüfus yoğunluğunun seyrek olduğu yerlerde konumlanan bostanlar, bu mekânsal konumlarından dolayı olsa gerek, kanunlara mugayir bazı davranıĢların sergilendiği alanlar olarak göze çarpmaktadır. Güvenilir olmayan kiĢilerin bu mekânları mesken tuttukları; cinayet gibi olayların yine bu alanlarda meydana geldiği tespit edilmektedir. Nitekim BayrampaĢa bostanında küfeci olan Kirko, bostanda uyurken Osman adlı kiĢi tarafından tüfek ile vurulmuĢtu579

. Eyüp‟te Kara Mustafa PaĢa bostanında kiracı olan Yorgo isimli zimmî, aynı bostanda bahçıvan olan Yusuf adlı kiĢinin bostana erazil kiĢiler getirdiğini ve bu kiĢilerin kendisine zarar verdiğini beyan ederek Yusuf‟tan Ģikâyetçi olmuĢtu580. Sur dıĢında Serviler, Koğacı, Ġbrahim Ağa, Debbağzade bostanlarında

bostancı olan AnastaĢ, PraĢko, Marko, Lefter ile Hasan Ağa bostanında küfeci olan Petro adlı Ģahısların söz konusu bostanlara içki getirip sattıkları ve uygunsuz davranıĢlar içerisinde oldukları bildirilmiĢ ve bostanlardan ihraç edilmeleri talep edilmiĢti581. ġikâyet edilen bahçıvan Yusuf ve diğer beĢ bostancı kefil göstererek bu

hal ve durumlar içerisinde bulunmayacakları yönünde söz vermiĢlerdi.

Ġncelenen sicil kayıtlarında, suçu sabit olan kiĢilere ne tür cezaların verildiğinin çoğunlukla kaydedilmediğini ifade etmiĢtik. Yukarıda sadece darp ve yaralama hâdisesinde fail olan bir kadına tazir cezası verildiğini belirtmiĢtik. Bunun dıĢında, 1715‟te, bostancıbaĢı ağa hapsinde olan Osman oğlu Mustafa adlı Ģahsın 100 günden beri zincir ile mahpus olduğu kaydedilmiĢ; ancak Mustafa‟nın hangi suçtan dolayı yargılanıp hapsedildiği açıklanmamıĢtır. Sadece “hasmı Ebubekir Ağa” ifadesine yer verilmiĢtir. Dolayısıyla bu kiĢiyle aralarında vuku bulan bir husumetten ceza aldığı anlaĢılmaktadır. Bu kayıtta dikkat çeken diğer bir husus Mustafa‟nın tahliye edilme gerekçesi ve sürecidir. Zanlının babası Osman, oğlu Mustafa‟nın hasta olduğunu ve hastalığının günden güne Ģiddetlendiğini, birkaç gün daha mahpus

576 HRŞS, nr. 123, s. 19, 15 Rebiülâhir 1117. 577 HRŞS, nr. 126, s. 49, 19 Cemaziyelevvel 1121. 578 HRŞS, nr. 122, s. 33, 22 Receb 1116. 579 HRŞS, nr. 128, s. 72, 19 Rebiülâhir sene 1124. 580 HRŞS, nr. 132, s. 76, 1125. 581 HRŞS, nr. 128, s. 52, 23 Safer 1124.

yatarsa iyileĢmesinin güçleĢeceğini; eğer hasmı Ebubekir Ağa yeniden davacı olursa oğlunun mahkemeye ihzarını sağlayacağını ve bunun için kefil olduğunu beyan ederek oğlunun salıverilmesini talep etmiĢti. Bunun üzerine “Osman‟ın oğlu olup hâlen izzetlü bostancıbaşı ağa habsinde olan Mustafa‟nın nefsine ve hasmı zuhûr edip mutâlebe ettikte ihzârına…” Ģartıyla arzuhal sahibi Osman dâhil dört kiĢi Mustafa‟nın Ģahsına kefil olmuĢ ve tahliyesine karar verilmiĢtir582. Ġfadelerden de

anlaĢıldığı üzere suçlu, hastalığı sebebiyle ve Ģahsına kefil olunması suretiyle salıverilmiĢti. Kefaletle tahliye kararlarında kefilleri de bağlayıcı hükümler yer alırdı. Nitekim Mustafa‟nın salıverilmesi sonrasında kefiller sorumluluklarını yerine getiremedikleri takdirde kürek cezasına çarptırılacaktı583

.

582 HRŞS, nr. 135, s. 1, gurre-i ġaban 1127.

583 “…gadr olunur ise küfelâsı küreğe vaz„ şer„imle sebîli tahliye olunmak…” HRŞS, nr. 135, s. 1,

II. BÖLÜM

EYÜP’TE SOSYAL HAYAT

A. Ana Hatlarıyla Ġstanbul Nüfusu ve Eyüp’te Ġskân